Şahane Misafir krize karşın ödül avında

Yönetmen Özpetek: "Benden sonra çıkan bütün filmler, izlenme oranı bakımından Şahane Misafir'in seviyesine ulaşamadı"

YAYINLAMA
GÜNCELLEME




ROMA  - İtalya'da yaşayan ünlü yönetmen Ferzan Özpetek, son filmi Şahane Misafir'in gişe başarısını (Magnifica Presenza), İtalya'yı etkisi altına alan ekonomik krize rağmen tatmin edici buluyor. Ferzan Özpetek, Şahane Misafir'e olan ilginin kendisini tatmin edip etmediğinin sorulması üzerine, "Film çıktığı zaman, ilk iki hafta çok kuvvetliydi. Her şey çok güzeldi; hatta daha önce konuşmuştuk telefonda; bazı sinemalarda alkış aldığına dair haberler geldiğinden söz etmiştim. Fakat, büyük bir kriz var. Dedim ki bu film benim öteki filmlerim gibi üst seviyede değil. Örneğin, Serseri Mayınlar acayip bir şey yapmıştı" dedi.

İtalya ve Avrupa'yı etkisi altına alan mali borç krizinin sinemaya da yansıdığını ifade eden Özpetek, "Fakat benden sonra çıkan bütün filmler, izlenme oranı bakımından Şahane Misafir'in seviyesine ulaşamadı. Böyle bir durum da var" dedi.

Sinemaları olumsuz etkileyen şey

Krizin sadece İtalya'da olmadığına işaret eden yönetmen, sinema, tiyatro gibi gösteri etkinliklerinin yapıldığı yerlerin alışveriş merkezleri gibi her şeyin bir arada olduğu mekanlarda olduğunu, dolayısıyla 4 kişilik bir ailenin, sadece sinema masrafı değil aynı zamanda yeme-içme gibi harcamalar yapmasının, sinemaya olumsuz etki ettiği görüşünü dile getirdi. Özpetek, bu tarz mekanların İtalya'da çok olduğuna ve sinema sektörünün yüzde 60'ını elinde tuttuklarına dikkati çekerken, "Bir gazetede okudum. Yani bir sinemaya gitmek, pizza yemek, bir aile için hemen hemen imkansız. Sinema 8 avro, pizza 25-30 avro, hatta 4 kişilerse daha da fazlaya maloluyor ve hemen hemen imkansız hale geliyor. Kriz etkiliyor" ifadelerini kullandı.

Şahane Misafir Moskova yolcusu

Şahane Misafir filminin seyirciyle kurduğu temastan duyduğu memnuniyetini her fırsatta dile getiren başarılı yönetmen, dokuzuncu filminin, ABD'nin New York kentinde düzenlenen Open Roads Film Festivali'nin açılış filmi olduğunu anımsattı ve Haziran sonunda başlayacak olan Moskova Film Festivali'ne de katılacağı bilgisini verdi. Özpetek, "New York'da Open Roads'un açılışı benim için çok sürpriz oldu. Çünkü, daha önce 5 kere gittim Open Roads'a, açılış yapmamıştım. Filmim, Rusya tarafından satın alındı. O yüzden oraya gidip ben de promosyon yapacağım, hem de festivale katılacağım. Serseri Mayınlar Moskova'da çok güzel gitmişti" dedi. ABD'de Open Roads, Tribeca gibi film festivallerine daha önce katılan Özpetek, bu ülkede kendisini takip eden bir seyirci kitlesi oluştuğunu görmekten duyduğu memnuniyeti de ifade etti.

"Eleştiriler çok normal ve doğal"

Filme yönelik bazı eleştiriler hatırlatılan Özpetek, Şahane Misafir'i, Serseri Mayınlar gibi bekleyenlerin, bu beklentisini karşılamadığını belirterek, "İtalya'da bir gazete diyor ki, Özpetek'in en iyi filmi. Diğeri, hiç olmamış diyor. Yani bu çok normal, çok doğal. Türkiye'de de bir takım insanların dediği, benim kulağıma gelen şeyler: 'ikinci kere gördüğüm zaman filmi anladım, sevdim'. Niye biliyor musun? Filmde çok fazla konu var, belki de ondan" diye konuştu.
Alt yazılı filmlerin, konular çok olduğunda takip edilmekte güçlük yarattığını ifade eden yönetmen, "Dublaj olayını Türkiye sevmiyor, öyle bir şey var, orijinal ses seviliyor" dedi.

Özel seyirci kitlesi var

İçinden geçtikleri dönemin, insanların sinemadan neşeli ve içi rahat bir şekilde çıkmasını sağlayacak şekilde olması gerektiğini söyleyen Özpetek, "Film böyle bir mahsun bırakıyor insanı. Onun ben de farkındayım; çıkarken böyle bir hüzünlü çıkıyorsun. Düşündürtüyor bazı konularda. Belki o da var işin içinde ama İtalya için çok zor bir konuydu. İtalyanlar kesinlikle doğaüstü olan şeylere 'Nedir bu' diye bakarlar. Saçma geliyor, 'nereden çıktı bu hayalet' diye sorgulayan yapıdadır İtalyanlar genelde. O yüzden de benim böyle bir seyircim var, film ne olursa olsun, mesela Mükemmel Bir Gün insanların çok karşı çıktığı bir konuydu. Ama yine de belirli bir seyirci gidiyor. Benim en minimuma düştüğünde seyirci sayım 750 ile 850 bin civarındaydı"  şeklinde konuştu.

53 yaşındaki yönetmen, kemikleşmiş seyircisi olduğunu, bunun bazen artabileceğini bazen ise azalabileceğini ifade ederek, "O yüzden öyle bir seyirci potansiyeli var, o nasıl olsa gidiyor. Şehirlerde özellikle öyle bir seyirci var. Ama bu bazen artar bazen azalır, onu bilemiyorum artık. Şahane Misafir'den sonra çıkan öteki filmler, İtalyan filmleri, benim ulaştığım seyirci sayısına varamadı" dedi.

Özpetek, Şahane Misafir'in İtalya'da izleyenlerin sayısının 800 bin ile 850 bin arasında değiştiğini belirterek, "Serseri Mayınlar, 1 milyon 900 bin civarındaydı. Ama Serseri Mayınlar'ın çıktığı dönem o zamanki gişelere göre normaldi. Şahane Misafir'de ise benden sonra kimse 500 bine varamadı. Yani onu hesaba katmak lazım, bunu söylediğin zaman az geliyor ancak, bizim dağıtım şirketi diyordu ki 'bizim için harika" ifadelerini dile getirdi.

Ödülden ödüle

İtalya'da geçen Mart ayında gösterime giren ve Mayıs ayından bu yana ödül kovalayan Şahane Misafir, katıldığı ilk ödül töreni olan İtalyan Oscarları olarak anılan David di Donatello'dan ödül alamamıştı. Haziran ayı başında İtalyan sinema dergisi CIAK'ın ödüllerinde, en iyi yönetmen ve en iyi aktör ödüllerini kazanmaya başaran Özpetek'in Şahane Misafir'i, ay sonunda 9 dalda aday olduğu İtalya'nın prestijli Nastri d'Argento ödüllerinde, İtalyan yönetmen Marco Tullio Giordana'nın "Romanzo di Una Strage (Bir Katliamın Romanı)" filmi ile çekişecek. Şahane Misafir,  Temmuz ayı başında da Roma'da Yabancı Gazeteciler Birliği'nin verdiği Globo D'Oro ödüllerinde, en iyi yönetmen, en iyi aktör, en iyi müzik ve en iyi görüntü yönetmeni dallarında ödül almak için mücadele edecek.

9. filminin çeşitli ödüllere aday olmasıyla ilgili soru üzerine Özpetek, "Bunlar güzel, çok hoş şeyler. Nastri d'Argento ay sonunda belli olacak. Filmin ne kadar etkilediği şimdi şimdi bu ödüllerle çıkıyor. Aday olmak bir başarı. Çünkü bir sürü film arasından bir seçim yapılıyor. Bu da hoşuma gidiyor" dedi.