"Gerçek demokrasilerde basın hürdür"

Basın Konseyi Başkanı Pınar Türenç, "Oysa gerçek demokrasilerde basın hürdür. Sansür edilemez. Bu, dünyanın kabul ettiği demokratik bir kuraldır" dedi.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

İSTANBUL - Basın Konseyi Başkanı Pınar Türenç, Bahçeşehir Üniversitesinin Beşiktaş Yerleşkesi'nde düzenlenen Basın Konseyi Üyeler Genel Kurulu'nda yaptığı konuşmada, Türkiye'de basın sektörünün zor bir dönemden geçtiğini söyledi.   

Demokrasilerin olmazsa olmazının basın özgürlüğü olduğunu ifade eden Türenç, toplantıya katılan üniversite öğrencilerine seslenerek, "Sizlerin böyle bir demokrasi anlayışının egemen kılındığı iklimde büyümeniz biz gazetecileri çok düşündürüyor. Oysa gerçek demokrasilerde basın hürdür. Sansür edilemez. Bu, dünyanın kabul ettiği demokratik bir kuraldır. İşleyen demokrasilerde yasaklar, özgürlüklere müdahaleler kabul edilemez. Bağımsız ve özgür medya ifade özgürlüğüyle ancak yaşatılabilir. Basın özgürlüğü açık toplumlarda yaşamsal bir unsurdur. Yönetimlerin hesap verebilir olması bu şeffaflığın özgür basın tarafından izlenmesi de asıldır" diye konuştu.  

"Basının ötekisi, yanlısı olmaz"

Twitter'a erişimin tedbir amaçlı engellenmesinin hukuka aykırı olduğunu, kararla 12 milyon kullanıcının ifade özgürlüğünün kısıtlandığını kaydeden Türenç, şunları söyledi:  

"Kararın gözden geçirilmesi gerekir. Otoriter ülkelerde, Asya, Güney Amerika ve Doğu Avrupa'daki bir avuç ülkede devletçe kapatılan sosyal medya, şimdi de Türkiye'de özgürlük çığlıkları atmakta. Gazetelerin baskı altında oldukları bir dönemde sosyal medyada nefes almaya çalışan milyonların yeniden ifade özgürlüğüne kavuşabilmesini istiyoruz. Biz ne Güney Koreyiz ne Belarusuz ne de İranız. Özgürlükleri içine sindirmiş, tam demokrasinin yaşandığı özgür basın iklimi yaşama mücadelesi veren Türkiye'nin gençleri olarak sizlerin çok daha fazla hakkınız olduğuna inanıyoruz. Telefon talimatlarıyla işten atılan gazetecilerin olmasını da istemiyoruz. Oluşturulan havuzlardaki milyon dolarlarla, gazete ve televizyonların kamu ihalelerine girenlere satılmasını basın özgürlüğü adına sakıncalı buluyoruz. Hatta el değişen gazetelerin sahiplerinin kim olduğunu bile gazetecilerin de bilmemelerini anlamakta zorlanıyoruz. Basının ötekisi, yanlısı olmaz. Hükümet yanlısı basın da özgür basın olamaz."  

Açılış konuşmalarının ardından gazeteciler Balçiçek İlter, Prof. Dr. Haluk Şahin, Tufan Aytav ve Tuncay Özkan'ın katılımıyla "Basın Meslek İlkeleri ve Siyaset" konulu söyleşi düzenlendi. Söyleşiyi TBMM Başkanı Cemil Çiçek de dinledi.  

Özkan'ın gözleri doldu 

MLKP davasında müebbet hapis cezasına çarptırılan gazeteci Füsun Erdoğan'ın cezevinden gönderdiği mektubun okunduğu toplantıda, Ergenekon davasında tahliye edilen gazeteci-yazar Tuncay Özkan da konuştu. 

Özkan, Füsun Erdoğan'ın mektubunda söz ettiği gibi 10 dakikalık telefon konuşmasının bir haftalık cezaevi hayatını ikiye böldüğünü ifade ederek, "Hayatımızda pazartesi ve çarşamba günleri vardır. Pazartesi günleri ailenizle telefonda 10 dakika konuşursunuz. İlk 6 ay bocalarsınız. Çünkü sevgi sözcüğünü sona bırakırsanız, 'seni se..' dediğinizde telefon kapanır. Eğer ailenize sevdiklerimize yeteri kadar zaman ayırmamışsanız, hayatın herkes için güzel olmasını dilemiş ve bunun için çok çabalamışsanız, Füsun Erdoğan gibi sonuçta belirli aşamalardan sonra bunları dile getirme şansını yakalamak için çok çabalarsınız" derken gözleri doldu. 

Basın Konseyi Başkanı Türenç, TBMM Başkanı Çiçek'e günün anısına plaket takdim etti, söyleşiye katılanlara teşekkür belgesi verdi.