'Önce ekonomi, aptal!'

Hakan GÜLDAĞ
Hakan GÜLDAĞ hakan.guldag@dunya.com

Seçim sonuçları gazetelerin manşetlerinde: 

Yine Erdoğan… (Hürriyet)

Alt manşet Başbakan'ın balkon konuşmasındaki 'birlik, beraberlik' çağrılarına gönderme yapıyor:

Hesap değil helalleşme…

Yüzde 50 oyla istikrara güçlü destek… (Zaman)

Menderes'in rekorunu kırdı… (Milliyet)

Alt başlık yine balkon konuşmasından:

Kemal Bey'in kapısını çalacağım…

Türkiye Onu Seviyor… (HaberTürk)

Üçüncü AKP dönemi… (Cumhuriyet)

Başbakan Erdoğan'ın kendi ilk iki iktidar dönemini "çıraklık ve kalfalık" olarak tanımladıktan sonra 12 Haziran Seçimleri'nde "ustalık" dönemi için oy istemesi, gazetelerimizin pek çoğuna ilham vermiş:  

Haydi Usta… (Sabah)

Ustaya İcazet… (Bugün)

Usta'ya Evet… (Akit)

Ustanın Zaferi… (Yeni Şafak)

Hayırlı Olsun Usta! (Türkiye)

Bir ustalı başlık daha:

Sandığın Ustası… (Radikal)

Bir tarafa vurgulu başlık:

Halk Ergenekon'u İstemiyor… (Taraf)

Uzaktan tebrik:

Hayırlısı olsun (Milli Gazete)

Seçim şarkısına atıf:

Rekorla 'Bi Daha'… (Vatan)

Çok sevinmiş:

Zafer…  (Star)

Durum tespiti:

Ak Parti Ezdi Geçti… (Posta)

Alt başlık balkon konuşmasından:

'Vurmaya değil, sevmeye geldik'

Ak Parti'nin logosundaki renge atıfla:

Turuncu Devrim… (Akşam)

Kızmış muhalif:

Padişah ++++++

Alaycı muhalif:

'Yaptıklarımız Yapacaklarımızın Teminatıdır'… (Birgün)

Pazar günkü genel seçimlere dünya basını da geniş yer verdi…

'Dünya manşetlerini Türkiye seçimleri belirledi' demek yanlış olmaz…

Özellikle dünyanın etkin gazetelerinin internet sitelerinin pazar akşamki ve dünkü manşetleri Türkiye'ydi…

Amerikan New York Times:

"Başbakan Erdoğan'ın partisi seçimleri 3'üncü kez kazandı… "

Sadece Amerika'nın değil, dünya çapında etkili ekonomi ve iş gazetesi Wall Street Journal:

"Zafer kazandı ancak…"

İngiliz gazetelerine bakalım…

Times:

"Türkiye'de iktidar değişmedi, basın özgürlüğü endişeleri de"

Seçim sonuçlarını sabah baskısına yetiştiren Financial Times:

"Erdoğan üçüncü dönemi garantiledi"

Fransız gazetelerinin yaklaşımları iki uçta:

Liberation gazetesi:

"Erdoğan, Yeni Sultan"

Le Figaro:

Türkiye'de Modernleşmenin Zaferi Erdoğan…

İspanya'nın en yüksek tirajlı gazetesi El Pais:

"Ilımlı İslamcı Erdoğan, Türkiye'de Yeniden Zafer Kazanıyor"

'Solcu' El Pais Türkiye seçimlerine iki sayfa ayırmış…

Yorumunda şu tespitte bulunuyor:

"Erdoğan, İslam'ın ve demokrasinin birlikte olabileceğini gösterdi ve Türkiye'yi genç Araplar için bir referans yaptı…"

'Merkez sağ' görüşlü El Mundo:

"Erdoğan seçimleri kazansa da anayasayı değiştirmek için mutlak çoğunluğa ulaşamadı"

Gazete, iç sayfasındaki habere koyduğu başlığı da ön sayfayı güçlendirmek için kullanmış:

"Sultan ezip geçti ama tek başına hükümdarlık edemeyecek…"

Yorum bölümü biraz daha farklı:

"Halkıyla iletişim kurmasını bilen imparator"

İtalyan basını da geri durmadı…

La Stampa:

"Erdoğan seçimi kazandı ancak…"

La Repubblica  yorumunda:

"Muhalefet için iyi…"

DÜNYA haberi nasıl verdi?

"Herkese eşit mesafede durma" ilkemiz birinci sayfamıza da yansıdı…

Gazetenizin seçim sonuçlarını duyurduğu başlığı yorumsuzdu:

"3. AK Parti dönemi"

Her zaman olduğu gibi…

Tarafsız ve bağımsız…

Seçim öncesinde de tavrımız oydu…

Türkiye'de gündemi iyiden iyiye siyasetin belirlediği seçime bir hafta kala yayımlamaya başladığımız Seçim 2011 gazetesinde de…

Seçim 2011 özel çalışmamızda, 5 gün boyunca ekonomi ağırlıklı konularda partilerin vaatlerini inceledik…

Tüm partilerin…

Ve hepsine eşit yer vererek…

Yerli ya da yabancı…

Yanlı ya da yansız…

Amerika'dan Japonya'ya…

Hemen tüm basının üzerinde fikir birliği ettiği nokta, Ak Parti'nin son seçimlerde elde ettiği başarı…

Amerika'dan Japonya'ya…

Japonya derken şaka yaptığımı sanmayın…

Japonya'nın milyonlarla satan Chunichi Shimbun gazetesi, 12 Haziran seçimlerini; "İktidar partisinin büyük zaferi" olarak değerlendiriyor…

Peki, bu başarının nedeni ne?

Dün aynı soruyu bana, TRT'de sabahları başarıyla yürüttüğü Ekonomi Ajandası programında Seda Akbay sordu…

Ve ekledi:

"Ak Parti'nin bu sonucu elde etmesinde sizce ekonominin payı nedir?"

Şöyle bir düşündüm…

Neden bilmem, Amerikan Başkanı Clinton'un sözü geldi aklıma…

Ekranda da söyledim, cümlenin son bölümü meclisten dışarı:

"Önce ekonomi, aptal…"

Aslında, söz Clinton'ın değil…

Clinton'un 1992 yılında George H. W. Bush'a karşı yürüttüğü başarılı seçim kampanyasının stratejisini çizen James Carville'in…

Carville bu sözü, Soğuk Savaş'ı sona erdirmesi ve birinci Körfez Savaşı da dahil dış politikadaki başarılarıyla popülerliği iyice artmış ve kolay kolay yenilmeyeceği öngörülen fakat ekonomiye fazla ilgi göstermeyen Bush karşısında, en önemli üç slogandan biri haline getirmiş…

Ve hiç unutulmaması için Bill Clinton'un, Little Rock'daki kampanya merkezindeki duvarına asmış…

Bakıp, bakıp hatırlansın diye…

"The economy, stupid"

Veya daha sonra Amerikan politikasında sık rastlandığı gibi bir kalıp haline getirildiği şekliyle:

"It's the economy, stupid"…

Erdoğan'ın seçim başarısında daha başka nedenler yok mudur?

Mutlaka vardır…

Kimisi askeri vesayet meselesini gündeme getirecektir…

Kimi Başbakan'ın otoriter söylemlerinin toplum üzerindeki etkilerinden dem vuracaktır…

Eminim, Ak Parti'nin başarısını, "Haydi, bir daha" nakaratıyla popülerleşen seçim şarkısının etkisine bağlayanlar da olacaktır…

Hepsi analize ihtiyaç gösteren argümanlar…

Ama bu başarıda ekonominin payı olmadığını kimse iddia edemez…

Neyse, bugünlük bu kadar siyaset yeter…

Biliyorsunuz, gazeteniz DÜNYA, "Politik gelişmeleri, ekonomik hayatı etkiledikleri ölçüde izler ve gerekiyorsa yorumları ile birlikte verir"…

Yayın ilkemiz bu!

Ayrıca yarın abonelerimize özel hazırladığımız "Seçim 2011" özel ekimizde, DÜNYA yazarlarından siyasi partilerin yetkililerine 12 Haziran seçimlerine ilişkin pek çok değerlendirme bulacaksınız…

Analiz ve yorumlar da…

Ama bugünkü yazıyı eksik bırakmamak adına, izninizle Clinton'un seçim kampanyasına ilişkin hikayenin devamını getireyim…

Dedim ya…

Clinton'a, Bush karşısında seçim kazandıran kampanyasını sac ayağı gibi üç temel slogana dayanıyordu…

Birini öğrendik:

"The economy, stupid…"

Yani "Önce ekonomi, aptal…"

Bu, üç sac ayağından ortancasıydı…

Ya diğerleri?

İlk madde; "Change vs. more of the same"…

 "Değişim ya da aynı tas aynı hamam" diye çevirebiliriz…

Daha sonra Obama'yı başkan yapacak kampanyanın "Değişim" temalı sloganının öncülü adeta…

Ya sonuncusu?

"Don't forget health care"

Yani, "Sağlık sigortasını sakın unutma"

Bilmem, başka söze gerek var mı?

Sonucu kim bildi?

Nicedir, memleketin bir numaralı gündemi seçimdi…

Bitti…

Ama üzerine konuşma bitti mi?

Olur mu öyle şey…

Daha çok konuşuruz…

Bir konu da anketler…

Soru belli:

Kim en yakın tahmini yaptı?

İşte bazı araştırma şirketlerinin seçim öncesindeki öngörüleri:

A&G (%)

AK Parti: 49.3

CHP: 29.4

MHP:7.0-7.7

ANAR (%)

AK Parti: 49.5

CHP: 25.2

MHP: 11.3

GENAR (%)

AK Parti 47.7

CHP: 26.2

MHP: 13.8

KONDA (%)

AK Parti: 46.5

CHP: 26.8

MHP: 10.8

METROPOLL (%)

AK Parti: 44-48

CHP: 26-28

MHP: 13.0

SONAR  (%)

AK Parti: 44-48

CHP: 24-28

MHP: 12-16

En doğruya kim yaklaşmış?

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar