Türkeş: 10 Haziran'da koalisyon kurulurdu
Başbakan Yardımcısı Türkeş, "Rahmetli Türkeş hayatta olsaydı, MHP'nin genel başkanı olsaydı, Türkiye bu krizi yaşamazdı, 7 Haziran'dan üç gün sonra 10 Haziran'da MHP-AK Parti koalisyonu kurulmuş olurdu" dedi.
Başbakan Yardımcısı Tuğrul Türkeş, Yüksek Seçim Kurulunun sandık taşıma taleplerini reddetmesine ilişkin, "Sanıyorum ki önümüzdeki bir ay içerisinde güvenlik kuvvetleri ve yerel yönetim bir formül bulacak ve vatandaşlarımızın güvenlik içinde oy kullanması sağlanacaktır" dedi.
Türkeş, Balgat'taki bir restoranda düzenlediği kahvaltılı toplantıda, basın-yayın kuruluşlarının Ankara temsilcileriyle bir araya geldi.
Tuğrul Türkeş, burada yaptığı açıklamada, AK Parti'nin seçim beyannamesinin, Genel Başkan ve Başbakan Ahmet Davutoğlu tarafından açıklandığını hatırlattı.
Bu seçim beyannamesinin, 1 Kasım'dan sonraki AK Parti Hükümeti'nin programı niteliğinde olduğunu belirten Türkeş, AK Parti'nin diğerlerinin yaptığı afaki açıklamalar yerine, realist ve kaynağı belli önerilerde bulunduğunu kaydetti.
Türkeş, daha sonra basın mensuplarının sorularını yanıtladı. "Seçim anketlerinin" sorulduğu Türkeş, AK Parti'ye büyük bir ilginin olduğunu söyledi.
Vatandaşın, 7 Haziran'da uyarı niteliğinde oy kullandığını, bunun Meclis'te 4 partili bir yapıyı ortaya çıkardığını, hiçbir partinin tek başına iktidar olamadığını hatırlatan Türkeş, "Bu geçen 3 ay süre içerisindeki CHP'nin blok, Sayın Bahçeli'nin 'hayır' siyaseti, haliyle vatandaşa 'koalisyonun da çok başarılı olmayacağını' gösterdi. Kamuoyu yoklamaları şimdi AK Parti'ye tekrar bir yöneliş olduğunu ve Allah'ın izniyle 1 Kasım'da tek başına AK Parti iktidarı çıkacağını gösteriyor" dedi.
"MHP'nin oylarında bir değişiklik olur mu?" sorusuna karşılık Türkeş, "Bilmem, ben o tahlillerde her zaman çok başarısızımdır, bana güvenmeyin" cevabını verdi.
"Alparslan Türkeş yaşasaydı, koalisyona nasıl yaklaşırdı?" sorusuna, Türkeş, "Rahmetli Türkeş hayatta olsaydı, MHP'nin genel başkanı olsaydı, Türkiye bu krizi yaşamazdı, 7 Haziran'dan üç gün sonra 10 Haziran'da MHP-AK Parti koalisyonu kurulmuş olurdu" yanıtını verdi.
"Bahçeli benim devşirilemeyeceğimi bilir"
"MHP'den ayrılışınıza ilişkin yapılan açıklamaları nasıl buluyorsunuz. Sayın Devlet Bahçeli'nin, 'İçimizden devşirdikleriyle hisarlarımıza gedik açmaya çalıştılar' değerlendirmesi oldu, bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?" sorusunu, şöyle yanıtladı:
"Bunun benle ilgili olduğunu zannetmiyorum, Sayın Bahçeli benim devşirilemeyeceğimi bilir. O herhalde kendi adamlarından bir devşirilmiş varsa, onu kastetmiştir. Bu lafı asla ben üstüme almam. Beni kastettiğini söylüyorsa da benim ona cevabım çok farklı olur. MHP'deki saygıdeğer yöneticilerin siyaseten cevap vermelerini tercih ediyorum. Hakareti bir cevap olarak kabul etmem, algılamam. Bu tarzda çirkin girişimleri onların basiretsizliğini ve politika üretemediklerini gösterir."
"MHP'den ihracıyla ilgili hukuki sürecin" sorulduğu Türkeş, şunları kaydetti:
"O, bir hak kaybının telafisi niteliğindedir. Ben, bugün itibarıyla AK Partiliyim, açık, net ve altını çizerek söylüyorum. Ancak hiç kimse beni MHP'den atamaz, atamamıştır, yaptıklarında büyük usul hataları vardır ve atılmak başkadır, istifa başka bir şeydir. O yanlış ve usulsüz atma kararından sebep, onların bunun neticelerine katlanmaları lazım. Bu benim yasal hakkımdır. Yani bir arsanız var, ondan vazgeçtiniz ama oradaki bütün haklarınızdan çekildiniz anlamına gelmez bu. Benim tapulu arazime, başkalarına gecekondu kurdurmam ama ben AK Partiliyim ve bundan sonra da AK Parti'de siyasete devam edeceğim."
"Seçimin sonucunu etkileyecek bir şey yok"
"Rus uçaklarının, Türk hava sahasını ihlal etmesine" ilişkin soruya ise Türkeş, "Rusya, Suriye'ye hava birliği yolladı ve 'sadece IŞİD'i vurduğunu' söyleyerek, hava operasyonlarına başladı. Fakat bunun 'Türkiye tarafından hoş karşılanmadığını' size defaatle söyledik. Zaman zaman Yunanistan tarafında da hava sahası ihlalleri olur, ondan sonraki süreç rutin bir işlemdir, orada bir istisnai durum yok" yanıtını verdi.
"Yüksek Seçim Kurulu'nun, bazı sandık bölgelerinin, güvenli başka bir sandık bölgesine taşınmasına ilişkin ilçe seçim kurullarından gelen talepleri reddetmesine" ilişkin soruya, Türkeş, şu yanıtı verdi:
"Muhalefet, iyi netice alamayacağını bildiği için 2-3 ildeki güvenlik sorununu, Türkiye'nin genelinde güvenlik sorunu var gibi sunuyor. 55 milyon seçmeni var Türkiye'nin, 55 milyon insan oy kullanacak. Güvenlik sorunu yaşadığımız bölgelerdeki adet bunun yüzde 1'ine tekamül ediyor, bunu çok iyi anlayalım. Yani seçimin bütününü, sonuçlarını ve genelini etkileyecek bir şey yok. Cizre'de, Silvan'da, şurada, burada birkaç yerde terör örgütünün yuvalanması, mayınlı tuzaklar kurması ve oranın insanına yönelik hayati tehdit arz etmesi sebebiyle bir güvenlik tedbiri geliştirmeye çalışılmıştır. Yüksek Seçim Kurulu 'bunu uygun görmediğini' söylemiştir. Buralardaki seçimin neticesi şu anda tartışmalı gibi olmakla birlikte, sanıyorum ki önümüzdeki bir ay içerisinde güvenlik kuvvetleri ve yerel yönetim bir formül bulacak ve buradaki vatandaşlarımızın da güvenlik içinde oy kullanması sağlanacaktır. 55 milyon Türkiye'de sandığa gidecektir, bunun içinden yüzde 1'i değildir il ve ilçelerimizdeki durum."