”Türkiye'nin ihracat uçağı artık 'take off'u gerçekleştirdi”
Bakan Çağlayan, ihracat, enflasyon ve işsizlik rakamlarını değerlendirdi
ANKARA - Devlet Bakanı Zafer Çağlayan, gerek ocak ayı, gerek şubat ayı ihracatının, Türkiye'nin artık ihracat uçağının kalkışı yaptığını, take off'u gerçekleştirdiğini ortaya koyduğunu söyledi.
Çağlayan, perşembenin gelişinin çarşambadan belli olduğunu kaydederek, "ocak ve şubat ihracatı, bu sene ihracatın artacağını gösteriyor" dedi.
Bakan Çağlayan, Pakistan Yatırım Bakanı Saleem Manuiwalla ile görüşmesinin ardından gazetecilerin, ihracat, enflasyon ve işsizlik rakamlarına ilişkin sorularını yanıtladı.
İhracat rakamlarını değerlendiren Çağlayan, 2009 yılında dünyada ihracatın yüzde 27,8 daralırken, Türkiye'de değer bazında yüzde 22,6, miktar bazında da yüzde 7,6 oranında bir daralma yaşandığını hatırlattı.
Çağlayan, krizden teğet temasla etkilenen ve ihracatı 100 milyar doların altına düşmemiş olan bir Türkiye'nin, bu yıl için, Orta Vadeli Program'da 107,5 milyar dolar ihracat rakamı belirlendiğini kaydetti.
"Perşembenin gelişi çarşambadan bellidir derler. Dolayısıyla ocak ve şubat ihracatı bu sene ihracatın artacağını gösteriyor" diyen Bakan Çağlayan, hedefin 110 milyar doların üzerine çıkmak olduğunu, hatta ihracatçılarla 111 milyar dolarlık hedef noktasında fikir ve söz birliği yapıldığını bildirdi.
Bakan Çağlayan, 2009 yılında en fazla ihracat düşüşünün yüzde 23,6 ile sanayi ürünlerinde yaşandığını, şimdi yeniden sanayi ürünleri ihracatının artmaya başladığını ve yeniden Avrupa pazarlarına ihracatın artmaya başladığını belirterek, "Ocak ve şubat ayları ihracatı bunun göstergesi. Bunlar gösteriyor ki yeniden ihracatı artmaya başlayan, yeniden sanayi ihracatı artmaya başlayan bir kompozisyon içindeyiz" diye konuştu.
Enflasyon
Enflasyon rakamlarına ilişkin sorular üzerine Çağlayan, şartlara göre durumun belirlenmesi gerektiğini belirterek, Avrupa'nın hala toparlanamadığını, şu anda dünyanın bütün ülkelerinin öncelikli hedefinin enflasyon, fiyat istikrarı değil, küresel krizin etkilerinden daha az etkilenmek ve çıkmak için iç ekonomilerini düzenlemek, ticareti artıracak tedbirler almak ve istihdam kayıplarını en aza indirmek olduğunu anlattı.
Çağlayan, enflasyonun son derece önemli olmakla beraber, kendi adına önceliğin ekonominin büyümesi, ihracatın artması ve istihdamın artırılması olduğunu söyledi.
Merkez Bankası'nın birinci önceliğinin her zaman fiyat istikrarı olduğunu belirten Bakan Çağlayan, şöyle konuştu:
"Ancak neyi, neye feda ettiğimizin hesabının iyi yapılması gerekiyor. Fayda, maliyet analizinin iyi yapılması gerekiyor. Bugün ihracatımız çok ciddi rakamlara gelebilirdi eğer faizler zamanında düşürülseydi, geçen yıl bir önceki yıldan bahsediyorum. Sağlıklı kur rakamını yakalasaydı ihracat, 102 milyar doların çok daha üzerinde gerçekleşecekti.
Sadece fiyat istikrarı yetmez, ekonomik istikrar için. Ekonomik istikrar için büyüme gereklidir, ticaretin canlı olması önemli, istihdam kayıplarının olmaması ve istihdama girişim çok daha fazla olması önemlidir.
Enflasyonun yükselmesi arızidir. Küresel krizden sonra bütün ülkelerinin başının iki tane belası olacaktır. Bir tanesi borçlar olacaktır, bir tanesi de yeniden enflasyonla mücadeleye başlayacaktır. Böyle bir ortamda enflasyonla mücadele birinci öncelik olmamalı, olamaz. Bu benim tamamen kendi şahsi görüşlerim. Şu andaki rakamlarda çok fazla endişe edilecek rakamlar değil, arızi rakamlardır."
İşsizlik rakamları
Devlet Bakanı Zafer Çağlayan, işsizlik rakamlarına değerlendirirken, dün açıklanan işsizlik rakamlarına göre işsizlikte bir artış olduğunu ve bunun da son derece doğal olduğunu söyledi.
Küresel krizlerde olanın istihdama olduğunu ve küresel krizin dünyaya bıraktığı kötü mirasın işsizlik olduğunu ifade eden Çağlayan, Türkiye'ye diğer ülkelerden ayrı bakmak gerektiğini söyledi ve şöyle devam etti:
"Geçen sene Türkiye'nin nüfusu 818 bin kişi artmıştır. Türkiye'de iş gücüne katılım çok artıyor. 2009 küresel kriz ortamında 450 bin iş bulunurken, nüfus 818 bin arttı. İş gücü piyasasına 800 bin katılımın olması işsizlik göstergemizin temel eksenimizdir. Arz ve talep dengesi yani arz daha fazladır. Bu olacaktır, işsizliğin temel nedeni arz ve talep dengesinin buluşmamasıdır. İkinci nedeni de mesleki eğitim ve nitelikli eleman problemidir. Bir de küresel kriz ortamında sanayi ve ihracatta yaşanan küçülmeler tabii ki böyle bir sonucu ortaya çıkardı.
Türkiye açısından diğer ülkelere bakıldığında Avrupa, ABD'de işsizlik arttı. Bu küresel krizin bıraktığı kötü miras. Bizim bütün gayretimiz istihdam meselesinde işsizliği azaltacak, istihdama kavuşturacak olan üzerinde çalışıyoruz. 2010 inşallah istihdam, işsizlik konusundaki gelişmelerin yeniden pozitif noktaya geleceği bir tarih olacak. İhracat son derece önemli. Türkiye'nin büyüme motoru ihracattır, istihdam sağlayan ihracattır. İstihdam artışını sağlayacak yegane motor ihracattır. Ekonomik parametrelerin düzelmesiyle işsizlik rakamlarının gerileyeceği kanaatindeyim."