TSK, 'rüzgar enerjisini' önerdi
BİLKARDEM, Türkiye'nin rüzgar potansiyelinin yüksek olmasına rağmen kullanılamadığını belirtti
ANKARA - Genelkurmay Bilimsel Karar Destek Merkezi (BİLKARDEM) Başkanlığı, küresel ısınmaya ve enerji bağımlılığına alternatif olarak rüzgar enerjisinin kullanılması gerektiğini bildirdi.
BİLKARDEM'in Silahlı Kuvvetler Dergisi'nin temmuz sayısında yayımlanan çalışmasında, Türkiye'nin rüzgar potansiyelinin yüksek ve dünya çapında oldukça iyi durumda olmasına rağmen kullanılamadığı belirtildi. Dünyayı, yaşamı ve geleceği tehdit eden küresel ısınmanın temel nedeninin fosil yakıtlar olarak bilinen kömür, petrol ve doğalgaz gibi yenilenemeyen enerji kaynaklarının aşırı kullanımı olduğuna işaret edilen çalışmada, atmosfere yayılan sera gazlarının yılda yaklaşık 150 bin kişinin ölümüne neden olduğu vurgulandı. Ortalama 2 derecelik bir küresel ısınmanın, milyonlarca insanı kuraklık, açlık, sel felaketleri ve tatlı su kaynaklarının yok olması tehdidiyle karşı karşıya bırakacağı ifade edilen çalışmada, temiz ve yenilenebilir enerji kaynaklarının bu sorun karşısında önemli bir alternatif oluşturduğu kaydedildi. Biyokütle, rüzgar, güneş enerjisi ile hidrolik ve jeotermal enerjinin yenilenebilir enerji kaynakları arasında ön sıralarda yer aldığı belirtilen çalışmada, 2020 yılında dünyada üretilen elektriğin yüzde 50'sinin yenilenebilir kaynaklardan sağlanmasının planlandığına işaret edildi. 2010 yılında kullanılacak elektrik enerjisinin yüzde 10'unun rüzgardan elde edileceği değerlendirilirken, bunun en önemli sebebinin rüzgar enerjisinin diğer kaynaklara göre daha düşük maliyet gerektirmesi olduğu kaydedildi. Halihazırda dünyada rüzgar enerjisi santrallerinin kurulu gücünün 73 bin 904 megavatla elektrik ihtiyacının yüzde 1'ini karşılayabildiği ifade edilen çalışmada, rüzgar gücünden en fazla yararlanan ülkelerin 20 bin 622 megavatla Almanya, 11 bin 615 megavatla İspanya, 11 bin 603 megavatla ABD ve 6 bin 270 megavatla Hindistan olduğu belirtildi. Çalışmada, Türkiye'nin ise 2005'te 20 megavat, 2006'da ise 51 megavat kurulu güce ulaştığı bildirildi.
"Potansiyel 88 bin megavat"
BİLKARDEM'in çalışmasında Türkiye'nin kullandığı enerjinin yüzde 77'lik büyük bölümünün diğer ülkelerden işal edilmesinin gelecekte büyük sorunlara yol açabileceği vurgulanarak, Türkiye'de 2006'da 173 milyar kilovat saat elektrik enerjisi üretildiği belirtildi. Ülkenin doğal kaynaklarından yararlanılarak alternatif enerji sistemlerinin uygulanmasının, soruna genel ve kesin olmayan ancak gelecek açısından umut verici bir gözüm getirmesi nedeniyle önem kazandığı ifade edilen çalışmada, bu enerji kaynaklarından rüzgar enerjisinin sınırsız, temiz, çevreyi kirletmemesi nedeniyle öne çıktığı kaydedildi. Başta kıyı bölgeleri olmak üzere rüzgar ve arazi bakımından Türkiye'nin oldukça iyi durumda olduğu, ancak yapılan rüzgar enerjisi çalışmalarının çok düşük düzeyde kaldığı belirtilen çalışmada, şöyle denildi:
"Türkiye'nin rüzgar enerjisi potansiyelinin teknik olarak 88 bin megavat civarında olduğu hesaplanmıştır. Ancak bu potansiyelin 10 bin megavatlık kısmının kullanılabilir olduğu tahmin edilmektedir. Türkiye, rüzgar enerjisi kapasitesiyle Avrupa'da İngiltere'den sonra ikinci sırada bulunmaktadır. Ancak kurulu gücü henüz çok düşüktür. Özellikle Ege ve Batı Karadeniz kıyıları ile Marmara Bölgesi ve Doğu Akdeniz kıyılarında rüzgar enerjisi potansiyeli yüksektir. Bu bölgelerde yapılacak detaylı çalışmalar ile rüzgar enerjisinden verimli bir şekilde yararlanmak mümkündür. Ülkemizin 5 Kasım 2007 itibariyle kurulu rüzgar gücü 146,25 megavata ulaşmıştır. Yakın gelecekte ülkemizde rüzgar santrallerinin önemli bir artış göstereceği öngörülmektedir. İnşaatı devam eden rüzgar enerjisi projelerinin güç toplamı 144,40 megavat, sözleşmesi imzalanan projelerin güç toplamı ise 513,66 megavattır. Ülkemizin gelişmiş bir ülke konumuna getirilmesi, dışa bağımlılığının azaltılması ve halkımızın yaşam standardının iyileştirilmesi için tek çözüm, sahip olduğu temiz, yenilenebilir enerji kaynaklarını etkin ve verimli olarak kullanmasıdır."