İş dünyası karardan memnun değil

Merkez Bankası'nın zamanlamasını eleştiren iş dünyası, müdahalede geç kalındığı görüşünde

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

İSTANBUL - Merkez Bankası'nın faizleri artırması piyasaları rahatlırken, reel sektör aktörlerini pek de memnun etmedi. Merkez Bankası'nın zamanlamasını eleştiren iş dünyası, müdahalede geç kalındığı görüşünde birleşti...

İSO Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan:
iso_baskani_erdal_bahcivan.jpgBedeli sanayici ödeyecek

Merkez Bankası'nın dün gece yarısı aldığı faiz artırma kararını değerlendiren İstanbul Sanayi Odası (İSO) Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan, doğru zamanda doğru ve cesur kararlar alınamadığını belirterek, "Merkez Bankası'nın bugün aldığı kararlarla bir güven ve itibar kaybına uğradığı görülüyor" dedi.

Bahçıvan, "Her zaman güvendiğimiz ve güvenimizi korumak istediğimiz Merkez Bankası'nın, bir hafta içinde birbirinden son derece farklı kararlar almasını düşündürücü buluyoruz.

Merkez Bankası'nın bugün aldığı kararlarla bir güven ve itibar kaybına uğradığı görülüyor. Merkez Bankası'nın doğru zamanda doğru işler yaparak, güvenini ve itibarını koruması gerektiğini hatırlatmak istiyoruz. Ekonomik gerçekler, doğru zamanda doğru ve cesur kararlar vermenin ne kadar önemli olduğunu bir kere daha göstermiştir.

Ekonomide bugün gelinen nokta, biz sanayicilerin her platformda söylediklerimizin ne kadar haklı gerçeklere dayandığını göstermektedir; sanayiyi, üretimi öne almayan bir büyüme modelinin sürdürülebilir olmadığı, alınan bu kararlarla ortaya çıkmıştır.

İşte görüyoruz; son yıllarda ağırlıklı olarak dış borçlanmaya dayalı büyüdük. Cari açık verdik. Dış kaynak, yani döviz bitti. Döviz ihtiyacı doğdu ve sorunlar başladı. Kısacası Türkiye'nin temel sorunu; sanayi üretiminden kaynaklanan bir üretim modelinin oluşturulmamasıdır. Türkiye, artık kaynağını sanayiden ve üretimden alan bir büyüme modeli ile ilgili yapısal reformları gerçekleştirme noktasındadır.

Belki bu kararlar, reel sektör açısından bir fiyat istikrarı sağlayacak. Fakat Türkiye reel ekonomisi, kesinlikle yılın ilk döneminde sanayi büyümesinden, üretim büyümesinden, istihdam büyümesinden ve yatırım büyümesinden fedakarlık yaparak bu dönemi götürecek. Bu da Türkiye ekonomisinin bu yılki büyümesine totalde negatif etki yapacaktır" dedi.

buyukeksi.jpgTİM Başkanı Mehmet Büyükekşi:

Faiz artırımı kararı almasının kaçınılmazdı

Faiz kararına ilişkin açıklamada bulunan Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı Mehmet Büyükekşi, 58 bin ihracatçıyı temsil eden Türkiye İhracatçılar Meclisi olarak, bugüne kadar her fırsatta dengeli, istikrarlı ve öngörülebilir bir kur seviyesinin, sürdürülebilir ihracat artışı için büyük önem taşıdığını defalarca vurguladıklarını söyledi. 

Büyükekşi, Fed'in parasal genişlemeyi bitirme konusunda adımlar atmasıyla birlikte, başta tüm gelişmekte olan ülkeler olmak üzere tüm dünyada önemli çalkantılar yaşanmaya başladığına dikkati çekerek, "Bunun sonucunda da gelişmekte olan ülke paralarının değer kaybettiğini gözlemledik. Geldiğimiz noktada Merkez Bankası'nın faiz artırımı kararı almasının kaçınılmaz olduğu ortaya çıktı. Faiz artışı ile birlikte kurların ve piyasaların daha dengeli ve istikrarlı olmasının yolunun açıldığını düşünüyoruz" " ifadelerini kullandı. 

Fed'in başlattığı bu çalkantılı ortam ve ülkedeki seçimler dolayısıyla dalgalanmanın altı ay kadar devam etmesinin beklendiğini belirten Büyükekşi, şunları kaydetti: 

"Bu süreçte Merkez Bankası'nın döviz piyasalarındaki dalga seviyesini azaltıcı önlemler almaya devam etmesini ve tüm gelişmekte olan piyasaların tekrar fiyatlandığı bu dönemde Merkez Bankası'nın daha zamanında, daha proaktif adımlar atmayı sürdürmesini bekliyoruz. Son gelişmeler, faizleri yükseltmenin de tek başına sosyoekonomik ve sosyopolitik çalkantılara çare olamayacağını göstermektedir. İşte bu yüzden son yıllarda Türkiye ekonomisinin başarısının en büyük sebebi olan ekonomik istikrarın korunması için hepimizin gereken çabayı göstermesi gerektiğine inanıyoruz. Spekülatif hareketlerden ve açıklamalardan orta ve uzun vadede ekonomiye bir fayda gelmeyeceğini düşünüyoruz."  

İHKİB Başkanı Hikmet Tanrıverdi:
ihkib_baskani_-hikmet_tanriverdi.jpgFaturayı üretici KOBİ'ler ödeyecek

"Merkez Bankası yaptığı bu müdahaleyi değişik enstrümanlarla karalı bir şekilde aralık ayında uygulasaydı sorun bu kadar kronikleşmezdi" diyen İstanbul Hazırgiyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği (İHKİB) Başkanı Hikmet Tanrıverdi de, "Şimdi tüm dengeleri bozan kurla bu sorunu çözmeye çalışıyor" diye konuştu.

Tanrıverdi şöyle devam etti: Aslında bugün geldiğimiz noktada finans piyasalarının istediği oldu. Ancak bunun da yaraya ne kadar melhem olacağı belli değil. Merkez Bankası kendini büyük oyuncuların eline bıraktı. Bundan sonra maalesef büyük oyuncular ne isterse onu yapmak zorunda olacak. Bu sene zor geçecek.

Öte yandan Merkez Bankası 1 hafta önce yani 21 Ocak'ta yaptığı toplantıda müdahalede bulunsaydı Türkiye ekonomisinin ödediği fatura bu kadar ağır olmazdı.

Faiz oranları beklentilerin çok üzerinde yükseldi. Merkez Bankası'nın faizi 10-12 olursa KOBİ'lerin kullandığı faiz 20'nin üzerinde olur. Bir yandan yüksek faiz, öte yandan yüksek kur reel sektörü ciddi sıkıntıya sokacak. Faiz maliyeti ciddi oranda artacak olan üretici KOBİ'leri zor günler bekliyor. Biliyoruz ki ekonomi yönetimi sadece Merkez Bankası’ndan ibaret değil. Bu nedenle hükümetten sağduyuyla hareket edip, özellikle üretici firmaları koruyacak kararları almasını bekliyoruz.

İTHİB Başkanı İsmail Gülle:
İhracat hedefini tutturmak artık başarı olur

[PAGE]

İTHİB Başkanı İsmail Gülle:
ismail_gulle.jpgİhracat hedefini tutturmak artık başarı olur

Merkez Bankası’nın faiz artırma kararını değerlendiren İstanbul Tekstil ve Hammaddeleri İhracatçıları Birliği (İTHİB) Yönetim Kurulu Başkanı İsmail Gülle, yüksek faizin ve döviz kurlarındaki oynaklığın bedelini reel sektörün ödediğini söyledi.

İTHİB Yönetim Kurulu Başkanı İsmail Gülle’nin açıklaması şöyle:

"Merkez Bankası, faiz konusunda baskı altında tutuldu. Faiz silahını erteleyen Merkez Bankası, beklenenin üstünde bir faiz artırımı yaptı. Merkez Bankası’nın reel kesim için daha cesur kararlar alması gerekiyordu. Gelinen noktada, hem yüksek faizin hem de döviz kurlarındaki oynaklığın bedelini reel kesim ödüyor. Mevcut şartlarda orta vadede ihracat hedeflerini tutturmak, artık büyük başarı olur. Merkez Bankası başkanlarının, uzun süre baskı altında tuttuğu TL’ye, en ufak kırılganlıkta kontrolsüz şekilde aşırı değer kazandırma politikasından vazgeçmesi gerekiyor. Her sene enflasyon oranında kur artışı yaşatması gerekiyor ki, kurlarda büyük ölçüde oynama olmasın, TL’nin imajı zedelenmesin ve büyüme hedefleri değişmesin."

İstanbul Ticaret Borsası Başkanı Ali Kopuz:
istanbul_ticaret_borsasi_baskani_ali_kopuz.jpgFaiz artırımlarını toptan yaptı

Merkez Bankası’nın yaptığı yüksek oranlı faiz artırımını değerlendiren İstanbul Ticaret Borsası Ali Kopuz, "Merkez Bankası, kararlılığını bir kez daha net olarak gösterdi ve faizi önemli oranda artırdı. Bu faiz artırımı elbette reel sektörün kredi maliyetlerini artıracak, ama piyasalar da rahatladı. Merkez Bankası, bu kararın reel sektöre kredi maliyetleri olarak yansıyabilecek yönüyle oluşturacağı maliyetleri, kurların 2.5 lirayı bulmasından kaynaklanacak belirsizliğe ve moralsizliğe tercih etti" dedi.

Reel sektör olarak faizlerin artırılmasından hiçbir zaman memnun olamayacaklarına dikkati çeken Ali Kopuz, "Dünyada yaşanan ekonomik dalgalanmalar, yurtdışı ve yurtiçinden bulduğu siyasi destekle Merkez Bankası’nı büyük oranda bir faiz artırımına mecbur etti. Ama Merkez Bankası, son derece stratejik bir kararla, gelecek iki ayda meydana gelebilecek küresel ve yerel belirsizlikleri de hesaba kattı. Kanaatimce Şubat ve Mart aylarında yapabileceği faiz artırımlarını da toptan gerçekleştirdi. Piyasalara 30 Mart’ta yapılacak seçime kadar net bir yol haritası çizdi" diye konuştu.

Başkan Kopuz, yerel seçimler sonrasında Türkiye’nin siyasi ve ekonomik istikrarını teyit edeceğine, hatta güçlendireceğine inandığını dile getirerek, "Ben inanıyorum ki, seçimlerden sonra Merkez Bankası, bugün faiz artırımında gösterdiği kararlılığı, aynen o zaman da gösterecek ve faizleri aynı hızla düşürecek. Bizler reel sektör olarak hesaplarımızı buna göre yapmalıyız" dedi.

Faiz artırımı için söylenecek pek çok söz olduğunu belirten Ali Kopuz, "Küresel ekonomi, bugüne kadar hiç alışık olmadığı süreçleri yaşıyor. Dünya ekonomisi yeniden şekilleniyor ve küresel aktörlerin rollerinde çok, ama çok önemli değişiklikler yaşanıyor. Türkiye’nin ekonomik durumunu değerlendirirken, komşularımıza, ticaret yaptığımız ülkelere ve dünyaya bakmayı ihmal etmeyelim. Mukayese olmaksızın yapılacak değerlendirmelerden uzak duralım" şeklinde konuştu.

Nail Opak'ın Başkanlığını yaptığı MÜSİAD'tan faiz açıklaması:

MB, faizlerin arttırılması yönündeki baskılara direnemedi

[PAGE]

Nail Opak'ın Başkanlığını yaptığı MÜSİAD'tan faiz açıklaması:

nail_olpak.jpgMB, faizlerin arttırılması yönündeki baskılara direnemedi

Reel sektörün temsilcisi olarak, Türkiye ekonomisine güvenimizi her fırsatta dile getirerek, Gezi Olaylarından başlayarak, 17 Aralık soruşturmasına kadar uzanıp bugünlere gelinen süreçte, MB’nin faiz arttırımı üzerindeki baskıyı kırmaya çalıştık. TL’deki değer kaybı ile MB üzerinde son günlerde artan faiz baskısını, elindeki alternatif araçlarla giderebileceğine yönelik görüşlerimizi belirtmiştik. MB da, farklı zamanlardaki açıklamalarında, alternatif araçlar kullanılarak, öncelikle kur üzerindeki baskının bertaraf edilebileceğini dile getirilmişti.

Bugün gelinen noktada, MB, faizlerin arttırılması yönündeki baskılara direnemeyerek radikal bir kararla, faiz koridorunda ortalama 400 baz puan artışa gitti. Ülkemizin Makro ekonomik göstergeleri açısından olumsuz bir tablo olmamasına rağmen, son 9 aylık %4'lük büyüme ortalaması ve bu büyümede reel sektör yatırımlarının 3.cü çeyrek itibariyle artış göstermesine rağmen, bu radikal değişikliği doğru bulmuyoruz. Bu politika faizi artırımının, kredi faizlerine hemen aşırı şekilde yansıtılarak, iş adamları ve halkın üzerine haksız bir yük getirmesine engel olunmalıdır. Aksi takdirde, 2014 büyümesi üzerinde olumsuz etki oluşturacaktır. Umarız ülkemiz tekrar, yüksek faiz, düşük kur sarmalına girmez. Yine umarız, mümkün olan en kısa zamanda, bu faiz arttırımını geri alacak adımlar atılır. Bu aşamada, faiz artırımının işletmeler üzerindeki yükünü hafifletmesi için, hükümet, KOBİ’leri destekleyecek, istihdamı, yatırımları ve dolayısıyla büyümeyi artıracak ek tedbirleri acilen almalıdır.

Bu ülkenin gelişmesi için çalışan herkes, özellikle de olayların buraya gelmesine şu veya bu şekilde sebep olanlar, ellerini vicdanlarına koyarak, gelinen aşamadan kimlerin mutlu olduğuna, bu bedeli millet öderken kimlerin hesabına ödeme yapıldığına kafa yormalı, bu vebalin altında mahşeri vicdanda verilecek hesabı unutmamalıdır.

Tüm bunlara rağmen, işadamları olarak, ülkemizin ekonomisine güvenimizi sürdürdüğümüzü belirtmek istiyoruz. 

TGSD Başkanı Cem Negrin:

tgsd_baskani_cem_negrin.jpgUmarız MB, kurdaki hızlı iniş çıkışın engellenmesi gerektiğini fark etmiştir

Merkez Bankası’nın, dövizin böylesine hızlı iniş çıkışlarını engelleyecek düzenli ve ince ayarlara ihtiyacımız olduğunun farkına vardığını umut ediyoruz.

Geride kalan 1 ay içinde ürün satan hazır giyim ihracatçıları şayet forward yapmadılarsa ciddi zarar ettiler demektir. Zaten global rekabet ortamında son derece düşük karlılıkla çalışan ihracatçının kazancı da kur belirsizliğine giderse, kaybeden Türkiye olur. Bunun iyi bilinmesi gerektiğine inanıyorum.

Kurdaki yüksek oranlı iniş çıkışlar, sırasıyla ihracatçıya da ithalatçıya da zarar verir. Başta Merkez Bankası olmak üzere ekonomi yönetiminin tüm aktörlerinin bu bakış açısıyla hareket etmesi çok daha yararlı olur.

Ege Bölgesi Sanayi Odası Meclis Başkanı Salih Esen:

Merkez Bankası Fed'den gelecek kararı düşünerek kendini garantiye aldı

[PAGE]

Ege Bölgesi Sanayi Odası Meclis Başkanı Salih Esen:

salih_esen.jpgMerkez Bankası Fed'den gelecek kararı düşünerek kendini garantiye aldı

Bu kadar yüksek bir artış beklemiyorduk ama Merkez Bankası mantıklı olanı yaptı. FED’den gelecek kararı da göz önüne alarak kendini garantiye aldı. 

Yarın (bugün) FED’in alacağı karar da Türkiye’yi etkileyecek. Önemli olan karara piyasanın nasıl bir tepki vereceği.

Bunu da önümüzdeki günlerde göreceğiz. Gönül isterdi ki bu artık bir anda bu kadar yüksek yapılacağına, piyasanın ihtiyacı olduğu kadar, piyasanın ihtiyacı olduğu zamanda yapılsın. Umarım süreç bundan sonra daha doğru yürütülür.

UİB Koordinatör Başkanı Orhan Gençoğlu:

Biz önümüzü görmek istiyoruz

uib_koordinator_bsk_umsmib_baskani_orhan_gencoglu.jpg

İhracatçıların istikrarlı bir kur politikası beklentisi içinde olduğunu vurgulayan Uludağ İhracatçı Birlikleri (UİB) Koordinatör Başkanı Orhan Gençoğlu şunları söyledi: Bizim istediğimiz istikrarlı kur. Bunun için ne gerekiyorsa yapılması gerekiyor. Faiz artırımıysa faiz artırımı, faiz indirimiyse faiz indirimi yapılmalı. Böyle 1 ay, 15 gün içinde yüzde 10 artmış ya da düşmüş döviz istemiyoruz. Yalnızca ihracat tarafını düşünmememiz gerekiyor. Hep söylediğimiz gibi dövizin çok yukarılara gelip, birden ani yüksek faiz artışıyla aşağılara inmesi de ihracatçılara zor anlar yaşatıyor. Paranın başındaki kişiler her halde Türkiye ekonomisini çok daha iyi görüyorlar. İhracatçı açısından sepet kurun 2.50'leri geçmemesi lazım. Dolarda da 2 en fazla 2.10 civarında olmalıdır. Geçtiğimiz yıllarda enflasyona bağlı olarak istikrarlı bir kur artışı olmuş olsaydı bugünlere gelmemiş olacaktık. Ani çıkışın ihracatçılar için sevinilecek bir tarafı yok. Biz önümüzü görmek istiyoruz. Birilerinin 3-5 ay sonraki döviz kurunun nerede olacağını bize söylemesi gerekiyor. Merkez Bankası'nın bunu istikrarlı bir şekilde yapması lazım. Ani iniş çıkışların kimseye bir faydası yok. 10 gün önce yurtdışına mal satmak isteyen bir kişi o günkü tahminine göre bugün zarar ediyor.

Şahinler Holding Yönetim Kurulu Başkanı Kemal Şahin:
 
sahinler_holding-_ykb_kemal_sahin.jpgSiyasi gerilim ve FED atakları durmadıkça MB’nin hamleleri dövizi baskı altına alamayacak
 
TL’nin değer kaybedip kurların yükseldiği bir ortamda Merkez bankası faiz silahını çekmedi.

Bunun üzerine Türkiye’de tartışılmakta olan paralel devlet, yargı sorunları ve 17 Aralık olaylarıyla Türkiye dış piyasada krize giriyor gibi algılandı.

Dövizin önü kesilemez oldu. Eğer dövizin yükselmesi belli bir noktada durdurulup faizler de düşük tutulabilseydi; bu ikisi  ithalatı frenleyecek ve ihracatı teşvik edecek bir olgu olarak karşımıza çıkardı. Ama elbette dövizin çok ileri noktalara gitmesi bazı dengeleri bozacak ve döviz geliri olmayan kurumları aşırı rahatsız edecekti.
 
Neticede Merkez bankası hiç beklenmedik bir hamle yaparak faizleri 5 puan birden yükseltti. Bu şekilde kurlar bir derece durdurulabilir.

Siyasi gerilimin ya da FED’in ataklarının durmadığı sürece bu hamlelerin dövizi aşırı bir baskı altına alacağını sanmıyorum.

Sadece radikal artışları engelleyebilir. Merkez Bankası’nın faizleri yükseltmesi reel sektörü ciddi anlamda etkileyecek.

Özellikle inşaat sektörü gibi krediye dayalı büyüyen sektörlerde küçülme olacaktır. Bu bütçeyi ve istihdamı da etkileyecektir.

Şimdi sırf dövizin değil faizin de tahribatıyla karşı karşıya kalırsak ekonominin dengesi tekrar bozulacaktır. Ancak sağlam temeller üzerine kurulu olan Türkiye, seçim öncesinde yaşadığı karışıklıkları kısa sürede atlatacak ve gerçek bir hukuk devleti olduğunu tüm dünyaya göstererek bu sorunlar aşılacaktır.

TUGİAD Bursa Şube Başkanı Baran Çelik:

Seçimlere endeksli bir ekonomi yaşıyoruz

[PAGE]

TUGİAD Bursa Şube Başkanı Baran Çelik:
tugiad_bursa_sube_baskani_baran_celik.jpgSeçimlere endeksli bir ekonomi yaşıyoruz

Türkiye'nin istikrarsız bir süreçten geçtiğini kaydeden TUGİAD Bursa Şube Başkanı ve Faik Çelik Holding CEO'su Baran Çelik de "İstikrar önemli. İstikrarsız bir süreçten geçiyoruz. Dolardaki bu fiyat hareketleri çok sağlıklı değil. Bunu önlemek amacıyla belki biraz geç kalınmış bir hareket oldu. Umarım fiyat istikrarını oluşturur. Lokal hareketler olabilir ama bir iki ay içinde döviz stabilize olacaktır. Özellikle de seçimlerden dolayı. Seçimlere endeksli bir ekonomi yaşıyoruz. Döviz kurlarının artışı ve ani düşüşü fiyatlamalar açısından sanayicilere zor zamanlar yaşatacak" dedi.

Şahin Pamuk Enerji A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Burhan Cahit Bingöl

sahin_pamuk_enerji_a.s._yonetim_kurulu_baskani_burhan_cahit_bingol.jpgMerkez Bankası ekonominin gereğini yerine getirdi

Merkez Bankası’nın (MB) faizleri artırma kararı daha yeni.

Bankaların sanayiciye nasıl yaklaşacağını görmekte fayda var.

Bence MB ekonominin gereğini yerine getirdi. Aslında daha önce alınması gereken bir karardı ama artış beklediğimden yüksek oldu.

Bu kararın etkileri 1 ay içinde görülür.

Gaziantep Ticaret Odası (GTO) Başkanı Eyüp Bartık:

Önemli olan istikrar

[PAGE]

eyupbartik.jpgGaziantep Ticaret Odası (GTO) Başkanı Eyüp Bartık:

Önemli olan istikrar

Merkez Bankası’nın aldığı kararların yatırım anlamında kısa vadede mutlaka etkisi olacaktır. Ancak uzun vadede bu olumsuz etkinin ortadan kalkacağını düşünüyorum.

Amerika Merkez Bankası’nın para politikalarını sıkılaştırma kararından sonra para çıkışı başlamıştı. MB dövize müdahale ile bunun geçiştirileceğini düşündü ama en sonunda faiz artışına karar verdi.

İş dünyası yükseliş ve düşüşlerle çok fazla alakadar değil, iş dünyası için önemli olan istikrardır. Sonuçta Türk insanı her şeye hızlı bir şekilde adapte oluyor.

Gaziantep Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Adil Sani Konukoğlu:

Önemli olan kurda istikraradilkonukoglu.jpg

Merkez Bankası,  dün gece olağanüstü Para Politikası Kurulu Toplantısı’nda piyasanın beklentileri doğrultusunda faiz artırımına gitti. Şu anda yapılması gereken buydu, ancak faiz oranlarında yapılması gerekenin üzerinde ciddi bir artış oldu. Faiz koridorunu 8-12 bandına yükseltti. Bunun ilk etkilerini,  dün geceden beri görüyoruz. Dolar ve euroda gerileme var.

Merkez Bankası, enflasyon ve fiyat istikrarı konusunda kararlılığını gösterdi. Belki bu karar, reel sektör açısından bir fiyat istikrarı sağlayacaktır. Fakat öte yandan, önümüzdeki dönemde faiz artırımının ekonomiye etkilerini konuşuyor olacağız. 

Faizin yükselmesi, büyümeyi yavaşlatıcı bir etki yapacaktır. Türkiye’de bu yıl hedeflenen enflasyon ve büyüme oranları değişiklik gösterecektir. Ama bunun telafi edilmesi için, ikinci çeyrekte ve üçüncü çeyrekte faizlerin eski seviyelerine doğru gelmesi gerekir. 
Bu faiz oranlarıyla birlikte, döviz kurunun daha da aşağı gideceği doğrultusunda izlenimler var. Önemli olan kurda istikrarın olmasıdır. Bu şekilde iniş-çıkışlar, reel sektörü olumsuz etkiler. Bundan dolayıdır ki, kurun belli seviyelerde kalıp istikrarlı hareket etmesi önemlidir. Bu seviyeyi de piyasa belirleyecektir. İhracatçılarımız hesaplarını ileriye dönük yaparken, mutlaka finansman enstrümanlarını kullanmaları gerekir.