Yurtdışı kazanç istisnasında yeni fırsat
Serdar AKSOY
Deloitte Türkiye
Vergi Hizmetleri Ortağı
6486 sayılı Yasa ile tam mükellefiyete tabi gerçek kişiler ile kurumların 29 Mayıs 2013 ile 31 Ekim 2013 tarihleri arasında elde edilmek şartıyla kanuni ve iş merkezi Türkiye’de bulunmayan kurumlardan elde ettikleri iştirak kazançları (kâr payları) ve bu kurumlara ait iştirak hisselerinin yurt dışında satışından doğan kazançları, 29 Mayıs 2013’ten 31 Aralık 2013 tarihine kadar bu kurumların tasfiyesinden doğan kazançları ve 1 Ocak 2013- 31 Ekim 2013 tarihleri arasında elde edilen yurt dışında bulunan işyeri veya daimi temsilci aracılığıyla elde edilen ticari kazançları; 31 Aralık 2013 tarihine kadar Türkiye’ye transfer edilmiş olmak koşuluyla; vergi incelemesinden, kaynak sorgulamasından ve gelir, kurumlar ve katma değer vergisinden istisna edilmiştir.
6486 sayılı Yasa ile getirilen istisna hükümleri yürürlükteki gelir ve kurumlar vergisi kanunlarındaki istisna hükümleri ile karşılaştırılacak olursa şunlar söylenebilir:
I. Yurtdışı iştirak kazancı
Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 5’inci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinde, kurumların yurt dışından elde ettikleri iştirak kazançları, yasada belirtilen koşulların bir arada sağlanması halinde kurumlar vergisinden istisna edilmiştir.
Mevcut yasada tam mükellef bir kurumun iştirak kazançları istisnasından yararlanılabilmesi için kar payının elde edildiği kurumun (iştirakin) tam mükellef bir kurum olması, iştirak payını elinde tutan şirketin, yurt dışı iştirakin ödenmiş sermayesinin en az %10'una sahip olması, kazancın elde edildiği tarih itibarıyla iştirak payının kesintisiz olarak en az bir yıl süreyle elde tutulması, iştirak edilen kurumun faaliyette bulunduğu ülke vergi kanunları uyarınca en az %15 oranında gelir ve kurumlar vergisi benzeri toplam vergi yükü taşıması, iştirak kazancının elde edildiği hesap dönemine ilişkin kurumlar vergisi beyannamesinin verilmesi gereken tarihe kadar Türkiye'ye transfer edilmesi gibi şartlar aranmakta iken 6486 sayılı Yasa’da bu şartlar aranmamıştır.
6486 sayılı Yasa’da aranan şartlar bu kazançların 29.5.2013 ile 31.10.2013 tarihleri arasında elde edilmesi, 31.12.2013 tarihine kadar Türkiye’ye transfer edilmesi ve ilgili beyannamelerde gösterilmesidir. Tam mükellef gerçek kişilerin yurt dışından elde ettikleri iştirak kazancı ise GVK’nın 75’nci maddesinde belirtildiği üzere menkul sermaye iradı sayılmakta ve yurt dışında ödenen vergi mahsup edilerek vergilendirilmektedir. Bilindiği üzere, tam mükellef gerçek kişilerin Türkiye'de tevkif yoluyla vergilendirilmeyen ve istisna uygulamasına konu olmayan yurt dışından elde ettikleri kazançlarının tamamı Gelir Vergisi Kanunu’nun 85'nci maddesi gereğince yıllık gelir vergisi beyannamesi ile beyan edilmesi gerekmektedir.
II. İştirak hisselerinin yurtdışında satışından doğan kazançları
5520 sayılı KVK’nın 5’nci maddesi ile en az iki tam yıl süreyle aktifte kalan yurt dışı iştirak hisselerinin elden çıkarılmasından doğan kurum kazançlarının %75’i, 5 yıl süreyle pasifte özel bir fon hesabında kalmak şartıyla vergiden istisna edilmiştir.
KVK’nında yurt dışı iştirak hisselerinin elden çıkarılmasından doğan kazançların %75’i istisna kapsamına alınmışken 6486 sayılı yasada böyle bir sınırlamaya gidilmemiş, istisna kapsamı genişletilmiştir. Bu durum yasadan yararlanmak isteyen kurumlar için %25 oranında ek bir avantaj sağlamaktadır. Anonim şirketler açısından bu kazançların iki tam yıl süreyle aktifte kalmış olma ve Türkiye’ye getirildikten sonra 5 yıl süreyle bir fon hesabında tutulması şartları da aranmamaktadır. Ancak 6486 sayılı Yasa’da belirtilen iştirak hissesi satış kazancı istisnasından yararlanmak için bu kazancın 29.5.2013 - 31.10.2013 tarihleri arasında elde edilmiş olması ve 31.12.2013 tarihine kadar Türkiye’ye getirilmesi şarttır.
III. Yurtdışında bulunan işyeri veya daimi temsilci aracılığıyla elde edilen ticari kazançlar
5520 sayılı KVK’da kurumların yurt dışında bulunan iş yerleri veya daimî temsilcileri aracılığıyla elde ettikleri kurum kazançları iştirakin bulunduğu ülkedeki vergi oranının en az % 15 olması ve kurumlar vergisi beyannamesinin verilmesi gereken tarihe kadar Türkiye'ye transfer edilmiş olması şartıyla vergiden istisna edilmektedir.
6486 sayılı Kanun ile 1.1.2013-31.10.2013 tarihleri arasında yurt dışında bulunan işyeri veya daimi temsilci aracılığıyla elde edilen ticari kazançları, geçici vergi beyanına konu edilmiş olsa dahi, 29.05.2013 tarihinden 31.12.2013 tarihine kadar Türkiye'ye transfer edilmek şartıyla, 2013 yılına ilişkin verilecek yıllık gelir veya kurumlar vergisi beyannamelerinde gelire veya kurum kazancına dâhil edilmek ve beyannamelerin ilgili satırında gösterilmek suretiyle istisnaya konu edilecektir.
IV. Tasfiye kazançları
5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 17’nci maddesi uyarınca tasfiye döneminin sonundaki servet değeri ile tasfiye döneminin başındaki servet değeri arasındaki olumlu fark tasfiye kârı olarak değerlendirilmekte ve vergilendirilmektedir.
6486 sayılı Yasa’da yer alan düzenlemelere göre ise kanuni ve iş merkezi Türkiye'de bulunmayan kurumların tasfiyelerinden doğan ve 29 Mayıs 2013 tarihinden 31 Aralık 2013 tarihine kadar Türkiye'ye transfer edilen tasfiye kazançları, 2013 yılına ilişkin verilecek yıllık gelir veya kurumlar vergisi beyannamelerinde gösterilmek suretiyle vergiden istisna edilmiştir.
V.Değerlendirme
6486 sayılı Yasa ile gerçek ve tüzel kişilerin belirtilen süreler zarfında yurt dışında elde ettikleri iştirak kazançları, iştirak hissesi satış kazançları, ticari kazanları ve tasfiye dolayısıyla elde edilen kazançları gelir ve kurumlar vergisinden istisna edilmiştir. İstisnadan sadece Türkiye'de yerleşmiş olan gerçek ve tüzel kişiler yararlanabilecektir.
6486 sayılı yasa ile gerçek ve tüzel kişilere tanınan yurt dışı istisna kazançlarından yararlanma şartları yürürlükteki gelir ve kurumlar vergisi yasalarında ifade edilen şartlardan daha esnektir. Yeni yasadan daha fazla kişi ve kurumun yararlanması amaçlanmıştır.
6486 sayılı Kanun'dan yararlanmayan kurumlar bu kazançları üzerinden yüzde 30 oranında vergi ödeyerek Türkiye’ye getirebileceklerdir. Ayrıca, yasanın uygulanma tarihinden sonra yurt dışından getirilen kazançlar için gelir idaresi başkanlığı kaynak sorgulaması ve vergi incelemesi yapabilecektir.
Bilindiği üzere, OECD Model Vergi Anlaşması’nda son yıllarda yapılan değişikliklerle, bilgi değişiminin kapsamı genişletilmiş ve anlaşmada kapsanmayan vergilerle ilgili olarak da bilgi değişimi yapılabilmesi imkânı sağlanmıştır. Ayrıca, zarar verici vergi uygulamaları ve vergi rekabeti ile mücadele imkânının artırılabilmesi ve banka gizliliği kuralı gibi bilgi değişiminin etkin bir şekilde işletilebilmesi önündeki engeller kaldırılmıştır.
2006 yılında kurumlar vergisi kanununda yapılan düzenleme ile Maliye Bakanlığı vergi mükelleflerinin vergiden kaçınmasını sağlayan ve gizli şartlar altında işlemlerin yapılabilmesine olanak veren ve vergi cenneti olarak tabir edilen devletlerde mukim kişi ve kurumlara yapılan ödemeler üzerinden yüzde 30 oranında vergi alınması yönünde düzenleme yapmıştır (KVK Md. 30). Uygulama Bakanlar Kurulu'nun vergi cenneti ülke isimlerinin yer aldığı listeyi yayınlamasının ardından başlayacaktır.