Türk ambalaj sektöründen 10 milyar $’lık ihracat hedefi

Türkiye’de 3 bin şirketin faaliyet gösterdiği ambalaj sanayi sektörü 14 milyar dolarlık büyüklüğe ulaştı. İşadamları, 2023’te 30 milyar dolarlık büyüklük ve 10 milyar dolar ihracata ulaşma hedefini açıkladı

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Sercan AKINCI

Yener KARADENİZ

İSTANBUL - Dünya genelinde 670 milyar dolarlık büyüklüğe ulaşan ambalaj sektörü, Türkiye için de önemli bir sanayi kolu. 14 milyar dolarlık büyüklük ile AB’de 3. sırada yer alan sektörün 2023 hedefleri de belli.  Dünya Ekonomi TV’de yayımlanan ve İş Bankası’nın desteğiyle hazırlanan Sektör Zirvesi’nde bu hafta ele alınan ambalaj sektörü, 10 yıl içinde 30 milyar dolarlık büyüklük ve 10 milyar dolarlık ihracat rakamına ulaşmayı hedefliyor. 177 olan ihracat yapılan ülke sayısını 200’ün üzerine çıkarmak isteyen sektör, kişi başı ambalaj kullanım miktarını da 195 dolardan 300 dolara çıkarmayı hedefliyor.  Yüksek bir potansiyele sahip olan ambalaj sektörü, yabancıların da ilgi odağında. Oluklu mukavvada yüzde 60’a kadar çıkan yabancı sermaye oranı, sektörün can damarını oluşturan plastik ambalajda ise yüzde 15 seviyesine çıkmış durumda.

Bu denli büyük hedefleri olan sektörün önünde küçük engeller de yok değil. Bunlar arasında ambalaj makinecileri en fazla finansman konusunda şikayetçi. “Bugün Almanya’dan hat olarak bir ambalaj makinesi satın alınmak istendiğinde istediğiniz uzun vadelerle makine yatırımı gerçekleştiriyorsunuz” diyen sektör temsilcileri, Eximbank’ın daha uzun vadeli kredi finansmanı sağlamasını istiyor. Sektörün bir diğer eksiği ise nitelikli eleman. Hatta bu eksiği bir adım daha öteye taşıyan temsilciler işsizlik rakamlarının bu denli yüksek olduğu ortamda niteliksiz eleman bile bulmakta zorlandıklarını dile getiriyor.

Oluklu Mukavva Sanayicileri Derneği Başkan Yardımcısı Mehmet Nuri Görenoğlu: Oluklu mukavvada Avrupa’da ilk 5’e yükseleceğiz

Türkiye, AB’de 6. büyük oluklu mukavva üreticisi.  2015’te 5. sıraya gelmeyi planlıyoruz. 2013 sonu itibari ile 1.9 milyon ton civarında üretim olacağını tahmin ediyoruz. 2023’te 4 milyon ton talep oluşacak. Bu alanda önemli bölümü Marmara olmak üzere yaklaşık 110 firma var. Bunlar belirgin bir büyüklüğe ulaşmış firmalara ortak oluyorlar ya da satın alıyorlar. Şimdi orta ölçekli firmalara da yönelmiş vaziyetteler. Burada da satın almalar hızlanacak.

Yabancı sermayede şu anda yüzde 55-60 seviyesindeyiz. Türkiye’nin orman ile ilgili bir sorunu olduğu için bu bahsettiğim  yabancı şirketlerin önemli bölümü orman zengini ülkelerin şirketleri. Türkiye’deki firmalar özel kağıtları dışarıdan satın alıyordu. Bu da Türkiye’nin onlar için bir pazar olmasını sağladı. Bir yandan oluklu mukavva 150-200 kilometrelik bir hinterland içinde kullanılabilir nakledilebilir çünkü ciddi bir navlun yükü  oluşturuyor. O yüzden oluklu mukavva ithal edilen bir ürün değil. Fakat bazı tür kutuları ihraç edebiliyoruz.  2013’te 100 bin ton ihracata ulaşacağımızı tahmin ediyoruz. Türkiye’deki üretimin yüzde 5’i oluyor bu.

Türkiye’de sektör 2023’te 2 kat büyüyecek

Geçen yıl yapılan araştırmada bütün ambalaj türlerinin 2010’da 670 milyar dolardı. Buradan kağıt ve karton, yüzde 31’lik pay alıyor. Türkiye için de bu böyle. 2023 vizyonunda bugünkü üretimin ikiye katlanması tahmin ediliyor.

Siyasi iktidarsızlık ihracatı olumsuz etkiliyor

Türkiye komşuları ile ciddi ticari ilişkileri olan bir ülke ciddi ihracat yapılıyor. Oralardaki sorunlar ihracatımızın sorunları olarak karşımıza çıkıyor.  Siyasi istikrarsızlığın olduğu ülkelerde ihracatta sorunlar oluyor. Öte yandan AB’de global krizlerden kaynaklanan rahatsızlık aşılamadı. Bu da bölge ile ticareti olumsuz etkiliyor.

Ambalaj Makinecileri Derneği Başkanı Cem Büyükçıngıl: Makinecilerin finansman sıkıntısı çözülemedi

Ambalaj sektörü genel hatları ile hızlı büyüyen bir sektör. Bu alanda ambalaj makinesi dalında da  bunun etkisini görüyoruz. Sektör ciddi bir büyüme içinde. İthalat ve ihracata baktığımızda ilk 9 ayda ihracat yüzde 23 arttı. Oran olarak iyi ama rakamsal olarak daha  gidilecek yol var. İlk 9 ay yaklaşık 96 milyon dolarlık ihracat yapıldı. Yaklaşık 125 milyon dolarlık bir hedef var onu yakalayacağız.

Makinelerimizde ileri teknoloji ve kaliteyi yoğun kullanmamız lazım. Nitelikli eleman sıkıntımız var ve bu ciddi bir sıkıntı. Gençlerin bu alanda gönüllü olması lazım. AB’li rakiplerimiz daha standart makineler üretiyor. Yılların getirdiği marka gücünü verimlilik ile pazarlıyorlar. Biz o açığı butik makine yaparak kapatmak zorundayız. Sektör buna zorluyor. İhracatın çoğu Orta Doğu ülkelerine ve orada da daha çok  fiyat ile rekabet ediyoruz. İlk 9 ay toplam makine ihracatı 10.3 milyar dolar. Bunun içinde ambalaj makinelerinin payı yüzde 1’e denk geliyor. Toplam makine ithalatımız da 22.7 milyar dolar ve bunun içindeki payı ise yüzde 1.5 civarında. 

Eximbank daha uzun vadeli kredi vermeli

Ayrıca katma değeri yüksek makine ihraç edebilmemiz için makine sektörünün ihtiyacı olan bir konu da finansman desteği. Hat olarak ihracat ya da satış yapmak istediğimizde finansmandan dolayı dezavantaj yaşıyoruz. Bugün Almanya’dan hat olarak bir ambalaj makinesi satın almak istediğinizde uzun vadelerle makine yatırımı gerçekleştiriyorsunuz. Biz makineler için Eximbank’ın daha uzun vadeli kredi sağlamasını istiyoruz. Yatırım kredisi olarak Almanya’dan bir hat aldığınızda 3- 5 yılın üzerinde size sunduklarında yurtdışında ciddi bir sıkıntı yaşıyoruz.

Türk Plastik Sanayicileri Araştırma, Geliştirme ve Eğitim Vakfı (PAGEV) Başkanı Mehmet Uysal: Plastik ambalajda AB’de üçüncü sıradayız

Türkiye rakamları hariç AB’nin plastik ambalaj üretimi 55 milyar dolar civarında. Türkiye’de ise plastikler açısından bu rakam 11 milyar dolar civarında. Bu AB’de de diğer plastik ürünlerde olduğu gibi plastik ambalajda da ön sırada geliyoruz. Bu da hemen bizi 3. sıraya taşıyor. Firma sayımız bin 850 civarında. Burada da yaklaşık 50-60 bin civarında kişi istihdam ediliyor. Yabancı sermeye durumuna bakıldığında ise yabancıların plastik ambalaj sektöründeki oranı yüzde 15 civarında. Dış ticarette cari fazla veriliyor. 2 milyar dolar civarında  plastik ambalaj ihracatı söz konusu. İthalat ise 1.5 milyar doların üzerine çıkmaya başladı. Kilo olarak kişi başına ambalaj tüketimi 69-70 kilo. Dünya genelinde 50 kilonun altında. Ancak AB’de 100-110 kilo civarında. 

Nitelikli eleman ihtiyacına dernekler de el atmalı

Sorunlara gelince büyün sektörlerde olduğu gibi yetişmiş eleman sorunu hat safhada. Bu tarz spesifik konulara devlet çok eğilmiyor. Genel meslek liselerine öncelik vererek ambalaj ile ilgili konuyu atlıyor. Hammaddede sorun olmak ile birlikte genel  plastikten daha iyi durumdayız. Ama sert ambalajda yüzde 80’e yakın kısmı ithal geliyor. Burda da PETKİM’den yatırım için çaba sarf etmesini bekliyoruz.

Organize sanayi bölgesi sorunumuz var. Bunu aşamıyoruz. Bunla ilgili  ülkemizin arazilerinin tarımsal alan olduğu düşüncesini aşmak çok zor. Yine sektörün en önemli ihtiyaçlarından biri olan elektrik ucuzlaştırılmalı AB’den ucuz olabiliriz ama global ölçekli büyümek istiyorsak bunları ele almak lazım. Plastik ambalajlardaki en önemli girdi hammaddedir. Öncelikle hammadde yatırımlarının önünü açmak gerekiyor. Son olarak da ilkokuldan başlayarak insanlara eğitim verilmeli. Biz de PAGEV olarak eğitim vermeye başladık.

[PAGE]

Metal Ambalaj Sanayicileri Derneği Başkanı Sadi Beceren: Bu sektör ne olursa olsun kriz dinlemiyor...

Metal ambalajcılar 200 senelik geçmişi olan ürün kullanıyor. Napolyon Rusya’ya ordusunu gönderecek  ama yol uzun kış ise zor olunca ‘biz bu askerleri nasıl doyuracağız’ diye mühendislerini çağırıyor. Konserve dediğimiz ambalajlı gıdanın tarihçesi 1800’lü yıllarda bu şekilde başlıyor. Aşağı yukarı 8-10 sene sonra İngiltere’de bir mühendis demir yerine kalay kaplı bir hale getiriyor. Bugün ABD’de yapılan bir çalışmaya göre bin 500 değişik gıda ürünü metal ambalaj ile tüketiciye sunuluyor. 

Sektör kriz falan dinlemiyor

Metal ambalaj sanayiciler derneğinin 40 küsur üyesi var. Bütün şirketlerin toplamı 60 civarında. 2012’de 308 bin ton kalay krom kaplı çelik tüketilmiş Türkiye’de. Bunun 232 bin tonunu Erdemir üretmiş. 115 bin tonu da dışarıdan gelmiş. Üretilmiş kutu olarak bu yıl 120 milyon dolara çıkacağını öngörüyorum sektörün. Bunlar boş ambalaj. Bunlar dolu olarak da ithal ediliyor. Boş olarak 125 milyon dolara yakın ihracat olacağını varsayıyorum. Bu sektör kriz falan dinlemiyor. Kriz döneminde kutu satışlarına baktığımızda sokağa çıkmalar azalıyor ve evde yemek yendiği için ambalajlı gıda tüketimi artıyor. Bunda da metal ambalajın önemli bir payı var. Türkiye’de yüzde 10’a yakın büyümeye devam ediyoruz. 2023 hedefleri için bütün sektörlerin gelişmesi hızlanması verimlileşmesi lazım. İkiye katlamamız gerektiğini düşünüyorum. Metal ambalaj dediğim zaman çelik ve alüminyum gelmesi lazım ama bizim derneğimizin çerçevesi kalay krom kaplı çelik ile sınırlı. Yani alüminyumcuların kendi dernekleri var. Kutu içişinde dünyada en büyük imalat konusu meşrubat kutusu o da alüminyum ile yapılıyor.

Ambalaj Sanayicileri Derneği (ASD) Başkanı Sadettin Korkut: Ambalaj çevre suçlusu değildir...

Ambalaj sektörü Türkiye’de 14 milyar dolarlık bir büyüklüğe ulaştı. Ülkemizde 2012’de 6.350 milyon ton ambalaj imalatı yapılmıştır. Bunun yüzde 34’ü plastik, yüzde 28’i oluklu mukavva, yüzde 8’i karton, yüzde 2’si kağıt, yüzde 7’si ahşap, yüzde 15’i cam, yüzde 6’sı metal ambalajdır. Bu sene yine çift rakamlı bir büyüme bekliyoruz. Değer olarak büyümemiz miktarsal büyümenin daha üzerinde. Bu da sektörümüzün daha katma değerli ürün ürettiğini gösteriyor. Sektörümüz dış ticaret açığı vermeyen nadir sektörlerden biri. İthalatımızın önemli bir kısmı hammadde olmak üzere 2.9 milyar dolar. 3.1 milyar dolar da ihracatımız var. Bu ihracat dünyanın 177 ülkesine yapılıyor. Sektör dünyadaki her türlü gelişmeyi uygulayabilen esnek bir yapıda. ASD’nin 210’un üzerinde nitelikli üyesi var. Sektörün yüzde 70’ini elinde tutuyorlar. Türkiye’de 3 binin üzerinde ambalaj sektöründe faaliyet gösteren firma, 100 binin üzerinde de çalışan var.

Atıklar kaynağında ayrıştırılmalı

Bizim çok net bir hedefimiz var. 2023 yılında 30 milyar dolar bir büyüklüğe ulaşacağız ve 200’ün üzerinde ülkeye net 10 milyar dolarlık ihracat gerçekleştireceğiz. Ambalaj kullanımımız bugün 195 dolarken, Avrupa’da 350- 400 dolar, ABD 500 dolar. 2023’te kişi başı 300 dolara çıkartmayı hedefliyoruz. Yüzde 5 büyüdüğümüz bir yıl ciro olarak yüzde 17 büyümüşüz. Gerçek yabancı yatırımcı gelip sıfırdan fabrika kurup, üretim yapıp, o üretimi dışarıya satandır. Bunu belki risk olarak da algılamak lazım. Ambalajların çevre suçlusu algısının değişmesi lazım. Hiçbir ambalaj durduk yere denizin ortasına gitmiyor. Bunlar geri dönüşümü mümkün ürünler. Tüketici evsel atıklarıyla birlikte ambalajı attığında bunları ayırmak için çok ciddi proses gerekiyor. Ama kaynağında ayırırsak hem sektörün hammadde ihtiyacı karşılanmış olacak hem de çevre kirlenmeyecek. İzmit’te önemli bir geri dönüşüm tesisi kurmuştu. Fakat istediği kalitede ve miktarda evsel atık bulamadığı için o tesis maalesef devam etmedi, makineler satıldı.

Üretim odaklı büyüme geliştirilmeli

Ekonomik büyümemizle övünüyoruz. Ancak tüketim odaklı büyümenin arttığını görüyoruz. Ülkemizde üretme odaklı büyümenin takip edilmesi, geliştirilmesi gerekiyor. Ülkemiz dünyanın en liberal ülkelerinden birisi. Sanayicimiz bin bir meşakkatle tesisini kurup, üretim yaparken herkes istediği malı getirip, götürüyor. Bugün biri gelip bir ofis, iki masa, bilgisayarla binlerce ton mal satıp, isterse yarın çekip gidebiliyor. Dolayısıyla ülkemizdeki üretim yapan temel kuruluşların yönlendirilmesi lazım. Ekonomik büyümemizin üretime dönük gerçekleşmesi için ambalaj sektörünün kritik derecede önemi var. Sektör olarak biz her türlü ürünün ambalajını Türkiye’de, dünya standardında temin edebilecek kapasiteye sahibiz.

Dünya Gazetesi Yazarı Rüştü Bozkurt: Ambalaj sektöründe konsolidasyon şart

[PAGE]

Dünya Gazetesi Yazarı Rüştü Bozkurt: Ambalaj sektöründe konsolidasyon şart

Ambalaj sektörü Türkiye’de vasattan gelişmişliğe doğru yönelmeli. Şişecam, Petkim, Erdemir’i kurmuşuz ama hiçbirinde yüzde 100 kendi kaynağını karşılayacak noktaya getirmemişiz. Ambalaj sektörü Gayri Safi Milli Hasıla’nın (GSMH) yüzde 5’ini üretiyor. Çevreyi korumada da çevreyi kirletmede de etkisi vardır. Almanya’daki regülasyonları Türkiye’nin gelişmişlik düzeyine hiç bakmadan aynen alıp getirirseniz, sektörü durdurursunuz. Sektörün kendi entelektüellerini yetiştirmekte zaafı var. Birisi plastik ambalaj sektörüyle ilgili bir yazı yazdığı zaman buna inanılması lazım. Medyada baştan ihtisaslaşmış adam yetişmesi lazım. Sektörde ciddi bir kayıt dışı üretim var. Almanya’da 9 bin makine üreticisi varken, sadece İstanbul’da 8 bin plastik ambalaj üreticisi varsa burada ciddi bir konsolidasyona ihtiyaç var. Bu yapı zaten kendi kendine kayıt dışı üretir. Ambalaj sektörü için 7 tane sevap yapılabilir. Bunlardan birincisi, sektörde dinamik envanter seferberliği yapılmalıdır. Çünkü sektörün neyi var, neyi yok bilinmezse gelecek planlanamaz. İkincisi, nesnel ihtiyaçlara göre ihtisas OSB’leri kurulmalıdır. Üç; OSB’lerde ucuz ve kaliteli enerji olmalıdır. Dört; yerli üretim payını arttıracak her türlü düzenleme yapılmalı ve kontrol edilmeli. Beş; proje odaklı eğitim yapılması. Artık klasik eğitim modelini bırakıp, neye ihtiyaç varsa ona göre eğitim programı yapılmalı. Altı; ciddi bir koordinasyon ve gözetim yapılması. Yedi; bir tane ambalaj enstitüsü kurulmalı ve burada ambalaj ile ilgili bütün gelişmeler izletilmeli.

GÖRÜŞ / Türkiye İş Bankası Genel Müdür Yardımcısı Suat İnce: Sektör minimum hammadde ile kârlılığı öğrendi

Ambalaj sektörü birçok alt sektörü bünyesinde barındırmakta olup kâğıt-karton-oluklu mukavva, plastik, cam, ahşap ve metal ambalaj olmak üzere beş temel alt grupta üretim yapılmaktadır. Ambalaj sektöründe faaliyet gösteren firmaların büyük çoğunluğu orta ve küçük ölçekli işletmelerden oluşurken, 18 ambalaj üreticisi iş hacmi bakımından Türkiye’nin en büyük 500 şirketi arasında yer almaktadır.

Türkiye’de tüketilen ambalajların %40’ına yakını kâğıt-karton-oluklu mukavva, %30-35 kadarı plastik, %10-15 kadarı cam, %15 kadarı ahşap ve metal ambalajdır. Ambalaj Sanayicileri Derneği yetkililerinin bildirdiğine göre toplam ambalaj sanayi üretimi 2012’de 6,4 milyon ton ve 14 milyar dolar düzeyindedir. Aynı yıl ambalaj ihracatı ise 3,1 milyar dolardır. Bu rakamların 2013’de büyüme eğilimini sürdürdüğü tahmin edilmektedir.

Son yıllarda Türkiye’de ambalaj sanayii hızlı gelişme göstermiştir. Yurt içi ambalaj tüketiminin son on yılda iki kat arttığı ve 2012’de kişi başına 190 dolar olduğu belirtilmektedir. Bu rakamın 2013’te de 200 dolar seviyesini aştığı tahmin edilmektedir. Türkiye ambalajlama ürünleri ihracatında öne çıkan ülkeler ise  Avrupa Birliği Ülkeleri, Doğu Avrupa Ülkeleri, Orta Doğu ve Bağımsız Devletler Topluluğu yer almaktadır.

Türk ambalaj sektörü kalite açısından dünya standartlarına yaklaşmıştır. ISO 9000, ISO 14001 ve ISO 22000 Sertifikaları alan firma sayısı hızla artış göstermektedir. Bununla birlikte Türkiye ambalaj üreticileri ulusal ve uluslararası gelişmeleri yakından takip etmektedir. Yiyecek paketleme ve yiyeceklerle direkt teması olan ürünlerinin üretiminde yasal düzenleme gelmiştir. Bu düzenlemelerle birlikte, sektörde Avrupa Birliği standartlarıyla uyum yakalanacağı öngörülmektedir. Sektördeki Ar-Ge ve yeni ürün geliştirme çalışmaları uluslararası rekabette öne çıkmak adına önem kazanmıştır.

Bugün ambalaj üretiminde minimum malzeme kullanımı konusunda çok detaylı çalışmalar yapılmakta böylelikle mümkün olan minimum hammadde, doğal kaynak ve enerji kullanımı ile sürdürülebilir üretim sağlanmaktadır. Üretici bugün 10 yıl önce kullandığı ile aynı miktar hammadde kullandığı halde çok daha fazla üretim yapabilmekte ve kaynaklarını verimli kullanarak kârlılığını artırabilmektedir.

 

Bu konularda ilginizi çekebilir