"İrşat faaliyetlerinde kullanılan dil güçlendirilmeli"

Diyanet İşleri Başkanlığınca düzenlenen 4. Din Şurası kararları açıklandı

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

ANKARA - Diyanet İşleri Başkanlığınca düzenlenen 4. Din Şurası kararlarında, irşat faaliyetlerinde kullanılan genel geçer dilin, günün şartlarını ihmal etmeyen bir yetkinlikle güçlendirilmesi gerektiği vurgulandı.

Şura kararlarında, örgün ve yaygın eğitimde ayrım gözetilmeden her bireyin, özellikle de kadınların eğitim ve öğrenim hakkının korunması, kadın hakları, kadına karşı her türlü ayrımcılığın önlenmesi, kadına yönelik şiddet ve kız çocuklarının okutulması konularında başkanlığın, toplumsal duyarlılığın oluşmasına katkı sağlaması önerildi.

"Din ve Toplum" ana başlığı altında 12-16 Ekim tarihleri arasında Ankara'da toplanan, "Sosyal Problemler Karşısında Din ve Diyanet" konusunun ele alındığı şura kararları açıklandı.

Şura kararlarında, İslam'ın inanç, ibadet ve ahlak esaslarıyla ilgili işleri yürütmekle ve toplumu din konusunda aydınlatmakla görevli olan Diyanet'in her üç alanı birbirinden ayıran ya da birini diğerine karşı gerileten her tür yaklaşım ve düzenlemeye karşı gerekli duyarlılığı göstermesi, bu esasların birlik ve bütünlük içinde toplumda karşılık bulmasını sağlamak amacıyla yeterli adımlar atması istendi.

"Örselenen dini duygu ve ihmal edilen maneviyat"

"Örselenen dini duygu ve ihmal edilen maneviyatın", insanları yeni arayışlara yönelttiği belirtilerek, Başkanlığın hizmetlerinde, doğru bilgi kadar duygu eğitimine de önem verilmesi, İslam'ın temel kaynaklarından beslenen sağlıklı bir dindarlık anlayışının yaygınlaştırılması tavsiye edildi.

Modern toplumlarda yalnızlık, çaresizlik ve güvensizlik duygusunun yaygınlaştığına, şiddet, intihar ve gündelik hayattaki diğer gerilimlerin daha çok görülmeye başlandığına dikkat çekilerek, başkanlığın, dini, milli ve kültürel birikimden beslenen bir duyarlılıkla önlemler alması, toplumun akıl ve ruh sağlığının, manevi ve ahlaki değerlerin korunması için gerekli adımları atması, bu konuda çalışan diğer kurum ve kuruluşlarla işbirliğine gitmesi istendi.

İslam'ın, modern dünyada, önceki dönemlere göre daha yoğun bir şekilde tartışma konusu yapıldığı, bu süreçte İslam ve Müslümanlara karşı yapılan "itham ve saldırıların" her düzeyde örseleyici ve yıkıcı olduğu, aynı zamanda İslam dünyasındaki aşırılıkları da beslediği vurgulanarak, Din İşleri Yüksek Kurulu aracılığıyla İslam'a ve Müslümanlara yönelik saptırma, suçlama ve saldırılar karşısında kamuoyunu anında bilgilendirecek açıklamalar yapılması gerektiğine dikkat çekildi.

Dini duyguları yozlaştıran ve zayıflatan, gündelik hayatta dinin apaçık mesajlarının önüne geçen bid'at ve hurafelerle dinin ana kaynaklarının gerçek bilgisi esas alınarak mücadele edilmesi istendi.

Merkez kurulmalı

İrşat faaliyetlerinde kullanılan dilin günün şartlarını ihmal etmeyen bir yetkinlikle güçlendirilmesi gerektiği vurgulanarak, "Yer yer zayıfladığı ya da tıkandığı anlaşılan bu dilin, günümüzde tam bir karşılık bulmasını sağlayıcı düzeyde güncellenmesine ihtiyaç vardır ve Diyanet İşleri Başkanlığı bu konuda çalışma yapmalıdır" denildi.

Vaaz ve irşat hizmetlerinin toplumun bütün kesimlerinin ihtiyaç ve beklentilerini karşılayacak şekilde yürütülmesi gerektiği belirtilerek, vaaz ve irşat hizmetlerinin sorunlarını ele alan bir kongre düzenlenmesi önerildi.

Diyanet'in, dini ve sosyal gelişmelerle ilgili kapsamlı ve derinlemesine fırsat-tehdit analizleri yapması, ulusal ve uluslararası ölçekte meydana gelen gelişmeleri dikkate alarak din alanında ortaya çıkan her tür ilgi ve farklılaşmayı değerlendirerek kapsamlı ve derinlikli bilgi üretimi sağlaması için "Din ve Toplum Araştırmaları Merkezi" kurulması tavsiye edildi.

Tarihi ve turistik camilerde sunulan rehberlik hizmetlerinde, bu mekanların dini ve kültürel miras içindeki yeri ve buralarda verilen din hizmetleri hakkında bilgi verilmesi gerektiği kaydedilerek, "Bu çerçevede turizm rehberlerinin ve din görevlilerinin bu alanda eğitim almaları gerekmektedir. Diyanet, bu konuda ilgili kurum ve kuruluşlarla işbirliği yapmalıdır" denildi.

Cinsiyet

İslam'ın, cinsiyet temelli bir ayrımcılığı asla onaylamadığı vurgulanarak, şunlar kaydedildi:

"Uygar dünyada, kültürü, dili, etnik kökeni, cinsiyeti, dini, mezhep ve inancı, inancının gereği olarak sürdürdüğü yaşam biçimi veya giyim kuşamı nedeniyle kimseye, özellikle de kadınlara hiçbir hak mahrumiyeti yaşatılmamalıdır. Bu itibarla, örgün ve yaygın eğitimde ayrım gözetilmeden her bireyin, özellikle de kadınların eğitim ve öğrenim hakkının korunmasına, bütün hak ihlallerine karşı, özellikle kadın hakları, kadına karşı her türlü ayrımcılığın önlenmesi, kadına yönelik şiddet, aile içi şiddet, kız çocuklarının okutulması gibi konularda başkanlık toplumsal bir duyarlılığın oluşmasına katkı sağlamalı ve kadınların din hizmetlerinden daha etkin şekilde yararlanmasına yönelik çalışmalarına hız vermeli, kadın din görevlisi sayısı artırılmalıdır."

Yazılı ve görsel basında, zaman zaman, "din görevlisi imajı, dini sembol, temsil ve faaliyetler konusunda halkın güvenini sarsıcı nitelikte yayınlara yer verildiği" ifade edilerek, bilgisizlik ya da özensizlikten kaynaklanan bu gibi durumlarda Diyanet'in ilgilileri uyarmasının doğru olacağı belirtildi.

Çocukluk döneminde dinle ilgili soru ve merakların, doğru bilgilerle karşılanabilmesinin önemi vurgulanarak, "Anayasa'nın 24. maddesinin de gereği olan din öğretiminin, temel eğitimle birlikte başlatılması ve derslerin branş öğretmeni tarafından okutulması konusunda gerçekleştirilecek her türlü girişim desteklenmelidir" denildi.