"Herkes bu ülkenin hukukuna uymak mecburiyetinde"

Ulaştırma Bakanı Yıldırım, Youtube internet sitesine erişimin engellenmesine yönelik eleştirilere yanıt verdi.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

İSTANBUL - Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım, Youtube internet sitesine erişimin engellenmesi konusundaki tartışmalara değinerek, "Herkes bu ülkenin hukukuna uymak mecburiyetinde. Kimsenin özgürlüğüyle internetiyle alışverişiyle işimiz yok. Türkiye bir hukuk devletidir. Hukukun gücü herkesi bağlamalıdır" dedi.

Yıldırım, İnterpromedya Araştırma Hizmetleri'nin yaptığı "Bilişim 500" araştırmasının ödül töreninde yaptığı konuşmada, Youtube internet sitesine erişimin engellenmesine yönelik eleştirilere yanıt verdi.

Türkiye'de kolaycılığın artık gelenek haline geldiğini belirten Yıldırım, şöyle konuştu:

"Bu dünya markası falan filan... 'Efendim, sen bu koskocaman firmaya nasıl kafa tutarsın'. Kim olursanız olun, evrensel hukuka inanıyorsanız, ülkelerin hükümranlığına saygınız varsa o ülkenin kurallarına uyacaksınız. 'X' ülkesinin vatandaşının, 'Y' ülkesinde geçiş üstünlüğü olmaz. Bu anlayış demokrasiyle de çağdaşlıkla da bağdaşmaz. Ne yazık ki ülkemizde bunu çağdaşlık adına savunanlar var. Acı olan budur. Herkes bu ülkenin hukukuna uymak mecburiyetinde. Kim olursa olsun kimsenin geçiş üstünlüğü yok. Onun burada gönüllü mümessilleri olabilir, ateşli savunucuları olabilir, bu bizi ilgilendirmez. Diyoruz ki 'buyurun, burada iş yapıyorsanız, buranın hukuku neyse, Fatma, Ayşe Türkiye Cumhuriyeti'nde nasıl muamele görüyorsa siz de aynı muameleyi göreceksiniz'. Kimsenin özgürlüğüyle internetiyle alışverişiyle işimiz yok. Türkiye bir hukuk devletidir. Hukukun gücü herkesi bağlamalıdır."

Ulaştırma Bakanı Yıldırım, hükümetin son günlerde aldığı bir kararla Avrupa Siber Suçlar Sözleşmesi'ne üye olma sürecini başlattığını anımsatarak, bu anlaşmaya taraf olan ülkelerin herhangi bir olay karşısında hukuki alışverişi olsun olması diğerine hemen haber vereceğini anlattı.

Bu konuyu Youtube tartışmaları ile örneklendiren Yıldırım, "Diyelim ki bir suç teşkil eden, hakaret içeren bir veri var. Youtube'u savunanlara soruyorum. 47 siteye Genel Başkan ile ilgili video koyuldu, girişimleri yaptık, bunların hepsini çıkardılar. Tek çıkarmayan Youtube'du. Hala çıkarmamışlar. Atatürk için aynı şeyi yapmıştır. Buradaki sorunumuz, biz firmalarla falan uğraşamayız. Buradaki sorun, Türkiye'yi muhatap alıp almama sorunudur. Ben bunu tenkit ediyorum. Bu ülkeyi bu kadar hafife almak, küçümsemek kimsenin hakkı değil" diye konuştu.

"Bilişimle mevzuat iyi arkadaş olmaz"

Binali Yıldırım, bilişimle mevzuatın çok iyi arkadaş olamayacağını dile getirerek, bilişimin ezberleri bozan, tutuculuğu ortadan kaldıran ve zihniyet dönüşümü yaratan bir alan olduğunu, mevzuatın ise her şeyi kontrol etmeye çalıştığını ifade etti.

"(Ben akıl için para vermem) anlayışı sona ermediği için biz burada yavaş büyüyoruz" diyen Yıldırım, bilişimin ilerlemesi gerektiğini kaydetti.

Ulaştırma Bakanı Yıldırım, ödül gecesine katılan Türkiye Bankalar Birliği Başkanı Ersin Özince'den bilişim konusunda destek isterken Sermaye Piyasası Kurumu Başkanı Vedat Akgiray'a "Sermaye Piyasası olarak vatandaşın parasını topluyorsunuz. Biraz da onlara hayrınız olsun" diye seslendi.

"Atatürk ile ilgili hassasiyeti dışarıdaki arkadaşlarımız anlamakta zorlanıyorlar"

İnterpromedya Araştırma Hizmetlerinin yaptığı "Bilişim 500" araştırmasının ödül töreninde konuşan Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK) Başkanı Tayfun Acarer, internet araçlarının sosyal ve kültürel hayatı çok fazla etkisi altına aldığını belirterek, sektördeki gelişimin lineer değil, logaritmik olduğunu dile getirdi.

Bilişim sektörü mensuplarının çok realist, popülist ve uygulanması olanaksız yaklaşımlardan kaçmaları gerektiğini ifade eden Acarer, şöyle konuştu:

"Ülke gerçeklerine ve milli mevzuata uymayan yaklaşım ve ifadelerin kamuoyunda gelişigüzel sarf edilmesini ben esefle kınıyorum. Çünkü kullanımdaki ifadeler toplumdaki geniş kitlelerin yanlış algılamalarına yol açabiliyor. Özellikle son günlerde Youtube ve Google ile ilgili yapılan tartışmalar bunun en güzel örneği... İleride karşılaşacağımız karmaşık olayların çözümüne de maruz kaldığımız bu olay ışık tutacak.

İnternette özgürlük, bu özgürlük lafının sınırlarını mutlaka çizmemiz lazım. Kişisel hakaret sitelerinden, özellikle seçim dönemlerinde buna çok rastlıyoruz, o kadar çok insan maddi, manevi mağdur oluyor, sosyal yaşantıları o kadar alt üst oluyor ki, bu konuda canı yanan insanlar bizlere 'Neden müdahale etmiyorsunuz?' diye eleştiride bulunuyor. Seçime giren bir yerel başkan adayı ile ilgili bir site açılıyor. Adam o siteyi kaldırana kadar zaten seçimi kaybediyor. Bu nedenle düzenlemelerin, hem evrensel değerlere hem de ülkelerin iç mevzuatına uygun yapılması lazım. Atatürk ile ilgili hassasiyeti nedense ya biz anlatmakta zorlanıyoruz ya da dışarıdaki arkadaşlarımız anlamakta zorlanıyor. Halbuki, aynı kuruluşlar Almanya'nın Nazilerle ilgili ABD'nin El-Kaide ile ilgili hassasiyetlerini hiç itiraz etmeden kabul ediyor."

Türkiye'nin değerlerine ve hassasiyetlerine saygı duyulması gerektiğini ifade eden Acarer, bir çok ülkede ne yapılıyorsa Türkiye'de de aynısının yapılması gerektiğini belirtti.

Acarer, Türkiye'de son dönemlerde yerli üretim ve Ar-Ge ile ilgili çok ciddi adımlar atıldığını belirterek, bazı kuruluşların ucuz iş gücü için başka ülkelerden eleman getirme çalışması içerisinde olamalarının endişe verici olduğunu vurguladı.

Enerjinin, bilişim sektörünün paylaşılmasından çok büyütülmesi için harcanması gerektiğini kaydeden Acarer, bilişim sektörünün gelişmesi açısından standardizasyon çalışmalarının tamamlanmasını çok önemsediklerini, bu konudaki mevzuat düzenlemelerinin son noktaya geldiğini ve bilişim sektörü için çok büyük gelişme kaydedileceğine inandıklarını söyledi.

Acarer, sektörün diğer ülkelere bilgi birikimi götürmesi için çevre ülkelerde çok büyük fırsatlar olduğunu, yerli ürünlerin kullanımı konusunda kamu yöneticilerinin pozitif ayrımcılık yapması gerektiğine inandıklarını belirterek, "Bu pozitif ayrımcılık suçsa 'Bu suçu da işliyorum, cezam ne ise çekerim demek lazım' diye düşünüyorum" dedi.

"Hafif tehditler alıyoruz"

Sermaye Piyasası Kurumu (SPK) Başkanı Vedat Akgiray, Türkiye'nin teknolojiyi layık olduğu düzeyde üretemediğini belirterek, eksikliğin bilgi ve yeteneği, firmaya ve paraya dönüştürecek mekanizmaları iyi kullanmamak olduğunu ifade etti.

"Teşvik ve destek istemek, yoksa bir şey yapmamak biraz tembellik oluyor" diyen Akgiray, paranın akış kanallarını iyi yönetmek gerektiğini vurguladı.

Akgiray, Türkiye'nin GSYH'sının 750 milyar dolar civarında olduğunu anımsatarak, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Türkiye'nin GSYH'sı bu sene 800 milyar doları geçecek gibi gözüküyor. Bizim şu anda aşağı yukarı 900 milyar dolar büyüklüğü olan bir borsamız olsa dünya ortalamasını yakalayabiliyoruz. Dünya ortalamasını yakalamak da bizlere artık bir heyecan vermiyor. Dolayısıyla böyle bir kaynak var aslında. Türkiye 1 trilyon dolarlık bir ekonomi üretebiliyorsa, Türkiye 1 trilyon dolarlık bir borsa üretebilir. Burada kullanamadığımız bir kaç 100 milyar dolarlık muhtemel kaynak var. Halka açılmayı yani hisse senedi yoluyla finansman bulmayı o kadar kolaylaştırdık ki Ankara'daki bazı siyasi ve bürokratlar bizi sorguluyor. 'Böyle giderse, çok kolay oldu bu iş, yarın bir gün tekerlek patlarsa başınız derde girer' diye arada bir böyle hafif tehditler de alıyoruz. Büyüme planlarınızda, yeni yatırım planlarınızda sermaye piyasaları denen bir olgu olduğunu lütfen düşünün, dikkate alın."

Bu konularda ilginizi çekebilir