Yurtdışında üret, gümrüksüz getir

Cari açığı azaltmaya yönelik önlemler çerçevesinde uygulamaya konulan GİTES projesinde yeni bir adım hazırlığı yapılıyor.İthalatı 2.5 milyar dolara dayanan yağlı tohumlarda faturayı azaltmak amacıyla 'yurtdışında soya ürettirilmesi' planlanıyor.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Hüseyin GÖKÇE

ANKARA - Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan'ın başlattığı ve cari açığı azaltmaya yönelik önlemler çerçevesinde uygulamaya konulan Girdi Tedarik Stratejisi'nin tarım ürünlerine yönelik ayağında Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı ile birlikte önemli bir adım atılmaya hazırlanılıyor. Bu çerçevede iki bakanlığın bürokratları ağustos ayından bu yana sektör temsilcileriyle yapılan toplantılarda, Türkiye'de üretimi olmayan ve ithalat miktarı yüksek ürünlerin, Türk girişimcilere yurtdışında ürettirilerek gümrük avantajıyla Türkiye'ye getirilmesi gündeme geldi. Proje hayata geçirilirse, bu kapsamda yapılacak ithalatın önemli bir kısmının katma değeri Türkiye'ye kazandırılmış olacak.

Cari açığın yıllık bazda 75 milyar doları aştığı dönemde, bunun miktarının ve ekonomiye olumsuz etkilerinin azaltılmasına yönelik başlatılan çalışmaların tarım sektörüyle ilgili kısmında yeni bir model ortaya konuluyor. Ekonomi Bakanı Çağlayan'ın kurmaylığında hazırlıkları sürdürülen çalışmanın özünü, Türkiye'de üretilmesi mümkün olmayan (veya ekonomik olmayan ) tarımsal ürünlerin, yurtdışında yine Türk girişimciler tarafından ürettirilmesi oluşturuyor. Bu kapsamda ağırlıklı olarak, sadece yem olarak değil gıda sektöründe de hammadde olarak kullanılan  soya ve bazı yağlı tohumlar üzerinde yoğunlaşılıyor.

Ağustos ayının ikinci yarısında başlayan toplantı serisinde Ekonomi Bakanlığı bürokratları, sektörün tüm taraflarını bir araya getirerek, mevcut üretim kompozisyonunu çok etkilemeyecek şekilde bazı ürünlerin Türkiye'de üretimi, bazılarının da yurtdışında ürettirilmesi konusunu masaya yatırdılar. Toplantılarda somut olarak soya üzerinde duruldu.

DÜNYA'nın edindiği bilgilere göre, Çin'in Afrika'da büyük çaplı arazi kiralayarak tarımsal üretim yaptırdığı modelin benzerini, Türkiye'nin Afrika, Balkanlar ve Türk Cumhuriyetlerinde yaptırması düşünülüyor. Sanayicilerin de katıldığı toplantılarda bürokratlar, bu ülkelerde arazi temin ederek soya veya yağlı tohum üretimi yapacak girişimcilere, ürünleri Türkiye'ye getirmeleri halinde sıfır gümrük veya sembolik oranlı bir gümrük vergisi uygulamayı önerdi. Türkiye'nin bir dönemler bağımlı olduğu mısır yanı sıra ayçiçeği ürünlerinin de benzer şekilde üretilmesi konusu gündeme gelse de bu ürünlerin halen yüksek miktarlı üretim hacimleri sebebiyle, yerli üreticiyi koruma adına kapsam dışında tutulacağı öğrenildi.

Geçtiğimiz hafta yapılan son toplantıda ise Türkiye'nin ciddi miktarda döviz ödediği yağlı tohumlar konusu gündeme geldi. Bu ürün grubunu kullanan ve ithal eden sanayicilere, yerli üretimi etkilememek ve kendi ürettikleri ürünlerle sınırlı olmak üzere yurtdışında yapılan üretimlere vergi avantajı sağlanabileceği bildirildi.

Etkisi zaman içinde görülecek

Yağlı tohumlara bu yılın ilk 4 ayında 1 milyar dolar para ödeyen Türkiye, bunun alt dalında değerlendirilen soya ve bunun küspesinin ithalatı için 500 milyon dolara yakın döviz ödedi. Soya için son 2.5 yılda ise yurtdışına 1 milyar 944 milyon dolar para ödendi.

Bakanlığın öngördüğü projede ihtiyacının yarısının yurtdışında ürettirilmesi, cari açığı bunlara ödenen paranın yarısı kadar azaltmayacak. Çünkü bu ürünlerin gümrüksüz girmesi halinde Türkiye bir miktar vergi kaybı yaşayacağı gibi, bu işlem de ithalat sayılacak. Yurtdışında üretim için yapılacak masraflar da yine döviz olarak Türkiye'den çıkacak. Ancak sabit yatırım bir kez yapıldıktan sonra zaman içinde yurtdışı üretimin ekonomiye pozitif etkisi de giderek artmış olacak.

Çin Afrika'da üretim yapıyor

Türkiye'nin bu alanda model olarak aldığı Çin üretim için özellikle Afrika'yı tercih ediyor. Kimi ülkeler yatırım için ücretsiz arazi temin ederken, bazıları da çok ucuz işgücü kaynağı sağlıyor. Türkiye bu şekilde bir yatırım için Afrika yanı sıra Balkan ülkeleri ve Türk Cumhuriyetleri alternatiflerini de değerlendiriyor.

Üç sektörde 12 milyar dolar tasarruf

Yürütmesini Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan'ın yaptığı projenin temeli Başbakan Recep Tayyip Erdoğan imzasıyla geçen yıl Mayıs ayında Resmi Gazete'de yayımlanan ihracata dönük üretim stratejisi genelgesi yayımlandı. Bu genelgede 'İhracata Dönük Üretim Stratejisi Değerlendirme Kurulu' oluşturulması öngörüldü.

Daha sonra Çağlayan başkanlığında yapılan çalışmalarda ise ithalatın yapısını analiz eden "Girdi Tedarik Stratejisi" (GİTES) çalışmalarına  başlandı. İlk etapta dışa bağımlılığın yüksek olduğu, demir çelik, otomotiv ve makine sektörleri incelendi. Otomotivde üretim yetersizliği ve tedarik kaynağı tercihleri sebebiyle 5 milyar dolar tutarında motor ve aktarma organı ithalatı yapıldığı tespit edildi. Ayrıca demir çelikte 2.5 milyar dolar, demir dışı metallerde 4 milyar dolar, soğutucu kompresörlerinde ise 400 milyon dolarlık tasarruf sağlanabileceği ortaya konuldu.

Bakan Çağlayan bu konuyu ise "Yeni dönemde  GİTES kapsamında ithalat bağımlılığı tespiti yapılan spesifik sektörlerde doğrudan yabancı yatırımlar yoluyla yurt içi üretimin desteklenmesi, kaynak yetersizliği nedeniyle yurt içinden tedarik edilemeyen ve mutlaka yurt dışından tedarik edilmesi gereken temel girdi alanlarında yurt dışı yatırımlar yoluyla tedarik güvenliğinin sağlanması için yatırımı teşvik politikaları ve uygulamaları geliştireceğiz" şeklinde özetlemişti.

Niçin soya?

Bakanlık bünyesinde yapılan toplantılarda ağırlıklı olarak soyanın gündeme gelmesinin en önemli sebebi bu ürünün Türkiye'de üretilmemesinin yanı sıra diğer ürünleri de etkilememek olarak gösteriliyor. Teknik olarak Türkiye coğrafyasında soya da üretilebiliyor. Ancak soya üretecek olan çiftçi, mısır veya başka bir tarımsal ürün üretiminden vazgeçmesi gerekeceği için üretimi pek istemiyor. Gerekçe olarak da mısır veya vazgeçilen diğer üründe de ithalatın artacak olması  gösteriliyor.

Bu konularda ilginizi çekebilir