TL para alanı mümkün mü?
Doç.Dr. Mustafa YILDIRAN / Cumhuriyet Üni. İBBF Maliye Bölümü Öğr. Üyesi
[email protected]
Son on yıldan beri Türk ekonomisi kendine güveni artarak, her alanda iddialı duruma geldi. Özellikle 2008 ABD merkezli finans krizinden sonra Avrupa ekonomilerinin durgunluğa girmesiyle birlikte, göreceli olarak Türk ekonomisinin kendine güveni arttı. Bu güven, Türk borsasının değerinin artmasını ve şirketlerinin bölgesel ve küresel aktivitelere yönelmesini kolaylaştırmaktadır. Ayrıca Merkez Bankası'nın başarılı para politikası, maliyenin 2012 yılındaki kısmi bozulmaya rağmen istikrarlı gidişi ve bankacılık kesiminin sağlam finansal yapısı bu güvenin destek unsurlarıdır.
Türk ekonomisinin sağladığı güvenle bu günlerde konuşulan soru, 'Türk lirasının bölgesel bir para birimi haline gelebilmesi mümkün müdür?' Öncelikle Türk Lira'sının çapa olduğu bir alan oluşması, Türkiye'nin lehine ve olması gereken bir husustur. Türk ekonomisi 2005 yılında parasından altı sıfır atarak para birimini güçlendirmesi ve istikrara kavuşturması ile Türk parasının iç piyasadaki güveni artmıştır. Yine faizlerin on yıl önceki %60'lar seviyesinde %10'un altına inmesiyle de paraya dair endişeler çoğunlukla giderilmiştir. Son olarak ta, Türk Lirası'nın bir sembole kavuşması ile birlikte döviz piyasalarında ki işlem yapılabilirliği açısından önemli bir gelişme sağlanmıştır. Bütün bu gelişmeler Türk Lira'sının bölgesel bir para birimi olarak kullanılmasını sağlar mı? Henüz net bir cevap vermek için erkendir.
Bir paranın bölgesel bir para birimi haline gelebilmesi için belirtilen üç önemli husus vardır:
1) Derin ve geniş bir finans piyasalarının oluşmuş olması gerekir. Dünyanın en çok kullanılan para birimlerine sahip ülkeler (ABD, İngiltere, Japonya, İsviçre vb.) aynı zamanda en büyük finans piyasalarıdır. Türkiye'de finans piyasalarının büyüklüğü henüz dünyadaki işlemelerin %1 seviyesini aşamamıştır. Bu konuda İstanbul'un uluslararası finans piyasalarının bir unsuru haline gelmesi için gayretler devam etmektedir.
2) Uluslararası ticaretteki payının yüksek olması gerekir. Türkiye'nin ihracatındaki artışa rağmen, hala dünya ihracatındaki payı 1990'ların üzerinde değildir. 2011 yılında dünya ihracatındaki payı, WTO'ya göre yaklaşık %0.74'dür. Dolayısıyla ihracat yaptığı işlemleri Türk Lirası üzerinden yaparak TL'nin bölgesel bir para birimi haline gelmesi pek mümkün görünmemektedir. Özellikle dünyada Çin büyük ihracatına rağmen, halen kendi parasını küresel bir para birimi haline gelmesini sağlayamamıştır. Türkiye'nin ithalatı da, %1.31 seviyesindedir. Ticaret hacmi %1 seviyesindedir. Dolayısıyla Türk ekonomisindeki tüm gelişmelere rağmen, ticaret yoluyla parasının kullanılması kolay değildir.
3) Küresel bankacılık faaliyetlerindeki etkinliğinin yüksek olması gerekir. Dünya ekonomisinde ağırlığı olan ekonomilerinin küresel bankaları, kendi para birimlerinin kullanılmasında önemli aracılardır. Örneğin siyasi olarak etkinliği düşük olmasına rağmen, gelişmiş bankacılık sistemiyle İsviçre parasının kullanımı yaygındır. Türkiye'nin kendi bankalarının Kuzey Kıbrıs, Yunanistan, Romanya, Rusya, Azerbaycan gibi bölge ülkeleri ile gurbetçilerin yaşadığı ülkeler dışında henüz şubeleri bile yoktur. Dolayısıyla Türk Lira'sının kullanımı açısından küresel/ bölgesel ölçekte güvenilir Türk bankalarının gelişmesi gerekmektedir.
Türk Lira'sının kullanımı ile göstergeler de, TL'nin henüz bölgesel bir çapa oluşturabilecek boyutta olmadığını göstermektedir. BIS tarafından spot işlemlere dayanarak yapılan istatistiklerde TL'nin 2004'e göre, 2007 ve 2010'da daha fazla kullanıldığını göstermektedir. Fakat bölgesinde bulunan ülkelerden, Rusya ve Çin para birimlerinin daha fazla kullanıldığı ortaya çıkmaktadır. Bu göstergeye göre, Türkiye'nin Ortaasya'ya doğru bir para alanı oluşturmak isterse Rusya ve Çin'in karşısında rakip olduğunu bilmesi gerekir (Tablo 1).
Para birimlerinin spot kullanım yüzdeleri
Döviz türü 2004 2007 2010
ABD Doları 88.0 85.6 84.9
Euro 37.4 37.0 39.1
Japon Yeni 20.8 17.2 19.0
Pound 16.5 14.9 12.9
İsviçre Frankı 6.0 6.8 6.4
Won 1.1 1.2 1.5
Rupi 0.3 0.7 0.9
Ruble 0.6 0.7 0.9
Yuan 0.1 0.5 0.9
Türk Lirası 0.1 0.2 0.7
Kaynak: BIS
TL'nin bölgesel kullanımı daha çok, yakın komşuları ile Kuzey Irak Bölgesi'nde yaygınlaşmaktadır. Bu gelişme önemlidir. Fakat rakip para birimlerinin dünyadaki kullanımlarına bakıldığı zaman, uzun süreli gelişmeler sonucunda bir ilerleme sağlanabilecektir. Kendi sınırları dışında Türk Lira'sının kullanımında 2004 yılına göre 2010 yılında beş kat seviyesinde bir artış vardır. Türk dünyasının olduğu coğrafyadaki büyük güçler olan Hindistan, Çin ve Rusya'nın para birimlerinin miktarı TL'den fazladır (Tablo 2). Bu durum TL'nin bölgede para birimleri ile sıkı bir rekabete muhatap olacağını göstermektedir.
Seçilmiş ülke para birimlerinin coğrafi olarak kullanım yüzdeleri ve dolar karşılığı olarak değeri
Ükeler 2004 2007 2010
Miktar
(ABD Doları) % Miktar % Miktar %
Çin 0.6 0.0 9.3 0.2 19.8 0.4
Hindistan 6.9 0.3 38.4 0.9 27.4 0.5
Japonya 207.4 8.0 250.2 5.8 312.3 6.2
Rusya 29.8 1.1 50.2 1.2 41.7 0.8
Türkiye 3.5 0.1 4.1 0.1 16.8 0.3
İngiltere 835.3 32.0 1.483.2 34.6 1.853.6 36.7
ABD 498.6 19.1 745.2 17.4 904.4 17.9
Kaynak: BİS
Dikkat çekici bir nokta da, İngiltere'nin para biriminin kendi ülkesi dışında çok kullanılan bir para birimi olduğu ortaya çıkmaktadır. İngiltere'nin döviz piyasalarının gelişmişliği ve Birleşik Krallığa bağlı ülkelerde de İngiliz para biriminin kullanılması, İngiltere'nin sınırları dışında kendi parasının kullanılmasını kolaylaştırmaktadır.
Bugünkü şartlar altında, Türk Lira'sının kullanıldığı bir para alanının kısa vadede kurulması mümkün görünmemektedir. Türkiye'nin TL'nin hâkim olduğu bir para alanı oluşturmak için, öncelikle finansal piyasalarını çeşitlendirmesi ve derinleştirmesi, ticaret hacminin artırılması ile bölge içi finans işlemlerinin yaygınlaştırılması gerekmektedir. Türkiye'nin euro alanının dışında kalma iradesi AB'nin ekonomik krizinin getirdiği önemli bir tecrübedir. Türkiye gelecekte euro alanına katılmama iradesi gösterirse doğru bir strateji izlemiş olacaktır. Fakat kendisinin bir para alanı oluşturması şu andaki verilere göre oldukça zordur. Ayrıca küresel döviz savaşlarının devam ettiği bu cağda hazırlıkları tamamlamadan, para alanı oluşturma düşüncesinde olduğunun belirtilmesi döviz savaşına tedariksiz katılma sorununa neden olabilir. Türk Lira'sının kullanıldığı bir para alanı fikri göz kamaştırıcıdır. Bu fikrin gerçekleştirilmesi için Türkiye'nin on yıllık bir strateji geliştirmesi ve stratejik plan hazırlaması daha doğru olacaktır.