Sende Oslo'yu açıklayacak cesaret var mı?

CHP Sözcüsü ve Genel Başkan Yardımcısı Haluk Koç, Başbakan'ın, Oslo'da altına girdiği sorumluluğu, CHP'ye Sosyalist Enternasyonal'e ilişkin sorumluluk atarak hafifletmeye çalıştığını öne sürdü.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

 

 
ANKARA - CHP Sözcüsü ve Genel Başkan Yardımcısı Haluk Koç, Başbakan'ın Oslo tavrı için "Oslo'da tilki postuna bürüneceksin, Türkiye'de konjonktürel milliyetçilik yapmaya devam edeceksin. Bunu kimse yutmaz" dedi. 
 
CHP Merkez Yönetim Kurulu (MYK) Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu başkanlığında genel merkezde toplandı. Toplantı devam ederken basın toplantısı düzenleyen Koç, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın CHP'nin de imzası olan Sosyalist Enternasyonal bildirisiyle ilgili eleştirilerine yanıt verdi. Koç, Başbakan'ın "Numan Kurtuldu" toplantısında Sosyalist Enternasyonal'i diline doladığını ifade ederken, bunu Oslo'yu unutturmak, Oslo'nun üzerini örtmek için gündeme getirdiğini savundu. Koç, Başbakan'ın bildirgede "kafasını taktığı" üç ayrı bölüm olduğunu ifade ederken, bunlardan ilkinin Türkiye'deki halen tutuklu olan seçilmiş milletvekillerinin mahkeme kararıyla görevlerini yapmalarının engellendiğini ve bunun kınandığı paragraf olduğunu belirtti. Koç, "Bu durumun Birleşmiş Milletlerin uluslararası sivil ve politik haklar sözleşmesine Avrupa İnsan Hakları sözleşmesine aykırı olduğunu, yargı bağımsızlığının demokrasi için temel koşul olmasına rağmen Türkiye'de yaşananların, uzun tutukluluk sürelerinin, milletvekillerinin yanında, çok sayıda gazeteci, öğrenci ve kamu görevlisinin kapsadığını, bunun kabul edilemez olduğu büyük bir paragrafta yer almış durumda" dedi. Koç, Suriye'yle ilgili paragrafta ise, "Dış silahlı müdahalenin kabul edilemeyeceği ve ön koşul olmaksızın tarafların uluslararası toplumun çağrısı ile demokratik süreçleri oluşturabilecek bir süreci olgunlaştırmaları çağrısının yer aldığını" kaydederken, "Hem Esad rejimin demokrasiye dönüşmesi, hem de sürece uluslararası silahlı bir müdahalenin yersizliği konusunda açık bir paragraf" dedi. 
 
Sen de Oslo tezgahını belgeli konuşabilecek yürek var mı?
Koç, Kürt sorunu ile ilgili bölüm olan üçüncü paragrafın ise Başbakan'ı en çok ilgilendiren paragraf olduğunu ifade ederken, Başbakan'ın, Oslo'da altına girdiği sorumluluğu CHP'ye Sosyalist Enternasyonal'e ilişkin sorumluluk atarak hafifletmeye çalıştığını öne sürdü. Koç, toplantıda İran - Kürt Demokrat Partisi'nin self-determinasyonla ilgili verdiği bir önergeye, heyette bulunan CHP temsilcilerinden Faruk Loğoğlu ve Osman Korutürk'ün, sözlü olarak itiraz etmeleri üzerine, o bölümün çıkartıldığını belirtirken, ilgili paragraftaki "Kürt sorunun uluslararasılaştırılmış" gibi yoruma açık olan bölümünün ise CHP'nin onayı olmadan sonradan bildiride yer aldığını kaydetti. Koç, bu bölüme CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun imzasıyla "Bu paragraf CHP'nin görüşleri ve anlayışlarıyla bağdaşmamaktadır" şeklinde muhalefet şerhi konulduğunu belirtti. 
 
Koç, "Bizim Sosyalist Enternasyonal toplantısında söyleyenleri bu kadar açık net, somut, belgeli bu toplumun ve medyanın önüne getirdiğimiz halde, Sen de Oslo tezgahını bizim gibi millettin önünde şeffaf, açık, belgeli konuşabilecek yürek, cesaret var mı, yok mu sen bunu açıkla bize? Açıklayamaz, çünkü onun tüm derdi 12 Haziran seçimlerine kadar şehit gelmesin. Oslo'da tilki postuna bürüneceksin, Türkiye'de konjonktürel milliyetçilik yapmaya devam edeceksin, özeti bu. Bunu kimse yutmaz, bunu artık millete de yutturamazlar. Yandaş kalemlerin bütün feryadına, figanına rağmen takke düştü, kel göründü artık" dedi. 
 
Silah bıraktırma gündemiyle görüşebiliriz
Koç, bu süreçle ilgili "CHP'de çelişki var, CHP'de sözcü ayrı, genel başkan ayrı konuşuyor diyenlere de açık söylüyorum" derken, "Terör örgütüyle görüşebiliriz, tek koşulla silah bıraktırma gündemiyle. Onun dışında örgütü siyasi muhatap olarak karşısına alıp Türkiye'yi Anayasasından, kamu düzenine kadar her boyutta bir siyasi muhataplık verirsen, bunu herkesin vicdanına bırakıyorum, neresinde bunun çatlak. Manşet çıkaranlar, senaryo anlatanlar, çizenler, yazanlar, kafalarına göre CHP görmeye kendisini programlayanlar, sözcü de aynı konuşuyor, Sayın Genel Başkan da aynı konuşuyor" dedi. 
 
Mahkemenin kararı siyasi
Koç, Balyoz Planı Davasında çıkan kararlara ilişkin ise, "Darbeye de darbe girişimine de, demokrasinin hangi açıdan olursa olsun vesayet altına alınma girişimlerine karşı da CHP açıkça karşıdır, karşı durmaya da devam edecektir. Postallı darbeye de karşıyız, cüppeli darbeye de karşıyız. Biz demokrasiden yanayız, hukuk devletinden yanayız. Darbeyle hesaplaşma adı altında, hukuk darbesi yapılmasına da karşıyız" dedi. 
Bu davada adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini savunan Koç, "Bu mahkemede, mahkeme başkanı vardır, savcı vardır, sanık vardır ama avukat da yoktur, adalet de yoktur. Davanın süreci adil olmadığı sürece karar da adil olamaz.Adil yargılanma hakkının olmadığı bir demokrasi olmaz. Adil yargılanma hakkı yoksa, demokrasinin nefes borusu tıkanmış demektir. Hepimizin adil yargılanma ve hukuk devleti ilkelerine namusumuz gibi sahip çıkmamız gerekir" dedi. Koç, mahkemenin siyasi bir karar verdiğini belirtirken, "Bu mahkemenin verdiği karar Amerika'da McCarthy Komisyonu'nun, Yassıada, Zincirbozan yargılamalarının, Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının yargılamalarının siyasi mahkeme örnekleriyle birlikte anılacaktır" dedi. Koç, "Şu anda içinde yaşadığımız gerçek, yeni bir vesayet dönemine geçtiğimizdir" derken, "Bu yeni vesayet dönemini anlatmak için hükümlülerden sökülecek apoletlerin Başbakana törenle takılması gerekir. Çalışma masasına bir dönem hayranı olduğunu ifade ettiği Kenan Evren'in fotoğrafını da koyarsa bu yeni vesayet dönemi tamamlanmış olur" dedi. 
 
KPSS değil AKPSS
Koç, hükümet tarafından yapılan zamları da eleştirirken, Başbakan'ın kastettiğinin "gerçekdışı konuşma dallarında" ve zamlar konusunda "usta" olduğunu ifade etti. Koç, "Dolayısıyla halkın yaşamının her alanına ustalık zamları karabulut gibi çöküyor. Millet feryat ediyor, Başbakan Numan'ı kurtarmakla meşgul" dedi. KPSS'nin bir fiyaskosu olduğunu ifade eden Koç, "TUS aynı, Hakim ve Savcı sınavları aynı, ÖSS aynı ve 
ÖSYM Başkanı hala görevde. KPSS değil, AKPSS oldu, AKP Seçme Sınavı" ifadelerini kullandı. 
 
Savcı Uzun cinayetinin sorumlusu Başbakan
Koç, Tunceli‘nin Ovacık ilçesi Cumhuriyet Savcısı Murat Uzun'un şehit olmasından ise Başbakan'ı sorumlu tutu. Koç, "Başbakan Ovacık'ta evine girerken şehit edilen Savcımız için çiçek çocuklarından bahsediyor. Sayın Başbakan bu zulmün, cinayetin sorumlusu sensin. Bir Savcımız dağda kaçırılıp şehit edilmedi Tayyip bey. Şehrin içinde evinin girişinde vuruldu. Bir devlet savcısını koruyamaz mı? Bavullarla Libya'ya milyon dolarlar aktaran Suriye'de iç çatışmayı körükleyen, kaynakları bulan hükümet Ovacık'ta savcısını koruyamıyor. Bunu millete nasıl açıklayacaksın?" dedi. 
Bu konularda ilginizi çekebilir