Tamer Temel'den yeni albüm geliyor

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Türkiye'nin son dönem en önemli saksafon sanatçılarından Tamer Temel üç yeni albüm müjdesi verdi. Sanatçı bir trio, bir quintet albümü üzerinde çalışıyor. Üçüncü albüm ise Tamer Temel'in de dahil olduğu "Bir şeyler eksik" grubunca hazırlanıyor.

Şimdiye kadar kendi adına ilki 2011 tarihli "Barcelona" adını taşıyan, ikincisi ise 2013 tarihli "Bir Kedi Kara" isimli iki albüm yayınlayan ve pek çok farklı sanatçının albümünde saksofonuyla yer alan Tamer Temel, Murat Ali Oral'ın sorularını yanıtladı. 

Benim gibi sizin de bir iktisat mezunu olduğunuzu biliyorum. Ama benim aksine siz hayallerinizin peşinden koşmayı tercih etmişsiniz. Öncelikle bunun için sizi tebrik ediyorum. Saksafonla nasıl tanıştınız müzisyen olmaya nasıl karar verdiniz? 

Saksafondan önce gitar ve bağlama çalıyordum, caz dinlemeye başladığım sıralarda saksafondan çok etkilendim ve bir şekilde edindim, sonrası bolca çalışma.. Müzisyen olmaya nasıl karar verdim hatırlamıyorum, sanırım olaylar o yönde gelişti kendiliğinden.

Tamer Temel kimdir nerde doğmuştur nasıl bir aileden gelir ailesinde müzisyenlik geçmişi var mıdır? Müziği seçmesine ailesinin tepkisi ne oldu?

İstanbul doğumluyum ama ben doğduktan hemen sonra ailem önce Çanakkale’ye sonra da İzmir’e göç etmiş, dolayısıyla hayatımın çok büyük bir bölümü İzmir’de geçti. Ailemde hiç müzisyen yok ama müziğe yatkın insanlar var sanırım, annem bir şekilde müzikal bir insan bence, babam da öyleydi. Müziği seçtiğimde onlara tepki verme şansı bırakmadım sanırım (tebessüm ediyor) olumsuz bir tavırları olmadı hiç.

Murat Ali Oral:  Nasıl bir çalışma sistemi uyguluyorsunuz? Kimlerden ders aldınız? 

Başlarda özel olarak saksafon dersi almadım, etrafımda merak ettiklerimi sorabileceğim insanlar oluyordu mutlaka, İzmir’e gelen büyük müzisyenlere de aklımdakileri sorardım mutlaka. Kendisi saksafon çalmamasına rağmen Haldun Özşakar’ın çok katkısı olmuştur özellikle armoni öğrenmemde. Bugüne kadar beraber çaldığım arkadaşlarımın da çok büyük katkısı oldu, olmaya devam ediyor. Asıl mesele sanırım meraklı olmak ve çok dinlemek, merak ettiğiniz şeye ulaşıyorsunuz bir şekilde. Albümler en iyi öğretmenler sanırım.

Murat Ali Oral: Saksafonda kendinize örnek aldığınız isim, isimler kimlerdir? 

Çok fazla isim var aslında, eski üstadlar, yeniler. Aklıma hemen gelenlerden bazıları, Lester Young, Coleman Hawkins, Charlie Parker, Coltrane, Sonny Rollins, Wayne Shorter, Joe Henderson, Michael Brecker, Joe Lovano, Cannonball Adderley, Kenny Garrett, Steve Coleman, Chris Cheek, Seamus Blake…. o kadar çok ki. Son zamanlarda yeni nesilden çokça vaktimi alan ve elimden geldiği kadar takip etmeye çalıştığım Mark Turner, Steve Lehman ve Ben Wendel’ı da ekleyeyim tabii. Elbette Wayne Shorter çok büyük kahraman benim için her zaman.

Türkiye'de çoğu insan işini severek yapabilme şansına sahip değil. Sizi bu açıdan mutlu azınlık arasında görüyorum. Özellikle sizi sahnede izlerken, bu hisse kapılıyorum. Zaman zaman vokalistle zaman zaman gitarda Eylül ya da Basda Alp'le paslaşmanız ve bu sırada aranızda oluşan telepati, elektrik ve neşe doğrusu imrendiriyor insanı. Biliyorum Türkiye'de bir müzisyen olarak hele hele caz müzisyeni olarak çok ciddi paralar kazanmak mümkün değil ama, "Hem eğleniyorum, hem para kazanıyorum" diyebilen mutlu azınlık arasında kendinizi görüyor musunuz? Bu soru ile birlikte Türkiye'de müzisyen olmanın zorluklarını ve iyi yanlarını da dinlemek istiyorum sizden. 

Evet Türkiye’de müzisyen olmak bazı açılardan zor ama bazı açılardan da kolay sanki. En önemlisi benim için müziği iş olarak görmemek hiç bir zaman, dolayısıyla planlar yapmadan yapabildiğim/çalabildiğimin en iyisini yapmaya çalışıyorum. Sahnedeki etkileşim en güzel kısmı tabii, çalarken birbirinden beslenmek ve beraber bir şey ortaya koymak sanki en mühimi, aksi durumlar hiç ilgimi çekmiyor nerdeyse. 

Bir taraftan da geçinmeniz gerekiyor elbette. Kendi adıma yaptığım müziklerde hiç bir güdünün beni etkilemesine izin vermemeye çalışıyorum. Geçinmek için yaptıklarımızda (bunlara ders vermek de dahil) mutlaka iyi bir yan bulmaya çalışıyorum. Kendi eğitimim gibi görüyorum çoğunu. Bir şekilde dışarının istekleri ile içimdekileri dengelemeye çalışıyorum yani..

Kanadalı bir müzisyen arkadaşım bir keresinde bana şöyle demişti, "müzik her yerde var, çok yerde ticari olarak var, bir starlık sistemi ve onun merkezinde ve etrafında para kazanan insanlar var, Ama Türkiye'de müziğin sanki mistik bir yanı var. Bu yüzden müzisyenler daha fazla çaba harcıyor ve daha fazla kendini veriyor"  Siz bu görüşe katılıyor musunuz? 

Sanırım dünyanın her yerinde bu iki farklı müzisyen tipi var. Doğru bildiği müziği yapanlar ve daha fazla para kazanmak için müzik yapanlar her yerde mevcut. Sanırım bazı müzisyenler daha çok iş adamı gibi davranıyor, bazıları da kendini ifade etmenin yollarını arıyor. Bunlar bence bizim dışımızda şeyler, müzisyenlerden çok belki eleştirmenlerin işi olabilir bu yargılar, çizgiler çok net olamıyabiliyor ve bunlarla uğraşmak yerine kendini ve müziğini geliştirmeye çalışmak, yeni ifade yolları aramak sanırım bize düşen, gerisini dinleyiciler, eleştirmenler halleder gibi :)

Şimdi kusura bakmazsanız, biraz da magazinel sorular sormak istiyorum size, eşinizle nasıl tanıştınız? Gördüğüm kadar siz ne kadar az konuşan çok dinleyen bir insansanız, Çağıl Hanım'da o kadar hareketli o kadar konuşkan bir insan, yanılıyorsam düzeltin ama sanki siz kendinizi enstrümanınızla ifade etmeyi daha çok tercih ediyor gibisiniz. Bu açıdan sizleri birbirini tamamlayan iki insan gibi görüyorum ve birbirinize çok yakıştığınızı düşünüyorum. Kaç yıldır tanışıyorsunuz ve kaç yıldır evlisiniz? Evlilik kararını nasıl aldınız? Hanginiz teklif ettiniz? 

Çağıl ile 4 yıldır evliyiz, bu görüşleriniz için teşekkür ederim. Detaylar çok mühim değil sanırım. İkimiz de hem müziğimiz hem de ilişkimiz için elimizden gelenin en iyisini yapmaya çalışıyoruz...

Yeniden müziğe dönecek olursak, Bir şeyler eksik grubu olarak, ya da Tamer Temel olarak yeni albüm hazırlıkları var mıdır? Üretken bir insansınız ve toplumsal olaylara duyarlılıklarınız müziğinizde kendini gösteriyor. Son dönemdeki yoğun sosyo-politik gündemin ardından sizden yeni bir albüm geleceğini düşünüyorum Haksız mıyım? 

Albüm çalışmalarımız var evet, önümüzdeki yakın dönemde bir kaç albüm paylaşabileceğiz umarım. “bir şeyler eksik” olarak albüm yakın diyebilirim, benim adıma bir quintet bir de trio albüm yakın zamanda kaydedeceğiz, Çağıl ikinci albümü üzerinde çalışıyor, o da yakın zamanda kaydedilecek gibi. Yoğun bir dönem olacak gibi görünüyor.

Keyifli sohbetiniz ve vakit ayırdığınız için teşekkür ediyor ve sabırsızlıkla yeni albümlerinizi bekliyoruz…