Gümrük kapılarından geçiş ‘tek pencere’ ile çok hızlanır
LojiDer Başkanı Dr. Kayıhan Özdemir Turan, lojistik sektöründe yapılan yatırımların orta veya büyük ölçekli bir fabrika yatırımına eşit olduğunu belirterek, “Gümrük kapılarında ihraç mallarımızı taşıyan araçların kaybettiği her bir saat ülkemiz için çok değerli. Araçların, ekipmanların ve konteynerlerin nerede olursa olsun beklemesinin bir fabrikada üretimin durmasından farkı yok” dedi.
Necmi ÇELİK
Türkiye’de lojistik sektörünün yeni ve güçlü sesi olma hedefiyle kurulan Lojistik Hizmet Sağlayıcılar Derneği'nin (LojiDer) Başkanı Dr. Kayıhan Özdemir Turan, lojistik sektörünü Dünya Gazetesi’ne değerlendirdi. Başkan Turan, gümrük geçişlerinde tek pencere sisteminin önemini vurgularken, ticaretin ve üretimin yönünün doğuya kaydığını belirterek“ Mevcut taşımacılık ve lojistikle ilgili uluslararası federasyonların yanı sıra hedefimiz doğuya doğru bölgesel yeni bir birlikteliğe öncülük etmektir ”diye konuştu.
“Anıtkabir’i ziyaret ettik”
LojiDer sektörde yeni bir sivil toplum kuruluşu, Genel Kurul sonrası nasıl bir ivme yakaladınız?
LojiDer genel kurul sonrası oldukça güzel bir ivme yakaladı. Genel Kurulumuzu 204 üyeyle yapmıştık. Şu an 270’lere geldik. Üye sayımız her geçen gün artıyor, bu da bizi mutlu ediyor. Biz lojistiği bir bütüncül bakış açısıyla ele almak istediğimizi özellikle ifade etmiştik ve üye profilimiz de bu hedefimizi paralelinde artıyor. İlk genişletilmiş yönetim kurulu toplantımızı Anıtkabir ziyaretimiz sonrası Ankara’da yaptık.
İkinci yönetim kurulu toplantımıza Nisan ayında İzmir’de gerçekleştireceğiz. Sonra sırada Mersin ve Gaziantep var. Bu toplantılarımız öncesinde üyelerimiz ile tanışma imkanımız oluyor ve sohbetlerimiz esnasında attığımız bu adımın ne kadar da değerli olduğuna şahit oluyoruz. Sektörümüzdeki diğer sivil toplum kuruluşları ile iş birliği içerisinde güzel projelere sektör adına birlikte imza atacağımıza inanıyorum.
LojiDer üyelerine farklı ne sunacak?
Dalgalı seyreden ticaret hacminden bütün lojistik hizmet sağlayıcılar etkileniyorlar. Atıl duran ekipmanların değerlendirilmesinden tutun, ithalat-ihracat taşımalarında yaşanan sorunlara kadar bir dizi problem bizi doğrudan etkiliyor. Sektör olarak hedefimiz ticaretin dalgalanma süreçlerinden daha az etkilenecek yapılar kurgulamak olmalı.
Bu yapıları kurgularken ortak akılla hareket edeceğimiz bir sistem oluşturmalıyız. Üyelerimizin kendi aralarında işbirliklerini artırarak bu süreçlerden daha az etkilenmesini sağlamak bizim önemli hedeflerimizden biri. Web sayfamızda sadece üyelerimizin giriş yapabileceği ve bir algoritma ile üyelerimizin kendi aralarında iş yapabileceği bir yazılım üzerine çalışmamız devam ediyor.
“Denetlenme istenilen düzeyde değil”
Sektörde haksız rekabet doğuran faktörleri nerde görüyorsunuz?
Yetki belgesi maliyetleri, yetki belgesi alabilmek için personelin sahip olması gereken yönetici belgeleri çok yüksek maliyetler. İşini kanun ve yönetmeliklere uygun yapan bir üyemizin bunlara uygun hareket etmeyenlerle rekabet etme şansı kalmıyor.
Haksız rekabetin önlenmesi etkin bir denetim mekanizması ile mümkün. Denetlenme ne yazık ki istediğimiz düzeyde değil. Günümüzde ticaret e-fatura, e-arşiv gayet net bir şekilde ve herkes tarafından kullanılabilecek şekilde uygulanırken, lojistik sektöründeki yetki belgelerinin mevcut e-fatura sistemiyle ilişkilendirilmesi bu haksız rekabet ortamını tamamen ortadan kaldırır. Aynı zamanda belgesiz firmaların iş yapmasını engeller.
Sınır kapılarında beklemeler ile ilgili sektörün yakınmaları var, bu konuda değerlendirmeniz nedir?
Sınır kapısı dediğimiz olay tek taraflı bir yer değil. Kapının bir tarafında biz varsak diğer tarafında bir başka ülke var. Sınır geçişine bu gözle bakan bir devlet politikasına ihtiyacı var sektörümüzün. Kapıların genişletilmesi ve prosedürlerin hızlandırılması kuşkusuz önemli adımlar. Gürbülak’ta ya da Kapıkule’de ya da Sarp sınır kapısında ülkenin ihraç mallarını taşıyan arabaların kaybettiği her bir saat ülkemiz için çok değerli.
Araçların, ekipmanların, konteynerlerin nerede olursa olsun beklemesi bir fabrikada üretimin durması ve hiç üretim yapılamaması ile aynı durum. Sayıları binlerin üzerinde ifade edilen ekipmanı olan firmalarımız, üyelerimiz var. Lojistik sektörünün yapmış olduğu yatırımlar küçük, orta ve büyük ölçekli bir fabrika yatırımına eşit. Atıl yatırımın her biri ülkemiz için kaynak israfı anlamına geliyor. LojiDer olarak önümüzdeki süreçte bu farkındalığı tüm paydaşlarımız düzeyinde artırmayı hedefliyoruz.
Karayolu gümrük sınır kapılarına yönelik çözüm öneriniz nedir?
Uluslararası karayolu taşıması yapan araçlarımız, hem çıkış hem de giriş kapısında işleme tabi tutuluyor. Tek çözüm bizce tek pencere sistemine geçiş. Bu çok kolay gerçekleşecek bir şey değil, ama çözüm orada. Sadece sizin değil karşı tarafın da aynı bakış açısına sahip olması gerekiyor.
Tek bir kapıda giriş çıkış işlemlerinin yapılması herkesin menfaatine ve “daha yeşil dünya” hedefine çok uygun. Yük dediğimiz emtia buradan gönderenin olduğu kadar o yükü bekleyenin de ürünü durumunda. İki tarafın malı olan bu ürünü en hızlı şekilde götürüp teslim etmek ortak hedef olmalı. Bugün bunu hayata geçirebilecek teknolojiye de risk yönetimine de sahibiz. Tek gereken tarafların bu yöndeki iradeyi göstermesi.
Türkiye’nin lojistikte yönü neresi olmalı?
Ülkemizin dış ticaretinde Avrupa ülkeleri en yüksek paya sahip. Dört ana taşıma modu ile aktif ve etkili bağlantımızın olduğu bu coğrafyada alternatif ve çevre dostu ve yeşil lojistik sistemleri kurgulamak ve hayata geçirmek ve taşımacılıktan aldığı payı artırmak önceliğimiz olmalı. Güneş doğudan doğuyor.
Bu nedenle Türkiye ile Çin arasındaki güzergah üzerinde yer alan tüm ülkelerle ticaret hacmini arttıracak, kolaylaştıracak, hızlandıracak projelere, birlikteliklere, oluşumlara öncülük etmemiz ve destek olmamız gerekiyor. Afrika dünyanın yeni hedef coğrafyası. Afrika kıtasında oyun yeniden kurulurken bizim de lojistik sektörü olarak bu coğrafyada kendimize yer edinmemiz şart.
İklim değişikliği nedeniyle eriyen buzullar Asya’nın kuzeyindeki deniz rotalarını kullanılabilir hale getirecek. Buna yönelik işbirlikleri, yatırımlar ve hedeflerimiz olmalı. Dünya her geçen gün küçülüyor. İnsanoğlu daha da uzağa gitmeye çalışıyor. Uzay lojistiğinde söz sahibi olacak gençlerimizin, geleceğin yöneticilerinin yetişeceği eğitim politikasını acilen hayata geçirecek adımlar atmamız gerekiyor. Hızla geçen zaman, biz lojistik hizmet sağlayıcılardan da hızlı olmamızı bekliyor.
Avrupa Lojistik Derneği ELA üyeliğimiz önemli
LojiDer olarak ELA’ya üye oldunuz, bunun nasıl bir etkisi olabilir?
LojiDer olarak Genel Kurul öncesinde European Logistics Association’ın (ELA) üyesi olduk. Avrupa Lojistik Derneği, ELA, 40 yıllık bir oluşum ve 40 yıldır faaliyette olan Avrupa’daki bu derneğe Türkiye’den ilk kez LojiDer üye oldu. Bunu çok önemsiyoruz. 27-29 Mart’ta, Slovenya’da ELA’nın düzenlediği uluslararası kongreye LojiDer olarak katılacağız. ELA Yönetim Kurulu ile değerlendirmelerimiz olacak. Uluslararası projelerimize ELA’nın desteğini talep edeceğiz.