Sigortacılık sektöründe ilk altı aylık dönem sonuçları ve finansal raporlama gelişmeleri (Bölüm-2)

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

VERGİ PORTALI / Okan GÜN 

Değerli DÜNYA okurları bir önceki yazımda finansal raporlama açısından sigorta şirketlerini 2008 yılından başlayarak etkileyecek önemli gelişmeler üzerinde durmuştum. Bugün ise sigorta şirketlerinin 2008 yılı finansal tablolarındaki önemli kalemleri ve bu tabloların analizi sırasında dikkat edilmesi gereken bazı konuları ele alacağım.

Sektörün toplamına baktığımızda 2008 yılının ilk altı aylık prim üretiminde 2007 yılının aynı dönemine göre enflasyondan arındırılmamış değerler baz alınarak yüzde12,24'lük bir artış gerçekleştiğini görüyoruz. Bu artış ışığında sektör gerek 2007 yılının ilk altı ayının büyüme oranı olan yüzde14,6'nın, gerekse 2006 yılının ilk altı ayının büyüme oranı olan yüzde17,52'nin gerisinde kalmış durumda. Bu durum madalyonun sadece prim yüzünü ortaya koyuyor. Peki ya kârlılık açısından sektör 2007 yılına göre nasıl etkilendi?

Kârlılık nasıl değişti?

Hazine tarafından 2008 yılı Nisan ayında yayımlanan "Finansal Tabloların Sunumu Hakkında Tebliğ"de, 2008 yılında finansal tablolar için karşılaştırma yapma şartı aranmadığı bildirilmişti. Bu doğrultuda şirketler, ara dönem finansal tablolarını geçmiş dönem ile karşılaştırmalı olarak kamuya açıklamadılar. Bununla birlikte İMKB'den veya şirketlerin internet sitelerinden geçmiş dönem finansal tablolarını edinmek elbette mümkün. Kârlılığın ve diğer önemli finansal tablo kalemlerinin geçmiş döneme göre nasıl değiştiğinin analizinde aşağıda belirtilen konuların göz önünde bulundurulması oldukça önemli.

Teknik karşılıklardaki değişikliklerin etkileri

Bir önceki yazımda vurguladığım üzere 2008 yılında teknik karşılıkların hesaplamasında bazı önemli değişiklikler yapıldı. Bunlardan belki de en önemlisi sigorta şirketlerinin teknik karşılıklarının hesaplanmasında en önemli araçlardan biri olan aktüeryal zincirleme merdiven metodunun finansal raporlama sürecinde yer almaya başlaması oldu. Hazine tarafından, 2008 yılından itibaren şirketlere en az bir aktüer bulundurma zorunluluğu getirilmesinin ardından, aktüeryal zincirleme merdiven metodu hesaplamalarının da zorunlu kılınması, Türk sigorta şirketlerinin teknik karşılık hesaplamalarının yabancı sigorta şirketlerine yakınlaştırılmasına yönelik iki önemli adım olarak görülmektedir.

Mevcut teknik karşılıklarda yapılan değişiklikler olarak ele alabileceğimiz, hesaplanan muallak tazminat karşılığı üzerinden istatistiksel bir yönteme göre rücu gelir tahakkukları yapılmaya başlanması ve aktüeryal zincirleme merdiven metodu doğrultusunda yapılan hesaplama sonucunda ek muallak tazminat karşılığı ayrılması uygulamalarına 2008 yılından itibaren başlanmıştır.

2008 yılında ilk defa uygulamaya konulan teknik karşılıklar içerisinde yer alan ve geçmiş dönemlerde ayrılan deprem hasar karşılığını anımsatan dengeleme karşılığı ile sigorta şirketlerinin ikramiye ve indirim uygulamasına gitmesi durumunda ayrılan ikramiye ve indirimler karşılığının da etkileri 2008 yılı cari dönem gelir tablosunda muhasebeleştirilmiştir. Dolayısıyla yukarıda belirtilen uygulamaların etkilerinin tamamı 2008 yılı cari dönem gelir tablosuna yansıtılmıştır.

31 Aralık 2007 tarihli finansal tablolardan düzeltilen ve dolayısıyla söz konusu tarih itibariyle olan etkisi geçmiş yıllar kârlarına verilen tek karşılık devam eden riskler karşılığıdır.

Yukarıdaki bilgiler ışığında bir analiz yapıldığında sigorta şirketlerinin 2008 yılı ara dönem sonuçlarının teknik karşılıklarda yaşanan gelişmelerden önemli ölçüde etkilendiğini görebiliyoruz. 2008 yılı ara dönem sonuçları geçmiş dönem ile karşılaştırılırken veya gelecek yıl ara dönemde elde edilecek sonuçlar 2008 yılının ara döneminde elde edilen sonuçlar ile karşılaştırılırken söz konusu değişikliklerin etkilerini göz önünde bulundurmak son derece önem arz etmektedir.

TFRS'ye geçiş ve açılış bilançolarının düzeltilmesi

Teknik karşılıklarda yaşanan önemli değişikliklere ek olarak, sigorta şirketleri belli konular dışında, Türkiye Finansal Raporlama Standartları'na ("TFRS") 2008 yılından itibaren geçtiler. Hazine yaptığı açıklamada TFRS'ye geçiş dolayısıyla yapılması gereken düzeltmelerin geçmiş dönemlere ait kısmının 2007 yıl sonu finansal tabloları üzerinden yapılması gerektiğini belirtti. Bu doğrultuda şirketler 31 Aralık 2007 tarihli bilançolarında yapmış oldukları ilgili düzeltmeleri özsermaye altında "geçmiş yıllar kârları" olarak sınıflandırdılar. Bu düzeltmelerin 2007 yılının gerek ilk altı ayına, gerekse yıl sonuna ait gelir tablosu üzerindeki etkilerini ayrı olarak hesaplamadılar ve finansal tablolarında göstermediler. Bu nedenle 2008 yılı ilk altı aylık dönemi, açılış bilançosunun düzeltilmesi sonucunda, yürürlükte olan tüm TFRS'lerin etkilerini içermekte iken 2007 yılının ilk altı ay sonuçları TFRS ile ilgili düzeltmeleri içermemektedir. TFRS'ye geçiş esnasında 2007 yıl sonu finansal tablolarına yapılan düzeltmelerden önemli olanları arasında aşağıdaki düzenlemeleri sıralayabiliriz:

i) Kıdem tazminatı karşılığının iskonto edilmesi:

TMS 19 uyarınca iskonto edilen karşılıkta 2007 yıl sonu bilançolarında ilan edilen değerlere göre önemli derecede azalma meydana gelmiştir. Bu noktada dikkate alınması gereken esas konu geçmiş dönemlerde iskonto edilmemiş yüksek tutardaki karşılıklardaki değişimler gelir tablosunu etkilerken, 2008 yılından itibaren gelir tablosundaki etki, iskonto edilmiş düşük tutarlardaki karşılıkların değişiminden oluşacak ve dolayısıyla kıdem tazminatı gideri önemli ölçüde azalacaktır.

ii) Ertelenmiş vergi varlığı veya yükümlülüğü:

TMS 12 uyarınca, 31 Aralık 2007 tarihi itibariyle mevcut geçici zamanlama farklılıkları üzerinden ertelenmiş vergi varlığı veya yükümlülüğü geriye yönelik olarak hesaplanmış ve finansal tablolara alınmıştır. Bu doğrultuda 2007 yıl sonu özsermayelerinde gerçekleşen değişikliklerin, 2008 yılının ilk altı aylık dönem kârı ve gelecek dönem kârları üzerindeki etkileri, ertelenmiş vergileri doğuran geçici zamanlama farklılıklarının ne zaman ortadan kalkacağına bağlı olarak ele alınmalı ve analiz edilmelidir.

iii) Kullanılmamış izinler için karşılık ayrılması: Çalışanların kullanmadıkları izinler ile ilgili olarak elde ettikleri haklar için tamamen tahakkuk esasına göre ayrılan karşılık sonucunda şirketlerin özsermayelerinde azalış meydana gelmektedir.

iv) Bağlı ortaklık, birlikte kontrol edilen ortaklık ve iştirakler ile ilgili düzenlemeler:  Söz konusu bağlı ortaklık, birlikte kontrol edilen ortaklık ve iştirakler geçmiş dönemlerde maliyet değerleri üzerinden finansal tablolarda gösterilmekteydi. Bununla birlikte Hazine'nin 12 Ağustos 2008 tarihli duyurusu sonucunda söz konusu şirketlerin maliyet değerleri üzerinden muhasebeleştirilmesi yanında özkaynak yöntemine göre muhasebeleştirme veya piyasa değerleri üzerinden kayda almanın da mümkün olduğu belirtilmiştir.

Yukarıda belirtilen gelişmeler belli açılardan zorlu bir geçiş dönemi yaratsa da 2008 yılı sigorta sektöründe Avrupa Birliği normlarına uyum konusunda çok önemli bir adımın atıldığı yıl olarak hafızalarımızda yerini alacaktır.