Talas'ta tarihsel dönüşüm

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

KAYSERİ'den / Mahmut SABAH

Talas, dün doğal güzelliklerin, tarihsel ve kültürel değerlerin harman olduğu kendine özgü bir uygarlıklar kenti idi. Bugün ise villaların, modern konakların, beton yığını apartmanların eski kültürlerle yarışa kalkıştığı kabına sığmayan bir sayfiye şehri…

Talas sadece yazları değil, artık kışları da kıpır kıpır.Yeni yerleşim alanlarında hızlı bir yapılaşma var. Caddeler, meydanlar açılıyor; parklar, dinlenme alanları, eğlence mekanları tanzim ediliyor.Yaşam alanları daha ferah, daha iç açıcı hale getiriliyor. Kısacası; Talas'ın standardında kalite değişimi yaşanıyor!

Talas, tarihsel kültürel dokusunu, eskiden ÇEKÜL Vakfı Başkanı Prof. Dr. Metin Sözen ve merhum Prof. Dr.Zafer Bayburtluoğlu'nun özverili çabaları sonucu, başkan Orhan Say'la gündeme taşıyan hareketli bir sayfiye kenti idi; bugün Rifat Yıldırım'la sürdürüyor aynı  hareketliliği. Mimar Orhan Say'ın başlattığı, Yıldırım'ın aynı duyarlılıkla devam ettirdiği 'tarihsel dönüşüm' projesi; yok olmaya yüz tutmuş eski Talas için, bir bakıma 'iade-i itibar' özelliği taşıyan bir proje.

Say döneminde tarihi dokuda başlatılan 'iyileştirme' çalışmaları bugün de devam ediyor. Ali Saib Paşa Sokağı, ünlü Okutan Konağı restore ediliyor. Falezlerde ortaya çıkan yeraltı şehri, turizme hazırlanıyor. Dahası… Aralarında, sivil mimarlık örneği konakların da bulunduğu, çok sayıda tarihi yapıyı, ayağa kaldırmanın yolları aranıyor.

Talas, Tarihi Kentler Birliği'nin "7 Bölge 7 Kent" projesinde. Türkiye'nin doğal ve kültürel değerlerini, geleceğe taşımak amacıyla başlatılan projede, Talas 'simge' isim. Projede, Orta Anadolu Bölgesi'ni, zengin kültürel kimliğe sahip Talas temsil ediyor.

Bölgede, sadece Talas'ın projeye dahil edilerek, kültürel kimliğinin farklı boyutlarda ele alınması, bugüne kadar ayakta kalabilen, tarihsel dokunun, örneğin karekteristik özelliklere sahip tüm yapıların bundan böyle korunacağı anlamını taşıyor.

Başkan Yıldırım'a göre, proje turizm açısından çok yarar sağlayacak. Tarihi doku ayağa kalktığında, sadece Talas'ın değil, Kayseri'nin de çehresi değişecek; insanların yüzü gülecek.

Evet… Kültürsüz kalkınma tat vermiyor. Eğer Talas kalkınmış kabul ediliyorsa, bugünkü konumunu, güçlü sosyal geçmişine ve zengin kültür mirasının üzerinde varlığını sürdürmesine borçlu. O nedenle; mirasyedilikten, hoyratça saçıp savurmaktan vazgeçmek ve de, kültürel geleceğinin hesaplarını iyi yapmak zorunda.