Yolsuzluk dünya genelinde arttı, her dört kişiden biri rüşvet verdi

Uluslararası Şeffaflık Örgütü’nün 107 ülkede yaptığı yolsuzluk araştırmasına göre katılımcıların yüzde 50’sinden fazlasına göre son iki yılda yolsuzluk arttı.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

İSTANBUL - Transparency International’ın (Uluslararası Şeffaflık Örgütü) dünya genelinde yaptığı bir kamuoyu araştırmasına göre, ankete katılanların yüzde 50'sinden fazlası, küresel yolsuzluğun arttığını düşünüyor.

Teşkilatın Global Corruption Barometer 2013 (Küresel Yolsuzluk Barometresi 2013) raporu açıklandı. Rapora göre katılımcıların yaklaşık yüzde 27'sinin, geçtiğimiz yıl, kamu hizmetlerinden ve kurumlarından yararlanmak için rüşvet ödediğini ortaya koydu. Dünyanın pek çok bölgesinde yolsuzluk ve rüşvet yaşamın bir parçası. Bununla mücadele eden başlıca örgütlerden birisi de Berlin merkezli Uluslararası Şeffaflık Örgütü olarak biliniyor.

Örgütün son yolsuzluk raporu 107 ülkede 114 bin kişiyle yapılan bir araştırmanın sonucunda ortaya çıktı. Katılımcıların çoğu yolsuzluk ve rüşvetin son iki yılda arttığı görüşünde. Raporda, çok şaşırtıcı olmasa da rahatsız edici bazı eğilimler görülüyor.

Örneğin, yoksul bir ülkede rüşvet ödeme ihtimali, varlıklı bir ülkeye göre iki kat daha fazla. Her üç ülkeden birinde, en fazla rüşvet alanlar polisler, her beş ülkeden birinde ise yargı sisteminde çalışanlar. Katılımcıların dörtte biri, son bir yıl içinde rüşvet verdiğini söyledi. Çalışmada sekiz temel kamu hizmeti şöyle sıralanmış: Emniyet, yargı, sicil dairesi, tapu, sağlık, eğitim, vergi ve elektrik-su hizmetleri. 95 ülke ortalamasına göre son 12 ayda en az bir kez en fazla rüşvet verilen kurum yüzde 31 ile emniyet oldu. Bunu yüzde 24 ile yargı izliyor. En az rüşvet verilen hizmetin ise yüzde 13 ile elektrik-su hizmetleri olduğu belirtiliyor.    2-318.jpg

Türkiye’de iki yılda yolsuzluk algısı arttı

Araştırmanın yapıldığı ülkeler arasında Türkiye de bulunuyor. Türkiye’de katılımcıların yaklaşık yüzde 21'inin, geçtiğimiz yıl, kamu hizmetlerinden ve kurumlarından yararlanmak için rüşvet ödediği belirtiliyor. Ülkede yolsuzluk algısında ilk sırada siyasi partiler gelirken, bunu basın ve parlamento izliyor. En düşük yolsuzluk algısı olan kurumlar sırasıyla ordu, sivil toplum, emniyet, yargı ve dini kurumlar olarak sıralanıyor. Türkiye de son iki yılda yolsuzluk algısının arttığı ülkeler arasında yer alıyor. Uluslararası Şeffaflık Örgütü'nün raporuna göre, rüşvet ve yolsuzluk sadece görevlilere para vermekle de sınırlı değil. Örgüt, yapılan yoklamada, “demokrasilerin itici gücü” diye tanımladığı siyasi partilerin, yolsuzluk konusunda en kötü algılanan kurumlar olduğunu vurguluyor.

Bunun başlıca nedeni, yolsuzluğun sadece rüşvetle sınırlı olmaması. Her üç kişiden ikisi, kamu sektöründe, işlerin yürümesinin kişisel ilişkilere bağlı olduğunu düşünüyor. Her iki kişiden biri, hükümetlerinin belli “çıkar grupları” tarafından yönetildiği görüşünde. Yolsuzluk ve rüşvet sadece gelişmekte olan ekonomilerle de sınırlı değil. Örneğin hem Amerika Birleşik Devletleri'nde hem de İngiltere'de ankete katılanlar yolsuzluğun 'yükselişte' olduğuna inanıyor. İngiltere'de rüşvet konusunda en kötü karneyi basın kuruluşları alırken, onları yakından siyasi partiler takip ediyor.

1-331.jpgBazı ülkeler de yolsuzluk azaldı

Azerbaycan, Gürcistan, Kamboçya, Sudan ve Güney Sudan'da yaşayanlar, son iki yılda yolsuzluğun azaldığına inanıyor. Uluslararası Şeffaflık Örgütü, yolsuzluk ve rüşvetin ortadan kaldırılabilmesi için, hükümetlerin “hesap verme mekanizmaları” oluşturması, insanların da rüşvet vermeyi reddetmesi gerektiğini vurguluyor.

Rüşvet alan kamu görevlileri, yolsuzluğa bulaşan siyasetçiler akla ilk gelen isimler olsa da yolsuzluğun farklı türlerinin toplumun farklı katmanlarına farklı biçimlerde işlediğini düşünenler de var.

BBC’nin haberine göre Harvard Üniversitesi'nden Profesör Michael Sandel, yolsuzluğun toplumun sosyal örgüsüne nasıl işlediğini anlatırken, mahkûmların daha iyi bir hücreye geçmek için gardiyanlara rüşvet verdiğini, hastaların hastanede sıra beklememek için rüşvet verdiğini, bazı okulların ise çocuklara kitap okusunlar diye “parça başına” 2 dolar ödeme yaptığını belirtiyor.