Türkiye enerji şantiyesine dönüştü
EPDK Başkanı Köktaş, özel sektör tarafından yapılan yatırımın 3 bin 200 megavata ulaştığını ve bir rekor kırıldığını söyledi.
İZMİR - Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK) Başkanı Hasan Köktaş, Türkiye'nin bir enerji şantiyesine dönüştüğünü belirterek, Ekim ayı sonu itibariyle özel sektör tarafından yapılan yatırımın 3 bin 200 megavata ulaştığını ve bir rekor kırıldığını bildirdi.
Köktaş, enerji yatırımlarını ve tesisleri yerinde incelemek için geldiği İzmir'de; 10 aylık yatırım gerçekleşmelerini de açıkladı.
Geçen yıl özel sektör tarafından 2800 megavat kurulu güçte elekrik üretim tesisi yapıldığını hatırlatan Köktaş, " 2010 yılında bunun da üzerine çıkarak kendi rekorumuzu kıracağımızı söylemiştik. 10'uncu ayın sonu itibariyle 3200 megavata ulaştık. Kendi rekorumuzu kırmış olduk" dedi.
Bu yatırımların özel sektörün herhangi bir satın alma garantisi olmadan, piyasada rekabetçi koşullar altında, kendi üretim riskini aldığı bir piyasa modeli içinde yapılan yatırımlar olduğunu belirten Köktaş, bunların 100'ün üzerinde irili ufaklı tesislerden oluştuğunu, söz konusu yatırımlardaki yenilenebilir enerji payının da yüzde 40'a yakın olduğunu söyledi.
Bugüne kadar özel sektöre yaklaşık 42 bin megavat civarında lisans verdiklerini, son 2 yılda da özel sektör tarafından yaklaşık 6 bin megavat ilave bir gücün sisteme katıldığını anlatan Köktaş, şunları kaydetti:
" 6 bin megavat deyip geçmeyin. Hep biz senelerce Atatürk Barajı ile övünmez miyiz? Atatürk Barajının büyüklüğü 2400 megavat kurulu güçte. Geçen sene Atatürk Barajından daha büyük bir kurulu gücü özel sektör sessiz sedasız yaptı, kendi riskiyle. Bu yıl 3200 megavat Atatürk barajının 1,5 katı kadar bir ilave kurulu gücü yine özel sektör sessiz sedasız yaptı. Her yıl Atatürk Barajından daha büyük bir barajı, belki onlarca parça olarak sistemimize özel sektör tarafından inşa edilerek katılmış oluyor."
EPDK'nın bir kısmı hazırlık bir kısmı yatırım aşamasında olan 42 bin megavatlık lisans verilen tesis olduğunu belirten Köktaş, Türkiye'de tekstil, otomotiv, tarım gibi sektörün bazı coğrafi alanlarda yoğunlaştığını, enerji sektörünün ise Türkiye'nin her tarafında yayıldığını ifade etti.
Yapılan yatırımların, sosyal adalete, istihdama, ekonomik büyümeye katkı sağladığını, sosyal sorumluluk projelerinin tabana yayılması açısından da önemli olduğunu vurgulayan Köktaş, "Türkiye tam bir enerji şantiyesine dönüştü, dağıyla taşıyla" dedi.
7,5 milyar dolarlık sabit sermaye yatırımı
Bu yıl enerji enerji sektörüne yapılan sabit sermaye yatırımının 7,5 milyar lira olduğunu bildiren Köktaş, bunların içinde başlamış, devam etmekte olan, biten tesislerin bulunduğunu söyledi. Son 2 yılda sektöre 15 milyar liraya yakın sabit sermaye yapıldığını belirten Köktaş, 2011'de yatırımların 2010'dan az olmayacağını ve yatırımların kompozisyonunun yenilebilir enerji lehine olacağını düşündüklerini ifade etti. Köktaş şöyle devam etti:
"6 bin megavatlık 2 yılda ilave kurulu güçten bahsettik, biz bir kaç hafta önce Arnavutlukta Enerji Düzenleyicileri Bölgesel Birliğinin (ERRA) üye ülkelerinin bulunduğu toplantıda Türkiyede enerji sektöründeki son gelişmelerini anlatan bir sunuş yaptık (aşağı yukarı 6 bin megavat ilave gücü devreye aldık) deyince herkes şaşırıp birbirine baktı. Buradaki ülkelerin bir kısmının kurulu gücü 6 bin megavat. Herkes şaşırdı. İlk 9 ayda elektrik tüketimindeki artış hızı yüzde 8,7, çok hızlı enerji enerji talebinin büyüdüğü bir piyasadayız. Bundan sonra hiç hız kesmeden ilave kurulu gücü yakalamak zorundayız"
Tarife metodolojisi
Bu arada gazetecilerin sorularını yanıtlayan EPDK Başkanı Köktaş, rüzgarda 5,5 sent alım garantisi rakamını nasıl bulduğunun sorulması üzerine, "Eğer bir fiyat piyasada oluşuyorsa, o fiyattan işlem yapılıyorsa, rekabetçi koşullarda oluşan fiyat benim için doğru fiyattır. Rekabetçi koşullarda alım satıma esas olan fiyat doğru bir fiyattır makul mudur değil midir tartışmasından çok şu anda piyasada bir işlem var mı, ona bakarım" diye konuştu.
Tarife metodolojisinde kamuoyunda suni bir direnç oluştuğunun belirtilmesi üzerine de Köktaş, Kurulun hiç kimsenin baskısı altında kalmadan, teknik çalışma neyi gerektiriyorsa onu yapacağını söyledi.
Tedarikçi açısından hizmetin kaliteli ve nitelikli sürdürülebilirliğini, devamını sağlamanın, tüketici açısından da uygun koşullarda mal ve hizmeti almanın önemini vurgulayan Köktaş, şöyle devam etti:
"Kurum hesap eder, ne hizmetin kalitesinin düşmesinde ne kesintiye uğramasında, ne gereksiz suni şişirilerek pahalı olmasında Kurumumuz cevaz göstermez. Kantarın topuzunu ne tüketici, ne tedarikçi aleyhine kaçırmadan uygun koşularda hakkaniyetli, adaletli bir tarife metodolojisini gerçekleştirmiş olacağız. Bundan kimsenin kuşkusu olmasın. Yapacağımız işten herkes eşit olanda memnuniyetsizlik ifade edecek, taraflardan bir tanesinin memnun olması halinde o işte bir sıkıntı vardır, birinin lehine, aleyhine iş yapmış olursunuz. Kısa zamanda tamamlanmasını bekliyoruz."