Tüketicilerin korunmasına yönelik kanun teklifi Komisyonda
TBMM Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonunda, Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'nin tümü üzerindeki görüşmeler tamamlandı.
Teklifin ilk imza sahibi AK Parti Denizli Milletvekili Şahin Tin, Komisyona, teklife ilişkin bilgi verdi.
Teklif ile tüketici ve konut kredileri, doğrudan satış sistemleri, ticari reklam ve haksız ticari uygulamalar ile idari para cezaları konularında düzenlemeler yaptıklarını belirten Tin, ekonomik büyüklüğü 10 milyar Türk lirası olan doğrudan satış sistemlerini düzenleyerek hem tüketicilere hem de gelir elde etmek isteyen doğrudan satıcılara daha etkin koruma sağladıklarını belirtti.
Halk arasında "saadet zinciri" olarak bilinen ve yasa dışı olan piramit satışlar ile doğrudan satışlar arasındaki ayrımı netleştirerek yasal olmayan piramit sistemlerin doğuracağı mağduriyetleri önlemeyi amaçladıklarını kaydeden Tin, "Aldatıcı ve yanıltıcı reklamlar ile haksız ticari uygulamalara ilişkin idari yaptırım hükümlerinde yapılacak değişiklikle, aykırılığın haksızlık içeriği, ortaya çıkan mağduriyet, elde edilen menfaat ihlali, gerçekleştirenin kusuru ve ekonomik durumu gibi ağırlaştırıcı unsurları dikkate alarak idari para cezalarını 10 kata kadar artırıyoruz." diye konuştu.
Yapılan bir diğer düzenleme ile hem idarenin işlem maliyetini hem de yargının iş yükünü azaltmak amacıyla, Kanunun diğer tüm maddelerinde düzenlemiş olan uzlaşma müessesinin, ticari reklam ve haksız ticari uygulamalara ilişkin cezalara da getirildiğini anlatan Tin, "Ülkemizin ihracata dayalı büyüme stratejisi kapsamında belirlenen hedefler ve yurt dışı menşeli e-ticaret pazar yerlerinin ülkemizde son bir yıl içindeki güçlenişi göz önünde bulundurularak yerli elektronik ticaret pazar yerlerinin yurt dışı satışlarının teşvik edilmesi, rekabetçi güçlerinin, istihdam yaratma potansiyellerinin ve yüksek teknolojili yatırımlarının artırılması amacıyla 6563 sayılı Elektronik Ticaretin Düzenlenmesi Hakkında Kanunda da düzenleme yapıyoruz." ifadelerini kullandı.
"O gün Anayasa Mahkemesine hangi amaçla gidildi"
Muhalefet milletvekillerinin kanun teklifine yönelik eleştirilerine de değinen Tin, bir A firmasının "Burada çok para kazanıyor", "düzenlemeden dolayı vergi vermesi engelleniyor" gibi bir algı oluşturulmasını doğru bulmadığını ifade etti.
Tin, 2022'de çıkan Kanun'un iptal edilmesi için muhalefet partileri tarafından Anayasa Mahkemesine götürüldüğünü hatırlatarak, "O gün Anayasa Mahkemesine hangi amaçla gidildi? Bu firma batacak diye mi gidildi yoksa piyasadaki esnaf zarar görüyor diye mi gidildi? Bunun da mütalaasını iyi yapmak gerekiyor." diye konuştu.
Burada 270 bin esnafın 70 bininin ihracat yaptığına dikkati çeken Tin, "Bugün 70 bin küçük üreticinin ihracatı söz konusu pazar alanında 19 milyar TL; eğer birkaç yıl içerisinde bu devam ederse bu 400 milyar TL'ye kadar çıkar." ifadelerini kullandı.
"İhracata vesile olan e-ticaret şirketlerinden lisans ücreti düşürülmesi olumlu"
İYİ Parti İzmir Milletvekili Ümit Özlale, ilk yazılan kanun teklifinin iki problemi olduğunu, bunlardan birinin net işlem hacmi üzerinden lisansların hesaplanması, ikincisinin ise pazar payı hesaplanırken sadece pazar yerlerinin değil tüm e-ticaret sektörünün pazar payının hesaplanması olduğunu belirterek, bu ikisinin temel problemi doğurduğunu söyledi.
E-ticaret şirketlerinin küçük ölçekli işletmeler için çok iyi bir ihracat kapısı olması amacıyla daha fazla çalışması gerektiğini belirten Özlale, "Kendi başlarına bırakılırlarsa bu şirketlerin ihracat kabiliyeti kısıtlı. Ama bu pazar yerleri üzerinden bizim ihracatımızı artırma özellikleri var. Ama bu kanun teklifinin bulduğum tek olumlu noktası şu; eğer bir şirket kendi küçük ve orta ölçekli işletmesini yurt dışındaki bir pazara doğru yönlendirirse bundan dolayı lisans ücreti üzerinden bir teşvik alıyor." değerlendirmesinde bulundu.
Özlale, ihracata vesile olan e-ticaret şirketlerinden lisans ücreti düşürülmesini olumlu bulduğunu dile getirdi.
"Yatırım ortamını bütün ülkeler ve bütün firmalar için aynı şartlarda tutmamız gerekir"
Komisyon Başkanı ve AK Parti Bursa Milletvekili Mustafa Varank, yerlilik ve millilik meselesinin önemine işaret ederek şöyle konuştu:
"Ama burada dünyanın geldiği noktada yerlilik ve millilik anlayışını ortaya koyarken piyasa şartlarının farkında olmamız gerekiyor. X firmasıyla ilgili bir tartışma yapıyoruz.
Bu X firması ilk hayata geldiğinde ortaklarının yüzde 100'ü Türk müteşebbislerinden oluşan bir firmaydı. Bugün hisselerini başka bir ülkenin şirketi satın aldığı için başka bir firma olarak görünüyor. Diyelim ki yüzde 20 sınırını koyduk, burada yeni oyuncuların çıkmasını sağladık; bu yeni oyuncular çıktı, pazar paylarını artırdı, daha sonra firmalarını Y ülkesine sattığında o zaman bizim ona alacak bir tedbirimiz var mı, yok.
O zaman ne yapmış olacağız, biz Y şirketinin önüne bir ürün mü sunmuş olacağız. Böyle mi değerlendireceğiz meseleyi? Bizim aslında yapmamız gereken; global dünyada bir yatırımcı, bir müteşebbis ülkemize geliyorsa bunların hepsine aynı eşit şartlarda davranmak. Yatırım ortamını bütün ülkeler ve bütün firmalar için aynı şartlarda tutmamız gerekir."
Milli güvenlikle ilgili hususlarda şirket devirleriyle ilgili tedbirler alınması gerektiğini kaydeden Varank, "Biz, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığında bununla ilgili bir karar çıkardığımızda muhalefetin çok ciddi bir tepkisiyle karşılaştık." dedi.
Vergi almak ve yatırımı teşvik arasında bir bağ olduğuna dikkati çeken Varank, yatırım ve istihdam karşılığında milyarlarca liralık vergiden vazgeçildiğini söyledi.
Varank, meseleye "devletin kasasına girecek paradan vazgeçiyorsun, devleti zarara sokuyorsun" diye bakıldığında resmin öbür tarafının kaçırıldığını belirtti.
Doğrudan satışlara ilişkin verileri soran Varank, yetkililerden 2 milyon doğrudan satıcı ve 10 milyar liralık doğrudan satış olduğu bilgisini aldı.
G20'nin en önemli gündem maddelerinden birisinin minimum kurumlar vergisinin verilmesi olduğunu anlatan Varank, "Şu anda Türkiye'de 100 milyarlarca lira ciro yapıp hiç kurumlar vergisi vermeyen firmalarımız var. Son getirdiğimiz minimum kurumlar vergisi aslında hangi desteği, teşviği alırsanız alın minimum vergi ödeme mecburiyetini firmalara getirecek. Çok doğru bir düzenleme." yorumunu yaptı.
MHP Antalya Milletvekili Abdurrahman Başkan, bir önceki Kanun'un da Komisyon görüşmelerine katıldığını belirterek, "'Trendyol' ismiyle, bunun yasası diye söylenerek Kanun'a itiraz edenler, bugün de bu Kanun'un değiştirilmesine yine itiraz ediyorlar. Komisyonda oy birliğiyle geçmedi, itiraz şerhleri de vardı." ifadelerini kullandı.
Başkan, "Gelmemiş bir lisansın parasını gelmiş gibi düşünerek gidersek burada yanlış yaparız." dedi.
Teklifin tümü üzerindeki görüşmelerin tamamlanmasının ardından maddeleri üzerindeki görüşmelere geçildi.