Yeni Türk Ticaret Kanunu'nda yapılan son değişikliklerle denetime ilişkin olarak neler değişti?

YAYINLAMA
GÜNCELLEME


Ahmet ARSLAN - CPA, MBA, SMMM

Bilindiği üzere, 6102 sayılı yeni Türk Ticaret Kanunu ile denetime ilişkin birtakım düzenlemeler yapılmıştır. Ancak daha sonra çeşitli çevrelerden gelen eleştiriler üzerine söz konusu kanunun bazı maddelerinin yumuşatılması suretiyle değiştirilmesi yoluna gidilmiştir. Söz konusu değişiklikler 30.06.2012 tarih ve 28339 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 6335 sayılı Kanun'da yer almıştır.
Bu yazımızda, söz konusu değişiklikler aşağıda başlıklar halinde incelenecektir.
1. Bütün sermaye şirketleri yerine belirli bazı sermaye şirketlerinin denetime tabii tutulması ilkesi benimsenmiştir
Kanunun ilk halinde bütün anonim ve limitet şirketlerin finansal tablolarının bağımsız denetiminden geçme şartı getirilmişken kanunda yapılan değişiklikle denetime tabi olacak şirketlerin Bakanlar Kurulu'nca belirlenmesi esası getirilmiştir.
Bu hükümle birlikte muhtemelen belli bir ekonomik büyüklüğün altında olan şirketlerin Bakanlar Kurulu kararıyla denetimden muaf tutulmasına imkan sağlanmış olacaktır.
Bununla birlikte, yeterli ve güvenilir bilgi sağlanmasına imkan veren kurumsal yönetimin henüz yeterince gelişmemiş ve kayıtdışılığın yaygın olduğu ülkemizde işletme çevresini oluşturan kitlenin yeterli ölçüde ve doğru bilgiye erişim ihtiyacının sağlayacağı faydanın denetimin maliyetlerinden daha büyük olduğu düşünülmektedir.
2. Kimlerin denetçi olarak atanacağı KGMDSK tarafından belirlenecektir.
Söz konusu kanunda yapılan değişiklikten önce kanunun ilk halinde bağımsız denetçi ancak YMM veya SMMM'ler ile ortakları bunlardan oluşan bağımsız denetim kuruluşu olması söz konusu idi. Kanunun "Denetçi olabilecekler" başlıklı 400'üncü maddesinde yapılan değişiklikle denetçiler, Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumu'nca (kurum) yetkilendirilen YMM veya SMMM ile ortakları bunlardan oluşan bağımsız denetim kuruluşu olabilecektir.
Dolayısıyla kanunda yapılan değişiklikle daha önce YMM ve SMMM'lere münhasır kılınan bağımsız denetim yetkisi artık adı geçen kurumca (muhtemelen bir yönetmelikle) belirlenen nitelikleri taşıyan söz konusu meslek mensuplarına verilecektir.
Söz konusu kurumun düzenleme yaparken kazanılmış hak kavramı ve denetimin genel kabul görmüş prensipleri gibi belli bazı ilkelere uygun hareket etmesi önem arz etmektedir. Bu alanda denetim standartları açısından ülkemizde örnek alınan ülke olarak ABD'de sertifikalı muhasebe denetçisi (CPA) olabilmek için kanunen;
1) Belli alanlarda minimum düzeyde eğitim düzeyine sahip olmak,
2) Merkezi olarak yapılan tekdüze haldeki sınavı geçmek,
3) Yaklaşık olarak 2 yıl mesleki tecrübeye sahip olmak gerekmektedir.
Bu konuda belki de referans olarak alınabileceğini düşündüğümüz düzenlemelere ilişkin önemli bir örnek Sermaye Piyasası Kurulu'nca yayımlanan Tebliğ (Seri: X, No: 22) yukarıda belirtilen genel kabul görmüş denetim standartlarındaki unsurlarının tamamını içermektedir.
Her ne kadar kanuna eklenen geçici maddeyle meslek mensupları arasında ayırım yaratacak ve belli bazı unvanlara imtiyaz tanıyacak şekilde; YMM'ler ile Ticaret Bakanlığı denetim elemanlarının sınav veya başkaca bir şart aranmaksızın bağımsız denetçi olarak yetkilendirilmesi öngörülmüşse de söz konusu geçici madde hükmü daha sonra 12.07.2012 tarih ve 28351 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan 6353 sayılı Kanun'la kaldırılmıştır. Bununla birlikte söz konusu geçici madde hükmünün bu maddede belirtilen kimselere halihazırda kazanılmış bir hak (imtiyaz) sağlamış olabilmesi gibi tartışmalı bir durum bulunmaktadır.
Söz konusu tartışmalı durum bir tarafa, şu andaki son hukuki duruma göre sermaye şirketlerini denetleme yetkisine sadece SMMM veya YMM'ler arasından Kurumca belirlenen nitelikleri taşıyanlar olabilecektir.
3. Denetçi rotasyonuna ilişkin hüküm değiştirilmiştir
Kanunun ilk halinde "Bir bağımsız denetleme kuruluşunun, bir şirketin denetlenmesi için görevlendirdiği denetçi yedi yıl arka arkaya o şirket için denetleme raporu vermişse, o denetçi en az iki yıl için değiştirilir." hükmü yer almaktaydı. Söz konusu hüküm bağımsız denetçiler için değil de sadece bağımsız denetim kuruluşunda görev yapan denetçiler için söz konusu olduğundan denetim kuruluşunun söz konusu denetçiyi değiştirmek suretiyle müşterisi şirket ile kesintisiz denetime devam edebilmesi mümkündü.
Kanunda yapılan değişiklikle bu yol kapatılmış ve rotasyon kuralı; "On yıl içinde toplam yedi yıl denetçi olarak atanan bağımsız denetçi üç yıl geçmedikçe denetçi olarak yeniden seçilemez. KGMDS Kurumu bu süreleri kısaltmaya yetkilidir." şeklinde düzenlenmiştir:
Kurumun kuruluş kanunda ve yeni TTK'da bağımsız denetçi sadece bireysel denetçileri değil aynı zamanda bağımsız denetim kuruluşlarını kapsayacak şekilde tanımlanmıştır. Dolayısıyla, ister bağımsız denetçi isterse de bağımsız denetim kuruluşunda görev alan denetçi olsun on yıl içinde toplam yedi yıl denetçi olarak bir şirkette denetim ifa etmişse söz konusu şirketin artık başka bir bağımsız denetçi veya bağımsız denetçi kuruluşu ile anlaşması gerekecektir. Söz konusu yedi yılın kesintisiz olması zorunluluğu olmayıp kesintili de olsa son 10 yıl içinde toplam yedi yıl olması gerekli ve yeterlidir.
4. İşlem denetçisi kaldırılmıştır
Şirketlerin kuruluşu, birleşmesi, bölünmesi, tür değiştirmesi, sermaye artırımı ve azaltımı işlemlerinin kanun hükümlerine uygun olup olmadığını işlem sırasında denetlemekle görevlendirilen işlem denetçiliği müessesesi kaldırılmış ve söz konusu işlemlerin bilirkişi tarafından inceleneceği şeklinde düzenleme yapılmıştır. Bilirkişinin kim olacağı ise ilgililerin talebi üzerine mahallindeki asliye ticaret mahkemesi tarafından kararlaştırılacaktır.
Her ne kadar şirketin yapılanmasına ilişkin hemen hemen her işlemde işlem denetçisinin raporunun bulunması gerekliliğinin kaldırılmasının çok sakıncası bulunmamakla birlikte ABD'de olduğu gibi söz konusu işlemlerde yer alan finansal tabloların bağımsız denetime tabi tutulmasının önemli olduğu ve görevlendirilecek bilirkişinin bağımsız denetim meslek mensupları arasından seçilmesi gerektiği düşünülmektedir.
5. Denetim Standartlarını KGMDS Kurumu belirleyecektir
Gerek kuruma ilişkin teşkilat kanununda gerekse yeni TTK'da denetim standartlarını belirleme yetkisi KGMDS Kurumu'na verilmiştir.
Denetim standartlarına uyum denetçinin denetimi gereken mesleki özen ve yeterlilikte icra ettiğine ilişkin bir gösterge oluşturur. Bu nedenle denetim standarlarının uluslararası denetim prensiplerine uygun olarak belirlenmesi ve denetçilerin söz konusu standartlara uyumu büyük bir önem arz etmektedir.
6. Sermaye şirketlerinde bağımsız denetçi seçilmesi için son tarih 31/3/2013
Denetçi, kanuna göre Bakanlar Kurulu kararıyla denetime tabi tutulan şirketlerin yetkili organı tarafından en geç 31/3/2013 tarihine kadar seçilir. Seçim ile birlikte 6762 sayılı Kanun'a göre görev yapan denetçinin görevi sona erer. Denetime tabi olmayan şirketlerin eski Türk Ticaret Kanunu'na göre görev yapan denetçilerinin görevi de 31/3/2013 tarihinde sona erer.
Yeni aknun hükümlerine göre seçilen denetçi, denetimini bu kanun hükümlerine göre yapar.
SONUÇ
Denetimle ilgili olarak kanunda yapılan değişikler genel olarak irdelendiğinde sermaye şirketleri üzerinde kanunun ilk halinde öngörülen denetim yükünün hafifletilmiş olduğu anlaşılmaktadır. Söz konusu yükün hafifletilmiş olmasının olası sakıncalarının bertaraf edilebilmesi amacıyla, Bakanlar Kurulunca yapılacak düzenlemede mümkün olduğunca küçük bir sermaye şirketi kitlesinin bağımsız denetime tabi tutulmasının sağlanması önem arz etmektedir.
Diğer taraftan, bağımsız denetimin istenen etkinlikte ve saygın şekilde icrası açısından, KGMDS Kurumu'nca bağımsız denetçi yetkilendirilme ve denetim standartlarının oluştrulmasında muhasebecilik ve denetim mesleğinin gerekleri, kazanılmış hak kavramı ile meslek mensupluğu kriterlerinin dikkate alınmasının önemli olacağı düşünülmektedir.