Ülkemizde kurumsal yönetim düzenlemeleri

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Yavuz AKBULAK / SPK Başkanlık Danışmanı

Ülkemizde kurumsal yönetim ilkeleri, dünyadaki uygulamalara koşut olarak, ilk kez Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) tarafından Temmuz 2003'de (söz konusu ilkeler Şubat 2005'de gözden geçirilmiştir) yayımlanmış, anılan ilkelerin oluşturulmasında "OECD Kurumsal Yönetim İlkeleri (1999)" yanı sıra ülkemizin kendine özgü koşulları da dikkate alınmıştır. İlkeler öncelikle halka açık anonim şirketler (AŞ) için hazırlanmış olup, uygulanıp uygulanmaması isteğe bağlıdır. Ancak, bu ilkelerin uygulanıp uygulanmadığına; uygulanmadıysa buna ilişkin gerekçeli açıklamaya, bu prensiplere tam olarak uymama dolayısıyla meydana gelen çıkar çatışmalarına ve gelecekte şirketin yönetim uygulamalarında ilkeler çerçevesinde bir değişiklik yapma planının olup olmadığına ilişkin açıklamaya, (yönetim kurulu) yıllık faaliyet raporunda yer verilmesi ve ayrıca kamuya açıklanması gerekir. İlkelerdeki temel prensipler "uygula ya da açıkla" prensipleridir. Ancak bu prensiplerin bazıları tavsiye niteliğinde olup, uyulmadığında herhangi bir açıklama yapılmasına gerek bulunmamaktadır.

SPK'nın mezkur ilkeleri; pay sahipleri, kamuyu aydınlatma ve saydamlık, menfaat sahipleri, yönetim kurulu olmak üzere 4 bölümden oluşmaktadır. İlk bölümde, pay sahiplerinin hakları ve eşit işleme tabi olmaları konusundaki prensipler yer almaktadır. Bu bölümde, pay sahiplerinin bilgi alma ve inceleme hakkına, genel kurula katılım ve oy verme hakkına, kar payı alma hakkına ve azınlık haklarına yer verilmekte; ayrıca pay sahipliğine ilişkin kayıtların sağlıklı olarak tutulması ve payların serbestçe devri ve satışı konuları ile pay sahiplerine eşit işlem ilkesi ele alınmaktadır. İkinci bölümde, kamunun aydınlatılması ve saydamlık kavramları ile ilgili prensipler yer almaktadır. Bu çerçevede, şirketlerin pay sahiplerine yönelik olarak bilgilendirme politikası kuralları oluşturmaları ve bu kurallar bütününe sadık kalarak kamuyu aydınlatmalarına yönelik prensipler belirlenmiştir. Üçüncü bölüm, menfaat sahipleri ile ilgilidir. Menfaat sahibi, işletmenin hedeflerine ulaşmasında ve faaliyetlerinde herhangi bir ilgisi olan bir kimse, kurum veya çıkar grubu olarak tanımlanmaktadır. Şirketle ilgili menfaat sahipleri pay sahipleri ile birlikte çalışanları, alacaklıları, müşterileri, tedarikçileri, sendikaları, çeşitli sivil toplum kuruluşlarını, devleti ve hatta şirkete yatırım yapmayı düşünebilecek potansiyel tasarruf sahiplerini de içerir. Son bölümde ise, yönetim kurulunun işlevi, görev ve sorumlulukları, faaliyetleri, oluşumu ve yönetim kuruluna sağlanan mali haklar ile yönetim kurulunun faaliyetlerinde yardımcı olmak üzere kurulacak komitelere ve yöneticilere ilişkin prensipler yer almaktadır.

SPK ilkelerinin yanında, 5411 Sayılı Bankacılık Kanunu ile "kurumsal yönetim ilkeleri" kavramı Türk bankacılık mevzuatına girmiş, kurumsal yönetim ilkelerine ilişkin yapı ve süreçlerin ve bunlara ilişkin ilkelerin, SPK ve Kuruluş Birliklerinin görüşü alınarak Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu'nca belirleneceği hükm olunmuştur. Böylece, ülkemizde kurumsal yönetim ilkeleri maddi mevzuatta ilk kez 5411 sayılı Bankacılık Kanunu ile düzenlenmiş bulunmaktadır.

Diğer taraftan, kurumsal yönetim ilkeleri 6102 sayılı Yeni Türk Ticaret Kanunu'nun (Yeni TTK) 1529'uncu maddesinde (Yeni TTK'da konuya ilişkin atıf maddeler de 361, 375 ve 1524'tür) düzenlenerek Türk ticaret hukukuna girmiştir. Bu düzenlemeye göre halka açık AŞ'lerde kurumsal yönetim ilkeleri, yönetim kurulunun buna ilişkin açıklamasının esasları ve şirketlerin bu yönden derecelendirme kural ve sonuçları SPK tarafından belirlenir. SPK'nın uygun görüşü alınmak şartıyla, diğer kamu kurum ve kuruluşları, sadece kendi alanları için geçerli olabilecek kurumsal yönetim ilkeleriyle ilgili, ayrıntıya ilişkin sınırlı düzenlemeler yapabilirler.

Kurumsal yönetim ilkeleri kapsamında Yeni TTK ile getirilen temel bazı yenilikler ise şunlardır: pay sahibinin bilgi alma ve inceleme hakkının genişletilmesi (m.437), özel denetçi talep hakkının bireysel bir hak haline dönüştürülmesi (m.438), yeni azınlık haklarının ihdas edilmesi (m.411), haklı sebeplerle fesih hakkının tanınması (m.531), şirketin kendi paylarını iktisabının yasak olmasına ilişkin düzenlemenin değiştirilmesi (m.612), azınlık haklarında genel kurul toplantısına ilişkin olarak azınlığa tanınan finansal tabloların müzakeresinin ertelenmesini talep hakkının sağlıklı bir düzenlemeye kavuşturulması (m.420), A.Ş.'lerin organizasyon yapısında denetçilerin yeniden tanımlanması ve faaliyetleri kapsamının yönetimsel yetkileri kaldırılarak, denetim işlevine özgülenmesi, yönetim kurulu yapısı, yetkileri ve sorumluluğu ile ilgili düzenlemeler ve 6762 Sayılı Meri TTK'daki aksaklıkların giderilmesi (m.399-400), yeni pay alma hakkının sınırlandırılması hususunda genel kurula yetki tanınması ile hak sahiplerinin korunması (m.461), elektronik yöntemlerle genel kurul toplantılarına katılım (m.1527).