Uzaklardaki ihracat potansiyeli zayıf

YAYINLAMA
GÜNCELLEME


BETAM'ın araştırma notunda, , Türkiye'nin mevcut yapısıyla yeni pazarlarda "sanıldığından daha az ihracat potansiyeli"nin bulunduğu görüşü dile getirilerek, "Uzaklarda kalmış, keşfedilmemiş yüksek potansiyelli yeni pazarlar ufukta gözükmüyor" tespiti ortaya konuldu. Araştırmada, bu nedenle Türkiye'nin ihracatını arttırması için, ihraç ürünlerinde çeşitliliği ve verimliliği arttırması gerektiği, rekabet gücünü artırıcı yapısal reformların gerçekleştirmesinin ihracatın geleceği için kritik önem arz ettiği belirtiliyor.


Türkiye, mevcut ekonomik yapısı ile halen Japonya ve Hindistan gibi Asya ülkeleri, bazı Kuzey ve Doğu Avrupa ülkeleri ve komşusu Yunanistan'a potansiyelinin çok altında ihracat yapıyor. Türkiye, en fazla dış ticaret açığı verdiği Rusya, Çin, ABD, Almanya gibi ülkelerle ise potansiyelin üzerine ihracat gerçekleştiriyor. Bu tablo itibarıyla, bazı ülke pazarlarında ihracat payını artırması mümkün olsa da Türkiye'nin yeni pazarlarda ihracat potansiyeli sınırlı. Dolayısıyla da ihracatta ciddi yeni atılımlar gerçekleştirebilmesi için, Türkiye'nin rekabet gücünü ve ürün çeşitliliğini arttırıcı yapısal reformları vakit kaybetmeden uygulamaya koyması gerekiyor. Bu görünüme ilave olarak yine mevcut yapıyla, Türkiye'nin yeni pazarlarda sanıldığından daha az ihracat potansiyeli bulunuyor.
Bu tespitler, Bahçeşehir Üniversitesi Ekonomik ve Toplumsal Araştırmalar Merkezi'nden (BETAM) Dr. Zümrüt İmamoğlu ve Araştırma Görevlisi Barış Soybilgen tarafından "Türkiye'nin İhracatında Ekonomik Büyüklük ve Uzaklığın Rolü" başlıklı araştırma notunda dile getirildi.

Potansiyelin çok altında ihracat yapılan ülkeler

Potansiyel açık açısından en dikkat çekici ülke Yunanistan. Analiz sonuçlarına göre Yunanistan ile aynı büyüklükte ve Türkiye'ye aynı ölçüde yakın bir ülke ile potansiyel ihracat, Yunanistan ile fiilen yapılandan ihracatın 3,5 katı çıkıyor. Türkiye Yunanistan'a modelin tahmin ettiğinden belirgin ölçüde daha az ihracat yapıyor. Ayrıca 2010-2011 yıllarında Türkiye'nin Yunanistan'a yaptığı ortalama ihracat 2002-2008 ortalaması ile aynı seviyede kalmış durumda. Dolayısıyla bu ülke ile halen potansiyel açığın kapanmamış olduğu görülüyor.
İhracatın 200 milyon ila 1 milyar dolar arasında olduğu orta grupta ise analizin ima ettiği potansiyel ihracatın üzerinde ve altında bir çok ülke bulunuyor. Bu grupta en çok dikkati çeken iki ülke Hindistan ve Japonya. Ekonomik büyüklükleri ve uzaklıkları dikkate alındığında Hindistan'a yapılan ihracatın fiilen yapılanın 3 katı, Japonya'ya ise neredeyse 4 katı fazla olması gerektiği ortaya çıkıyor. Avusturya, Macaristan ve Polonya analizde potansiyelin altında ihracat yapılan ülkeler arasında. Avusturya, Macaristan için tahmin edilen potansiyel ihracat halen yapılmakta olandan yaklaşık 2 kat fazla. Polonya ile olan potansiyel ihracat açığı 2002-2008 döneminde 2 kat iken 2010-2011 döneminde bir miktar kapanarak %50'ye iniyor. Orta Doğu bölgesinde ise potansiyel açık açısından 2002-2008 döneminde Lübnan ve İsrail ön plandayken 2010-2011 döneminde potansiyel açık azalıyor. Norveç ve Finlandiya da ekonomik büyüklük ve uzaklıkları dikkate alındığında potansiyelin altında ihracat yapılan fakat ihracat miktarları çok yüksek olmayan ülkelerÖ 

2002-2008 yıllarında potansiyel açık olan fakat açığın 2010-2011 yıllarında ihracatta görülen yüksek artışla kapatıldığı ülkeler de söz konusu. Suriye, Mısır ve İran bu kapsamdaki ülkeler arasında yer alıyor. Suriye ile olan potansiyel açık 2010-2011 yıllarında ihracatın yaklaşık 3 katı artmasıyla kapanmış görünüyor. Mısır'la ihracat 2010-2011 döneminde 4 kat artarak potansiyeli aşıyor. İran'a yapılan ihracat da aynı dönemde üç katı artarak tahmini potansiyelin yaklaşık %40 oranında üzerine çıkıyor. Güney Kore, Brezilya ve Çin ile olan açıklar da yine kriz sonrası dönemde ihracatın Avrupa dışında pazarlarda artmasıyla, tahmin edilen potansiyelin üzerine çıkmış durumda. Çin ve Güney Kore'yle olan dış ticaret açığımız aynı dönemde rekor düzeyde arttığı halde potansiyel düzeyin üzerine çıkan ihracat bu açığı kapamaya yetmiyor. 

Potansiyelin üzerinde ihracat yapılan ülkeler

Türkiye en çok ihracat yaptığı ülkelerin bir çoğuna analizin ima ettiğinden daha büyük miktarda ihracat yapıyor. Bu ülkelerin başında Almanya, İngiltere, ABD, Birleşik Arap Emirlikleri ve Irak geliyor. 2010-2011 yıllarında bu ülkelerle olan potansiyel fazlanın Irak haricinde çok fazla değişmediği görülüyor. Irak'la analizin tahmin ettiği potansiyel ticaret 2010-2011 yıllarında 2002-2008 ortalamasına göre iki katına çıkarken, gerçekleşen ihracat 2,8 kat artıyor. Bu değişimlerde Irak'ın 2008 öncesinde istikrarlı politik bir yapıda olmaması, daha sonra ise savaşın son bulması ve Türkiye ile ilişkilerin düzelmesi ile son dönemde ticari ilişkilerin güçlenmesi önemli rol oynuyor.
Türkiye'nin ticari ilişkilerini uzun zamandır istikrarlı bir şekilde sürdürdüğü büyük ekonomilerle fiili ihracatı ile tahmini potansiyel ihracatı arasında ise büyük değişiklikler gözlenmiyor. Örneğin İspanya, Hollanda, İtalya, Rusya ve Birleşik Arap Emirlikleri. Dolayısıyla bu ülkelere yapılan ihracatın Türkiye'de mevcut ekonomik yapı devam ettigi sürece çok büyük değişimler göstermesi beklenmiyor. Almanya ve Fransa gibi yüksek miktarda ihracat yaptığımız ülkelerde ise yüzde olarak çok büyük değişklikler olmasa da miktarsal olarak önemli sayılabilecek artışlar mevcut. Dolayısıyla ihracatta büyük pazarların önemlerini yitirmediği söylenebilir.

Yeni pazarlarda ihracat potansiyeli sınırlı

Analiz bulguları Türkiye'nin yüksek dış ticaret açığı verdiği Çin, Rusya ve ABD gibi ülkelere potansiyalinin üzerinde ihracat yaptığını gösteriyor. Öte yandan Orta Doğu ülkeleriyle olan potansiyalin de kriz sonrasında aşıldığı anlaşılıyor. Irak, İran, Suriye ve Mısır'a son dönemde yapılan ihracat artışları ihracatı tahmin edilen potansiyelin üzerine çıkarmış durumda. Bu ülkelere yapılan ihracat elbette hala arttırılabilir ve bu çalışmada tahmin edilen potansiyelin daha da üzerine çıkarılabilir, Ancak çok büyük değişimler beklememek gerekiyor. İhracatta hala potansiyel açığı olduğu tahmin edilen ülkeler ise başta Doğu Avrupa ülkeleri, Japonya ve Hindistan olarak öne çıkıyor. Ancak bu ülkeler görece küçük ya da uzak pazarlar oldukları için ihracat potansiyeli çok yüksek değil. Diğer bir deyişle, uzaklarda kalmış, keşfedilmemiş yüksek potansiyelli yeni pazarlar ufukta gözükmüyor.

Mevcut yapıyla Türkiye'nin yeni pazarlarda sanıldığından daha az ihracat potansiyeli bulunuyor. Türkiye'nin ihracatını arttırması için, yukarıda belirtilen bir kaç pazarda etkinliğini arttırmaya çalışmanın yanında, ihraç ürünlerinde çeşitliliği ve verimliliği arttırması gerektiği ortaya çıkıyor. Rekabet gücünü artırıcı yapısal reformların gerçekleştirilmesi ihracatın geleceği için kritik önem arz ediyor. Özellikle işgücü maliyetlerini düşürecek reformların vakit kaybetmeden uygulamaya konulması tüm pazarlara ihracatı arttırmanın en etkili yolu olarak görünüyor. İşgücünün sahip olduğu vasıfların iyileştirilmesi ve işgücü verimliliğini arttırmak için eğitim kalitesini artıran reformlara ihtiyaç duyuluyor.