Risk ve maliyet azaldı TL’ye güven ise artıyor
Programın etkisiyle risk primi ve borçlanma maliyetlerinin gerilediğine dikkat çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, Meclis’teki konuşmasında, “Türk lirasına olan güven her geçen gün artmaya başladı” ifadelerini kullandı. Erdoğan, "Enflasyonu, bu yılın sonunda yüzde 30’un altına, 2026 yılında ise yüzde 20’nin altına indirmeyi planlıyoruz" mesajı verdi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 28. Dönem 4. Yasama Yılı açılışı dolayısıyla geldiği Meclis’te törenle karşılandı. Yeni yasama yılının açılışında milletvekilleri ve protokole hitap eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, 6 Şubat 2023’teki Kahramanmaraş merkezli depremlerin yaralarını sarmaya devam ettiklerini hatırlattı. “Hayatını kaybeden ve her birini rahmetle andığımız vatandaşlarımızı geri getiremesek de afetin izlerini silmeyi hamdolsun başardık” diyen Erdoğan, şu anda 3 bin 481 şantiyede on binlerce mimarın, mühendisin ve işçinin gece gündüz demeden çalışmalarını sürdürdüğünü aktardı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, 6 Eylül’de Malatya’da 304 bininci yuvanın anahtarlarını hak sahiplerine teslim ettiklerini anımsattı. Önümüzdeki ay 350 bininci konutun kurasının çekileceğini bildiren Erdoğan, yıl başına kadar toplam 453 bin bağımsız bölümü hak sahibi ailelere teslim etmek için canla başla çalıştıklarını ifade etti.
Deprem bölgesine 90 milyar dolarlık harcama
Erdoğan, tam bir seferberlik ruhuyla yürüttükleri imar sürecinde yalnızca konut ve iş yerleriyle sınırlı kalmadıklarını, ecdat yadigarı emanetlerin her birinin üzerine titrediklerini, aslına uygun şekilde yaşatmak için azami gayret sarf ettiklerini dile getirerek, “Bugüne kadar deprem bölgemiz için kamu olarak güncel rakamlarla 3,6 trilyon lira, yani yaklaşık 90 milyar dolarlık harcama yaptık” diye konuştu. Ekonomiye dair bazı verileri de paylaşan Erdoğan, “Önceliğimiz, halkımızın hayat pahalılığı sorununu kalıcı olarak çözmektir. Ağustos ayında son 45 ayın en düşük enflasyonunu görerek önemli bir dönüm noktasına ulaştık. Enflasyonu, bu yılın sonunda yüzde 30’un altına, 2026 yılında ise yüzde 20’nin altına indirmeyi planlıyoruz. Bütçe açığımızın milli gelire oranını bu yıl yüzde 3,6’ya, 2026’da ise yüzde 3,5’e indirmeyi öngörüyoruz. İhracat tarafında da hamdolsun gayet iyi gidiyoruz. Ağustos ayında yıllık bazda ihracatımız 269 milyar doları aştı. Altın ithalatının yüksek düzeyde seyretmesine rağmen dış dengemiz hızla iyileşti” bilgilerini verdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “2026 senesi, Türkiye ekonomisinde adeta bir reform yılı olacak. Sanayiden teknolojiye, tarımdan enerjiye, ekonomimizin tüm alanlarında büyük bir dönüşüm başlatıyoruz” ifadelerini kullandı. 2025 yılını milli gelire oranla sadece yüzde 1,4’lük bir cari açıkla kapatmayı ümit ettiklerini belirten Erdoğan, dış kaynaklara erişim noktasında da çok ciddi kazanımlar elde ettiklerinin, gerek bankacılık gerekse reel sektör için finansmana erişimin hem kolaylaştığının hem de maliyetlerin belirgin şekilde gerilediğini söyledi. Erdoğan, şöyle konuştu: “Dış borcumuzun milli gelire oranı son 14 yılın en düşük seviyesine indi. Öte yandan rezerv yeterliliği noktasında da tarihi başarılara imza attık. Merkez Bankamızın brüt rezervleri 179 milyar dolara ulaştı, giderek yükseliyor. Programımızın etkisiyle risk primimiz ve borçlanma maliyetlerimiz geriledi, Türk lirasına olan güven her geçen gün artmaya başladı. Küresel ekonomideki belirsizliklere, ticaret ortaklarımızdaki düşük büyüme oranlarına rağmen Türkiye ekonomisi, hamdolsun, büyümesini sürdürdü.”
Yılın ilk yarısında yıllık büyüme yüzde 3,6 olarak gerçekleşirken, milli gelirin yıllıklandırılmış bazda 1,5 trilyon dolara yaklaştığına dikkati çeken Erdoğan, üretim cephesinde ise zirai dona bağlı olarak daralan tarım sektörü hariç tüm sektörlerde katma değer artışı kaydettiklerini, imalat sanayisinin son 12 çeyreğin en yüksek performansını sergilediğini dile getirdi.
“2026 adeta bir reform yılı olacak”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, tüketimle yatırım arasındaki denge korunurken istihdam tarafında da son derece olumlu gelişmeler yaşandığını anlatarak, sözlerini şöyle sürdürdü: “İşsizlik oranımız tam 28 aydır tek hanelerde seyrediyor. Bir başka güzel gelişmeyi, bir başka rekor seviyeyi turizmde gördük. 2025 yılında ilk 6 ayda 25,8 milyar dolar gelirle tüm zamanların ilk 6 aylık gelir rekorunu kırdık. 2025 yıl sonunda 64 milyar dolar turizm gelirine emin adımlarla ilerliyoruz. Aynı başarı hikayesini sağlıkta, eğitimde, ulaştırmada, enerjide, sosyal politikalarda, tarımda, sanayide, özellikle savunma sanayisinde de görmek mümkündür. Türkiye bütün bu alanlarda kendisiyle yarışarak kısa sürede çok büyük atılımlara imza atmıştır. İnşallah yakaladığımız bu güçlü ivmeyi hızlandırarak sürdüreceğiz.”
“2026 senesi, Türkiye ekonomisinde adeta bir reform yılı olacak. Sanayiden teknolojiye, tarımdan enerjiye, ekonomimizin tüm alanlarında büyük bir dönüşüm başlatıyoruz” diyen Erdoğan, yerel yönetimlerde mali disiplini güçlendirecek adımları da devreye alarak kamuda şeffaflığı, hesap verebilirliği ve verimliliği daha da pekiştireceklerini bildirdi.
Filistin Devleti için mücadele sürecek
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın mesajları şöyle oldu:
* İsrail yönetiminin Gazze’de ve Filistin’in diğer bölgelerinde iki yıldır sürdürdüğü soykırıma, bölgede estirdiği devlet terörüne en güçlü tepki 86 milyon vatandaşımızın temsil edildiği bu koltuklardan yükseldi.
* Bu yüce çatı Gazze sınavını tarihimize ve milli seciyemize yaraşır biçimde tam ve eksiksiz şekilde, iftiharla vermiştir. Filistinli mazlumlarla dayanışma sergileyen siyasi partilerimize ve değerli milletvekillerimize kalpten teşekkür ediyorum.
* 1967 sınırları temelinde, başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız, egemen, toprak bütünlüğüne sahip bir Filistin Devleti kuruluncaya kadar, inşallah mücadelemiz sürecek.
* Dünyanın en modern silahlarıyla topraklarına saldıran işgal kuvvetlerine kahramanca direnen Gazze’nin yiğit evlatlarını asla yalnız bırakmadık.
* İnşallah tarih, Gazze’deki bu omurgalı duruşumuz sebebiyle Türkiye Cumhuriyeti’ni çağının vicdan abidesi olarak altın harflerle yazacaktır.
Türkiye, hiçbir dünyevi güç karşısında taviz vermez
* Türkiye Cumhuriyeti devleti, hiçbir dünyevi güç karşısında diz çökmez, boyun eğmez, taviz vermez ve egemenliğini asla pazarlık konusu yapmaz.
* Büyük ve güçlü Türkiye ülküsüne giden yolda, hepimiz biriz, beraberiz. Milletimizin hak ve hukukunun savunulmasında, hepimiz biriz, beraberiz. Uğruna nice bedeller ödediğimiz demokrasimizin yüceltilmesinde, hepimiz biriz, beraberiz. Vatanımız, bayrağımız, mukaddes değerlerimizle birlikte özellikle Cumhuriyetimizin muhafaza ve müdafaasında aynı şekilde hepimiz biriz, beraberiz.
Meşruiyet tartışmaları yok hükmünde
Yeni yasama yılının açılışında konuşan TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, ABD'nin Ankara Büyükelçisi Tom Barrack'ın "meşruiyet" ile ilgili sözlerine isim vermeden sert eleştirilerde bulundu. Son günlerde Türkiye'deki yönetimle ilgili kimi çevrelerce dile getirilen meşruiyet tartışmalarının TBMM bakımından yok hükmünde olduğunu vurgulayan Kurtulmuş, “Çünkü Türkiye'de siyasi meşruiyetin bir tane kaynağı vardır, o da bizatihi milletin iradesidir milletin verdiği meşruiyettir. Milletten başka hiçbir gücün; iç ve dış gücün bu ülkenin yönetimine ya da bu ülkeye herhangi bir meşruiyet sağlamak gibi ne bir hakkı ne de bir haddi olamaz. TBMM, işte hep beraber farklı kanatlarıyla, farklı fikirleriyle milletin fikirlerinin tecelli ettiği bir yerdir ve siyasi meşruiyetin de yegâne ve hiçbir şekilde sarsılmaz kaynağıdır. Bunu bu tartışmalara not düşmek bakımından sizler adına dile getirmeyi TBMM Başkanı olarak bir sorumluluk telakki ediyorum" dedi.
Suriye’nin bölünme planlarına karşıyız
* En başından itibaren Suriye’nin toprak bütünlüğünü güçlü şekilde destekliyoruz. Bugün de Suriye’nin bölünme planlarının en güçlü şekilde karşısındayız.
* Diplomatik girişimler cevapsız kalırsa Türkiye’nin pozisyonu da politikası da bellidir. Türkiye, Suriye’de bir ‘dejavu’ yaşanmasına izin vermeyecektir.
* Nasıl ki Türk, Kürt, Arap Sultan Alparslan’ın, Selahattin Eyyubi’nin, Sultan Fatih’in ordusunda omuz omuza verip zaferler kazandıysa, nasıl ki Çanakkale’de Türk, Kürt, Arap birlikte İslam toprağını kahramanca savunduysa inşallah yarın da ebediyen de Türk, Kürt, Arap ittifakı coğrafyanın barışını, huzurunu, kalkınmasını, refahını birlikte temin ve tahkim edecektir.