"Kürtlerin CHP'si gibi davranmak, BDP'ye kaybettirir"
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın başdanışmanı Yalçın Akdoğan, gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu.
ANKARA – Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın başdanışmanı Yalçın Akdoğan, BDP'nin, "bölgenin CHP'si" gibi davrandığını öne sürerek, "Her şeye karşı çıkıyor, her şeyi eleştiriyor. Bu CHP'nin klasik tutumu. Kürtlerin CHP'si gibi davranması, BDP'ye kaybettirir" dedi.
Akdoğan, katıldığı bir televizyon programında, Demokratikleşme Paketi'ni değerlendirdi. Paketin, partiler arasındaki seviye farkını ortaya koyduğunu söyleyen Akdoğan, yapıcı katkıda bulunmanın önemli olduğunu belirtti. MHP'nin kategorik olarak reddedici bir tutum içerisinde olduğunu vurgulayan Akdoğan, şöyle konuştu:
"Ben buna ‘negatif siyaset' diyorum. Yani, kendisi somut bir şey önermeden yapılan her şeye karşı çıkmak. Bu bir siyaset tarzı ve ülkeye bir faydası olduğunu düşünmüyorum. İkincisi, CHP'nin tavrı; genelde nötr kalmayı siyaset yapmak olarak anlıyor. Nötr kalmak, siyaset noktasında durmaktır ve zamanla insan kendi partisinin içini boşaltır. Geçen dönem siyasi sataşmalar ve ağır üsluptan dolayı, toplum çok gerildi. Bu yeni döneme yeni bir başlangıç yapmamız lazım, bu siyaset tarzını değiştirmemiz lazım. Paket açısından, BDP'nin tarzı her zamanki gibi, küçümseyen bir yaklaşım. Kürt meselesinde Cumhuriyet tarihinde yapılmayanları AK Parti iktidarı yaptı. Bugüne kadar biz hangi adımı atsak, örgüt ve BDP bunu ya görmezden geldi ya küçümsedi ya da kendi mücadelesinin neticesiymiş gibi takdim etmeye çalıştı. Bu anlaşılabilir bir durum; çünkü onlar hep AK Parti karşıtlığı üzerinde bölgede siyasi iklim oluşturdu; düşman, kötü. Burada AK Parti'nin iyi bir şey yaptığını kabullenmeleri, bölgedeki tezi çökertecektir. Bundan dolayı sürekli bir negatif yüklenme var."
Liderlere de çağrımız, bu dönem yeni bir başlangıç yapmak
Akdoğan, BDP'nin, "bölgenin CHP'si" gibi davrandığını iddia ederek, şu ifadeleri kullandı:
"Her şeye karşı çıkıyor, her şeyi eleştiriyor. Bu CHP'nin klasik tutumu. Kürtlerin CHP'si gibi davranması, BDP'ye kaybettirir. Burada üslup önemli. Biz buna özellikle dikkat ettik. Başbakanımızın konuşmaları ortada. Diğer liderlere de çağrımız, bu dönem yeni bir başlangıç yapmak, dil ve üslup açısından temiz bir sayfa açmaktır. Paket noktasında, çok önemli adımlar attık. Bu süreçte istiyoruz ki, hep beraber siyaset kurumu bu reformları başarsın, yapıcı katkıda bulunsun. Sayın Kılıçdaroğlu diyor ki, ‘Biz bunları gündeme getirmiştik'. Bu biraz komik bir yaklaşım. Oysa bu konuda 30 yıldır söylenmedik bir şey kaldı mı? Herkes birtakım konuşmalar yapıyor. Raporlar yayınlandı. Bize sormadılar demesi de abes, bizim söylediklerimizi yapıyorlar demesi de abes. Paketi örgüte endeksleyerek anlamaya çalışmak da doğru değil. Biz milletimizi tatmin etmek için düzenleme yapıyoruz. Bugüne kadar birçok paket çıkardık, reform yaptık. Bunları herhangi bir örgüte endeksleyerek mi yaptık? Vatandaşımız hak ettiği için yaptık."
Alevi kesim çok ciddi travmalar, büyük zulümler yaşadı
Alevilerin, Demokratikleşme Paketi'ne tepkilerine de yanıt veren Akdoğan, "Sadece bir kesime dönük değil, genel bir demokratikleşme olsun istedik. Biz aslında bütün kesimlerle ilgili çalışmalar yapıyoruz. Türkiye'de ilk defa Aleviliğin adını kamusal alanda gündeme getiren, siyasi alanda gündeme taşıyan parti, AK Parti'dir. Alevi çalıştaylarını yapan biziz. Bu konunun görünürlük kazanması, bu algının normalleşmesi; çünkü Alevi kesim çok ciddi travmalar, büyük zulümler yaşadı. Ama AK Parti, bu meseleyi normalleştirmek için döneminde çok önemli adımlar attı. Gizli kapaklı yapılan, konuşulamayan şeyler bu dönemde konuşulmaya başladı. Alevi kesim daha rahat hareket etmeye başladı. Bu, bir normalleşme sürecidir. Biz bunu siyasi bir fayda gözeterek de yapmıyoruz. Geçmişte yaşanan olumsuzluklar, Alevilerin oy verdiği birtakım belki partilerin döneminde yaşanmıştır. Bizim bu konuda sicilimiz temiz. İleri adımlar atmaya çalışan da biziz. Bu konuda el birliğiyle bir şeyler yapmak gerekiyor" diye konuştu.
Kimliği belli etmeyen şekilde giyinme söz konusu olmayacak
Akdoğan, kamuda türbana serbestlik getiren düzenlemeyle ilgili de şunları söyledi:
"Geçmişin yanlışlıklarını şimdi düzeltmeye çalışıyoruz. Toplumun normal olarak gördüğü şeyleri, siyasi alanda da normalleştirmeye çalışıyoruz. Buna karşı çıkan şu an kimse yok. Elbette bunun bir çerçevesi olacaktır. Belli üniforma giyen alanlar zaten bunun dışında tutuluyor. Bunun dışındaki alan da elbette bir düzenlemeyle olacak. MEB, bununla ilgili genelgeyi hazırlarken elbette bir çerçeve çizecektir. Kimliği belli etmeyen şekilde giyinme söz konusu olmayacaktır."
Türklüğün değerini, Kürtlüğü bastırarak yükseltemezsiniz
Öğrenci Andı'nın kaldırılmasının, tepki çeken bir konu olduğunu kaydeden Akdoğan, şunları ekledi:
"Bölgede ciddi bir rahatsızlık uyanıyor. Yani, bir Kürt'e her gün ‘Türküm' dedirtiyorsunuz. Bu, tek-tipçi, buyurgan, kısmen faşist zihniyetçi bir anlayışın yansıması olarak uygulanmış, darbe dönemlerinde bu metin sürekli değişmiş, değiştikçe kötüleşmiş. Şimdi insanlar rahatsız oluyor. Bu sadece Kürtler ya da Türk olmayan farklı kategoriler değil. O metnin içeriğinde, çok farklı birtakım tabirler var. Böyle bir şeyi küçücük çocuklara dikta etmek doğru değil. Siz, Türklüğün değerini, Kürtlüğü bastırarak yükseltemezsiniz. Vatandaşlardan bir rahatsızlık var, bunu gidermeye dönük bir düzenlemedir. Ortaokullardan kaldırılmıştı ve olumlu bir yansıma bulmuştu. Şimdi ilkokul düzeyinde de böyle düzenlemeye gidiliyor."