Riskte ilk sıra, içeride doğal afet, dışarıda yasal düzenlemeler

“Sigortacılıkta Öngörülen Riskler 2013” anketi sonuçlarına göre; riskte ilk sıra dünya genelinde yasal düzenlemeler, Türkiye’de ise doğal afetler.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

BORSA/FİNANS SERVİSİ 

PwC ve Finansal Yenilik Etüt Merkezi (Centre for the Study of Financial Innovation - CSFI) işbirliğinde 54 ülkede gerçekleştirilen “Sigortacılıkta Öngörülen Riskler Anketi 2013” dünyada ve Türkiye’de sigortacıların öncelikli risk beklentilerini ortaya koydu.  Türkiye sigorta sektörü temsilcileri en önemli riski doğal afetler olarak görürken, dünya genelinden gelen cevaplarda ise ilk sırada yasal düzenlemeler ilk sırada yer aldı. 


Sigorta sektöründeki riskleri sıralayan ve PwC ile Finansal Yenilik Etüt Merkezi (Centre for the Study of Financial Innovation-  CSFI) işbirliğinde 54 ülkeden 662 sektör temsilcisinin katılımı ile gerçekleştirilen anketin sonuçlarına göre, uluslararası ve yerel düzeylerde getirilen “yeni yasal düzenlemeler”, dünya genelinde sigorta sektörünün önündeki en büyük risk olarak görülüyor. Türkiye’de ise ilk sırada “doğal afetler”, ikinci sırada “aktüeryal varsayımlar” ve üçüncü sırada “risk yönetimi kalitesi” sektör için önde gelen riskler olarak yer alıyor.   

PwC ve Finansal Yenilik Etüt Merkezi (Centre for the Study of Financial Innovation: CSFI) işbirliğinde gerçekleştirilen Sigortacılıkta Öngörülen Riskler Anketi 2013, sermaye yeterliliği ve şirketlerin işleyişine ilişkin getirilen yeni düzenlemelerin sigortacılık sektöründe maliyet ve yasal düzenlemelere uyum gibi sorunlara yol açabileceğini ortaya koydu. 

Türkiye’den 21 kurum temsilcisi katıldı
PwC ile CSFI işbirliğinde gerçekleştirilen ankete Türkiye’den 6’sı hayat sigortası, 9’u hayat dışı, 1’i reasürans, 3’ü broker ve 3’ü gözlemci olmak üzere 21 kurum temsilcisi katıldı. 

Türkiye’den katılımcıların risk listesinin en başında doğal afet kaynaklı riskler yer aldı. Katılımcılardan biri "deprem modellemesindeki eksikliğe" dikkat çekti. 2. sırada yer alan aktüeryal varsayımlar dünya ortalamasının oldukça üstünde yer aldı. Bu alandaki yorumlardan birinde demografik değişikliklerin mevcut bireysel emeklilik sistemine uzun vadede olumsuz etkilerinin altı çizildi.

PwC Türkiye Sigorta Sektörü Lideri Talar Gül anket sonuçlarına yönelik şunları söyledi:  “Katılımcıların ankete verdikleri cevaplara göre, Türkiye'deki risk sıralamasının dünya genelinden bazı alanlarda oldukça farklı olduğunu görüyoruz. Örneğin risk yönetimi kalitesi bizde 3.sırada yer alırken, dünya genelinde 7.sırada yer alıyor. Kurumsal yönetim ilkelerinin oluşturulmasına bağlı riskler ise Türkiye’de 8.sırada yer alırken, dünya genelinde 17.sırada yer alıyor. Bu sonuçlardan şirketlerin özellikle çerçeve risk yönetimi ve iç kontrol yapılarına istedikleri kadar odaklanamadıkları kaygısı çıkabilir.

Dünyada sıralamada gerilerde yer alan aktüeryal varsayımlar riski Türkiye’de 2. sırada bulunuyor. Bu durum Türkiye’de aktüeryal karşılık hesaplamalarının ve bunların etrafındaki belirsizliğin, özellikle finansal sonuçlat açısından, şirketler için başlıca risklerden birini oluşturduğunu gösteriyor. Dünyada üst üste 2 seferdir 1.sırada yer alan yasal düzenlemelere uyum riski ise Türkiye’de bu yıl 11.sırada yer aldı. Avrupa’nın ve dünyanın çok yakından takip ettiği ve uyum konusunda şirketlerin büyük bir risk olarak gördükleri Solvency II Direktif’inin Türkiye’deki şirketlerin gündeminden düşmüş gibi duruyor”

En çok dikkat çekilen konu motor branşlarındaki karsızlık 
Katılımcılardan birinin, "Mevcut ekonomik ortam uzun vadeli aksiyon alınmasına izin vermiyor; kısa vadeli plan yapmanın da uzun vadede yan etkileri olacaktır" şeklindeki yorumu dikkat çekerken, bir diğer katılımcı da "Türk sigorta sektörü için, fiyatlama (aşırı rekabetten dolayı primlerin düşük olması) önümüzdeki birkaç yılda en önemli kaygı konusu olacak" değerlendirmesi yapıyor. Katılımcıların birçoğu motor branşlarında karsızlık sorununa dikkat çekiyor ve bu durumu sektörün en büyük kaygı kaynağı olarak değerlendiriyor. 

Ankete göre yönetim kalitesi ve iş uygulamalarıyla ilgili kaygılar da listede ilk 10'a giriyor. 

Bunun aksine dünya endeksinde 6. sırada bulunan garantili ürünlerle ilgili riskler Türkiye'deki sıralamaların oldukça altında kaldı. Bu konuda anket katılımcılarından biri "azalan satışlarla birlikte çok büyük bir sorun yok, ancak bazı şirketler eski müşterilerine yüksek getiri  garantili ürünler sunuyor, bu da mali zarara yol açacaktır. Yine de bunun etkisi borç ödeyememe riski yaratacak kadar ciddi olmayacaktır" yorumunu yaptı. 


Türkiye’de sigortacılık sektörünün tespit edilen risklerin yönetimi konusunda hazırlıklı olmadıkları da araştırmanın ortaya koyduğu sonuçlardan biri. Katılımcılara sorulan “tespit ettiğiniz risklerin idaresi konusunda sigortacılar sizce ne kadar hazırlıklılar?” sorusuna verilen yanıtlara göre Türkiye, 2,87 puan ile 2,95 olan dünya ortalamasının altında puan aldı.  Katılımcılardan birinin "Sektör bu risklere çok hazırlıklı değil ve durumu iyileştirmek için de çok fazla çaba göstermiyor" şeklindeki yorumu, bu konudaki yaklaşımı özetliyordu. 


Öngörülen en büyük riskler belirleniyor

54 ülkeden 622 sektör temsilcisinin ve sektör gözlemcisinin katılımı ile gerçekleştirilen araştırma önümüzdeki 2-3 yıl için öngörülen en büyük riskleri belirlemeyi hedefliyor. Düzenlemelere ilişkin riskler, Kuzey Amerika, Avrupa ve Uzak Doğu/Pasifik de dahil olmak üzere tüm büyük piyasalarda ilk sırada yer alıyor.

Araştırma, dünya sigortacılık sektörü açısından hazırlıkları yedi yılı aşkın süredir süren ve Avrupa genelinde hem sigortacılık düzenlemelerine yeknesaklık getirecek hem de yeni sermaye kuralları getirecek olan Solvency II Direktifi’nin en önemli kaygıların başında yer aldığını ortaya koydu. Avrupa Birliği üyesi olmayan birçok ülke de kendi sermaye ve sigortacılık düzenlemelerine son şeklini vermek için bu direktifin sonuçlarını ve uygulamasını bekliyor.

En son ankete kıyasla üst sıralara tırmanan bir diğer risk ise dünya genelinde 4. sırada yer alan “iş uygulamaları”. Bu risk Türkiye’nin de arasında bulunduğu Orta Doğu/Asya bölgesinde en önemli risk olarak görülüyor.  Şirketler ve düzenleyici kuruluşların yanlış uygulamaları ortadan kaldırmak için yaptığı çalışmalara rağmen, bu özellikle de satış baskısının yoğun olduğu ekonomik kriz döneminde hala büyük risk olarak görülüyor. 

Araştırmanın ortaya çıkardığı en önemli kaygılar arasında dünya genelindeki listede 2. sırada “yatırım performansı” ve 3. sırada “makro ekonomik ortam” bulunuyor. Bu durum yıllardır süren düşük faiz oranları ve yoğun rekabete maruz kalan sigorta sektörün üzerindeki baskıları artırıyor. En temel kaygılardan bir diğeri ise 6. sırada gelen getiri garantisi sunan ancak günümüzdeki düşük faiz oranları ile kârlı olarak finanse edilemeyen getiri garantili ürünler. 

 

 

PwC ve CSFI / Sigortacılıkta öngörülen riskler anketi - 2013

Dünya                    Türkiye
1 Yasal düzenlemeler                1 Doğal afetler
2 Yatırım performansı            2 Aktüeryal varsayımlar
3 Makro-ekonomik ortam            3 Risk yönetimi kalitesi 
4 İş uygulamaları                4 Yatırım performansı
5 Doğal afetler                    5 İş uygulamaları
6 Getiri garantili ürünler            6 Sermaye bulabilme
7 Risk yönetimi kalitesi            7 Repütasyon
8 Yönetim kalitesi                8 Kurumsal Yönetim
9 Uzun vadeli yükümlülükler             9 Yönetim kalitesi
10 Politik müdahaleler            10 Makro-ekonomik ortam
11 Dağıtım kanalları                11 Yasal düzenlemeler
12 Aktüeryal varsayımlar            12 Uzun vadeli yükümlülükler
13 İnnovasyon                    13 Dağıtım kanalları
14 Repütasyon                    14 İnnovasyon
15 Değişim Yönetimi                15 Arka ofis
16 Sermaye bulabilme                16 İklim değişikliği
17 Kurumsal Yönetim                17 Getiri garantili ürünler
18 İklim değişikliği                18 Terörizm
19 İnsan kaynağı                19 Suç
20 Ürün geliştirme                20 Değişim Yönetimi
21 Sosyal medya                21 İnsan kaynağı
22 Suç                        22 Reasürans
23 Karmaşık yapıdaki araçlar            23 Çevre kirliliği/ kirlilik
24 Reasürans                    24 Ürün geliştirme
25 Arka ofis                    25 Sosyal medya
26 Çevre kirliliği/ kirlilik            26 Politik müdahaleler
27 Terör                    27 Karmaşık yapıdaki araçlar