”Yargı kurumları hassas olmalı”
Bakan Çiçek, davanın sürdüğünü ve mahkemenin sağlıklı çalışabilmesi için herkesin üzerine düşeni yapması gerektiğini ifade etti
ANKARA - Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek, Ergenekon soruşturması ile ilgili, "özellikle yargı kurumlarının bu dönemde çok daha hassas olması gerektiğini belirterek, "(İhsas-ı rey) anlamına gelebilecek bir şey içerisinden kaçınmaları gerekir. Aksi takdirde hukuk devletini herkes kendisine göre anlıyor demektir" dedi.
Bakan Çiçek, Kanal 24 televizyonunda, "Ergenekon" soruşturması ile ilgili değerlendirmelerde bulundu.
Davanın sürdüğünü ve mahkemenin sağlıklı çalışabilmesi için herkesin üzerine düşen sorumluluğu en iyi şekilde yerine getirmesi gerektiğini ifade eden Çiçek, şöyle konuştu:
"Özellikle yargı kurumlarının bu dönemde çok daha hassas olması gerekir. Oradakilerin hepsi senelerdir Türkiye'de hukuk uygulaması yapan, hukuk devleti, soruşturma ne anlama gelir bunların hepsini benden daha iyi bilen insanlar.
Mahkemeden ne karar çıkar, ne yaparlar, ne ederler bilmiyorum ama eninde sonunda bu soruşturmalar bir sonucu bağlanacak, bir karar çıkacak. Bundan memnun olanlar olacak, olmayanlar olacak ve Yargıtaya gelecek. Dolayısıyla ihsas-ı rey anlamına gelebilecek bir şey içerisinden kaçınmaları gerekir. Aksi takdirde hukuk devletini herkes kendisine göre anlıyor demektir."
Mahkemenin tam bir vicdan ve tarafsızlık içerisinde yargılama yapmasına herkesin saygı göstermesi gerektiğini yineleyen Çiçek, operasyona ilişkin Yargıtay Başkanlar Kurulundan bir açıklama beklemediğini belirtti. Çiçek, "Bu soruşturmalar bir sonuca bağlanacak. Bu sonuç, kabul eden, etmeyen durumuna göre Yargıtaya geleceği için, bugünden ihsas-ı rey anlamına gelebileceği için yargı kurumlarının (açıklama) yapmaması gerekir diye düşünüyorum. Yapacağı kanaatinde değilim şu safhada ama açıklama olursa da o konudaki düşüncemi de ayrıca söylerim" diye konuştu.
CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'ı da eleştiren Çiçek, "Kimse yargıyı tehdit etmemeli. Muhalefet söylemi olarak açıklanan bazı beyanlar var ki hiçbir hukuk devletinde kabul edilemez, anlayışla karşılanamaz. Bu yargıyı tehdittir" görüşünü dile getirdi.
"Yargıya güveni sürdürmek lazım"
TBMM Başkanı Köksal Toptan, TBMM'de gazetecilerin ''Ergenekon soruşturması kapsamında Ankara'nın Gölbaşı ilçesinde yapılan kazılarda seri numaraları silinmiş el bombalarının ve bazı silahların bulunduğuna'' ilişkin sorularını cevaplandırdı.
Gelişmeleri ''ilginç'' olarak değerlendiren Toptan, ''İlginç... Yani o nedenle bu yargı sürecini, sağlıklı bir şekilde düşünerek, telaşa kapılmadan, endişe etmeden, yargıya güveni sürdürerek beklemek lazım'' diye konuştu.
"Yargı kurumuna yapılan en büyük saygısızlık"
Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin, "Hakim ve savcılarımızın yapmış oldukları yargısal faaliyetlerden dolayı 'Cumhuriyetle hesaplaşıyorlar' diye göstermek, bana göre yargı kurumuna yapılabilecek en büyük saygısızlıktır" dedi.
Bakan Şahin Turgutlu Adliye Sarayı'nın açılışında yaptığı konuşmada, böyle görkemli adalet sarayları yapmakla işin bitmediğini, açılışın şimdi başladığını ifade ederek, önemli olanının vatandaş memnuniyetini en üste çıkaracak yargı hizmetini ortaya koyabilmek olduğunu söyledi.
"Herşey hukuka uygun olsun"
Yargıtay Başkanı Hasan Gerçeker, Başkanlar Kurulu toplantısının ardından Yargıtay'dan ayrılırken yaptığı açıklamada, "Biz istiyoruz ki her şey hukuka, yasalara uygun olsun. Bunun dışında bir amacımız yok" dedi.
Gerçeker, Telefon dinlemelere ilişkin bir soru üzerine, "Çeşitli konular görüşüldü ama açıklama yapmama kararı aldık. Bizim amacımız hukuk devleti ilkelerinin yürürlükte olması, yürümesi, yasalara uygun davranılması. Sadece bu olayla ilgili değil, bütün olaylarla ilgili bunu söylüyoruz" diye konuştu.
Bir gazetecinin, "Açıklama yapmamanız ihsas-ı rey olmasın diye mi?" sorusuna Gerçeker, "Tabii... Biz hukuk adamıyız. Konuşmalarımızda davranışlarımızda hukuk kurallarını gözetmek zorundayız. Elbette ki ihsas-ı rey olabilecek bir takım şeylerden kaçınmak zorundayız" yanıtını verdi.
"Yargı üzerinden siyaset yapılmamalı"
İstanbul Barosu Başkanı Muammer Aydın, Ergenekon soruşturması kapsamında önceki gün gözaltına alınanların çoğunun, belirli bir mevki, konum ve ikametgahları bulunduğunu, davetiye ile çağrılmalarının mümkün olduğunu ifade ederek, bu kişilerin, CMK'nın 145 ve bununla bağlantılı 98. maddesi atlanarak doğrudan yakalama kararıyla gözaltına alındığını savundu.
Aydın, baro yöneticileriyle birlikte düzenlediği basın toplantısında, "Kimsenin yargıyı kullanarak yargı üzerinden siyaset yapmaya hakkı yoktur. Bunu yapanların mutlaka bir gün hukuka ihtiyaçları olacaktır" dedi.
"Dokunma biçimini yasalar belirler"
Ankara Barosu Yönetim Kurulu'ndan, "Ergenekon" soruşturmasına ilişkin yapılan açıklamada, "Hukuk devletinde hiç kimse ayrıcalıklı olmamakla, suç işleyen herkese dokunulur. Ne var ki bu dokunmanın biçimi, devlet gücü kullananlarca değil, yürürlükteki yasalar tarafından belirlenir" denildi.
Açıklamada, soruşturmanın; başladığı günden bugüne kadar olan süreç içinde, hukukun öngördüğü kurallara bağlı olarak yürütülen bir ceza soruşturması olmaktan daha çok, siyasi hesaplara ve hesaplaşmalara dayalı bir polis soruşturması niteliği görünümü verdiği öne sürüldü.