Yılmaz hedefi gösterdi
Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz, Türkiye'nin hedefinin dünya savunma liginde ilk 10'a girmek olduğunu söyledi.
TBMM - TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda Milli Savunma Bakanlığının 2014 Yılı Bütçesi üzerinde sunum yapan Yılmaz, Türkiye'nin güçlü ordusuyla daha çok ülkenin işbirliği yapmak istediği bir devlet haline geldiğini, giderek artan oranda askeri eğitim iş birliği, barış için ortaklık programı ve çok uluslu barış gücü teşkili faaliyetleriyle barışı destekleme harekatlarında katkısı aranan bir ülke olduğunu söyledi.
Yılmaz, gerek tek başına ve gerekse üyesi olduğu uluslararası kuruluşlar vasıtasıyla geniş bir yelpazede barışçı, ilkeli ve etkin bir güvenlik politikası izleyen Türkiye'nin, bu doğrultuda bir yandan ülkenin birliği, ulusal bağımsızlığı, egemenliği, toprak bütünlüğü ve hayati çıkarlarını korurken, güvenlik alanında da NATO, Avrupa Birliği ve Birleşmiş Milletler öncülüğünde uluslararası ilişkilerin, ikili ve çok taraflı olarak sürdürdüğünü belirtti.
Silahlı kuvvetlerin, NATO kapsamında, Afganistan, Kosova ve Akdeniz'de, Avrupa Birliği kapsamı altında da Bosna-Hersek'te yürütülen barışı destekleme görevine katkısının sürdüğünü kaydeden Yılmaz, bunun yanı sıra, Balkanlarda barış ve istikrarın sağlanması maksadıyla, Güneydoğu Avrupa Savunma Bakanları (SEDM) süreci ve Güneydoğu Avrupa Barış Tugayı (SEEBRIG) kapsamında icra edilen faaliyetlerle, Karadeniz'de deniz güvenliğinin temini amacıyla Karadeniz İşbirliği Görev Grubu ve Karadeniz Uyumu Harekatında üzerine düşen görevlerin yerine getirildiğini bildirdi.
Yılmaz, Türkiye'nin ayrıca, Lübnan'daki Birleşmiş Milletler Geçici Görev Gücü'nün (UNIFIL) Deniz Görev Kuvvetine, mevsimsel şartlar göz önünde bulundurularak 45'er günlük periyotlarla bir fırkateyn veya bir korvet ya da bir hücumbot ile katkı sağladığını, halen 230 personelli bir fırkateynin bölgede görev yatığını anlattı. Yılmaz, ''UNIFIL'ın Lübnan'daki karargahında üç subayımız bulunmaktadır. Görev süresi sonar eren istihkam inşaat birliğimiz, eylül başında yurda dönmüştür'' dedi.
"377 personelle katkı sağlıyoruz"
Türkiye'nin Afganistan'da NATO komutası altında görev yapan Uluslararası Güvenlik Yardım Kuvveti'ne (ISAF) başlangıçtan itibaren katkıda bulunduğnu, halen bin 209 personel ile bu kuvvete destek sağlandığını söyleyen Yılmaz, BM Güvenlik Konseyi Kararıyla 1999'dan beri Kosova'da sürdürülen Kosova Gücü (KFOR) Harekatına 377 personelle katkı sağlandığını belitti.
Avrupa Briliği üyelik süreci çerçevesinde, birliğin ortak güvenlik ve savunma politikası içinde yer almanın Türkiye için büyük önem taşıdığının altını çizen Yılmaz, şöyle konuştu:
"Bu kapsamda Türkiye, Avrupa Birliği'nin Bosna-Hersek'teki EUFOR-ALTHEA Harekatına 239 personel ile katkı sağlamaya devam ediyor.
Güneydoğu Avrupa Barış Tugayı (SEEBRIG) Komutanlığı görevi ise 11 Eylül 2013'ten itibaren devralınmış, bu görev iki yıl süreyle Türkiye tarafından yerine getirilecektir.
Türkiye, Karadeniz'de deniz güvenliğinin, Karadeniz'e kıyıdaş ülkelerce alınacak tedbirlerle sağlanması prensibinden hareketle çeşitli güvenlik girişimlerine öncülük etmiştir.
Türkiye'nin liderliğinde 2001'de Ukrayna, Rusya Federasyonu, Bulgaristan, Gürcistan ve Romanya deniz kuvvetlerinin katılımıyla, kıyıdaş ülkeler arasında iş birliğini ve birlikte çalışabilirliği geliştirmek maksadıyla Karadeniz Deniz İş Birliği Görev Grubu oluşturulmuştur.
Akdeniz'in deniz güvenliğine ilişkin ise özellikle Doğu Akdeniz'de güvenliğin sağlanması ve bölgedeki muhtemel risk ve tehdit unsurlarına karşı caydırıcılık sağlamak, NATO'nun bölgedeki deniz güvenliği çabalarına da destek verilmesi amacıyla, Akdeniz Kalkanı Harekatı icra edilmektedir."
İsmet Yılmaz, Türkiye'nin askeri ilişkilerin geliştirilmesine de büyük önem verildiğini belirterek, bugüne kadar 67 ülkeyle askeri alanda eğitim, teknik ve bilimsel işbirliği anlaşması, 55 ülkeyle savunma sanayi iş birliği anlaşması, 52 ülkeyle de askeri eğitim işbirliği anlaşması imzaladığını, 2012'de 14 ülkeyle askeri yardım anlaşması imzalandığını, halen 16 ülkeyle anlaşma çalışmasının sürdüğünü açıkladı.
Askeralma faaliyetleri
Askeralma faaliyetlerine ilişkin kanunda yapılan değişiklikleri anlatan Yılmaz, yedek subay aday adaylarının seçim ve sınıflandırma faaliyetlerinin Ağustos ayından itibaren Milli Savunma Bakanlığı Askeralma Dairesi Başkanlığınca merkezi olarak yürütülmeye başlandığını, yeni uygulamayla test ve mülakat uygulamasının kaldırıldığını söyledi.
Dövizle askerlik hizmetlerine tabi yükümlülerin ödeyecekleri döviz miktarının Bakanlak Kurulu Kararıyla 10 bin avrodan 6 bin avroya indirildiğini anımsatan Yılmaz, 15 Aralık 2012'de uygulanmaya başlanan bedelli askerlik uygalamasından toplam 70 bin 455 yükümlünün faydalandığını aktardı.
Yılmaz, 15 ay olarak uygulanan askerlik hizmet süresinin 1 Ocak 2014'ten geçerli olmak üzere Bakanlar Kurulu kararıyla 12 aya indirildiğini de anımsattı. İsmet Yılmaz, "Askerlik yükümlülüğü bulunan vatandaşlarımıza daha kaliteli hizmet verilmesini sağlamak ve askerlik şubelerinde geçirdikleri zamanı kısıtlamak için askeralma konularında e-Devlet üzerinden veya elektronik ortamda veri paylaşım çalışmaları, vatandaşlar ve kamu odaklı olmak üzere devam etmektedir" diye konuştu.
Sağlık hizmetleri
Yılmaz, askeri hastanelerde uygulanan sivil hasta kontenjanının artırılması sonucu 2013'te 10 bin 374'ü yatarak olmak üzere toplam 369 bin 221 sivil hastanın muayene ve tedavisinin askeri hastanalerde yapıldığını belirtti.
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile bakanlığının ortak çalışması olan Türkiye Ulusal Sabit GSP İstasyonları Ağı-Aktif Sistemi (TUSAGA-Aktif) hakkında bilgi veren Yılmaz, sistem sayesinde istenilen yerin harita ve konum bilgisinin uydudan takip edilebileceğini, maliyeti 7 milyon lira olan sistemin 3 bin 200'ü özel 4 bin 200 kullanıcısı bulunduğunu ve projenin bir yılda ülke ekonomisine 70 milyon lira katkı sağlayacağını dile getirdi.
Savunma sanayi faaliyetleri
Savunma sanayi faaliyetlerine ilişkin de açıklamalarda bulunan Yılmaz, güçlü bir savunma sanayinin Milli Güvenlik Stratejisinin önemli unsurlarından biri olduğunu vurguladı.
Yılmaz, "Türk silahlı kuvvetlerinin ihtiyaçlarının yabancı ülkelerin kısıtlamalarına tabi olmaksızın bağımsız bir şekilde yurt içinden karşılanması, silahlı kuvvetlerimizin caydırıcı güce sahip olması açısından büyük önem arz etmektedir" dedi.
Savunma sanayi alanında ulusal kabiliyetin geliştirilmesinin uluslararası pazarda söz sahibi olmanın önemli koşullarından biri olduğuna dikkati çeken Yılmaz, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Hükümetimiz döneminde yürürlüğe konan savunma projelerinin yüzde 90'ı, ülkemiz sanayinin aktif katılımıyla gerçekleştirilmiştir. Yurt içi tasarım ve üretime verilen önemin sonuçlarını görüyoruz. Bu çerçevede sanayimiz savaş gemisi, ana muharebe tankı, taarruz helikopteri, insansız hava aracı, uydu ve güdümlü roketler gibi ileri teknoloji gerektiren projelerde tasarım ve üretim yapabilir seviyelere ulaşmıştır.
Önümüzdeki dönem için hedefimiz, dünya savunma sanayi liginde ilk 10'a girmektir. Savunma Sanayii Müsteşarlığı'nın ikinci stratejik plan döneminin sonu olan 2016 yılında savunma ve havacılık sanayi ihracatının 2 milyar dolar ve sektör cirosunun 8 milyar dolara ulaşacağını öngörüyoruz.
Savunma sanayi sektörümüzün makro büyüklüklerine bakıldığında, 2012 itibarıyla toplam savunma ve havacılık cirosunun 4.75 milyar dolara ulaştığını, stratejik bir hedefimiz olan ihracat noktasında ise 1.26 milyar dolar seviyesinin geçildiğini memnuniyetle görüyoruz. 2013 yılında da gerek cira, gerek ihracat büyüklüklerinde artışın devam etmekte olduğunu söyleyebilirim."
[PAGE]
Altay Ana Muharebe Milli Tankı'nın kritik tasarım sürecinin bu yıl Mayıs ayından tamamlandığını ve doğrulama testlerine tabi tutulacak iki nihai prototipin üretimlerine başlandığını kaydeden Yılmaz, daha önce üretimi gerçekleştirilen ve 2012'de tanıtımı yapılan iki ön prototip üzerinde hareket ve atış kabiliyetlerine yönelik denemelerin ise sürdürüldüğünü anlattı.
Yılmaz, "2014-2015 yıllarında yoğun teste faaliyetleri gerçekleştirilecek olup Altay tankımızın seri üretiminin 2016 yılından itibaren başlaması ve Kara Kuvvetleri Komutanlığı hizmetine sunulması öngörülmektedir" dedi.
Mayın tehdidine karşı korunmayı sağlayan Kirpi Projesi kapsamında 468 araçtan 293'ünün kabulünün gerçekleştirildiğini, 321 ilave alım için 24 Ekim 2013'te TMSF süreci sonrasında sözleşme imzalandığını ifade eden Yılmaz, Türkiye'nin ilk milli savaş gemisi olan MİLGEM savaş gemisi "TCG Heybeliada"nın 2011'de donanmanın envanterine girdiğini ve görev yaptığını söyledi.
Yılmaz, proje kapsamında inşa edilen ikinci gemi "TCG Büyükada"nın da 27 Eylül 2013'te hizmete girdiğini, "Burgazada" isimli üçünçcü geminin ise inşasına başlandığını dile getirdi.
Sahil Güvenlik Arama Kurtarma Gemisi Projesi "TCSG Dost" ve "TCSG Umut"un teslim töreninin de 5 Nisan 2013'te gerçekleştirildiğini anımsatan Yılmaz, "Güven" isimli geminin testlerinin tamamlandığını ve bu ay sonunda Sahil Güvenlik Komutanlığı'na tesliminin planlandığını kaydetti.
Deniz Karakol ve Sahil Güvenlik Uçakları (Meltem-2) Projesi kapsamında ilk sahil güvenlik uçağının 26 Aralık 2012'de, ikincisinin 15 Şubat 2013'te, üçüncüsünün 24 Nisan'da Sahil Güvenlik Komutanlığı'na teslim edildiğini ifade eden Yılmaz, proje kapsamında birinci deniz karakol uçağının nihai kabulünün başarıyla tamamlanarak Deniz Kuvvetleri Komutanlığı'na teslim edildiğini dile getirdi.
Yılmaz, ikinci deniz karakol uçağının test kabul faaliyetlerinin başlatıldığını da belirterek, deniz havacılığının kuruluşunun 100. yılı olan 2014'ün ilk çeyreğinde tüm teslimatların tamamlanmasının hedeflendiğini vurguladı.
Katar'a 10 mini İHA
Özel sektörün ürettiği mini insansız hava aracı (İHA) sistemlerinden bugüne kadar TSK hizmetine 164 uçak ve 4 insansız helikopter sunulduğuna işaret eden Yılmaz, Katar'a da 10 mini İHA ihraç edildiğini kaydetti.
Yılmaz, ilk uçuşunu 2010 Aralık ayında gerçekleştirilen insansız hava aracı ANKA'nın yaklaşık bir buçuk yıl süren test uçuşlarının, yaklaşık 180 sortinin ardından, Ocak 2013'te kabulllerinin gerçekleştirildiğini belirterek, ANKA'nın ilk kez Konya'da bir tatbikatta kullanıldığını, bir uçağın Batman'da görev uçuşlarına başladığını söyledi. Yılmaz, Hava Kuvvetlerinin ihtiyacına yönelik 10 İHA için ANKA-S (seri üretim) projesi sözleşmesinin Ekim 2013'te imzalandığını hatırlattı.
İlk Türk tasarımı "HÜRKUŞ"un 29 Ağustos 2013'te ilk uçuşunu gerçekleştirdiğni ve 15 adetlik seri üretim için Savunma Sanayii İcra Komitesi kararı alındığını dile getiren Yılmaz, Atak Projesi kapsamında üretilen 4 helikopterin seri üretimine yönelik işlemlerin de tamamlandığını ve kabul sürecinin sürdüğünü bildirdi.
Yılmaz, TSK'nın ve diğer kamu kurum ve kuruluşlarının hafif sınıf genel maksat helikopter ihtiyacını karşılamak ve bunun yanı sıra sürdürülebilir bir helikopter sanayi için Özgün Helikopter Programını başlattıklarını ifade ederek, hafif sınıf olarak tasarlanması planlanan platformun 5 yılda ilk uçuşunu gerçekleştirmesi ve izleyen süreçte uluslararası sivil sertifikasyona sahip olmasının planlandığını söyledi.
Modern Piyade Tüfeği Projesi kapsamında ürün kalifikasyon aşamasının tamamlandığını, 2014'te seri üretim ve teslimatlara başlanacağını kaydeden Yılmaz, böylelikle TSK'nın yeni nesil, üstün teknolojik özelliklere sahip modern bir piyade tüfeğine kavuşmuş olacağını vurguladı.
Uzun Menzilli Tanksavar Füzesi (UMTAS) Projesi kapsamında T-129 Atak helikopterinin ana mühimmatından birisi olarak geliştirilen füzelerin nihai kalifikasyon aşamasına gelindiğini dile getiren İsmet Yılmaz, dünyadaki tüm tankların zırhlarına karşın etkin zırh delici harp başlığına sahip UMTAS'ın 2014'te TSK ateş gücüne çok büyük katkı sağlayacağına işaret etti.
Cirit BAE'ye gitti
İleri teknolojiyle donatılan 40 kilometre ve daha uzun menzilli obüs ve roket sistemlerinin seri üretimine de başlandığını, Cirit lazer güdümlü roketin TSK envanterine girdiğini belirten Yılmaz, ilk ihracatın Birleşik Arap Emirliklerine gerçekleştirildiğini kaydetti.
Yılmaz, Uzun Menzilli Bölge Hava ve Füze Savunma Sistemi Projesi kapsamında 26 Eylül 2013'te Çin firması ile sözleşme görüşmelerini başlatma kararı alındığını ve görüşmelere başlandığını anlattı.
Türkiye'nin yerli keşif uydusu Göktürk-2'nin 18 Aralık 2012'de uzaya fırlatıldığını anımsatan Yılmaz, uluslararası bir sözleşme çerçevesinde yürütülen yüksek çözünürlüklü Göktürk-1 uydusunun nihai entegrasyonunun 2014'te kurulan Uydu Montaj ve Entegrasyon tesisinde tamamlanarak 2015'te fırlatılmasının hedeflendiğini söyledi.
Yılmaz, radar teknolojilerine dayalı bir gözlem uydusunun milli teknolojilerle geliştirilmesi için çalışmaların başladığını Göktürk-3 Radar Gözlem Uydusu'nun 2019'da fırlatılmasının hedeflendiğini kaydetti.
Kazan'da nitelikle organize sanayi bölgesi
Savunma ve Havacılık Sanayi Kümelenme Projesi kapsamında Ankara'nın Kazan ilçesinde yerli ve yabancı şirketlerin yer alacağı bir nitelikli organize sanayi bölgesi çalışmalarının da sürdürüldüğüne dikkati çeken Yılmaz, Aselsan tarafından ileri teknoloji radar ve elektronik harp teknolojilerinin üretileceği bir tesisin da Ankara Gölbaşı'nda kurulduğunu bildirdi.
Yılmaz, Uydu Montaj Entegrasyon ve Test Merkezi Projesi kapsamında unşaatın ve uydu test sistemlerinin 2013 içinde tamamlanarak 2014'te faaliyete alınmasının planlandığını dile getirdi.
MKEK'nin TSK'nın ve güvenlik güçlerinin her türlü silah, mühimmat, roket ve patlayıcı ihtiyaçlarını karşıladığını ifade eden Yılmaz, ihracatta sağlanan olumlu gelişmeler sonucu 2000'li yılların başında ortalama 4 milyon doları olan ihracatın, 2012'de 55,4 milyon dolara yükseldiğini, bu rakamın ilerleyen yıllarda daha da yükseltilmesine yönelik çalışmaların devam ettiğinin altını çizdi.
TSK'nın ihtiyaç duyduğu harp, silah, araç ve gereçlerin yurt içi imkanlarla karşılanması amacıyla gerekli Ar-Ge faaliyetlerinin bakanlığa bağlı ARGE ve Teknoloji Dairesi Başkanlığı'nca yürütüldüğünü bildiren Yılmaz, "Anılan başkanlıkça 2014-2016 milli bütçeden karşılanan toplam 27 modernizasyon kaynaklı Ar-Ge projesi, kaynağı TÜBİTAK Başkanlığı bütçesinden karşılanmak olan 45 TÜBİTAK destekli Savunma ve Uzay ARGE projesi üniversiteler ve sanayi kuruluşları ile müştereken yıllara sari olarak yürütülmektedir" diye konuştu.
2014 bütçe teklifi 21 Milyar 815 milyon lira
Yılmaz, bakanlığının 2014 bütçe teklifinin 21 milyar 815 milyon 196 bin lira olduğunu ifade ederek, bu bütçenin yüzde 48'ini personel giderleri, yüzde 9'unun sosyal güvenlik kurumlarına devlet prim giderleri, yüzde 41'inin mal ve hizmet alımı giderleri, yüzde 1'inin cari transferler ve yaklaşık yüzde 1'inin ise sermaye giderlerinin oluşturduğunu kaydetti.
Mal ve hizmet giderleri kapsamında 8 milyar 947 milyon 712 bin liranın, TSK personelinin barınma, beslenme, giyim gibi yasal istihkakları ile akaryakıt, yakacak, taşınma, ulaşım gibi tüketim mal ve hizmetl alınlarına ve Stratejik Hedef Planı 2014 programı modernizasyon ihtiyaçlarına planlandığını belirten Yılmaz, "Hazırlanışı sırasında azami tasarruf ve kaynakların etkin kullanımını temel ilke edinen 2014 yılı bütçesinde, kanunlara dayalı istihkaklar, iç güvenlik, uluslararası görevler gibi öncelikli ihtiyaçlara yer verilmiştir" dedi.