Renklerin dansı

Kaliteli bir kilim ya da halı görsel bir şölen vaat eder insana…

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Has yünden, geleneksel boyalar kullanılmış, bir de hakkını vererek dokunmuşsa bakanla konuşur adeta… Dokuyanı anlatır, onun hayallerini ve beklentilerini de.

Halının tarihçesine yöneldiğimizde pek çok öyküyle karşılaşıyoruz. Öncelikle Prof. Dr. Şerare Yetkin’in Halı Sanatı isimli çalışmasından şu bilgileri aktaralım: “Halıya dokuma sanatı içinde karakterini veren düğümlü teknik, ilk ez Orta Asya’da Türklerin bulunduğu bölgelerde ortaya çıkmış, gelişimini Türklerle sürdürmüş ve tüm İslam dünyasına Türkler tarafından tanıtılmıştır. Buluntular, düğümlü halının ilk kullanıldığı yerin Orta Asya olduğunu gösteriyor. Altayların eteğinde, Pazırık kurganlarının birinde bulunmuş olan halının Türk düğümü tekniği (Gördes düğümü) ile yapılmış olması, Türk halı sanatının geleneksel tekniğinin çok eski bir geçmişe dayandığını göstermektedir.

Bu halının bulunmasından önce bilinen eski düğümlü örnekler ise, Doğu Türkistan’da ele geçmiş olan küçük parçalardır. Bu örnekler, M.S. 3. ile 6. yüzyıl arasında tarihlenirler. Tek argaç üzerine açık düğümleme tekniği ile yapılmış olan bu halı parçaları, yalın geometrik motifleri ve parlak renkleri ile dikkati çekerler. Anadolu’da Türk halı sanatı, 13. yüzyıldan 19. yüzyıla kadar düzenli ve sürekli bir gelişme göstermiş, her gelişmede ise yeni yeni halı tipleri ortaya çıkmıştır. Bu gelişme zincirinin ilk büyük halkası ise Anadolu Selçuklu dönemi halıları olmuştur. Türk halı sanatına 14. yüzyılın başından itibaren, stilize hayvan figürlerinin süsleyici motif olarak katıldığı görülür.

15. yüzyılın ikinci yarısından itibaren, Avrupa resimlerindegörülen hayvan figürlü halıların yerini, geometrik ve soyut bitkisel motifli örnekler almaya başlar. Türk halı sanatının klasik dönemi olarak kabul edilen 16. ve 17. yüzyılda yeni bir biçimler dünyasının kapıları açılmıştır. Selçuklu halılarının sağlam geometrik motifleriyle oluşan ilk parlak dönemin yerini, 16. yüzyılda madalyon motifi ve çeşitli zengin bitkisel kompozisyonların yer aldığı ikinci bir parlak dönem almıştır.

Dönemin halıları iki grupta toplanmaktadır. Birincisi, Uşak Halıları adını alan çok geniş bir gruptur. Bu halılarda madalyon motifi esas olmuş, madalyon biçimlerine göre “Madalyonlu” ve “Yıldızlı” Uşak halıları olmak üzere iki tip ortaya çıkmıştır. Bu halılarda madalyonlar zemin üstünde, tüm Türk halılarına temel olan sonsuzluk ilkesine göre yer alırlar. Bu gruba giren halılar varlıklarını, çeşitlenerek 18. yüzyıl sonuna kadar sürdürmüşlerdir. 16. yüzyılda klasik Osmanlı halıları adı altında toplanan ikinci grubu ise, Saray Halıları oluşturur. Bu, Türk halı sanatında yeni bir tekniğin ve tümüyle natüralist çiçek motiflerinin görüldüğü bir gruptur. Osmanlı saray halılarında sonsuza değin uzanan zemin deseni esastır. Madalyon motifi ise bu zemin üzerinde ikinci derecede önemlidir. Bu dönemde halılar, Osmanlı saray üslubunu oluşturan saray nakkaşlarının çizdikleri desenlere göre yapılmıştır. Bu halılar, 18. yüzyıla kadar tutarlı bir üslupla yapılmışlar, ama daha sonrainceliklerini yitirmelerine rağmen natüralist görünüşlerini koruyacak biçimde varlıklarını sürdürmüşlerdir. Temelde geleneğe bağlı olan bu halılar da Türk halı sanatının gelişme zincirine beşinci halka olarak katılmıştır.

Motiflerin dili

Dragon (ejder), halk arasında tılsım diye adlandırılır. Şifa ve saadet sembolüdür. Simurg (zümrüd-ü anka kuşu) ve harpi, insanlara iyiliği ve muhtaçlara yardımı sembolize eden masal hayvanıdır.

Tavus, cennet kuşudur. Yılan, yeniden doğmak, ölümsüzlüğü ve sonsuzluğu anlatır. Ok, cesaretin ve korkusuzluğun sembolüdür. Halılarına bu deseni dokuyan kadınlar, güçlü bir kocaları olduğunu ifade eder.

Koç boynuzu, güç, sağlık, güzellik ve erkekliği simgeler.

Göz, kötülüklere karşı koruyan genelde mavi renkteki noktalardır.

Kartal, saflığın ve özgürlüğün ifadesidir.

Küpe, evlenme arzusunu simgeler.

Başak, doğumun ve bereketin ana sembolüdür, doğurganlık arzusu olarak halılara yansır.

İnsan motifi, yakın ve sevgi dolu ilişkileri anlatır.

Servi, ömrün faniliğini ifade eder.Akrep, gurur ve özgürlüğün anlatımıdır.

Kuş, iyi dileklerin ve müjdelerin habercisidir. Hayat ağacı, dünya ile gökyüzü arasındaki basamaklardır.

Muska, Türkmen ve Yörük halılarında sahibini kötü ve kem gözlere karşı koruma maksatlı yapılmıştır.

Yonca yaprağı, şansı ve kısmeti simgeler. Gül, gülbezek, lale, karanfil ve öteki çiçekler ise cennet bahçelerini ifade eder.

Bu konularda ilginizi çekebilir