Türk-Çin ekonomik ilişkileri 'vın'ladı…

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

 

 

 

Cihan UĞUR

2010 Ekim başında Çin Başbakanı Wen Jiabao (Vın cia bao)'un Türkiye gerçekleştirmiş olduğu üst düzey ziyaretinde gerçekleşen görüşmeler ve atılan imzalarla, Türk-Çin ticari ilişkilerinde önemli bir eşik aşılmış oldu.

Türkiye'nin kendi coğrafyası ve Avrupa'ya olan ihracatında kimilerine göre en büyük rakibi Çin'dir. Buna karşılık Çin ve Türkiye'nin geliştirebileceği ekonomik ortaklıklar iki ülkenin de çıkarına sonuçlar doğurabilir. Nitekim, bölgesinde güçlenen bir Türkiye ve dünyada daha etkin olmak isteyen Çin'in, son ziyaretle nasıl bir ekonomik sinerji doğurabileceği görülmüştür.

Türkiye'nin Kuzey Afrika, Arap ülkeleri ve Orta Asya'da inşaat ve otomotiv sektöründeki, Avrupa ve Rusya pazarında tekstil sektöründeki yeri şüphesiz Çin'in dikkatini çekmektedir. Bunun yanında Türkiye'de gerçekleştirilebilecek, büyük çaplı ses getirecek yatırımlar Çin'in Avrupa markası olmasını, daha büyük projelere için Çin'e referans olmasını sağlayacak niteliktedir. 3 saat mesafede 36 ülkeye ulaşma imkanı olan Türkiye'ye Çin'in her sektörde yatırım yapması kendi menfaatinedir.

Özellikle 2003'ten itibaren ayrışma noktaları bir kenara bırakılarak oluşturulmaya çalışılan iyi ilişkiler ekonomik alanda meyvelerini vermeye başlamıştır. 2010 Ekim ziyaretiyle de, önemli bir eşik aşılmıştır. Şöyle ki;

· Edirne-Kars İpekyolu tren hattı ve Türkiye'nin muhtelif yerlerindeki hızlı tren hatlarıyla Türkiye'nin ulaşım alanındaki yatırımları hız kazanmış, Çin kredili yatırımlarla Cumhuriyet'in 100 yılı adına önemli hedeflerin adımları atılmıştır. Bununla birlikte Çin de Türkiye gibi, kendi coğrafyasında ziyadesiyle hürmet gören bir ülkede yapacağı projelerle ciddi referanslar elde etmiş olacaktır.

· Türkiye'nin IMF'i reddetmesi ile başlattığı bağımsız para politikaları, Rusya ile iki ülke para birimleriyle ticaret konusu gündeme getirilerek desteklenmiştir. Şimdi Çin ile de aynı konunun gündeme alınması, izlenen para politikalarına uluslararası güvenin arttığının mesajı olduğu gibi siyasi anlamda da mesajlar içermektedir. Gerçekleşmesi zaman isteyen bu konunun gündeme alınması bile çok önemlidir.

· Türkiye'nin Çin'deki yatırımlarına mukabil Çin'in Türkiye'deki yatırımlarının azlığından kaynaklanan rahatsızlıklar Çin'in büyük otomotiv ve enerji şirketlerinin Türkiye'ye yapacağı yatırımlar ve sayın Başbakan Vın'ın da arz ettiği gibi Türk devlet bonolarının alımıyla giderilmiş olacaktır.

· Çin tarafının Türkiye'nin Çin'de yapacağı yatırımlarda kolaylık göstereceğini ifade etmesi ve Uygur Bölgesi'ne yatırım için açıktan davet etmesi, iki ülke ilişkilerinin sağlamlaştığının ifadesidir.

Bu yönleriyle bakıldığında Çin Başbakanı Vın Ciabao'un Türkiye ziyaretiyle Türk-Çin ekonomik ilişkileri ciddi bir ivme kazanarak "Vın"ladı desek yanlış söylemiş sayılmayız.

Bütün bunlarla beraber Çin'e 2010 ilk yarısında doğrudan giren yabancı yatırımın %6 arttığını, Çin ihracatı'nın %7'ye yakın arttığını; buna mukabil Çin'in dış ticaret fazlasının aynı dönemde %10 civarında daraldığını görmekteyiz. Bunun anlamı, Çin büyümeye devam ederken ithalatını ciddi anlamda artırmaktadır. Küreselleşen dünyada Çin, pazarlarını genişletip ekonomik ilişkilerini artırarak siyasi alanda da sahasını genişletmeye uğraşırken, Çin gibi dev bir pazarın artan ithalat imkanından Türk yatırımcıları ve ihracatçıları faydalanamamaktadır. Çin'e yapılacak yatırımlarla dünyanın Türkiye'ye göre uzak pazarlarına ve en önemlisi Çin pazarına ulaşmak Türk yatırımcısı için mümkün olacaktır.

Siyasi ve ideolojik engellerin ortadan kalkmasıyla, Çin'in Türkiye'nin farkına vararak ciddi anlamda bir Türkiye politikası izlemeye başladığını görmekteyiz. Bunun en önemli adımı olan ekonomik ilişkileri hızlandırılması ve Türkiye'ye yatırımlar yapılıp ekonomik güvenin ispat edilmesi bunun göstergesidir. Aynı şekilde Türk tarafının da iyi bir Çin politikası ve ekonomik hedefler bütünüyle Çin'e doğru atak yapması faydalı olacaktır…