Yurtdışı kaynaklı satış baskısı sürüyor

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Banu Eriş / Finansinvest

Geçen sene yurtiçi piyasalarımız iç gelişmeler ve riskler nedeniyle zayıf bir performans sergiledi. Bir yandan genel seçimlerin tekrarlanması ve siyasi belirsizlik ortamı, bir yandan güvenlik endişeleri yaratan terör saldırıları ülke risk primini artırdı. BIST 100 Endeksi yılı %16 düşüşle kapatırken, tahvil faizleri 3 puana yakın yükseldi, TL ise döviz sepeti karşısında %18 değer yitirdi. 

Bu yıla ise siyasi istikrarın sağlandığı ve Fed’in ılımlı bir patika çizdiğini dikkate alarak daha iyimser bir bakışla başladık. Ancak yılın ilk günlerinde özellikle Çin’deki gelişmelerin etkisiyle küresel piyasalarda baskı görülüyor. ABD’deki ılımlı toparlanmaya karşın küresel ekonominin diğer lokomotifi olan Asya ve gelişen ülke ekonomilerine dair riskler tedirginlik yaratıyor. Emtia fiyatlarındaki düşüş emtia ihracat eden ülkeler üzerinde baskı yaratırken, son dönemde açıklanan ekonomik aktivite göstergeleri zayıf sinyaller veriyor. İlave olarak jeopolitik risklerin de ön planda olduğunu görüyoruz. Hisse senedi piyasalarındaki sert satış eğiliminin yanı sıra dolar daha riskli görülen para birimleri karşısında değer kazanıyor, güvenli liman olarak görülen ABD ve Alman tahvil faizleri geriliyor. 
İçeriye baktığımızda reformlar tarafında atılan adımlar piyasalar tarafından yeterli bulunmazken, ekonomiye dair risklerin sürdüğü bir ortamda anayasa değişikliği ve başkanlık sisteminin gündemin üst sıralarında yer alması da TL varlıklar için destekleyici olmuyor. Bununla birlikte özellikle küresel piyasalardaki tedirginliğin azalması halinde, TL varlıkların tepki hareketine büyük ölçüde katılabileceğini tahmin ediyorum. Dolayısıyla bu dönemde güçlü destek seviyelerinde kısmi alım yaparak orta vadeli beklentiyle biriktirme stratejisi izlenebilir. Ancak volatilitenin oldukça yüksek seyretmesi nedeniyle alım yönünde aceleci olunmaması ve kısa vadeli alım-satımlarda stop loss disiplinine bağlı kalınması gerektiğini düşünüyorum.