Uzman görüşü: FED piyasayı şaşırtabilir
Murat BERK
YAPI KREDİ YATIRIM
Geçtiğimiz hafta Japon Merkez Bankası’nın (BOJ) eksi faizkararı sonrası bunun bankaları da kötü etkileyebileceği gerçeği daha iyi anlaşıldı. Merkez bankaları da kendi aralarında bir koordinasyon sağlayıp, eksi faiz yarışına gidip rekabetçi kur değer kayıpları yarışı yapmaktan kaçınmaya çalışmak şeklinde zimni anlaşmaya varmış olabilirler. Tabii bunun kanıtı yok ve biraz spekülatif bir tahmin olarak değerlendirmek lazım.
Görebildiğimiz kadarıyla piyasalarda oluşan genel kanı, bu G3 merkez bankaları arasında yaşanan “zımni anlaşma” veya koordinasyonun doların değerinin artışına fazla izin verilmemesi şeklinde oluşabileceği şeklinde. Doların fazla değer kazanmaması esasında küresel ekonomi ve daha çok da piyasalar açısından büyük ölçüde olumlu bir durum olarak kabul ediliyor. Nitekim Avrupa Merkez Bankası (ECB) toplantısının ertesi gününden itibaren piyasalarda gördüğümüz fiyatlama büyük ölçüde bu beklentiyi yansıtıyor.
Biz bu beklentide birkaç sorun olduğunu düşünüyoruz. Özellikle, doların değer kazanmaması veya “Plaza Antlaşması” diye adlandırabileceğimiz anlaşmanın uygulanması çok ciddi koordinasyon gerektirir. Ayrıca, ECB’nin aldığı kararları 2012’deki Doğrudan Parasal İşlemler (OMT) ile benzetmek mümkün olabilir ancak bu eksik bir benzetme olur. Çünkü OMT’te ECB’nin bilançosu büyümüyordu. Bu sefer alınan kararların ECB’nin bilançosunu büyüteceğini ve dolayısıyla Euro üzerinde etkisi olması beklenebilir.
Dolar değer kaybı madalyonunun öbür yüzünde EUR ve JPY değer kazançları olur ancak Avrupa ve Japonya buna neden razı olsun? Belki daha önemlisi, Amerika Merkez Bankası’nın (FED) modellerinde ölçmeye çalıştığı ve takip ettiği ABD ekonomisindeki çıktı açığının daraldığına dair işaretler var. Daha da önemlisi FED’in bu şekilde düşündüğünün işaretleri de mevcut.
Eğer tahmin edildiği gibi merkez bankaları arasında bir koordinasyon sağlanıp, zimni anlaşmaya varılmış ise FED’in bundan sonra ne yapacağı önem kazanıyor. Yukarıda ifade etmeye çalıştığımız piyasa görüşü ve beklentisi doğru ise FED’in güvercince bir tavır takınması gerekir.
Biz ise daha önceki yorumlarımızda da belirttiğimiz gibi, ABD verilerinin hem büyümede kısmi toparlanma hem de enflasyonda kıpırdanma yaşadığını da görüyoruz. FED’in Ocak’ta faiz artırmama sebebi de kısmen doların değeriydi. Ama daha çok “finansal koşullar” kod adıyla kast ettikleri küresel hisse senedi, emtia ve kredi piyasalarıydı bence. Petrol 40 dolar civarına geldi, dolar değer kaybetti, borsalarda da yüzde 10’a yakın yükselişler görüldü. Dolayısıyla FED’in bu noktada geri adım atması ve hatta piyasanın beklediği gibi güvercince açıklama yapması ihtimali son derece düşük bizce.