Yıldırım: Sosyal medyaya yönelik bir çalışma yok
ANKARA - Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım siber güvenlik ve siber suçlarla mücadeleye yönelik bir çalışma yaptıklarını belirterek, sosyal medya ve paylaşım sitelerine yönelik bir çalışmanın mevcut olmadığını vurguladı.
Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım, İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Süleyman Demirel Kültür Merkezi'nde İTÜ Gemi İnşaat Fakültesi tarafından düzenlenen Türkiye Offshore Enerji Konferansı'na katıldı. Toplantı sonrasında konuşan Bakan Yıldırım, siber güvenlik ve siber suçlarla mücadeleye yönelik bir çalışma yaptıklarını belirterek, sosyal medya ve paylaşım sitelerine yönelik bir çalışmanın mevcut olmadığını vurguladı.
Sosyal medyanın özgürlük alanı olarak alabildiğince faaliyet göstermesine hiçbir şekilde karşı çıkmanın, engellemenin doğru bir şey olmadığını ifade eden Bakan Yıldırım şunları kaydetti:
"Ama ne gerçek hayatta, ne de sanal dünyada insanları mağdur edecek, suç işletecek faaliyetleri yapma serbestisi de olamaz. Nasıl sokakta insan öldürürseniz, bir cezası varsa, sosyal medyada da insanı ölüme teşvik ederseniz, intihara azmettirirseniz bunun da bir cezası var. Veya rızası olmadan, insanların bilgilerine erişirseniz, onu da kamuoyu ile paylaşırsanız, o insanın mağduriyetine sebep olursanız. Bu suçun internetten veya sosyal medyadan işlenmesi onu masum göstermez. Dolayısıyla suç her yerde suçtur. Cezasız kalırsa, kamu düzeni de devam etmez. Kargaşa hakim olur. O bakımdan işi dönüp dolaştırıp, sosyal medyaya yasak geliyor noktasına getirmek, doğrusu çok büyük haksızlıktır. Böyle bir şey yok. Ama gerçek alemde de sanal alemde de suçları önleme, suçlularla mücadele etmek, demokratik hukuk devleti olan her ülkenin yapması istediği bir şeydir. Yapılması istenilen de budur. Bu bakımdan işin oraya buraya çekilmesine hiç hacet yok. Çok açık ve net konuşuyoruz. Özgürlüklere sonuna kadar evet. Ama başkasının özgürlüğünü ve dünyasını karartmaya asla ve asla izin vermeyiz. Özel hayata müdahaleye asla izin vermememiz lazım. Bunlar Anayasa ile teminat altına alınmış konulardır."
Yasalarda sanal alemle ilgili bilgileri güncellemek gerekir
Mevcut yasalarda bunların zaten bulunduğunu belirten Bakan Yıldırım, "Ama bazı konuları, sanal alemde yeni yeni hayatımıza girmeye başladığı için, bazı konular mevcut yasalarda tanımlanmamış olabilir. Belki yapılması gereken, uygulama açısından yanlış noktalara gitmemek için bu yasalara sanal alemle ilgili bölümleri de güncellemek gerekir. Bu bir yasada olabilecek bir şey değil. Medeni Kanun'da, Ticaret Kanunu'nda, Ceza Muhakemeleri Kanunu'nda, Borç Kanunu'nda ve diğerlerinde olabilir" diye konuştu.
Hiç kimsenin suç işleme hürriyeti yoktur
Bir soru üzerine Yıldırım, ister sanal alemde, ister gerçek alemde hiç kimsenin suç işleme hürriyeti olmadığını söyledi. "Mevcut yasalarda bir suç varsa, bunun cezası da olacaktır" diyen Yıldırım, şunları kaydetti:
"Olmazsa kamu düzenini sağlayamayız. Dolayısıyla suç işlendiği barizse, mutlaka bunun sosyal medya üzerinden işlenmesi veya sokakta işlenmesi arasında bir fark yoktur."
Siber suçlarla mücadele bir ülkenin tek başına başarabileceği bir şey değil
Siber suçlarla mücadele etmenin bir ülkenin tek başına başarabileceği bir şey olmadığını vurgulayan Bakan Yıldırım, onun için burada uluslararası işbirliğinin zorunlu olduğunu dile getirdi. Bakan Yıldırım, o yüzden geçen yıl Avrupa Komisyonu Konseyi Siber Suçlar Sözleşmesi'ni imzalandığını belirterek, 48 ülkenin buna taraf olduğunu aktardı.
Siber suçlarla mücadelenin yasaklarla olmayacağına vurgu yapan Bakan Yıldırım, uluslararası işbirliği ve ülkenin farkındalığının artırılmasının önemine dikkat çekti. Türkiye'de 60 milyon internet kullanıcısı, 30 milyon sosyal paylaşım sitelerini kullanan bulunduğuna işaret eden Yıldırım, "Yapmamız gereken farkındalık oluşturmak. Yani mağduriyetlere imkan vermeyeceğiz. Sosyal paylaşım alanını da; interneti de temiz kullanmak için bir kampanya başlatmamız lazım. Bunun öncülüğünü de sivil toplum örgütleri yapmalı. Eğitim kurumlarımız yapmalı. Üniversitelerimiz yapmalı. Toplumda ağırlığı olan herkes bu kampanya içinde yer almalı. Yani ülke gelişen bu mecranın etik değerlerini de toplumsal düzeyde yazılı olmayan bir anlayışa göre oluşturmalı" diye konuştu.
Başka projelerde bu isimler değerlendirilebilecek
3. Boğaz Köprüsü'ne Yavuz Sultan Selim adının verilmesi üzerine yaşanılan tartışmalara yönelik bir soru üzerine Bakan Yıldırım, "Bu konuda Başbakan Erdoğan ve Cumhurbaşkanı Gül bir değerlendirme yapmış. Hacı Bektaş da, Hacı Bayram'ı Veli de bizim. Pir Sultan Abtal, Mevlana da bizim. Yavuz sultan selim de bizim. Yunus Emre de bizim, Karacaoğlan'da bizim. Bunlar bizim kültürümüz, değerimiz. Bunlar arasında ayrım yapmak, bu ülkeye yapılacak kötülüktür. Dolayısıyla başka projelerde de bu isimler değerlendirilebilecek" şeklinde açıklamalarda bulundu.