"Kadına şiddeti jandarma önleyecek"
Avrupa Birliği (AB) Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, "Kadına şiddetin karşısında artık jandarmamız siper, bakanlıklarımız ve AB de kalkan olacak" dedi
ANKARA - AB Bakanı ve Başmüzakereci Bağış, Jandarma Genel Komutanlığı tarafından gerçekleştirilen "Kadına Yönelik Aile İçi Şiddetin Önlenmesi Projesi"nin açılışında konuştu.
Özgürlüğünü elinden almanın kadına uygulanan en vahim şiddetlerden bir tanesi olduğunu belirten Bağış, "Bugün Türkiye askeriyle siviliyle, doğulusuyla batılısıyla, genciyle yaşlısıyla, kadınıyla erkeğiyle aynı Kurtuluş Savaşı'nda olduğu gibi, aynı Çanakkale'de olduğu gibi bu ülkenin Atatürk'ün hedef gösterdiği çağdaş medeniyetler seviyesine çıkması için el eledir, omuz omuzadır, yürek yüreğedir" diye konuştu.
"Kadına şiddetin karşısında artık jandarmamız siper, bakanlıklarımız ve AB de kalkan olacak" diyen Bağış, şiddetin yasalarda değil kafalarda biteceğini söyledi. Bağış, "şiddetin toplumda kök vermesini engellemenin en önemli yolu da toplumumuzun çekirdeği olan ailedir. Eğer çekirdekte şiddet olmazsa o zaman ne yaprağında, ne budağında, ne meyvesinde şiddetin izi olmaz. Bu yüzden bizim toplumsal çekirdeğimiz olan ailelerimizle bu işe başlamamız lazım. O yüzden Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığımızı yürekten kutluyorum" dedi.
Bağış, bakanlıklarla işbirliği yapan ve AB fonu kullanan Jandarma Genel Komutanlığı'nın kadına yönelik şiddetin önlenmesi konusunda öncü rolü oynamasını önemsediklerini belirtti.
"AB'ye damsız girilmez"
Son 11 yılda kadınlara yönelik çok önemli adımlar atıldığını ve kadınların pozitif ayrımcılık uygulanan tek kesim olduğunu hatırlatan Bağış, şunları söyledi:
"AB'ye açılan kapının kilidi kadınlarımızın gönüllerindedir. Türk kökenli bir Avrupa Parlamentosu üyesinin söylediği gibi 'AB'ye damsız girilmez'. Biz kadınlarımızın toplumda hak ettiği yeri kazanması için hep birlikte çalışmalıyız ve bugüne kadar önemli başarılara imza attık. Şu anda TBMM'de kadın oranı Cumhuriyet tarihimizin en yüksek noktasındadır. Artık CEO'sundan bakanına kadar toplumun her kesiminde kadınlarımızın daha aktif bir görev aldığını görüyoruz ama yeter mi? Kesinlikle yetmez. Toplumun yarısını oluşturan kadınlarımızın yönetimde de hak ettiği noktayı yakalaması lazım."
"Şehirlerimize kadın eli değmeli"
Yerel seçimlerin yapılacağı 30 Mart tarihinin kadınların yönetimde söz sahibi olmaları açısından tarihi bir dönüm noktası olacağını belirten Bağış, "Şehirlerimize de kadın elinin değmesinin vaktinin geldiğine inanıyorum. Ümit ediyorum ki Türkiye'nin bir çok yerinde yerel yönetimlerde kadının çok daha aktif olduğunu ve çok daha farklı bir performans ortaya koyduğunu 30 Mart itibarıyla hep birlikte göreceğiz" diye konuştu.
Başbakan Erdoğan'ın Diyarbakır gezisiyle ilgili değerlendirmelerde de bulunan Bağış şunları kaydetti:
"İşte eskiden korku, dehşetin kol gezdiği Diyarbakır'da geçtiğimiz hafta sonu kadınlarımızın toplumsal barış için ne kadar arzulu olduğunu, ne kadar sevdalı olduğunu hep beraber gözlemledik. Bir zamanlar başbakanlar o topraklara, o bölgeye gittiği zaman kepenkler kapanır, çöp dağlarından başka bir şey görülmezdi ama Diyarbakır'da onbinler, hatta yüzbinler sokaklardaydı. Ben sayın bakanlarımla birlikte gözlerimle gördüm. Artık bu millet devletiyle barışık yaşamak istiyor. Bu millet kadınıyla, erkeğiyle birlikte AB standartlarının üzerine çıkmak istiyor. Cumhuriyetinin kurucusu Mustafa Kemal'in hayallerinin gerçekleştiğini, çağdaş medeniyetler seviyesinin üzerine çıkmış bir ülke olduğunu görmek istiyor. Bunu da yine hep birlikte yapacağız, hep beraber olacağız."
"Emine Hanım GATA'ya girememişti"
Bakan Bağış, konuşmasında dün hayatını kaybeden yazar Aytun Altındal ve oyuncu Nejat Uygur'u da andı.
Uygur hakkında "Yıllarca bize tebessüm ettiren, hepimizin anılarında yeri olan ve her zaman anılarımda yaşayacak çok önemli bir duayendi" diyen Bağış, Uygur'u GATA'da tedavi gördüğü sırada ziyaret etmek isteyen Emine Erdoğan'ın hastaneye alınmamasını hatırlatarak, şöyle konuştu:
"Hatırlarsanız Sayın Başbakanımız Nejat Bey'i hastanede ziyaret etmek istemişti ama o günün koşullarında kendisiyle birlikte hasta ziyaretine giden eşi Emine Hanım hastaneye girememiş, Nejat Bey'in eşiyle yakındaki bir pastanede görüşmüştü. O günün Türkiyesinden bugünün Türkiyesine gerçekten çok şey değişti ama önemli olan tabuların yıkılıyor olması, önemli olan birbirimizi değiştirmeye kalkmadan birbirimizi olduğu gibi kabul edip birlikte çok önemli projelere beraber imza atabilmemiz. İşte kadına yönelik şiddetin önlenmesi öncelikle kadının özgürlüğünü yapılamasıyla mümkün olacaktır."
[PAGE]
Jandarma Genel Komutanlığının düzenlediği Kadına Yönelik Aile İçi Şiddetin Önlenmesi Projesi açılış töreninde konuşan İçişleri Bakanı Muammer Güler, dün hayatını kaybeden sanatçı Nejat Uygur ve gazeteci yazar Aytunç Altındal'ı rahmetle andı ve başsağlığı diledi.
Bakan Güler, Bakanlık, Jandarma Genel Komutanlığı, Emniyet Genel Müdürlüğü olarak sözün bittiği, uygulamanın başladığı yerde olduklarını belirterek, "Projeyi en iyi uygulamayla hayata geçirebilirsek gerçekten bu konuda en iyi sonuçları alırız. Günümüzde bir insanlık sorunu haline gelmiş kadına yönelik şiddet dünyanın her yerinde farklı görünümlerle varlığını sürdürüyor. Ülkemizde uzun süreli çabaların sonucunda son yıllarda şiddete maruz kalan kadınlara sunulan hizmetin niteliğinin değişmesi için çok önemli düzenlemeler yapıldı" diye konuştu.
Kadına yönelik şiddetin önlenmesi gibi önemli bir projenin Jandarma Genel Komutanlığı tarafından yürütülmesinin ayrı bir önemi bulunduğuna dikkati çeken Güler, "Sahada olan jandarma personeline yeni mevzuat çerçevesinde, kadına yönelik şiddetin önlenmesine ilişkin sorumlulukları ve şiddete uğramış kadınların başvurularında izleyecekleri süreci içeren çok kapsamlı eğitimler verilecektir. Proje süresince örnek uygulamaların izlenmesi ve uygulanmasıyla kolluk personelinin farkındalık düzeyi artırılacak. Kadına yönelik şiddette daha etkin mücadele yapılması sağlanacaktır" ifadelerini kullandı.
Suçun sebep olduğu toplumsal yara, korku ve güvensizlik ortamının kanuni en zor hasarlardan olduğunu belirten Güler, şöyle devam etti:
"Bu açıdan güvenlik hizmetlerinin kalitesi ve vatandaşların bu hizmetlerden ne kadar memnun oldukları hususunda önemli ölçütlerden bir tanesi suç korkusudur. Şiddete maruz kalmış kadının yaşayacağı suç korkusu da devlet tarafından sunulan güvenlik hizmetlerinin kalitesini belirleyecek önemli etkenlerden birisidir. Güvenlik algısını doğrudan etkiler. Pek çok bilimsel araştırma sonucuna göre, kadınlar erkeklere oranla daha fazla suç korkusuna maruz kalmaktadırlar."
Güler, yasal açıdan bakıldığında koruyucu ve önleyici kanun çıkarıldığını, uluslararası olarak da kadına yönelik şiddet konusunda yaptırım gücü olan ilk sözleşme niteliğindeki 'İstanbul Sözleşmesi'nin de ilk defa Türkiye tarafından imzalandığını kaydetti.
Kadına yönelik şiddetin önlenmesi için sadece yasal düzenlemelerin yeterli olmadığını vurgulayan Bakan Güler, "Kadın ve erkeğin eğitilmesi, toplumda sevgi, saygı, şefkat ve insan odaklı bir kültürün yerleşmesi gerekmektedir. Bizim esasen kültürümüz bütün bu unsurları elbette ki içeriyor. Kadına yönelik şiddetle mücadele sadece kolluğun da yürütebileceği bir mücadele değildir, aynı zamanda kurumlar arası işbirliğini de zaruri kılan bir süreçtir" diye konuştu.
Güler, bu projeler geliştikçe çok daha önemli kazanımların sağlanacağını, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı ile Avrupa Birliği Bakanlığının konuyla ilgili işbirliğine ilişkin önemli protokollerinin bulunduğunu söyledi.
Bakan Güler, Jandarma Genel Komutanlığının yürüteceği bu projenin kadına yönelik şiddetle ilgili yaşanan sorunların hem tespitine hem de farkındalığın daha da yaygınlaştırılmasına karşılıklı fikir alışverişleriyle, mücadeledeki etkinliğin artırılmasına katkı sağlayacağına inandığını kaydetti.
Türkiye'nin ilk jandarma kadın karakol komutanları
Konuşmaların ardından Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin, basın mensuplarına Türkiye'nin jandarma ilk kadın komutanlarını tanıttı.
Bakan Şahin, "Gördüğünüz gibi kadın eli her kademeye değiyor. Bu ilkler çok önemli her alanda, bizim kadınlarımızın duygusal zekası yönetme gücü her alanda değiyor. İnşallah sayıları da artacak. Kadına hizmet kadın bakış açısıyla, kadın zekasıyla çok daha güçlenecektir" dedi.
Türkiye'nin ilk jandarma kadın karakol komutanlarından Jandarma Binbaşı Songül Yakut da Ankara Beypazarı'nda 3 yıl süreyle ilçe jandarma komutanlığı yaptığını söyledi.
Ordu Mesudiye'nin kadın karakol komutanı Jandarma Astsubay Üstçavuş Şenay Haydar, "Kadın olarak değil ama karakol komutanlığı zaten zor ve yoğun emek isteyen bir görev. Kadın olarak herhangi bir sıkıntısını yaşamıyorum" dedi.
Yakut, askerlerin davranışlarıyla ilgili soru üzerine de erlerin yaklaşımları görevleri ve komutaları konusunda herhangi bir sıkıntı yaşamadıklarını, birlikte çok güzel görevler başardıklarını söyledi.
Olaylara müdahale esnasında kadınlarla daha rahat iletişime geçtiklerini vurgulayan Yakut, şöyle devam etti:
"Kadına karşı şiddet olaylarıyla karşılaşıyoruz, işlem yaptık. Jandarma Genel Komutanlığında Aile İçi Şiddetle Mücadele ve Çocuk Şube Müdürlüğü yapıyorum. Kadına yönelik şiddet konusunda 2012'de yaklaşık 25 bin kadın mağdur olmuştur. Bunlardan maalesef 76 kadınımız hayatını kaybetmiştir. 2013'te ise 28 bin kadın mağdur olmuş maalesef 95 kadınımız hayatını kaybetmiştir. Şu ana kadar 2012'de 5 bin 500 koruyucu ve önleyici tedbir kararı olan kadınımız vardır. 2013'te ise 4 bin 500 koruyucu ve önleyici tedbir kararı vardır. Burada kolluğa hiçbir kanunda verilmeyen bir yetki verilmiştir, bizler gecikmesinde sakınca bulunan hallerde mağdur kadınlara yönelik koruyucu ve önleyici tedbir kararı alabiliyoruz. Bu 4 bin 500 koruyucu ve önleyici tedbir kararının bin 870 kararı jandarma tarafından verilmektedir. Polis ve jandarma bu kararı alabiliyor."
Yakut, şiddete uğrayan kadınların kesinlikle 156 jandarmaya ve 155 polise başvurmaları gerektiğini hatırlattı.