Reyhanlı yayın yasağını '11 Eylül'le savundu
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik, uygulanan yayın yasağına yönelik "11 Eylül saldırısını hatırlamaya çalışalım. ABD’de de böyle bir durum sözkonusuydu" diye konuştu.
ANKARA - AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik, Reyhanlı'daki patlamaların Türkiye’deki bir grup "hainden" oluşan bir terör örgütünün "alçakça" saldırısı olduğunu söyledi. Çelik, uygulanan yayın yasağına yönelik de "11 Eylül saldırısını hatırlamaya çalışalım. ABD’de de böyle bir durum sözkonusuydu" diye konuştu.
AK Parti’li Çelik, katıldığı NTV yayınında Reyhanlı’daki saldırılara ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Saldırının Türkiye’deki bir grup hainden oluşan bir terör örgütünün alçakça bir saldırısı olduğunu belirten Çelik, "Şu anda 9 kişi içeride, suçlarını itiraf ettiler. Maalesef Türkiye, bir anneler gününü böyle kötü bir günle geçirdi. Anneler, anneler gününde sevinemediler. Cumhuriyet tarihinin en büyük saldırılarından biri. Terör suçsuz günahsız insanları hedef alıyor" dedi.
"Türkiye bir nasırdan kurtulmaya çalışırken bakıyorsunuz birileri başka taşeronları devreye sokmaya çalışıyor" diyen Çelik, "Ben bunlara nöbetçi terör örgütü diyorum. PKK frene basınca bunlar gaza basıyorlar. Çözüm sürecine girdik, şehit cenazeleri gelmiyor, bu sükunet, huzur havası birilerine battı, bu hainleri halkımızın tanıması gerekiyor" şeklinde konuştu.
Çelik, Suriyeli muhaliflerle ilişkilendirilen iddialar kesinlikle yalan olduğunu kaydederken, "Yapılan ilk araştırmalardan bunun doğru olmadığını bakanlarımız açıkladılar. Böyle bir bağlantı olsa gizlemeyiz" ifadelerini kullandı.
"TERÖRE YÜZDE YÜZ ÖNLEM ALABİLMİŞ BİR ÜLKE YOK"
Güvenlik zaafı iddialarına ilişkin Çelik, "Bu yangın söndürüldükten sonra, bu yangına yol açan nedir, bunun sebebi nedir, birinin ihmali kusuru, hatası veya kastı var mı? Bunların hepsi ortaya çıkarılır. Güvenlik zaafı varsa İçişleri Bakanlığımız elbette bunu da inceler, araştırır ortaya koyar. Bir istihbarat zaafı varsa bunu da inceler ve ortaya koyar" dedi.
Ne kadar istihbarat olursa olsun, "alçakça ve kalleşçe" yöntemler kullanan terörün ne zaman, nereden, nasıl çıkacağının kestirilemeyeceğinin altını çizen Çelik, "Dolayısıyla, yeryüzünde teröre yüzde yüz önlem alabilmiş, sızmaları yüzde yüz önleyebilmiş olan bir ülke de yok, bir istihbarat, güvenlik, polis teşkilatı da yok. Eğer orada bir güvenlik, istihbarat zaafı varsa elbette o değerlendirilir ve gereği yapılır. Orada şu anda devlet ve hükümet meseleyi çok boyutlu olarak, bütün yönleriyle inceliyor ama yapmamız gereken orada hayatını kaybeden insanlarımızın cenazelerinin çıkarılması ve yaralıların tedavi edilmesi, yakınlarını kaybedenlerin acılarına ortak olmak, hayatını normale döndürmek bizim öncelikli işimiz. Başta failler olmak üzere birilerine ceza verilmesi gerekiyorsa, bunun sorumlusu olanlar kimse, elbette ciddi devlet, hukuk devleti olma da bunu gerektirir, bunlar yapılacaktır" dedi.
"ABD’DE DE BÖYLE BİR DURUM SÖZKONUSUYDU"
Uygulanan yayın yasağına yönelik ise Çelik, şöyle konuştu:
"Bakan, orada kesinleşmiş olan verilere dayalı olarak halkı bilgilendirmekle görevli bir insandır, meseleyi yerinde inceleyen bir insandır. Güvenlik güçleriyle birlikte arazide, bunun ne olduğunu, ne olmadığını, ne olması gerektiği bilen insandır. Çoğu zaman gazeteci arkadaşlar kulis haberlerini yayınlayabiliyorlar, birilerinden duyduklarını da yayınlayabiliyorlar, sokaktan geçen bir vatandaşın söylediğini de ifade edebiliyorlar. Haber atlatma endişesiyle bir bakıyorsunuz mesele akla hayale gelmeyecek şekillere girebiliyor. Bu ve benzeri olaylarda meselenin sükunetle götürülmesi için bu bence gerekli olan bir tedbirdir. 11 Eylül saldırısını hatırlamaya çalışalım. ABD’de de böyle bir durum sözkonusuydu. Bizim ülkemizde böyle bire hadise olduğu zaman maalesef kan gölünü manzaralarını gösterenlerden tutun kopmuş insan organlarını teşhir edenlere varıncaya kadar biz bunların hepsine şahit olduk. Dolayısıyla burada insanların acısını daha fazla derinleştirmemek için, o vefat edenlerin, yaralıların ailelerinin acılarını daha fazla derinleştirmemek için bu gerekliydi ve eminim ki meselenin bütün yönleriyle ortaya çıkmasıyla birlikte bu yayın yasakları da ortadan kalkacaktır. Biz mesele üzerinde daha derinlemesine yorumlar yapabileceğiz."
"BU GÜN O MESELENİN KONUŞULACAĞI GÜN DEĞİL"
Milletvekillerinin haklarıyla ilgili geniş yankı uyandıran uygulamadan imzaların bir kısmının çekilmesinin ardından hükümetin ne yapacağının ve söz konusu uygulamanın bu haliyle yasalaşıp yasalaşmayacağının sorulması üzerine Çelik, "Türkiye kedere boğulmuşken daha dün 46 insanımızı kaybetmişken, daha cenazeleri ortadayken, yaralılarımız varken ben bu meselenin konuşulmasını da bunun üzerinden tartışma yapılmasını çok etik bulmadığım için bu soruya cevap vermeyeceğim. Bu gün o meselenin konuşulacağı gün değil" dedi.