”Soykırım yapmadık, vatan savunduk” yürüyüşü

İstanbul, Ankara ve İzmir gibi yurdun çeşitli şehirlerinde 1915 olaylarına ilişkin çeşitli protesto yürüyüşleri gerçekleştirildi.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

ANKARA/İZMİR/İSTANBUL - İzmir'de, 1915 olaylarına ilişkin Ermeni iddialarına karşı, "Soykırım yapmadık, vatan savunduk" yürüyüşü gerçekleştirildi.

Talat Paşa Komitesi, Azerbaycan Kültür Merkezi Derneği, İzmir Ulusal Strateji Merkezi ve Cumhuriyet İçin Güçbirliği üyeleri tarafından düzenlenen yürüyüşe katılan eylemciler, çeşitli sloganlar atarak, Bostanlı vapur iskelesinden Şehit Diplomatlar Anıtına kadar yürüdü.

Burada yapılan konuşmalarda emekli korgeneral Yaşar Müjdeci, Ermenilerin dünyayı aldattığını söyleyerek, "Hem kendileri yapıyor, hem de dünyayı kandırıyorlar" dedi.

Müjdeci, soykırımın, Türklerin ve Osmanlıların değil, Ermenilerin "bizatihi" yaptığı bir şey olduğunu belirterek,  "Böyle bir şeyin Türkler tarafından yapılması mümkün değil. Eğer öyle olsaydı, Anadolu'da tek bir Ermeni dahi bırakılmamış olurdu" diye konuştu.

Ulusal Strateji Merkezi İzmir Başkanı Orhan Ayber de, Ermenilerin beş ayrı "yalan" söylediğini, Türk ulusunun görevinin ise bunların tamamını ortadan kaldırmak olduğunu belirtti.

Azeri Dernekleri adına konuşan Seyfettin Ayakyay ise "Biz bu vatanda soykırım yapmadık, biz bu vatanı savunduk, savunacağız" ifadelerini kullandı.

Şehit diplomatların yakınları adına konuşan Ertan Özen de Türk halkının kin güden değil, ama onuruna düşkün bir halk olduğunu söyleyerek, "O kanların yerde kalmamasını istiyorsanız, onurlu bir dış politika yürüteceksiniz, kimsenin önünde eğilmeyeceksiniz, ülkeyi satmayacak, sattırmayacaksınız" şeklinde konuştu.

Konuşmaların ardından bir süre slogan atan grup daha sonra dağıldı.

Haydapaşa'da sürtüşme

İSTANBUL- İnsan Hakları Derneği (İHD) üyesi bir grup, Haydarpaşa Garı'nda, 24 Nisan 1915'te meydana geldiği iddia edilen olayları protesto etmek amacıyla oturma eylemi yaptı.    

Garın girişinde toplanan "İnsan Hakları Derneği İstanbul Şubesi Irkçılık ve Ayrımcılığa Karşı Komisyon" üyesi grup, 24 Nisan 1915'de gözaltına alındıktan sonra bir daha haber alınamadığı öne sürülen "220 Ermeni aydın"ın fotoğrafıyla oturma eylemi yaptı.

Burada bir basın açıklaması yapan İHD Onur Kurulu Üyesi Avukat Eren Keskin, 24 Nisan 1915'de İstanbul'da aralarında sanat, edebiyat, düşünce ve kültür dünyasının temsilcilerinin de bulunduğu 220 Ermeni aydının göz altına alındığını anlattı.

Keskin, bu kişilerin önce merkez cezaevi olarak kullanılan Mehterhane'ye, ertesi günde Sarayburnu'na götürülerek bir gemiye bindirildiği ve Haydarpaşa Garı'na götürüldüğünü kaydetti.

Bu kişilerin oradan nereye götürüleceklerine ilişkin bir bilgi verilmeksizin Anadolu'ya doğru yola çıkarıldıklarını savunan Keskin şöyle konuştu:

"Bir grup Ayaş'a, bir grup Çankırı'ya götürüldü. Ayaş'a götürülen 70 kişiden 58'i, Çankırı'ya götürülen 150 kişiden 81'i öldürüldü. Söz konusu ırkçı anlayış ve uygulamalar sonucunda, Ermenilerin sadece canlarına kast edilmedi. Mallarına, mülklerine, tarihlerine el konuldu. Bu anlayışı sürdürenler, bizlere yalana dayalı bir resmi tarihi dayatarak gerçeği unutturmak istiyorlar. Bizler 95 yıldır bu yalana inanmıyoruz. Gerçeğin ortaya çıkmasını istiyoruz. Soykırım insanlık suçudur ve bir daha asla diyoruz."

Grup, basın açıklamasının ardından, yanlarında getirdikleri karanfilleri denize attı.

Org. Başer ve büyükelçilerden protesto

Öte yandan, aralarında emekli büyükelçiler ve paşaların da bulunduğu karşıt bir grup ise eylemcileri protesto etti.

Burada bir açıklama yapan Emekli Orgeneral Edip Başer, 24 Nisan 1915 yılında yapılan tehciri kınamak amacıyla eylem yapan İHD üyelerini tasvip etmediklerini söyledi.

Başer, şöyle konuştu:

" Tehciri kınamak ayrı şey, onlar tehciri neden kınayacaklar bilemiyorum. Ama bence asıl kınayacakları onların iddia ettikleri, inandıkları şey. Ermeniler tarafından da iddia edilen 'Ermeni soykırımı gerçektir' düşüncesi. Bu düşünce içinde olan insanlar özür dileme gibi bir kampanyayı başlattı bir de. Ben şahsen böyle bir iddiaya da böyle bir eyleme de katılmıyorum. Doğruluğuna da inanmıyorum böyle bir düşüncenin. Çünkü Türk ulusu, Türk devleti hiç bir şekilde tarihinde hiç kimseye karşı bir soykırım hareketi yapmamıştır. Türk ulusunun tarihinde soykırım yoktur. Bunu hiç bir tarihi belge ifade etmemektedir. Ama diğer bir çok ulusun tarihinde Türklere karşı soykırım hareketleri söz konusudur. Bunlarla ilgili tarihi belgeler de ortadadır. Türk ulusu hiç bir ulusa karşı kin ve nefret duygusu içinde olmamıştır. Ermeni vatandaşları bir düşmanlık, bir kin duygusu içine sürüklenmiştir. Bu nedenle soykırım iddiası yapay bir iddiadır. "

Başer, Tüklerin hiç bir zaman diğer uluslara karşı soykırım iddiasını gündeme getirmediğini de belirterek, tehcir meselesinin, Birinci Dünya savaşı sırasında Doğu Anadolu'da Türk sivillere karşı Ermeni çetelerinin yaptığı soykırım hareketlerine karşı o zamanki Osmanlı hükümetinin Ermenileri o bölgeden başka bir bölgeye intikal ettirmesi olduğunu anlattı.

Bunu bugün bir soykırım olarak tanıtmanın, batılılar tarafından üretilmiş bir şey olduğunu ifade eden Başer, "Böyle bir eylemin Türkiye'de yapılması bana göre utanç verici. Bana göre hiç bir zaman onaylanmayacak bir hareket. Türkiye'de soykırımı kabullenerek, 'evet Türkler soykırım yapmıştır' denilerek, bunun içinde böyle eylemlere girişmek bana göre çok yanlış" diye konuştu.

Bu arada, eylemden sonra dağılan İHD üyelerine karşıt gruptakilerden bazıları sözlü olarak gruba sataştı.

Maltepe Üniversitesi Cumhuriyet Tarihi Bölüm Başkanı Doç. Dr. Orhan Çekiç de İHD üyeleri arasında bulunan iş adamı Osman Kavala ile tehcir meselesi üzerine bir müddet tartıştı.

Çekiç ayrıca grubun dağıldığı sırada, iddialara tepki göstererek, "Bu ülkede bilim adamları var, tarih var. Belgeleri açın. Bir de özür diliyorsunuz, terbiyesizler" diye bağırdı.

İki grubun sözlü atışması güvenlik güçlerinin araya girmesiyle son buldu. İHD üyeleri, daha sonra vapura binerek olay yerinden ayrıldı.

ADD'den meclis önünde  protesto

Atatürkçü Düşünce Derneği üyeleri, bazı ülkelerin 1915 olaylarıyla ilgili aldıkları kararları, AK Parti Hükümetini ve Anayasa değişikliği çalışmalarını protesto etti.

Çeşitli illerden yedi otobüsle başkente gelen ADD Gençlik Kolları üyeleri ile DSP Genel Sekreteri Hasan Erçelebi, İP Genel Başkan Yardımcısı Bülent Esinoğlu ile bazı sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri İkinci Meclis önünde toplandı.

"Ya istiklal ya ölüm, tam bağımsız Türkiye", "Soykırım yalanı, Amerikan planı", "Mustafa Kemal'in askerleriyiz", "Her yer TEKEL, her yer direniş" sloganları atan grup, Türk bayraklarıyla Birinci Meclis önüne yürüdü.

ADD Gençlik Kolları Genel Başkanı Öner Tanık, burada yaptığı açıklamada, ekonomik değerlerin yabancılara peşkeş çekilerek cumhuriyetin kazanımlarını karşılıksız yabancılara devredildiğini iddia etti.

Tanık, uluslararası politikalarda "ver, kurtul" şeklinde bir zihniyet olduğunu ve bununla dış politikanın bitirildiğini, Türkiye'nin, haklarını savunamaz hale getirildiğini öne sürerek, "bundan yararlanan bazı ülkelerin cesaretlenerek tarihsel ve bilimsel hiçbir gerçekliği olmayan sözde soykırım dayatmalarında bulunduğunu" savundu.

Bilim insanlarının, askerlerin, siyasi parti liderlerinin hiçbir hukuksal geçerliliği olmadığı halde hapiste tutulduğunu iddia eden Tanık, "demokrasi ve normalleşme adı altında hukuk cinayetleri işlendiğini" söyledi.

"Türkiye, tarihin hiçbir döneminde soykırım yapmadı"

Tanık, Anayasanın değil, rejimin değiştirildiğini de öne sürerek, "AK Parti Anayasasının millete dayatıldığı" görüşünü dile getirdi.

DSP Genel Sekreteri Erçelebi de Türkiye'nin 90 yıl önce olduğu gibi bugün de kara bulutlarla örtülmek istendiğini ifade ederek, her yıl Meclisin açılışını kutlarken soykırım yalanıyla ilgili bulutların gönderildiğini söyledi.

Erçelebi, "Türkiye, Türkler, tarihin hiçbir döneminde soykırım yapmadı, katil olmadı" diye konuştu.

Söylenen yalan karşısında sessiz kalmayacaklarını vurgulayan Erçelebi, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve TBMM Başkanı Mehmet Ali Şahin'i göreve çağırdı.

Erçelebi, Meclisin özel oturumla toplanarak "soykırım yalanını konuşup gerçekleri dünyaya haykırmasını, protokollerin de yırtılıp atılmasını" istedi.

Grup, konuşmaların ardından bir süre daha slogan attıktan sonra dağıldı.

Beyoğlu'nda oturma eylemi

Öte yandan, Galatasaray Lisesi önünde toplanan "İnsan Hakları Derneği İstanbul Şubesi Gözaltında Kayıplara Karşı Komisyonu" üyesi bir grup, ellerinde 24 Nisan 1915'de gözaltına alındıktan sonra bir daha haber alınamadığı öne sürülen "139 Ermeni aydın"ın fotoğrafıyla oturma eylemi yaptı.

Grup adına yapılan açıklamada, bu kişilerin "başına ne geldiğinin" açıklanması istendi.

O dönemde yaklaşık 220 Ermeni aydının evlerinden ve iş yerlerinde gözaltına alındığı savunulan açıklamada, şöyle denildi:

"Bazıları cezaevine götürüldü. Ardından da Haydarpaşa Garı'nda trenlere bindirilerek ülkenin başka bölgelerine gönderildiler. İçlerinden 81 kişi öldürüldü. 139 kişiden ise bir daha haber alınamadı. Adaletin sağlanması için kayıp yakınlarının sesine kulak verin, tarihle yüzleşin, kayıp yakınlarından özür dileyin. Toplu mezarları koruma altına alın, gerçeklerin araştırılmasını ve ortaya çıkarılmasını sağlayın. 24 Nisan 1915'in 95'inci yılında kayıp yakınları ve insan hakları savunucuları olarak toplumsal belleği zayıf tutma politikalarına, tarihi gerçekleri çarpıtanlara inat, onları unutmadık, unutturmayacağız."

Grup, açıklamanın ardından dağıldı.

Bu konularda ilginizi çekebilir