"Euro/dolar paritesi 1,05 olacak"

Ernst&Young, Euro Bölgesi'nde temerrüde düşme tehlikesi atlatılmakla birlikte, kriz sürdüğünü ve işsiz sayısının 2011'de 16,8 milyona dayanacağını belirtti.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

İSTANBUL - Euro Bölgesi Tahminleri'ne (Eurozone Forecast-EEF) göre, Euro/dolar paritesi 2011 sonuna kadar 1,05'e gerileyecek, ancak Euro bölgesi toparlanmaya başladıktan sonra bu oran biraz yükselecek.

Ernst&Young'ın 3 ayda bir yayınladığı EEF sonuçlarına göre, Euro bölgesinde temerrüde düşme tehlikesi atlatılmakla birlikte, kriz sürüyor.

EEF, bölgenin büyüme hızına yönelik tahminini bu yıl için yüzde 0,8'e, 2011 için de yüzde 1,3'e düşürdü. Ayrıca yayına göre, Euro bölgesinde yaşanan büyük sorunları çözmek için gerekli olan yapısal reformlar hayata geçirilmezse, özellikle Güney Avrupa ülkelerinde, 1990'larda Japonya'da olduğu gibi "kayıp bir 10 yıl" yaşanabilecek.

Avrupa'da iki ayrı büyüme hızının gözleneceğine işaret edilen EEF'de, 2010-2012 döneminde Euro bölgesinin Kuzey Avrupa'daki başlıca ülkeleri olan Almanya, Fransa, Hollanda ve Belçika'da yıllık GSYİH artış hızının ortalama yüzde 1,7 olacağı, Güney Avrupa'da ise eksi yüzde 0,1 olarak gerçekleşeceği tahmin ediliyor.

Kuzey Avrupa'da durumun nispeten olumlu görünmesi, Almanya ve Hollanda gibi ülkelerin yıllardır süren üretkenlik artışı ve ücretlerin makul bir düzeye düşürülmesi nedeniyle yüksek bir rekabet gücüne ulaşmaları ve dünya ekonomisinde güçlü bir toparlanmanın avantajlarından yararlanacak pozisyona kavuşmaları ile kuzey ülkelerinde gerçekleştirilmesi gereken mali reformların çok büyük yük getirmeyecek olmasından kaynaklanıyor.

"Euro zayıflamaya devam edecek"

EEF tahminlerine göre, Euro/dolar paritesi gelecek yılın sonuna kadar 1,05'e gerileyecek, Euro bölgesi toparlanmaya başladıktan sonra bu oran biraz yükselecek.

Euro bölgesindeki bazı ülkelerin maliye politikalarının sürdürülebilirliği konusundaki kaygılar ve temeldeki sorunlara karşı oldukça kayıtsız kalınması Euro üzerinde büyük baskı oluştururken, halen 1,20 civarında olan Euro/dolar paritesi 2006 yılı başından bu yana en düşük seviyesinde bulunuyor. Euronun, dolar karşısındaki değer kaybı 2010 başından bu yana yüzde 20'ye ulaştı.

Büyümenin yavaş seyretmesi ve enflasyonist risklerin olmaması nedeniyle EEF, Avrupa Merkez Bankası'nın 2011 yılı ortalarına kadar faiz oranlarını değiştirmeyeceğini tahmin ediyor.

"İşsiz 16,8 milyon olacak"

Yayına göre, yatırım hacminin geçen yıl keskin bir düşüşle yüzde 14 daraldığı bölgede, 2010'da yüzde 2,8 daha daralma yaşanacak. Tahminlere göre, 2011 yılından sonra yatırımlar bir ölçüde toparlanacak ancak 2014'te dahi kriz öncesi rakamlara ulaşılamayacak.

Ekonomideki belirsizlikler nedeniyle şirketlerin yeni personel alımını ertelemeleri sonucunda Euro Bölgesi'nde 2012 yılından önce düşmeyeceği öngörülen işsizlik oranının 2014 yılına kadar yüzde 9,4'e ineceği öngörülüyor. Halen 16 milyon olan işsiz sayısının ise artışını sürdürerek, gelecek yılın ilk yarısında 16,8 milyona dayanacağı tahmin ediliyor.

EEF'ye göre, gelirlerin azalması beklentisi sonucunda, özel tüketim harcamaları bu yıl da, geçen yılki düşük seviyesinde kalacak.

"Büyük reform lazım"

Çok çeşitli dengesizliklere ve yapısal zayıflıklara çözüm getirmek için büyük reformlar yapılması ihtiyacı vurgulanan EEF tahminlerine göre, ülke borçları krizi de Euro bölgesindeki ilgili kurumların para birliğini kalıcı olarak sağlayamadıklarını ve buna çözüm olarak politikalarda koordinasyon gereğini ortaya çıkardı.

Ernst & Young Eurozone Forecast'in Kıdemli Ekonomi Danışmanı Marie Diron, kamu finansmanını bir düzene oturtmanın önem taşıdığını, ancak açıklarını finanse etme ve borç refinansmanında sorun yaşamayan ülkelerin bile bir an önce açıklarını azaltma yoluna gitmelerinin büyümeyi olumsuz etkileyeceğini kaydetti.

Ayrıca ülke borçları krizi nedeniyle önümüzdeki 5 yıl boyunca Euro bölgesinin büyüme hızının ABD'dekinin yüzde 1-2,5 altında seyredeceğini belirten Diron, istihdam konusunda da 2010-2014 döneminde ABD ekonomisinde 10 milyonun üzerinde yeni iş yaratılırken, Euro bölgesinde istihdam düzeyinin ancak korunabileceğini vurguladı.

 

 

 

Bu konularda ilginizi çekebilir