Vergi sisteminde ‘Robin Hood’ dönemi

Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, zenginden çok, fakirden az vergi alınmasını öngören sistemin detaylarını açıkladı.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

 

Ece CEYHUN

 

 
İSTANBUL - Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın açıkladığı akıllara ‘Robin Hood’u getiren ‘ zenginden çok, fakirden az vergi alınmasını’ öngören gelir vergisi ile ilgili çalışmaların detaylarını açıkladı.  
Bu başlığın altında pek çok sektörde kayıt dışılığı azaltacak çalışmaların da olduğunu aktaran Şimşek, “Gelir Vergisi oranlarıyla oynama, oranları artırma gündemde değil. KDV oranlarını artırma gündemde değil. Kurumlar Vergisi oranlarında bir artış gündemde değil. Ama bazı imtiyazlar, bazı istisnaların azaltılması, kaldırılması gündemde” dedi. 
Şimşek Maliye Bakanlığı olarak 2013 yılında önceliklerini “Kayıt dışılıkla mücadele, vergi, hukuk güvenliği, öngörülebilirliği artırma, mevzuatın tereddütlere mahal vermeyecek şekilde netleştirilmesi, adalet sisteminin hızlandırılması, vergi sisteminin basitleştirilmesi” olarak sıraladı. Mehmet Şimşek, “Maliye Bakanlığı olarak; biz vergi sistemini daha basit, adil, şeffaf, anlaşılır bir şekilde olması için adımlarımızı daha da hızlandıracağız. Gerek Vergi Usul Kanunu, gerek Gelir Vergisi Kanunu konularında epeyi mesafe kat ettik, ben inanıyorum ki 2013’ün ilk yarısında bunlar bir şekilde Meclis gündemine gelir” açıklamasında bulundu. Şimşek, daha taslak halinde olan gelir vergisi ile ilgili çalışmaları detaylandırdı. 
Şimşek, kayıt dışılığı azaltma noktasında, vergiyi tabana yayma konusunda Türkiye başarılı olursa, bazı alanlardaki aşırı vergi yükünü daha da aşağı çekme potansiyeline, kapasitesine sahip olacağını da kaydetti. Şimşek, “Biz vatandaşın hayatını kolaylaştıracak, vergi yükünü makul düzeyde tutacak, kayıt dışılıkla mücadelede başarı sağlayarak vatandaşın önünü açmayı düşünüyoruz” şeklinde konuştu. 
 
Elazığ’daki emlak rayici, Şişli’den değerli!
 
Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, konutta KDV farklılaştırmasının da zenginden çok, fakirden az vergi alma anlayışının bir yansıması olduğunu aktararak “Bu daha yüksek değerli konut alan, daha yüksek vergi verecek anlamına geliyor” ifadelerini kullandı. Çalışmaların yıl sonuna kadar yetişmesi için uğraştıklarını da anlatan Şimşek, şöyle konuştu: “Halihazırda konut değerinden bağımsız olarak 150 metrekareye kadar konut teslimleri yüzde 1’lik bir KDV’ye tabi. 150 metrekare ve üzeri konut teslimleri yüzde 18 KDV’ye tabi. Bu metrekare esaslı sistem vergi adaletine uygun değil. Dolayısıyla, biz konutun değerini de kavrayacak daha adil bir sistem çabası içerisindeyiz. Arsanın değeri de ele alınabilir, konutun değeri, bulunduğu yerde alınabilir. Birinci husus; emlak vergi değerini baz alsanız, çok güvenilebilecek bir parametre değil. Bir örnek vereyim, Şişli’de emlak vergi değeri 250 ile 499 lira arasında sıfır yer varmış. Yine Şişli’de emlak vergi değeri 500-999 lira arasında olan yerde sıfırmış. Mesela Elazığ’da, herhalde Keban Barajı yapılmış, daha fazla kamulaştırma bedeli almak için, emlak vergi değeri çok yukarda çıkıyor. Mesela, devlete ait bir şeker fabrikası var, sırf o alanın emlak vergi değeri bazen çevresindeki emlak vergi değerlerinin 10 katı olabiliyor. Şu andaki emlak vergi değerleri maalesef çok güven veren, bu yeni modelde kullanılabilecek bir noktada değil. Dolayısıyla, bizim emlak vergi değerleme sistemini kökünden değiştirmemiz lazım. İkinci husus; konutun değeri.  Diyelim ki 150 metrekarenin altında bile olsa büyükşehirlerde ise arsa metrekare değeri belli eşikleri aşıyorsa, lüks veya birinci sınıf inşaat olmasına bağlı olarak KDV farklılaştırılabilir. Ama daha nihai kararı vermedik.”
 
 
Gazetelerdeki fiyatlara bakarak bir sistem kurulabilir
 
Emlak vergi değeriyle, piyasa değeri arasındaki farkın azaltılmasına yönelik bir çaba gerektiği üzerinde duran Şimşek, “Bir seçenek, belki emlak vergi değerlerinin tespit sisteminin köklü bir şekilde değiştirilmesini gerektirebilir. Diğer bir seçenek, Türkiye çapında, yani piyasa değerlerini yakalamaya yönelik bir model geliştirmek. Mesela Maliye Bakanlığı olarak bizim bütün internet sitelerinde, gazetelerde çıkan veya bütün projelerle yapılan promosyonlardaki fiyatı alıp sisteme girmek gibi. Yaklaşık bir piyasa değeri tespiti. Ama bunların hepsi tartışılacak konulardır. Daha güvenilir rakamlar üretmek için neler yapılabilir diye kafa yoruyoruz. Metrekare sisteminin şu anda terk edilmesi söz konusu değil. Sadece biz konuta temel teşkil eden arsanın değeri, konutun kendi değeri, nerede olduğuna bağlı olarak farklılaştırma yetkisi aldık” diye konuştu.
 
Konuttaki yavaşlama KDV düzenlemesine atfedilemez
 
Gayrimenkul sektöründe bu konunun çok ön plana çıkartıldığını hem 2012 performansında etkili olduğunu hem de 2013 performansına etkili olacağının iddia edildiğini de kaydeden Şimşek, “Maalesef bu bahane. Çünkü biz bu kanunu Meclis’e getirirken dedik ki, (yılın 2. yarısına kadar) yılın ilk yarısının sonuna kadar ‘ruhsat almış’ bütün projeler bu yeni düzenlemenin dışındadır. Bu yavaşlamayı buna atfetmek, daha doğrusu bununla ilişkilendirmenin yanlış olduğu kanısındayım. Mevcut konutlara ilişkin yeni vergi düzenlemesi yok. 2012’nin 6. ayına kadar ruhsat almış olanlar da bu kapsamda değil, yani istisna. Geriye son 6 ayda ruhsat almış ve bundan sonra ruhsat alacak projelerden bahsediyoruz” dedi. 
 
Şehir rantları vergilendirilecek
 
Şimşek, Gelir Vergisi reformunda bazı düzenlemeler yapmayı planladıklarını da açıklayarak örnek olarak şimdiye kadar vergilendirilmeyen şehir rantlarını gösterdi. Şimşek şu ifadeleri kullandı: “Diyelim ki gittiniz imarsız bir arsa aldınız. Gelişti, imar geldi ve fiyatlar katlandı. Beş yıl elinizde tuttuğunuz için o kazanç elde ettiğiniz rant hiç vergiye tabi değil. Mesela yeni Gelir Vergisi tasarısıyla isterseniz 100 lira elinizde tutun, biz yine vergilendireceğiz, örnek olarak söylüyorum. Batıdaki uygulamaya paralel olarak, önemli bir kazanç elde ettiyseniz o kazanç vergilendirilecek. 5 yılı kaldıracağız yani. Yeni düzenlemeyle kentsel rantların vergilendirilmesi öngörülüyor, ama bu daha taslak. Herkes kazandığı ölçüde vergi verecek. Varı yoğu oysa zaten ona göre vergi verecek, yani az verecek demektir. Herkes kazandığı oranda vergi versin diyoruz. Enflasyon, amortisman, bir sürü konu dikkate alınacak.”
 
 
Faiz, temettü, kira geliri bir bütün olarak değerlendirilecek
 
[PAGE]
 
Faiz, temettü, kira geliri bir bütün olarak değerlendirilecek
 
Maliye Bakanı Şimşek, ayrıca eğer beyanname sistemine geçilirse kişinin faiz, temettü, kira gibi birden fazla gelir kalemlerinin bir bütün olarak değerlendirileceğini ve girdiği dilime göre vergi vereceğini de söyledi. Beyanname verecek mükellef sayısını artırmayı ümit ettiklerini de vurgulayan Şimşek, “Daha fazla sayıda kişi elde ettiği gelirler için beyanname verecek” dedi. Şimşek, buna örnek olarak yüzde 15’lik vergiye tabii olan sporcuları da gösterdi. Şimşek, burada daha fazla gelir elde edenden daha fazla vergi almak esasıyla hareket ettiklerini vurgulayarak sorular üzerine şu örneği verdi: “Şu anda faiz gelirinin üzerinde yüzde 15 bir stopaj alıyoruz. Yani faiz geliri ne olursa olsun, 100 bin lira gelir elde etseniz de yüzde 15 stopaj ödüyorsunuz. Belki yeni düzenlemeyle biz diyeceğiz ki, ‘bu normal vergi oranlarına tabidir, 100 bin lira o zaman yüzde 35 vergiye tabi olacak’. O zaman yüzde 15 kesilmeyecek, kesildiyse de düşülecek, mahsup edilecek. Örnek olarak, yılda 10 bin liralık faiz geliri olan bir kişi yüzde 15 ödeyecek, beyanname sınırının altında kalacaksa sorun yok. Ama diyelim ki, başka birinin faiz, kira, temettü geliri 120 bin lira. Beyanname ver diyeceğiz. Geliri girdiği vergi dilimine göre vergilendirilecek. Olaya siyah-beyaz olarak bakmamak lazım. Beyanname kapsamını genişletirsek, o zaman bazı giderlerini de sunma imkanı vereceğiz.”
 
 
18 sektör inceleme altında
 
Şimşek ayrıca Vergi Denetim Kurulu’nda Organize Vergi Kaçakçılığıyla Mücadele Grup Başkanlığı kurduklarını ve gelen rapora göre karar vereceklerini de belirterek bir çok sektörün incelemeden geçtiği bilgisini paylaştı. Şimşek, bu incelemelerin bazılarını şöyle sıraladı: 
“Kıymetli taşlar sektöründe faaliyet gösteren mükelleflerin işlemlerinin kayıt altına alınması ve bunların neden oldukları muhtemel vergi kayıp ve kaçağının tespiti ve önlenmesi. Şimdi görüş ve öneri raporu tamamlandı, inceleyeceğiz. 
Elektronik ticaret kapsamında yapılan iş ve işlemlerdeki vergi kayıp ve kaçağının tespiti ve önlenmesi görüş ve öneri raporu tamamlandı, yani bize teslim edildi. 
Sigara kaçakçılığı yoluyla vergi kayıp ve kaçağına yol açan unsurların tespiti, önlenmesi, etkin denetim ve ceza uygulamalarıyla bu tür kaçakçılık fiilleriyle etkili mücadelenin sağlanmasına yönelik çözüm önerilerinin oluşturulması görüş ve öneri raporu Başkanlığa teslim edildi. 
Çay üretim sektöründe faaliyet gösteren mükelleflerin üretimlerinde girdi olarak yurt dışından ülkemize kaçak yollarla sokulan çayların kullanılıp kullanılmadığı hususunun belirlenmesi.
İmtiyaz ve işletme hakkı devir sözleşmeleriyle kendilerine faaliyette bulunma izni verilen kişilerin mükelleflerinin vergi kanunları karşısındaki durumlarının net olarak ortaya konulması. 
Türk Parasının Kıymetini Koruma Hakkında 32 sayılı karar çerçevesinde faaliyet gösteren yetkili müesseselerin, yani döviz bürolarının neden olabilecekleri vergi kayıp ve kaçağının tespit edilmesi.  
Akaryakıt kaçakçılığı yoluyla vergi kayıp ve kaçağına yol açan unsurların tespiti, yönlenmesi. 
Gözlük sektöründe faaliyet gösteren mükelleflerin neden oldukları vergi kayıp ve kaçağının önlenmesi.  
Haksız yere nakden ve mahsuben iade alan Katma Değer Vergisinin neden olduğu vergi kayıp ve kaçaklar.
 LPG ürün bazı dağıtım şirketleri tarafından oto gaz olarak satıldığı halde tüplü gaz olarak satılmış olarak gösterilerek özel tüketim vergisi kaybına sebebiyet verildiği yönündeki iddialar. 
Lüks araç ithalinin satışını gerçekleştiren mükelleflerin özel tüketim vergisi matrahlarını aşındırmak suretiyle neden oldukları vergi kayıp ve kaçakları.  
Ödeme kaydedici cihazların kullanımında vergi kayıp ve kaçağı.  
Şehir içi yolcu taşıma sektörünün kayıt altına alınması ve bu sektördeki vergi kayıp ve kaçağının önlenmesi.” 
 
Asgari ücretli çalışan yüzde 10’u aşmaz 
 
Şimşek, önceliklerinin başında kayıt dışı ekonomi geldiğini vurgulayarak kayıt dışılık denilince de akla öncelikle hep kayıt dışı istihdamın geldiğini de belirterek “Türkiye’de kayıt dışı istihdam yüzde 38 civarında. Bu rakam 2002 yılında yüzde 52’ydi. Son 10 yılda kayıt dışılıkla mücadelede önemli bir mesafe kat edilmiş olsa da hala çok yüksek bir oran” dedi. Şimşek, Türkiye’de asgari ücretle çalışan oranının yüzde 47 olarak göründüğünün hatırlatılması üzerine “Muhtemelen yüzde 10’u aşmaz. Aslında yüzde 10’a da yaklaşmaz” tahmininde bulundu. Şimşek, Çalışma Sosyal Güvenlik Bakanlığı’yla yaptıkları bir çalışma hakkında da bilgi vererek “Mesela; herhangi bir çalışanınızı asgari ücret üzerinden göstermeye çalışıyorsunuz. Meslek kodunu giriyorsunuz, diyelim ki doktor. Devlet, hiçbir doktoru asgari ücrete çalıştıramayacağınız biliyor. Asgari ücret üzerinden göstermeyi sistem kabul etmeyecek” şeklinde konuştu. 
 
 
Tefecilerin kökünü kazımak istiyoruz
 
Şimşek, POS cihazları ile ilgili çalışmalarına hakkında da şu bilgileri verdi: “Bütün yazarkasalar POS cihazlarıyla entegre olacak. Yazarkasa, bir ödeme yapılır, yapılmaz veya POS makinesinden kart geçer geçmez bilgisi bize gelecek. Fiş, otomatik olarak kesilmiş olacak. Bir geçiş dönemi öngördük. Ama sonuç itibariyle hedef bundan sonra bütün yazarkasadan bağımsız bir POS cihazının olmaması” diye konuştu. Bunun tefecilerin maliyetinin yükselteceği yorumları üzerine “Tefecilerin maliyeti değil, tefecilerin kökünü kazımak istiyoruz” dedi. 
 
KDV’si yüzde 1 olup kaçağı yüksek olan sektörlerde var
 
[PAGE]
 
 
KDV’si yüzde 1 olup kaçağı yüksek olan sektörlerde var
 
KDV’nin yüzde 1 olduğu ama kayıp kaçağın çok yüksek olduğu pek çok ürünün olduğunu da kaydeden Şimşek, tek başına vergi oranın kayıp-kaçakta belirleyici olduğunu düşünmediğini de bildirdi. Şimşek, “Türkiye’de gelir vergisi yüzde 15’le yüzde 35 arasında değişiyor, bugün birçok Avrupa ülkesinde yüzde 20’yle yüzde 50 arasında değişiyor. Ama bizdeki gelir vergisinin milli gelire oranıyla oradaki gelir vergisine oranı, onlarınki bizim iki katımız. Kurumlar vergisi… Türkiye OECD ülkeleri arasında en düşük kurumlar vergisine sahip ülkelerden bir tanesi, yüzde 20’dir. Yeni yatırımlar için yüzde 2’ye kadar düşüyor. Ama gelin görün ki, kurumlar vergisinin yine milli gelire oranını yine OECD ülkeleriyle karşılaştırın, en düşüklerden bir tanesi. Vergi oranları tabi ki etkilidir, ama tek başına belirleyici değildir. Burada esas olan, tabi ki vergi kaçırmaya yönelik müeyyideler, bunların etkin bir şekilde uygulanması, denetim, vergi bilinci, bütün bunlar hepsi en az vergi oranları kadar bence etkilidir” değerlendirmesinde bulundu. 
 
2011’de yapılan barış, aftan en uzak olandır
 
Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’e muhalefetin ‘ ekonomide işler iyi gidiyorsa 7 kere af olur mu’ eleştirileri de soruldu. Şimşek, 1923’ten itibaren bakıldığında her 2-2.5 yılda bir 1 tane af yapıldığını belirterek “İlk defa 2011 yılında yaptığımız düzenleme aftan en uzak düzenlemedir. 2011 yılında yaptığımız düzenleme af niteliğinde olmayan istisnai bir düzenlemedir. Biz 2011 yılında şunu dedik: ‘Diyelim ki 7 yılda 100 lira vermen gerekiyordu vermedin, o 100 lirayı vereceksin. O yetmez, 2007’den diyelim ki ödeme tarihine kadar geçen enflasyon farkını da vereceksin, yani reel değerinde zerre kadar bir erime yok. Eğer bir de bunu taksitle ödeyeceksin, bir de piyasa vade faiz farkını vereceksin’. Burada nitelik itibarıyla neredeyse af sayılmayacak tek düzenleme benim dönenimde yapılan düzenlemedir. 20.8 milyar liralık tahsilat var” dedi.
 
 
KUTULAR
 
2013 daha iyi bir yıl olacak
 
Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, 2012’yi ‘sıkıntılı’ bir yıl olarak gördüklerini ve çeşitli ortamlarda ‘temkinli olacağız’ açıklamaları yaptıklarını hatırlatarak “Muhtemelen 2013, reel ekonomik aktivite ve bunun bütçeye yansımaları anlamında 2012’ye göre biraz daha iyi olması ihtimalini yüksek gördüğüm bir yıl. Dolayısıyla, 2013’e ilişkin görünüm daha pozitif” dedi. Bu yorumu getiren iki temel faktör olduğunu da kaydeden Şimşek, bunları da şöyle detaylandırdı: “Dışarıdaki gelişmeler, birtakım riskler olmakla birlikte ümit verici. Global ekonomide öncü göstergeler ekonomide toparlanmanın güçlendiğini gösteriyor. Özellikle Amerika’dan gelen veriler nispeten olumlu. Avrupa’da da durum kontrol altında gibi. Kötü gidişat durdu, bir miktar bir iyileşme söz konusu ki bu da önemli bir faktör.” 
 
Bütçe açığı, OVP’de öngörülenden iyi
 
Türkiye’de ise son gelinen noktada 2012’nin başında alınan bazı tedbirlerin gevşetildiğini bunun da arkasında enflasyon ve cari açıkta elde edilen kazanımların olduğunu aktaran Maliye Bakanı Şimşek, “Enflasyon hedeflere yaklaştı, yaklaşıyor. Ayrıca cari açık kontrol edilebilir bir noktaya geldi. Cari açıkta ciddi bir daralma yaşandı. Bütün bunlara rağmen Maliye politikası ayağında veya kamu finansman dengelerinde çok ciddi bir kötüleşme yaşanmadı. Belki hedefe oranla farklı bir noktadayız ama ciddi diye tanımlayacağınız bir sapma söz konusu değil. Özellikle borç dinamiklerindeki iyileşme, bizim programda öngördüğümüzden daha iyiydi açıkçası” değerlendirmesinde bulundu. 
Bu iyileşmenin somut örneklerini de gösteren Şimşek şöyle devam etti: “AB tanımlı brüt kamu borç stokunun GSYİH’ya oranını 2013 için yüzde 36.5 öngörüyorduk. Muhtemelen yüzde 36 civarına inmiş olacak. Ama daha önemlisi, net kamu borç stokunun olsa olsa yüzde 20 civarına iner diye düşünüyorduk, şu anda yüzde 18’e düşeceği tahmini söz konusu. Dolayısıyla, kamu borç dinamiklerinde iyileşme, programda öngörülen çerçevesinden daha iyi noktada. Yani, biz OVP’de merkezi yönetim bütçe açığının GSYİH’ya oranını yüzde 2.3 olarak öngörüyorduk. Öyle görünüyor ki onun çok altında, yani muhtemelen yüzde 2 civarında bir açıkla kapatabiliriz. Önceki yıl yüzde 1.4’tü. Ama genel devlete baktığınız zaman, muhtemelen yüzde 1.3’e inmiş olabiliriz.”
 
 
2013’ün özeleştirme hedefi şimdiden tamam
 
[PAGE]
 
 
2013’ün özeleştirme hedefi şimdiden tamam
 
Mehmet Şimşek, 2012’de özelleştirmeden Hazine’ye aktarılan kaynağın hedefin altında olduğunu fakat Hazine’ye aktarılabilir duran yaklaşık 4.5-5 milyar liralık bir nakit bulunduğunu da hatırlattı. Bu rakamında Halkbank’ın arzından gelen kaynak olduğu bilgisini veren Şimşek, şöyle konuştu: “Biz rakamlar üzerinden bu işi götürme çabasında olsaydık özelleştirmedeki kaynağı bütçeye aktarsaydık bütçe açığı çok daha düşük sevilerde gerçekleşebilir. Ama biz onu 2013’e artık bıraktık.  Biz 1 Ocak itibariyle özelleştirmedeki kaynağı Hazine’ye aktarırsak, 2013 yılının hedefini de aşmış oluyoruz. Özelleştirmesi tamamlanmış, onay aşamasında 10 milyar dolarlık kaynak da var. Dolayısıyla, 2013’ün başında öngördüğümüz özelleştirme hedefini aşmış olacağız üstelik elimizde de 10 milyar dolarlık özelleştirmesi yapılmış, tamamlanmış, onay aşamasında olan ihale de var.”
 
Elektrik ve MP’de süreç devam ediyor, TT için seçenek çok
 
Peki bu kadar gelir özelleştirmede yeni çalışmaları engeller mi sorusuna ise Maliye Bakanı Şimşek, “2013’ün çok erken bir kısmında elektrik dağıtımlarını tamamen bitirmeyi, elektrik üretimlerinin işletme hakkının özel sektöre devrini hızlandırmayı ümit ediyoruz. Milli Piyangoya ilişkin süreç devam ediyor. 2013’ün ilk yarısında yetişir mi bakacağız. Komisyon oluşturmasından sonra bir danışman seçilecek, böylece özelleştirme çalışmaları hızlandırılacak. Gerek küresel koşulları, gerekse Türkiye’deki ortamı dikkate alacağız tabii. Bankalardan şu anda halka arz edilmemiş olanlar arasında bir adım atılacaksa, yani Vakıfbank’la ilgili bir adım belki gündeme gelebilir. Ama Sayın Babacan bununla ilgili bir açıklama yapmıştı” cevabını verdi. 
Şimşek, Türk Telekom ile ilgili sorular üzerine de “Borsaya açık şirketler hakkında piyasaya etkisi nedeniyle yorum yapmak istemiyorum ama Telekom’a ilişkin bir süreç var. Üzerinde çalıştığımız husus belki ikincil bir arz olur. Herhalde yüzde 6.68’le sınırlı kalınır. Bizim yüzde 31.68 Hazine payımız var. Ama şartlar, zamanlaması ve miktarı konusunda kesinlik ifade eden bir şey kullanmak istemiyorum. Şartlara göre tamamı da olabilir, şartlara göre hiç olmayabilir. Yüzde 25’e kadar yönetimdeki birtakım haklarınız etkilenmiyor. Ama şu var, yarın öbür gün oturup bugünkü hakları sıfır hisseyle de diyelim ki şirket sözleşmesine derc edebilirseniz, farklı yaklaşım içerisinde olursunuz.  Şu anda da altın hisse var, ama bunlar zaten mülkiyet devri değil, 25 yıllığına işletme hakkının devredilmesi. Dolayısıyla, Telekom 25 yıl sonra tekrar Hazine’ye gelecek. Özetle burada oturup tabii ki diğer hissedarlarla müzakere gündeme arzulanırsa getirilebilir. Yüzde 6.68’le ilgili en ufak bir tereddüt yok. Diğer payın özelleştirilmesine de şartlara göre bakılır. Ama bugün mü bakılır, 5 yıl sonra mı bakılır onu bilemem. Ama yüzde 6.68’i de illa 2013’de özelleştireceğiz diye bir şey yok. Çünkü bütçe ve Hazine açısından; biz şu an elimizdeki nakdi 1 Ocak itibariyle aktarırsak o hedefin üzerine geçmiş olacağız” açıklamasını yaptı. 
 
Karayollarına ilave 5.5 milyar lira para verildi
 
Bütçe gelirlerinde üç aşağı beş yukarı hedeflerin tuttuğunu ama iç talepteki yavaşlamanın etkilerinin hissedildiğini de aktaran Şimşek, güçlü bir büyüme olsaydı gelir ayağında hedefin çok ötesinde bir performans görüleceğini de belirtti. Gider tarafında ise alt yapı yatırımları ve personel giderlerinin belirleyici olduğuna işaret eden Şimşek, şubat ayında yapılan 17 bin civarındaki öğretmen atamasının programlanmamış olduğunu da hatırlattı. Şimşek, “Mesela ulaştırma altyapısına, yani karayollarına biz bugüne kadar ilave neredeyse 5.5 milyar lira para verdik” dedi.