Trabzon markalarının itibarını koruyor mu?

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Recep ERGENÇ / Trabzon Sanayici ve İşadamları Derneği YİK Üyesi/Genel Sekreter

Trabzon'un markaları itibar kaybediyor. Doktorların bile, "yiyin korkmayın" diye şiddetle önerdikleri Trabzon tereyağı; Akçaabat'ın kekik kokulu "et"i ile o dayanılmaz lezzetine ulaşan Akçaabat köftesini zor günler bekliyor. Trabzon'da hayvancılık alarm veriyor...

Rivayet muhtelif. Bu iki markamızın ayakta kalması ve katma değer yaratması demek; Trabzon "tereyağı" için süt, Köftemize için Akçaabat'ın kekik kokulu eti, yeter miktarda üretilmiyor.

Kaçakçılık; mamul ya da yarı mamul ürün, mal, hatta insanın bile; ucuz ve bol olan ülkelerden, kıt ya da pahalı olan ülkelere resmi kanalların dışında ulaştırılmasıdır. Kötü niyet ise marka değeri olan ürünlere hammadde olarak ikincil, kalitesiz yerine kullanılacak hammeadde kullanmaktır. Kaçakçılık ya da ikame hammadde haksız rekabete neden olur, ülkelerin ya da bölgelerin ekonomisini çökertir.

Birinci rivayet. Trabzon tarımının bir önemli başlığı olan hayvancılığın üretim sorunu var. Süt ve eti yeter miktarda üretemiyoruz. Bu sorun bir taraftan markalarımızı itibarsızlaştırırken, diğer taraftan işsizliğe, haksız rekabete ve sonuç olarak bölgeden ciddi göçlere neden olacak.

Şimdilerde Trabzon'un sütü ve yerli kesim için hayvanı o kadar azaldı ki, treni kaçırmak üzereyiz. Bu durum marka değerimiz tereyağının ve köftenin itibar kaybetmesi sürecine hızla yansıyacaktır.

Piyasa asla boşluk kaldırmaz. Fizik yasası gibi…Bölgemizde hayvancılığın zenginlik yaratması; yerli üretim etin- köfteye, sütün tereyağına, peynire çevirmektir. Bunu yapmak için yeterli üretim ve önleminiz yoksa sahtecilik ve kaçakçılık yoluyla piyasa ihtiyacını akıl almaz yollardan karşılar. Bu yollar sonunda markalarınızı itibarsızlaştırır ve bölgede istenmeyen sonuçları ortaya çıkarır. İkinci rivayet de budur.

Hiç mi çaba harcanmıyor?  Bir taraftan Trabzon Ticaret ve Sanayi Odası, markalarımıza hammadde (et ve süt) sağlayacak hayvancılığın "kümelenme" yoluyla desteklenmesi için çözüm arayışları içinde. Diğer taraftan Trabzon Tarım İl Müdürlüğü, Kırsal kalkınmayı Destekleme Kurumu da Trabzon tereyağı ile Akçaabat köftesine 250 bin euroya  kadar yapılan yatırımlara yüzde 50'si hibe vererek destek olmak istiyor.

Sadece bir kişi saçını başını yoluyor: Veterinerler Odası Başkanı Sebahattin Yazıcı. Eylül ayında gerçekleştirilen  TMMOB Trabzon Kent Sempozyumu'nda  ölge hayvancılığı üzerine bir konuşma yapan Yazıcı, can çekişen hayvancılığın tekrar eski günlerine kavuşturulması için sessiz bir çığlık attı. Bu çığlığı ile "Trabzon Organize Hayvancılık Bölgesi'nin" kurulmasını istedi. Başkan konuşmasında Trabzon'da hayvancılığın çok kötü durumda olduğunu belirtip, kentte  yerli et ve süt üretiminin giderek tükenmekte olduğunun altını çizdi. Yerli üretimin artırılmasının gerekli olduğunu, üretimin artırılması konusunda bugüne kadar verilen teşviklerin arzu edilen etkiyi yaratmadığını dile getirdi. Yazıcı, bugüne kadar yapılan devlet desteklerinden ve hibe programlarından vazgeçilmesini de istedi. Yazıcı, Trabzon Organize Hayvancılık Bölgesi için Haçka'ya kadar uzanan vadiyi yani Akçaabat'ı işaret etti ve Trabzon'un bu soruna çok farklı bir yöntemle çözüm getirebileceğini belirtti. Yazıcı, ana girdisi et ve süt olan üreticileri, köylüleri, yatırımcıları, kamuyu ve vekillerimizi, et ve sütü işleyen işletmeleri "Organize hayvancılık Bölgesinin" kurulması için destek olmaya çağırdı.  Son söz yerine; Markalarımızın itibarının korunması hepimiz sorumluluğundadır. Veterinerler Odası başkanının çözüm önerisi dikkate alınarak ve her platformda savunulmalıdır.