Soyadı kanununda tarihi karar

Anayasa Mahkemesi, çiftlerin boşanması halinde 'çocuğun babasının seçtiği veya seçeceği soyadını alacağı'na ilişkin hükmü iptal etti.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME
ANKARA - Anayasa Mahkemesi'nin, Soyadı Kanunu'nun, evliliğin feshi veya boşanma hallerinde çocuğun babasının seçtiği veya seçeceği adı alacağına ilişkin hükmünü iptal etti.
Eşinden boşanan ve çocuğunun velayet hakkı kendisine verilen davacı anne, açtığı davada, çocuğunun soyadının değiştirilmesini istedi.
Davaya bakan Siirt Asliye Hukuk Mahkemesi de 2525 sayılı Soyadı Kanunu'nun 4. maddesinin ikinci fıkrasının, anayasaya aykırı olduğu kanısına vararak, iptali istemiyle Anayasa Mahkemesine başvurdu.
Başvuru kararında, itiraz konusu kuralın ailenin eşler arasında eşitliğe dayandığına ilişkin Anayasa'nın 41. maddesi ile kadınlar ve erkeklerin eşit haklara sahip olduğuna dair Anayasa'nın 10. maddesine ve dolayısıyla Anayasa'nın temel hak ve özgürlüklerin Anayasa'nın sözüne ve ruhuna, demokratik toplum düzeninin ve laik Cumhuriyetin gereklerine ve ölçülülük ilkesine aykırı olamayacağına ilişkin 13. maddesine aykırı olduğu ileri sürüldü.
Davayı esastan görüşen Yüksek Mahkeme, düzenlemeyi oy birliğiyle iptal etti.
Anayasa Mahkemesi'nin gerekçesinde, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun çocuğun soyadını düzenleyen 321. maddesinde yer alan "Çocuk, ana ve baba evli ise ailenin soyadını taşır. Ancak, ana önceki evliliğinden dolayı çifte soyadı taşıyorsa çocuk onun bekarlık soyadını taşır" hükmü nedeniyle, itiraz konusu kuralın günümüzde sadece bazı istisnai durumlarda uygulanabilmesinin söz konusu olacağı belirtildi.
Gerekçede, Anayasa'nın 10. maddesinde eşitlik ilkesine yer verildiği, 41. maddesinin birinci fıkrasında da ailenin Türk toplumunun temeli olduğu ve eşler arasında eşitliğe dayandığı belirtildi. Eşitlik ilkesinin eşler arasında da geçerli olduğunun vurgulandığı kaydedilen gerekçede, Anayasa'nın 41. maddesinin birinci fıkrasına da 4709 sayılı Yasa ile "ve eşler arasında eşitliğe dayanır" ibaresinin eklendiği, madde gerekçesinde düzenlemenin kadın-erkek eşitliğini sağlamaya yönelik olduğu ifade edildi.
Eşitlik ilkesine aykırı
Eşitlik ilkesinin, aynı konumda bulunan kadın ve erkeğin yasalar önünde eşit haklara sahip olmasını gerektirdiğine işaret edilen gerekçede, şu konulara dikkat çekildi:
"Kişinin cinsiyeti nedeniyle karşı cinse göre ayrıcalıklı duruma getirilmesi bu ilkeye aykırı düşer. Ayrıca eşitlik, bireyler arasındaki farklılıkların göz ardı edilerek herkesin her bakımdan aynı kurallara bağlı tutulması anlamında da algılanamaz. Kimi kişilerin başka kurallara bağlı tutulmalarında haklı nedenler varsa, yasa önünde eşitlik ilkesine aykırılıktan söz edilemez. Bu nedenle, yaradılış ve işlevsel özelliklerin zorunlu kıldığı kimi ayırımlar haklı bir nedene dayandığı ölçüde eşitliği bozmadığı halde, sadece cinsiyete dayalı ayrımlar eşitlik ilkesine açık bir aykırılık oluştururlar.
Eşler, evliliğin devamı boyunca ve boşanmada sahip oldukları hak ve yükümlülükler bakımından aynı hukuksal konumdadırlar. Erkeğe velayet hakkı kapsamında tanınan çocuğun soyadını seçme hakkının kadına tanınmaması, velayet hakkının kullanılması bakımından cinsiyete göre ayırım yapılması sonucunu doğurur. Bu nedenle itiraz konusu kural, Anayasa'nın 10. ve 41. maddelerine aykırıdır, iptali gerekir."
AA
Bu konularda ilginizi çekebilir