Türkiye ile ekonomik ilişkilerimiz iyi, hedef 'en iyi'ye ulaşmak

İngiltere'nin Hazineye bağlı Ticaretten Sorumlu Bakanı Lord James Sassoon DÜNYA'ya konuştu.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Didem ERYAR ÜNLÜ

İSTANBUL - İngiltere-Türkiye arasında siyasi ilişkiler son derece iyi bir düzeyde. Fransa başta olmak üzere, birçok AB üyesi Türkiye'nin üyeliğine karşı olduklarını açıklarken, İngiltere Türkiye'nin üyeliğini desteklemeye devam ediyor.

Geçtiğimiz sene İngiliz Başbakanı David Cameron'un ziyareti ile ivme kazanan bu siyasi yakınlaşma süreci, finans ve ekonomiden önemli isimlerin ziyaretleri ile devam ediyor. Geçtiğimiz günlerde Londra Finans Merkezi Başkanı Lord Mayor iki ülke arasındaki ticareti iki katına çıkarmanın yollarını aramak için Türkiye'deydi.

Lord Mayor'un ardından Türkiye'ye gelen önemli isim ise İngiltere'nin Hazineye Bağlı Ticaretten Sorumlu Bakanı Lord James Sassoon oldu. Bakanlığından önce, İsviçre merkezli UBS bankasında üst düzey yöneticilik görevinde bulunan Lord Sassoon, İngiliz finans sistemine yönelik düzenlemelerin oluşturulmasında önemli rol üstlenmiş bir isim. Lord Sassoon, Türkiye ziyaretinin nedenini, "İki ülke arasındaki mükemmel siyasi ilişkilerin, zaten iyi olan ekonomik ilişkileri en iyi düzeye çıkarmasını sağlayacak yeni düşünceler üretmek" olarak ifade ediyor.

İngiltere'de hükümet özel sektör destekli bir ekonomik kalkınma hedeflediğini açıkladı. KOBİ'ler başta olmak üzere özel sektöre finansman kolaylıklarının sağlanması; ihracatın desteklenmesi; yabancı pazarlardaki faaliyetleri artırılması gündemde. Türkiye de bu açından, dinamik yapısı ve genç nüfusu ile İngiltere için öncelikli bir pazar. 2010 yılında Türkiye ile İngiltere arasında imzalanan Stratejik Ortaklık Anlaşması kapsamında, iki ülke arasındaki ticari ilişkilerin önümüzdeki beş sene içinde 9 milyar pound'dan 18 milyar pound'a çıkartılması amaçlanıyor.

Bu kapsamda, Türkiye-İngiltere arasındaki ekonomik ilişkilerde öne çıkan sektörlerden, küresel ekonomik gücün batından doğuya kaymasının yaratacağı etkilere, euro bölgesinin geleceğinden, enerji yatırımlarına kadar farklı konularda sohbet etme fırsatı bulduğumuz Ticaret Bakanı Lord Sassoon'un dikkat çektiği başlıca konular şöyle:

Siyasi ilişkilerimiz harika, bunu ekonomiye de yansıtmalıyız

Türkiye-İngiltere ilişkileri son derece iyi bir durumda. Bu süreç İngiliz Başbakanı David Cameron'ın geçen sene Türkiye'ye gerçekleştirdiği ziyaret ile başladı. Ülkeler arasında bu kadar yakın ilişkilere çok sık rastlanmıyor. İki ülke arasındaki ticaret hacmi 2010'da 9 milyar pound olarak gerçekleşti. Yapılan anlaşmalar kapsamında bu miktarın önümüzdeki beş sene içinde iki katına çıkması hedefleniyor.

Benim ziyaretimin hedefi, başbakanlık düzeyinde gerçekleşen bu görüşmelerin daha fazla detaylandırılması ve iki ülke arasındaki ticaret ve iş ilişkilerinin artırılmasına yönelik yeni düşüncelerin geliştirilmesi. Genel anlamda AB ülkelerine bakıldığında, İngiltere Türkiye'ye en yakın ülke konumunda. Siyasi ilişkilerde elde edilen bu düzeyi, ekonomik ilişkilerimize de yansıtmayı amaçlıyoruz. Hedef, zaten iyi olan ekonomik ilişkilerimizi, en iyi düzeye çıkarmak."

İngiliz şirketler Türkiye pazarına iştah duyuyor

Türkiye ekonomisi 2010 yılında kaydettiği büyüme performansıyla OECD ülkeleri arasında en hızlı büyüyen ekonomilerin başında geliyor. Türkiye, dinamik ekonomisi ve genç nüfusuyla sadece İngiltere değil, tüm Avrupa için önemli bir değer. İngiltere'nin 2008 yılından beri Türkiye'ye yaptığı doğrudan yatırım oranı 8 milyar dolara aşıyor.

Mey İçki'nin İngiliz şirketi Diageo tarafından satın alınmasıyla bu miktara 2 milyar dolar daha eklendi. Türkiye'de BP, HSBC, Harvey Nichols, Vodafone gibi çok önemli İngiliz şirketleri faaliyet gösteriyor. Türkiye'yi bölgesel bir merkez olarak gören İngiliz şirketleri, bölgedeki ülkelere Türkiye'den ulaşmayı planlıyor. Öte yandan Türk ve İngiliz KOBİ'leri arasında çok önemli ortaklık fırsatları mevcut ve KOBİ'lerin desteklenmesi çok önem taşıyor.

Hem Türkiye hem de İngiltere'de ekonominin çok önemli bir bölümü KOBİ'lerden oluşuyor ve gelecekte çok daha önemli bir role sahip olacaklar. Bu doğrultuda, İngiltere'de KOBİ'lerin finans kaynaklarına ulaşımı kolaylaştırılıyor; ihracatın önündeki engeller kaldırılıyor; inovasyona öncelik veriliyor. KOBİ'lerin Türkiye gibi gelişen piyasalara ulaşmaları İngiltere ekonomisi açısından çok önemli. İngiliz firmaları, Türk şirketlerinin siparişleri teslim etme hızına büyük değer veriyorlar. İngiltere, yüksek mühendislik, hizmet sektörü, dijital iletişim hizmetleri gibi alanlardaki know-how'ını Türk şirketler ile paylaşmayı hedefliyor.

Bu arada öne çıkan sektörlerden birisi de düşük karbon teknolojileri ve bununla birlikte yenilenebilir enerjiler. Türkiye bu sektörde hızlı bir gelişme gösteriyor. İki ülke arasında yenilenebilir enerji sektöründeki işbirlikleri enerji güvenliği açısından önümüzdeki günlerde çok daha fazla önem kazanacak.

Ekonomik güç doğuya kayarken, kazanan İngiltere olacak

Ekonomik gücün batından doğuya kaymasını bir fırsat olarak görüyoruz. Küresel finans krizinden oldukça önemli dersler alan İngiltere, hala dünyanın en önemli finans merkezi konumunda. Global şirketlerin merkezleri İngiltere'de bulunuyor, çünkü İngiltere'den dünyanın her yanını kontrol etmek çok kolay.

Dünyanın en serbest küresel ekonomisi olan İngiltere, düzenlemeler ve yasal çevre açısından en istikrarlı ülke. Bu nedenden dolayı yabancı yatırımların en fazla tercih ettiği ülkelerin başında geliyor. Dolayısıyla, sermaye batıdan doğuya kayarken, kazanan İngiltere olacak.

İngiliz hükümeti bu güveni korumak açısından öncelikle kamu borcunu dengelemeyi hedefliyor. İngiltere kamu borcu açısından geçtiğimiz sene olumsuz bir ratinge sahipti. Aldığımız önlemler sayesinde önümüzdeki dört yıl içinde kamu borcu sorununu çözmeyi ve diğer yandan kamu ile özel sektör arasında denge sağlamayı amaçlıyoruz.

Özel sektörün potansiyelinin ortaya çıkartılması; özel sektördeki istihdamın artırılması alınan önlemlerin başında geliyor. İngiltere'de ekonomik büyümenin 2011'de yüzde 2.2; 2012'de yüzde 2.5 olmasını hedefliyoruz.

 

Bu konularda ilginizi çekebilir