STK'ların Lice raporu tamam

Diyarbakır Barosu Başkanı Elçi: Soruşturmayla ilgili gizlilik kararını doğru bulmadığımızı ve şaşkınlıkla izlediğimizi belirtmek isterim.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

DİYARBAKIR - Lice ilçesinde 1 kişinin ölümü, 9 kişinin yaralanmasıyla sonuçlanan olayla ilgili, Diyarbakır Barosu, İHD Diyarbakır Şubesi, Tabib Odası, TMMOB Diyarbakır Temsilciliği ile Diyarbakır Ticaret ve Sanayi Odası (DTSO) tarafından hazırlanan araştırma ve inceleme raporu açıklandı.

 Baro Başkanı Tahir Elçi, baro adli yardım binasında düzenlenen basın toplantısında yaptığı konuşmada, 28 Haziran'da Lice'nin Kayacık köyünde yaşanan olayla ilgili bir inceleme raporu hazırlandığını söyledi.

Olayın duyulması üzerine Diyarbakır Baro Başkan Yardımcısı Nahit Eren, İHD Diyarbakır Şube yöneticileri, DTSO, Türkiye İnsan Hakları Vakfı, TMMOB Diyarbakır Temsilciliği ile Diyarbakır Tabip odası yetkililerinin hemen olay yerine gittiğini belirten Elçi, heyetin cumhuriyet savcısı ile delil tespit çalışmasına katıldığını, Lice ve Diyarbakır'da yaralılarla olayın tanıklarıyla bir dizi görüşme gerçekleştirdikten sonra raporu hazırladıklarını kaydetti.

Daha sonra raporu okuyan Nahit Eren, olay mahalinde ve hastanede dinlenen tanıkların, Kayacık Karakolu önünde yeni karakol inşaatını protesto etmek amacıyla toplandıklarını, bir süre sonra BDP Lice ilçe başkanının karakol önündeki bir askeri yetkili ile görüştüğünü belirttiklerini aktararak şöyle konuştu:

"Daha sonra hiçbir dağılma uyarısı yapılmadan grubun üzerine duman çıkaran maddenin atıldığını, ancak bunların gaz bombası gibi yakıcı ve rahatsız edici olmadığını, sadece duman çıkardığını, hatta bunlardan birkaçının önlerine düştüğünü, henüz patlamadan birkaç gösterici tarafından alınıp çadırların bulunduğu kısma geri atıldığını belirtmişlerdir. Aynı tanıklar; göstericiler tarafından söz konusu patlamayan cisimlerin çadırlara doğru geri fırlatılması üzerine, askerlerin ateş açmaya başladığını, ilk etapta kendilerinin hedef alınmadığını, havaya ateş açıldığını, daha sonra çadırlara doğru yanıcı maddelerin (molotof olabilir) atıldığını gördüklerini, çıkan yangınla birlikte göstericilerin köye doğru kaçmaya başladığını ancak bir anda karakolun üst kısmında bulunan yeni yapılan ve yüksek gözetleme kulelerinin bulunduğu kısımdan ateş açılmaya başlandığını belirtmişlerdir."

"Kan izlerinin tamamı karakol sahasının dışında"
Karakolun üst bölgesinde karakolun güvenliğini sağladığı tahmin edilen ve askeri birimlerin yerleşik olduğu askeri üs bölgesi bulunduğu, karakolun tellerle çevirili bahçe alanında gözetleme kulelerinin yer aldığını gözlemlediklerini belirten Eren, yapılan incelemede bulunan kan izlerinin tamamının karakol sahasının dışında 20-50 metre mesafede bulunduğunu belirlediklerini anlattı.

Göstericilerin bulunduğu kısımda herhangi bir silaha ait mermi kovanı tespit edilmediğini, bu konuda herhangi bir iddianın da dile getirilmediğini vurgulayan Eren  şunları söyledi:

"Olay yerinden pet şişeler, sigara izmaritleri ve pankartlar delil olarak alınmıştır. Olay yerinde üzerinde "Savaş Değil, Barış İstiyoruz" yazılı bir pankartın bulunduğu, bu pankartın da olay yeri inceleme ekipleri tarafından el konulduğu görülmüştür. Savcıdan karakolda olay esnasında kullanılan bütün silahlara el konulması talep edilmiş ve savcı tarafından bu talep kabul edilmiş, silahları incelemek üzere el koyacağını belirtmiştir. Yapılan protesto gösterisinin iddia edildiği gibi uyuşturucu operasyonlarına karşı olmadığı, 'kalekol' olarak tabir edilen yeni karakol yapımlarının barış sürecine zarar verebileceği kaygısıyla yapılan demokratik bir gösteri olduğu tespit edilmiştir. Yaralıların hastane raporları ile olayda hayatını kaybeden Medeni Yıldırım'a ait otopsi raporuna göre, mermi çekirdeklerinin vücudun üst bölgelerinden giriş yapıp daha aşağıdaki bölgelerden çıkış yapmış olması, göstericilere sadece kendilerine göre daha yüksek konumda bulunan, yani gözetleme kulelerinden ateş açıldığı tespitini doğrulamaktadır."

Gizlilik kararının kaldırılması talebi
Avukat Nahit Eren, raporun sonuç kısmında ise köylülerin devam eden karakol inşaatını protesto etmek amacıyla karakol önünde toplandıkları, yapılacak toplantı ve protestodan karakol yetkililerin haberdar olduklarını da belirtti. 

Olaya ilişkin soruşturmanın son derece şeffaf, hızlı ve etkin bir şekilde yürütülmesi gerektiğini ifade eden Eren, olayın tüm taraflarının soruşturmaya etkin bir şekilde katılmaları sağlanması ve gizlilik kararının kaldırılmasını talep ettiklerini açıkladı.

Baro Başkanı Tahir Elçi de gazetecilerin soruları üzerine, olay ile uyuşturucu arasında bir bağlantı kurmanın olayı saptırmaya dönük olduğunu ve uslubun doğru olmadığını savundu. Yaralıların kalaşnikof türü uzun namlulu silahla değil de daha ağır bir silahla vurulduğuna dair tespitlerin bulunduğunu öne süren Elçi, "Ayrıca soruşturmayla ilgili gizlilik kararını doğru bulmadığımızı ve şaşkınlıkla izlediğimizi belirtmek isterim" dedi.