Türkiye-Birleşik Krallık ilişkileri uzun yıllara dayanıyor
Hasan TURUNÇ
Bundan sonra her ay sizinle Birleşik Krallık ve özellikle Londra’daki siyaset, ekonomi ve inovasyon alanlarındaki gelişmeleri, ve bu gelişmelerin Türkiye’ye yansımalarını paylaşmaya çalışacağım. Elbette, Türkiye’nin de Birleşik Krallık’tan görünümünü de ara sıra ele alacağım.
Son aylarda Ortadoğu ve Kuzey Afrika’dan mülteci akını, 2017 yılının sonuna kadar oylamaya sunulacak olan İngiltere’nin Avrupa Birliği’nden çıkıp çıkmayacağına dair yapılacak referandum, İşçi Partisi’nin yeni Genel Başkanı Jeremy Corbyn’in sıra dışı politik söylemleri Birlesik Krallık siyasi gündeminde ilk sıralara oturdu. Bu konuları önümüzdeki aylarda detaylı bir şekilde analiz edeceğim yazılarım olacak.
Öncelikle Birleşik Krallık hakkında Türkiye’de az bilinen birkaç noktaya değinerek başlayalım. Birleşik Krallık; meşruti monarşi ve parlamenter demokrasi ile yönetilen bir ülkedir. Anayasa adı altında düzenlenmiş tek bir anayasal metin yoktur, ancak onun yerine ülke; anayasa gücündeki yazılı mevzuata, yıllar itibariyle oluşan içtihatlara, örf ve adet hukuku ile uluslararası sözleşme hükümlerine dayalı olarak yönetilir. Geçmişten günümüze dünya ticaret yollarının son durağı olan Birleşik Krallık, dünyadaki üretim yapısını kökten değiştiren sanayileşme hareketlerinin de öncüsüdür. AB içinde Almanya ve Fransa’dan sonra üçüncü ve dünyada yedinci en büyük ekonomi olan Birleşik Krallık, aynı zamanda AB’nin güvenlik ve dış politikasının belirlenmesinde çok temel bir rol oynuyor.
2010 yılında ülke ekonomisi yüzde 1.3 oranında büyüyerek AB ve Eurozone’daki birçok ülkeden önce resesyondan çıkmıştır. 2014 yılında yüzde 3 oranında büyüyen ekonominin ekonominin 2015 yılı için uzmanların büyüme oranı tahmini yüzde 2.6 ve gelecek yıl yüzde 2.8’dir. Ekonomideki bu olumlu gelişmeler üzerine uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Moody’s Investors Service, Ağustos ayında İngiliz bankalarının görünümünü “negatif”ten, “durağan”a yükseltti. Bunlara ek olarak, Birleşik Krallık yabancı yatırımcılar açısından en liberal ortamlardan birine sahiptir. Mesela 2014 Dünya Yatırım Raporu’na göre, 2013 yılı itibariyle ülkedeki yabancı yatırımlar stoğu açısından dünyada ve Avrupa’da ikinci sırada yer almaktadır. Ayrıca, 2013 yılı için doğrudan yabancı yatırım miktarı UNCTAD’a göre 37.1 milyar dolarken, ülkedeki yabancı yatırım stoğu ise 1.606 milyar dolar (975 milyar £) olarak açıklandı.
Türkiye’de ihmal edilen bir diğer konu da, Birleşik Krallık’in inovasyon performansının AB ortalamasının çok üzerinde olmasıdır. Dünya Fikri Haklar Örgütü (WIPO) tarafından her yıl gerçekleştirilen Küresel İnovasyon Endeksi raporuna göre İngiltere, İsviçre, İsveç, Hollanda ve ABD’nin dünyanın en inovatif ülkeleri. Hatta rapor, İngiltere, İsveç, Finlandiya, Almanya ve Danimarka’yı “inovasyon liderleri” olarak değerlendiriyor. Örneğin, Hollanda rüzgar enerjisiyle giden tren yaparken, İngiltere’de elektrik için yollara güneş panelleri döşeniyor ve elektrikli arabalar için şarj yolları düzenleniyor. Birleşik Krallık, elektrikli araçlar için şarj şeritleri uygulaması deneme aşamasına bu yıl geçecek. Hükümet elektrikli araç şarj şeritleri teknolojisi için 500 milyon sterlinlik yatırım yaparak, bu teknoloji ile dünyaya yol gösterici olmayı hedefliyor.
Bu kısa tanıtımın ardından, biraz da Türkiye-Birleşik Krallık ilişkilerine göz atmakta fayda var. İki ülke ilişkileri aslında sanılanın aksine uzun yıllara dayanır. Birleşik Krallık’ın Osmanlı İmparatorluğu nezdinde atadığı ilk Büyükelçisi William Harborne, 1583 yılında İstanbul’a gelmiş, Yusuf Agâh Efendi de 1793 yılında Osmanlı İmparatorluğu’nun Londra Büyükelçisi olarak göreve başlamıştır. Geçmişten bugüne Türkiye’nin önemli bir ticaret ortağı olan Birleşik Krallık, Türkiye’nin dış ticaret fazlası verdiği gelişmiş ülkelerden biri olma özelliğini koruyor. 2014 yılı itibarı ile Birleşik Krallık Türkiye’nin üçüncü ihracat ortağı konumundadır. Birleşik Krallığa ihracatta genel olarak tekstil ve hazır giyim ürünleri, elektrikli ve elektriksiz makineler, motorlu araçlar ve parçaları, demir çelik ürünleri önemli kalemleri oluşturuyor. İstanbul Borsası ile Londra Borsası arasında stratejik işbirliği yapılmasına dönük anlaşma 2015 yılında imzalandı ve 2 bin 600 civarında Birleşik Krallık sermayeli firma 2015 yılı itibariyle Türkiye’de faaliyet göstermektedir.
İki ülke ilişkileri son yıllarda önemli bir ivme kazanmış, özellikle 2007 yılında iki seneliğine yürürlüğe giren “Stratejik Ortaklık Belgesi”, Birleşik Krallık Başbakanı David Cameron’ın 26-27 Temmuz 2010 tarihlerinde Türkiye’ye gerçekleştirdiği ziyarette imzalanması önemli bir dönemeç olmuştur. Türkiye, Birleşik Krallık ile ilk kez böyle bir anlaşma imzaladı ve imzalanan belgede özetle, Türkiye’nin AB üyeliğine destek, Kuzey Irak ve terör sorunu, sınır ötesi operasyon, PKK ve El Kaide’ye karşı işbirliği ve KKTC’nin tanıtımı gibi konular yer alıyor.
Bu yazımda değinmek istediğim son konu, henüz emekleme evresinde de olsa Türkiye - Birleşik Krallık inovasyon işbirliğidir. Özellikle, geçen yıl başlatılan ve koordinasyonu TÜBİTAK tarafından yürütülen Kâtip Çelebi - Newton Fonu ile ivme kazanan Türkiye ve Birleşik Krallık arasındaki bilim, teknoloji ve yenilik işbirliği, 2015 yılının “Türkiye - Birleşik Krallık Bilim ve İnovasyon Yılı” ilan edilmesiyle yeni bir evreye girmiş oldu. TÜBİTAK ve Birleşik Krallık İş, Yenilik ve Yetenekler Politikaları Bakanlığı işbirliği ile oluşturulan ve 5 yıl süre ile yürütülecek olan toplam 40 milyon Sterlin büyüklüğündeki Kâtip Çelebi – Newton Programı inovasyon konusundaki işbirliğini daha ileriye taşıdı. Bu ümit veren gelişmeler sayesinde akademi, sanayi ve iş çevrelerinde farkındalığı artıracaktır; hatta bu yıl içerisinde gerçekleştirilen faaliyetlerin ikili ortaklığı pekiştirerek bilim, teknoloji ve inovasyon işbirliklerini daha da geliştireceğini düşünüyorum.
Hem AB hem de ABD ile yakın ilişkileri olan, Kıbrıs’ta garantör, inovasyonda AB liderlerinden ve finans ve ekonomide dünyanın önde gelen ülkelerinden biri olan Birleşik Krallık’taki gelişmeleri sizlerle paylaşmaya her ay devam ediyor olacağım.