Silahlar gömülsün, gideceklerse gidebilirler

 

 

ANKARA  - Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, bölücü terör örgütünün tehditleri ortadan kalktığı zaman operasyonların duracağını ifade ederken, "Silahlar bırakılsın, gömülsün. Gideceklerse gidebilirler, ülkemizde kalmak isterlerse zaten suça bulaşmamış olanlar için hanelerine, annelerine, babalarına kavuşabilirler" dedi. 

 

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, çeşitli temaslarda bulunmak üzere özel uçak "ANA" ile saat 21.20'de Avusturya'nın başkenti Viyana'ya gitti. 

 

Başbakan Erdoğan'ı, Esenboğa Havalimanı'ndan Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, Ankara Valisi Aladdin Yüksel, Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek, Ankara Emniyet Müdürü Kadir Ay ve diğer ilgililer uğurladı. 

 

Başbakan Erdoğan ile Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay, AB Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Mevlüt Çavuşoğlu, AK Parti Grup Başkanvekili Ayşe Nur Bahçekapılı ve bazı milletvekilleri de Viyana'ya gitti. 

 

Hareketinden önce gazetecilerin sorularını yanıtlayan Erdoğan, terörün bitirilmesi sürecine ilişkin bir soru üzerine, bu süreçte temel ilkelerinin, esaslarının belli olduğunu dile getirdi. Erdoğan, şu cevabı verdi: 

"Bizler bu istikamette, çok açık net herhangi bir soru işaretine mahal vermeyecek şekilde neleri nereye kadar nasıl yapabileceğimizi zaten milli birlik ve kardeşlik projemizle çözüm süreci içerisinde açıkladık. Baldıran zehri de olsa ülkemizin huzuru, refahı için onu içeriz. Kalkıp da birliğimizi sarsmaya, bozmaya yönelik bir şeyler talep edilmesin. Her zaman söyledik; tek bayrak, tek millet, tek vatan, tek devlet dedik. Bunun içinde herkese yer var. Kimse burada dışarıda kalmaz. Ne kadar farklı etnik unsur olursa olsun hepsiyle kardeşçe yaşamanın zeminini hazırlamaya çalışan bir iktidarız." 

 

"Hiçbir dönemde verilmemiş olan imkanları 10 senede AK Parti iktidarı kültürel anlamda da verdi, altyapı üstyapıyla da verdi" diyen Başbakan Erdoğan, "Biz bu ülkede ne etnik milliyetçiliği tanıdık, ne bölgesel milliyetçiliği tanıdık. Hepsini elimizin dışıyla ittik ve bölgeleri kucakladık. Aynı şekilde dini azınlıklar noktasında da hepsine eşit mesafede, güvence altına aldık. 10 yıllar boyu gayrimenkullerine el konulmuş olan azınlık vakıflarının bütün gayrimenkullerini peyderpey kendilerine vermeye başladık. Dün itibariyle 181 gayrimenkulü sahiplerine telim etmiş durumdayız. Böyle bir sürecin içerisindeyiz. Bunu bizim iktidarımız yaptı. Bizden öncekiler böyle bir şey yapmadı. Biz aslında Avrupa'ya örneğiz onlar böyle bir şey yapmıyor ama biz bunu da başardık" ifadelerini kullandı. 

 

Başbakan Erdoğan, "Öcalan'ın mektubunda olduğu ifade edilen bir duruma göre, PKK'nın 15 Ağustos tarihinde sınır dışına çıkması ama 21 Mart itibariyle de silah bırakma çağrısına uyması ifadesi yer alıyor. Siz PKK'nın tümüyle silah bırakacağını düşünüyor musunuz?" sorusuna, "Ben yine ilkemizden bahsedeceğim. Bu işi fazla dallandırmak budaklandırmak amacında değiliz. Biz ilkelerimizi koymuşuz. Terör örgütü silahları bırakıp, ülkemizi terk ettikten sonra zaten ülkemizde herhangi bir sıkıntı olmayacaktır. Kendi içlerindeki sorunlar, şu bu denildiği zaman bu demektir ki biz ülkemizde güvenlik güçlerimizle bu mücadelemizi sürdürmek durumundayız" yanıtını verdi. 

 

Gidecekleri ülke çoktur

Operasyonların durup dururken yapılmayacağına, operasyonun bir netice olduğuna değinen Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: 

"Operasyonların sebebi bölücü terör örgütünün tavırlarıdır. Bu sebep ortadan kaktığı zaman, bu tahrikler bu tehditler ortadan kalktığı zaman güvenlik güçlerimiz neden kalksın da operasyon için kendisine fırsat kollasın. Böyle bir şey olmaz. Biz diyoruz ki silahlar bırakılsın, gömülsün. Gideceklerse gidebilirler. Ülkemizde kalacaklarsa zaten suça bulaşmamış olanlar zaten hanelerine, annelerine, babalarına da kavuşabilirler. Daha önce de bunların açıklamalarını yaptık. Birileri bunları anlamak istemedi. Şu andaki yapı içinde de süreçte de eğer silahları bırakıp ülkemizi terk edeceklerse dünyada gidecekleri ülke çoktur. Komşu ülkeye de gidebilirler, başka ülkeye de gidebilirler, bu onların takdiridir. Milletimi ne olur anaların gözyaşı dinsin, akan kan dursun diyor. Biz bunun için katkı çarpısında bulunduk. Bütün riskleri sırtlanarak bu adımları attık. Bundan sonraki süreçte de atmaya devam edeceğiz. Yeter ki milli birliğimiz kardeşliğimiz bu ülkede egemen olsun, iktidar olsun."