Teşvik sistemi
Arif ÖZTAN / Uşak ve Havalisi Tekstil İşverenleri Sendikası Başkanı
Ülkemizde cari açık problemi parasal tedbirlerle soğutulmaya çalışılmaktadır. Bu makro düzeydeki tedbirler mikro düzeyde de teşviklerle desteklenmelidir.
Türkiye'de olmasa olmaz ithalatını yaptığımız ürünler var. Doğalgaz yok, petrol yok. Bunlar için ödenen dövize engel olmanın çaresi yok. Fakat ara malı ithalatını azaltmamız mümkündür. Bu tür malların %80'i ülkemizde üretilebilmektedir ve bu kapasite ülkemizde mevcuttur. Örnek vermek gerekirse 2009 da pamuk ipliğine 2 milyar dolar dövizimiz gitmiştir Bunu engellemek için ise aynı yılın 7'nci ayında dışarıdan gelen ipliğe anti damping uygulaması başlatılmış ve Türkiye'de tüm fabrikalar tekrar çalışmaya başlamıştır. Bu yılın 7'nci ayında da dışarıdan gelen hazır elbiseye vergi getirilerek ve dışarıya giden dövizimizin içeride kalması sağlanacaktır. Bunlar hep doğru kararlardır.
Dünyada emtia fiyatlarının çok yükseldiği bu dönemde kesinlikle geri kazanıma teşvikle destek verilmelidir. 1 kg. pamuk şu sıralar 3 dolar seviyesindedir. Türkiye'nin ihtiyacı olan pamuk 1 milyon dört yüz bin tondur. Üretilen pamuk ise 400 bin ton civarındadır. Geri kazanılan pamuğa yani bu pamuğu tekrar üretime kazandıran sanayiciye bunu kullanan iplikçiye, bunu kazağa, çoraba, kumaşa dönüştüren imalatçıya destek verilmelidir.
Hele bunları da nihai ürün olarak üretip aynı zaman da ihracatını yapan sanayicilerimiz desteklenmelidir. Bu desteğinde elektrikte ve istihdamdaki vergi yükünün azaltılması yönünde yapılması gerektiği ile ilgili görüşlerimizi bakanlarımıza önermiştik.
Geri dönüşüm desteği her sektöre yapılmalıdır. Bunlar;
· Araba lastiğinden kauçuk üretene,
· Pet şişeden elyaf üretene,
· Yünlü konfeksiyon artığından yünü geri kazandırana,
· Hurda demirden demir üretene,
· Hurda kâğıttan kâğıt üretene,
· Hurda naylondan geri kazanım yapana, gibi örneklerle çoğaltılabilir.
Geçmişte bize sanayi ara malı ithalatından korkmamız önerilirdi. Çünkü bu ithalat ihracatı artırıyor denilirdi. Ancak rakamlara baktığımızda daha önceleri doğru olabilecek bu fikrin giderek yanlış hale geldiği görülmektedir. 2001 yılında sanayi ara malının ithalatının sanayi ihracatında kullanımı %90'lar seviyesindeyken 2005'te bu rakam %80'ler seviyesine düşmüştür.
Teşvik denince akla çok genel kapsam gerektirmeyen; proje bazlı adı konan, sanayicinin önündeki maliyet eksilmesine sebep olacak somut şeyler olmalıdır ve kesinlikle özel sektöründe görüşleri alınarak yapılmalıdır. Biz sanayiciler olarak getirisi götürüsü hesaplanabilen, şeffaf, performansı ölçülebilen ve izlenebilen bir sistem kurmak gerekir diyoruz…