Serbest bölgelerde üretim yapan firmaların yarattıkları haksız rekabet ve vergi kayıpları

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Akif PARLATAN / Gümrük Müşaviri

Serbest bölgelerde üretim yapmanın avantajları, diğer bir deyişle serbest bölgelerde üretim yapan firmalara sağlanan teşvikleri sayacak olursak aşağıdaki maddeleri sıralayabiliriz.

-  %100 vergi muafiyeti:

Serbest bölgelerde faaliyet gösteren yerli ve yabancı işletmeler üretim faaliyetlerinden doğan kazançları üzerinden %100 kurumlar vergisi veya gelir vergisinden muaf tutulmuşlardır.

- Gümrük vergisi, KKDF muafiyeti:

Serbest Bölgelerde faaliyet gösteren firmalar KDV, gümrük vergisi ve %3 KKDF gibi gümrükle ilgili vergi ve gerekliliklerden muaf tutulmuşlardır

- Muhtasar muâfiyeti:

Ürettiği ürünlerin en az %85'ini Türkiye harici ülkelere satan üretim ruhsatı sahibi firmalar çalışanları için ödedikleri maaşları üzerindeki gelir vergisinden %100 muaftırlar.

- Serbest kâr transferi:

Yabancı veya yerli tüm serbest bölge kullanıcıları, bölgede elde ettikleri kârlarının Türkiye'ye ve/veya yurtdışına izne tabii olmadan transferini yapabilirler.

Şeklinde sıralayabiliriz.

Serbest bölgelerde üretim yapan firmalarla ilgili yukarıda belirttiğimiz avantajlar devlet tarafından yasal olarak sağlananlardır. Fakat hiçbir yerde serbest bölgelerde üretim yapan firmalara sağlanan teşvikler arasında yer almamasına rağmen bazı firmalar Gümrük Yönetmeliğinin 431'inci maddesinin sağladığı imkanı kullanarak, bazı firmalarda  bunu suistimal ederek kendilerine ek bir avantaj sağlamaktadırlar. Serbest bölge üreticilerinin bu uygulaması hem iç piyasada aynı malı üretenlere göre haksız bir rekabet ortamı oluşturmakta hem de vergi kaybına neden olmaktadır.

Konuyu açacak olursak;

Serbest bölgelerde üretim yapan firmalar Türkiye'ye gönderdikleri eşyalardaki gümrük vergilerini iki şekilde ödeyebilirler:

a-Eşyanın üretiminde kullandıkları hammaddeler üzerinden

b-Türkiye'ye gönderilen eşyanın kendisi üzerinden

Söz konusu üreticiler kullandıkları hammaddelerin vergileri düşükse "a" şıkını yok eğer son üretilen ürünün vergisi daha düşük ise "b" şıkkına göre vergilendirmeye yapmaktadırlar.

Türkiye'ye gönderilen eşyaların tamamına yakın bölümünde vergiler eşyanın üretiminde kullanılan hammaddeler üzerinden ödenmektedir.

(Bu uygulamanın ortadan kalkması için Gümrük Yönetmeliği'nin 431'inci maddesinde düzenleme yapılması gerektiği düşüncesindeyim.)

Serbest bölgede üretim yapan firmaların Türkiye'ye gönderdikleri eşyaların vergilerini kullandıkları hammadde üzerinden öderken ortaya çıkmaktadır. Firmaların tamamına yakını da Türkiye'ye gönderdikleri mallarda vergileri ürünün içinde kullandıkları 3.ülke menşeli girdiler üzerinden ödemektedirler. Daha doğrusu ödediklerini zannetmektedirler.

Serbest bölgede üretilen bir eşyanın ülkemizde serbest dolaşıma girerken vergileri eğer içinde kullanılan girdiler üzerinden ödenecekse bundan sadece gümrük vergisi anlaşılmaması gerekir. İthalatta alınması gereken vergilerden anlaşılması gereken "gümrük vergisi ile diğer eş etkili vergiler ve mali yükler" olmalıdır.

Yukarda yazdıklarımızın püf noktası üreticilerin ithalat vergilerinden sadece gümrük vergisini diğer bir deyişle telafi edici vergiyi anlamalarından kaynaklanmaktadır. Oysa İthalat vergileri gümrük vergisinin yanında diğer eş etkili vergileri ve mali yükleri de kapsamaktadır.

Serbest bölgelerdeki bir çok üretici hammadde üzerinden vergilendirme yapmakta fakat gümrük vergisinin (TEV) dışında o hammaddenin Türkiye'ye ithalinde ödenmesi gereken anti damping vergisi vb. diğer vergileri ödemeyi atlamaktadır.

Serbest Bölgede üretim yapan firmaların büyük bir bölümünün Türkiye'ye gönderdikleri mallarda kullandıkları hammaddelerin sadece gümrük vergisini ödeyip diğer eş etkili vergileri ödememeleri hem vergi kaybına neden olmakta hem de ülkemizde aynı eşyayı benzer hammaddeleri ithal ederek üretim yapan firmalara karşı haksız rekabet ortamının oluşmasına neden olmaktadır.

Farkında olmadan oluşan bu ortamın ortadan kalkması için hem firmaların hem de ilgililerin gerekli çalışmayı yapmaları halinde hem vergi kaybı önlenmiş olacak hem de iç piyasa üreticilerine karşı elde ettikleri haksız rekabetin son bulmasını sağlanacaktır.