Sapla samanı ayırt etmek...

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

DİYARBAKIR'DAN / Mahir SOLMAZ

[email protected]

Geçtiğimiz günlerde Diyarbakır'da 'AB, Türkiye ve GAP Bölgesinde Hayvancılık' konusu masaya yatırıldı. Duayen isimlerin yer aldığı geniş katılımlı müthiş keyifli bir panel gerçekleştirildi. GAP İdaresi Başkan  Yardımcısı Mustafa Kömlek ve TOBB Başkan Yardımcısı Faik Yavuz panele katılan isimlerdendi. Gazetemiz Genel Yayın Yönetmeni Hakan Güldağ'ın moderatörlüğünü yaptığı panelde yine gazetemiz yazarı Rüştü Bozkurt panelist olarak yer aldı. İş adamı Ethem Sancak, Harran Üniversitesi Veteriner Fakültesi Öğretim Üyesi Şükrü Güler, Diyarbakır Ticaret ve Sanayi Odası Genel Sekreteri Mehmet Aslan, Dicle Üniversitesi Veteriner Fakültesi Öğretim Üyesi Yardımcı Doçent Doktor Hüseyin Pulat diğer panelistlerdi. Programın Almanya, Polonya ve Danimarka'dan konukları da vardı: Hayvan üreticisi Kurt Nisgaard, Ole Gammelgaard  ve Tommy Nisgaard, alternatif enerji (biyogaz, rüzgar vb) makine imalatçısı Jerzy Wolski,  tarım ve hayvansal üretim mekanizasyonu ve makineleri imalatçısı Jan Lönstrup Tobiasen  Kunud Steiner Föhns ile uluslararası ticaret uzmanı Kadir Koşar.

Toplantıda Yrd . Doç. Dr. Hüseyin Pulat tarafından hazırlanan ve 16 akademisyen ile Ticaret ve Sanayi Odası'nın destek verdiği "GAP Bölgesi Hayvansal Üretiminde Dikey Kümelenme Modeli" projesi de tanıtıldı. Hayvancılık ile ilgili duayen isimler konuşmaya başlayınca bölgede ve Türkiye'de hayvancılığın neden bu kadar geri kaldığı daha iyi anlaşıldı. Hükümetin tarım ve hayvancılık konusunda popülizmden kurtulması gerektiğinin altını çizildi.

Toplantı öncesi Danimarka, Almanya ve Polonya heyeti ile Yrd. Doç. Dr Hüseyin Pulat, Diyarbakır Ticaret ve Sanayi Odası Genel Sekreteri Mehmet Aslan ve hayvancılık sektörüne yeni giren iş adamımız Hayri Biroğul ile birlikte sohbet ettik. Toprağımızın çok verimli olduğunu, bol suyun bulunduğunu ve güneşin doğallığı ile bu topraklarda ürün kalitesi çok yüksek, verimliliği çok yüksek ürünler elde edilebileceğini vurguladılar. Kendilerine bizim neden bu halde olduğumuzu sorduğumda ise 'Bilinç üreticiye sahip değilsiniz ve bu işi bir endüstri olarak görmüyorsunuz' cevabını verdiler. Gerçekten de böyleydi. Biz tarımı ve hayvancılığı bir endüstri olarak görmüyoruz. Görmemişiz. Köylü ile çıktığımız bu yolculukta, ne köylü kendini geliştirmek için çaba  sarf etmiş ne de hükümetler köylüyü bilinçlendirmek için doğru bir politika izlemiş. Türkiye'de köylüye ve çiftçiye verilen küçük çaplı desteklerle bu ülkenin tarım ve hayvancılık ayakta tutulmaya çalışılmış. İthal etin bile sektörde tehdit unsuru olduğu şu günlerde tüm topu hükümetlere atmak doğru olmaz. Hükümetlerin tarım ve hayvancılık için verdiği destekler, birçokları tarafından yanlış kullanıldı.

Yabancı iş adamları GAP Bölgesinde Hayvansal Üretimde Dikey Kümelenme Projesi'ne biogaz ünitesi kurarak destek verecekler. Ayrıca yine proje kapsamında çiftçi eğitim okulu açılması konusunda hemfikir olundu. Hayvancılık ile ilgili konuşulacak şey çok. Ama görünen o ki hayvancılık ve tarımda biz sapla samanı ayırt edememişiz.