TL karşılıklarda altının payı yüzde 30'a çıkabilir

Merkez Bankası, TL munzam karşılıkların altın olarak tutulan oranının yüzde 30'a çıkarılabileceğini kaydetti.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

 

İSTANBUL - Merkez Bankası, Finansal İstikrar Raporu'nda; Türk Lirası zorunlu karşılıkların standart altın olarak tesis edilmesi imkanının üst sınırı, kademeli olarak ve artan katsayılarla yüzde 20'den yüzde 30'a kadar yükseltilebileceğine yer verdi.

Raporda munzam karşılıklara ilişkin yapılan açıklama şöyle:

"2012 yılı Mayıs ayında yapılan son değişiklikle, Türk lirası yükümlülükler için tesis edilmesi gereken zorunlu karşılıkların döviz olarak tutulabilecek kısmına ilişkin üst sınır yüzde 40'tan yüzde 45'e yükseltilmiştir.

Ancak, Türk Lirası zorunlu karşılıkların Türk lirası veya döviz cinsinden tesis edilmesindeki maliyet farkının azaltılması ve bankaların sağlanan yeni imkanı likidite gereksinimleri çerçevesinde kullanmaları amacıyla, ilave edilen yüzde 5'lik imkan için zorunlu karşılığın 1,4 katsayısıyla çarpımına karşılık gelen tutarda döviz tesis edilmesi öngörülmüştür. 

Uygun şartlar oluştuğunda, Türk lirası zorunlu karşılıkların döviz olarak tutulması imkanına ilişkin üst sınırın, giderek artan fazla bulundurma katsayılarıyla yüzde 45'den yüzde 60'a kademeli olarak yükseltilmesi mümkün olacaktır.

Ayrıca, Türk lirası zorunlu karşılıkların standart altın olarak tesis edilmesi imkanının üst sınırı da benzer şekilde, kademeli olarak ve artan katsayılarla yüzde 20'den yüzde 30'a kadar yükseltilebilecektir.

Gönüllülük esasına dayanan bu imkanlar sayesinde bankalar, ihtiyaçlarına göre TCMB'de tuttukları döviz varlıklarını ayarlayabilecektir. Böylece TCMB'nin piyasaya döviz alım veya satımı yönünde müdahale ihtiyacı azalacak ve zorunlu karşılıklar bir otomatik dengeleyici özelliği göstererek kurlardaki oynaklığın azaltılmasına katkıda bulunacaktır."

 Yılın ilk Finansal İstikrar Raporu'nda öne çıkan mesajlar şöyle:

-Dünya genelinde küresel krizin etkileri sürüyor ve kriz sonrasında gelişmiş ülkelerde uygulanmakta olan politikalar küresel ekonomiye yön vermeye devam ediyor.

-Türkiye'de sağlanan mali disiplinin kararlılıkla sürdürülmesi ve esnek para politikası uygulaması olumsuz dış gelişmelerin iktisadi faaliyet üzerindeki etkilerini sınırladı.

TL'nin değeri diğer gelişmekte olan ülkelere kıyasla daha istikrarlı

-Sermaye girişlerinin yanı sıra, uygulanmakta olan esnek para politikası çerçevesinin de katkısıyla Türk lirasının değeri, diğer gelişmekte olan ülkelere kıyasla daha istikrarlı seyretmeye devam etti.
-Ülke risk primindeki düşüşe ek olarak yurt içi yerleşiklerin olumlu beklentileri ekonominin görünümünün iyileşmesine neden oldu.
-İktisadi faaliyet artış hızı yavaşlamakla birlikte 2011 yılında güçlü seyretti. TCMB ve diğer otoritelerce alınan tedbirler neticesinde yurt içi talep büyümesi kontrol altına alındı. İç ve dış talep arasındaki dengelenme güçlenerek sürdü.
-Dış ticaret dengesinde ve cari dengede geçtiğimiz yılın son aylarında başlayan olumlu seyir, 2012 yılının ilk çeyreğinde de devam etti.

Kredilerin artış eğilimi makul seviyelerde

-Kredilerin artış eğilimi, mevsimsel etkiler içermekle birlikte, genel olarak finansal istikrar açısından makul seviyelerde seyretti.
-Arzu edildiği şekilde, kredi büyümesi temel olarak firma kredilerinden kaynaklanırken tüketici kredileri daha sınırlı artış gösterdi.
-Bankacılık sektörü kredilerinin tahsili gecikmiş alacaklara dönüşüm oranının tarihi düşük seviyesini koruduğu görülmektedir. Firmalar kesiminin açık döviz pozisyonu bir risk unsuru olarak önemini korudu.
-Diğer taraftan, firmaların yabancı para borçlarının uzun vadeli yapısı olumlu olarak değerlendirildi.

Bankacılık sektörü karlılığı ilk çeyrekte yeniden yükselişe geçti

-Bankacılık sektörü karlılığı 2012 yılı ilk çeyreğinde yeniden yükselişe geçti.
-Bankacılık sektöründe yurt dışından sağlanan fonların uzun vadeli olması, pasif vadesinin uzamasına katkıda bulundu.
-AB'ye üye bazı devletlerin borçlarının sürdürülebilirliğine ilişkin endişeler, piyasalarda belirsizliği artırarak, farklı kanallar üzerinden tüm ülke ekonomilerini olumsuz yönde etkiledi.
-Türk bankacılık sektörünün güçlü sermaye yapısı ve küresel piyasalardaki hızlı değişimler göz önüne alınarak uygulanan makro ihtiyati tedbirler, sektörün söz konusu değişimlerden daha düşük düzeyde etkilenmesini sağladı. Bu çerçevede Türkiye, Euro bölgesinde önümüzdeki dönemde ortaya çıkabilecek olumsuzluklardan daha az etkilenen ülkeler arasında yer alacak.

TL zorunlu karşılıkların döviz olarak tutulması

-Döviz rezervlerini güçlendiren ve ihracat sektörünü destekleyerek dış ticaretin dengelenmesine katkı sağlayan ihracat reeskont kredileri, bir politika aracı olarak TCMB tarafından aktif olarak kullanılmaya devam edildi.
-Zorunlu karşılıklar bankacılık sisteminin likidite ihtiyacının kalıcı bir yöntemle ve daha düşük maliyetle karşılanması, bankalara likidite yönetiminde kolaylık sağlanması ve TCMB döviz rezervlerinin desteklenerek zamanında, kontrollü ve etkili kullanılması amacıyla etkin bir biçimde kullanılmaya devam edildi.
-2012 yılı Mayıs ayında yapılan son değişiklikle, Türk lirası yükümlülükler için tesis edilmesi gereken zorunlu karşılıkların döviz olarak tutulabilecek kısmına ilişkin üst sınır yüzde 40'tan yüzde 45'e yükseltildi.
Ancak, Türk lirası zorunlu karşılıkların Türk lirası veya döviz cinsinden tesis edilmesindeki maliyet farkının azaltılması ve bankaların sağlanan yeni imkânı likidite gereksinimleri çerçevesinde kullanmaları amacıyla, ilave edilen yüzde 5'lik imkan için zorunlu karşılığın 1.4 katsayısıyla çarpımına karşılık gelen tutarda döviz tesis edilmesi öngörüldü.

Bu konularda ilginizi çekebilir