Yunanistan’ı neler bekliyor?

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Ahmet COŞKUNAYDIN
[email protected]

Komşumuz Yunanistan, artık siyasal olarak yeni bir döneme girdi. Bir dönemlerin yüzde 4.5 oy oranı olan partisi, herkesi şaşkınlıkta bırakacak bir oyla iktidara geldi. 41 yaşında ve 1974 doğumlu bir liderin iktidara taşıdığı Syriza partisi, daha iktidar koltuğuna oturmadan, eleştirilere ve uyarılara muhatap oldu.

Lider Aleksis Çipras (Tsipras), iktidar yolunda yürürken İspanyol genç lider Pablo Iglesıas’ın Podemos hareketinden etkilendi ve nerdeyse onun yolundan yürüdü. Şimdi tüm Avrupa ülkeleri ve özellikle de finans çevreleri genç Yunanlı liderin, seçim propagandalarında söyledikleri ile, uygulaması arasındaki farkı izlemeye başladı. Çünkü kimilerine göre, seçim kampanyaları sırasında sarf edilen keskin çıkışlar, iktidar sırasında törpülenecek ve yumuşatılacak.

Başta Avrupalılar olmak üzere finans çevreleri ise, Yunanistan’da ortaya çıkan bu siyasal çıkışın, diğer Avrupa ülkelerine de yansıması. Çünkü Çipros (Tsipras), öylesine vaatlerle iktidara geldi ki, bunları yerine getirmesini euro birliğine çok büyük darbeler vurabileceği beklentisi söz konusu. Kimilerine göre, bu söz konusu iktidarın, kendi sonunu kendi elleriyle getirmesi şeklinde de yorumlanıyor. Sol kesimler ise, genç politikacının, bu başarısının sınırları aşarak, daha birçok ülkeye yayılabileceği beklentilerini ve iyimserliklerini dile getiriyorlar.

Gerçekten de asgari ücretin 750 euro  olması, ucuz elektrik, karşılıksız yardımlar, bankalara borçlarını ödeyemeyecek olanların bir kısım borçlarının ödenmesi, kimi muhtaçlara ücretsiz ulaşım hakkı gibi sosyal olanaklar, başlangıçta çok cazip geliyor.

Bunları karşılayacak kaynakların nasıl bulunacağı ise şimdilik soru işareti. Tüm bunların en önemlisini ise, uygulanan ve tüm dünyayı kasıp kavuran neo-liberal ekonomiye karşı çıkış oluşturuyor. Eğer bu alanda bir adım atılabilirse, bu kıvılcımın diğer ülkelere sıçrayıp, alev topuna dönüşmesi sürpriz olmayabilir.

Syriza, en başta da kemer sıkma politikaların reddediyor ve bunu rafa kaldırmayı hedefliyordu. Yunanistan’ı eleştirenler arasında ilk sıralarda Federal Almanya Şansölyesi Angela Merkel’in olması dikkat çekici. Bu politikacıya, çok yakında başka ülkelerden, başka politikacıların katılması ve bunun bir koroya dönüşmesi ise kimseye şaşırtıcı gelmemeli. Komşu, sadece kendi içinde değil, dışarıda da ibretle ve dikkatle izlenecek bir deneyime başlamış bulunuyor. Şimdi herkesi beklediği, Yunanlıların, özellikle neo-liberal uygulamalara karşı başlattıkları savaşı nasıl sonlandıracakları…